Arapça:
وَنَادَوْا يَا مَالِكُ لِيَقْضِ عَلَيْنَا رَبُّكَ ۖ قَالَ إِنَّكُم مَّاكِثُونَ
Çeviriyazı:
venâdev yâ mâlikü liyaḳḍi `aleynâ rabbük. ḳâle inneküm mâkiŝûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar cehennem bekçisine: "Ey Mâlik! Rabbin artık bizi öldürsün." diye seslenirler. Mâlik de: "Siz böylece kalacaksınız." der.
Diyanet İşleri:
Cehennemde şöyle seslenilir: "Ey Nöbetçi! Rabbin hiç değilse canımızı alsın." Nöbetçi: "Siz böyle kalacaksınız" der.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve ey Malik diye bağıracaklar, yalvar Rabbine de öldürsün bizi; Malik, şüphe yok ki siz diyecek, ebedi olarak azaptasınız.
Şaban Piriş:
Ey Malik! Rabbin işimizi bitirsin, diye haykırırlar. O da: Siz, kalıcısınız! der.
Edip Yüksel:
"Ey Malik, artık Rabbin bizim işimizi bitirsin," diye seslenirler. O da, "Siz böyle kalacaksınız," der.
Ali Bulaç:
(Cehennem bekçisine:) "Ey Malik (bekçi), Rabbin bizim işimizi bitirsin" diye haykırdılar. O: "Gerçek şu ki siz, (burda) kalacak kimselersiniz" dedi.
Suat Yıldırım:
Cehennem bekçisine şöyle feryad ederler: “Malik! Ne olur, tükendik artık!Rabbin canımızı alsın, bitirsin işimizi!”O da: “Ölüp kurtulmak yok, ebedî kalacaksınız burada!” der. [87,11-13]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve nidâ ettiler ki: «Ey Mâlik! Rabbine dua et, bizim üzerimize (ölüm ile) hükmetsin.» (Mâlik de) Dedi ki: «Şüphe yok, siz kalıcılarsınız.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Şöyle seslenecekler: "Ey Mâlik! Rabbin işimizi bitirversin." O şöyle diyecek: "Bekleyeceksiniz!"
Bekir Sadak:
Birak onlari, kendilerine soz verilen gune kavusana kadar, dalsinlar, oynasinlar.
İbni Kesir:
Ey nöbetçi
Adem Uğur:
Ey Mâlik! Rabbin bizim işimizi bitirsin! diye seslenirler. Mâlik de: Siz böyle kalacaksınız! der.
İskender Ali Mihr:
Ve (mücrimler): “Ey malik (ey cehennem bekçisi)! Rabbin bizim üzerimize hüküm versin (bizi öldürsün).” diye seslendiler. (Malik): “Muhakkak ki siz, (bu azabın içinde) kalacak olanlarsınız.” dedi.
Celal Yıldırım:
Cehennem bekçisine : «Ey bekçi! Rabbin hükmünü verip işimizi bitiriversin (canımızı alsın)» diye seslenirler. Bekçi: «Hayır, siz burada (ölmeden) kalmaya mahkûmsunuz» der.
Tefhim ul Kuran:
(Cehennem bekçisine:) «Ey Malik (bekçi), Rabbin bizim işimizi bitirsin!» diye haykırdılar. O: «Gerçek şu ki siz, (burada) kalacak olanlarsınız.» dedi.
Fransızca:
et ils crieront : "ô Malik ! que ton Seigneur nous achève ! " Il dira : "En vérité, vous êtes pour y demeurer [éternellement]" !
İspanyolca:
Llamarán: «¡Malik! ¡Que tu Señor acabe con nosotros!» Él dirá: «¡Os quedaréis ahí!»
İtalyanca:
Urleranno: «O Mâlik, che ci finisca il tuo Signore!». Risponderà: «In verità siete qui per rimanervi».
Almanca:
Und sie riefen: "Malik! Laß deinen HERRN uns vernichten!" Er sagte: "Gewiß, ihr müsst bleiben."
Çince:
他们将喊叫说:马立克啊!请你的主处决我们吧!他说:你们必定要留在刑罚中。
Hollandaca:
Zij zullen luid roepen, zeggende: O Malek! treedt voor ons tusschen beiden, opdat uw Heer onze marteling door vernietiging doe eindigen. Hij zal antwoorden : Waarlijk, gij zult voor eeuwig hierin verblijven.
Rusça:
Они воззовут: "О Малик! Пусть твой Господь покончит с нами". Он скажет: "Вы останетесь здесь навечно".
Somalice:
Waxayna u dhawaaqi Maalig (Malaga Naarta) iyagoo dhihi Eebahaa ha nadilo markaasuu dhahaa idinku waas kuwaaraysaan (naarta).
Swahilice:
Nao watapiga kelele waseme: Ewe Malik! Na atufishe Mola wako Mlezi! Naye aseme: Hakika nyinyi mtakaa humo humo!
Uygurca:
ئۇلار (يەنى كۇففارلار) (دوزاخقا مۇئەككەل پەرىشتىگە): «ئى مالىك! پەرۋەردىگارىڭ بىزگە ئۆلۈم ھۆكۈم قىلسۇن» دەپ توۋلايدۇ. مالىك: «سىلەر ئازابتا چوقۇم قالىسىلەر» دەيدۇ
Japonca:
かれらは,「看守よ,あなたの主に頼んでわたしたちの始末を付けて下さい。」と叫ぶ。しかし,かれは(答えて),「あなたがたは,滞留していればよいのである。」と言う。
Arapça (Ürdün):
«ونادوا يا مالك» هو خازن النار «ليقض علينا ربك» ليمتنا «قال» بعد ألف سنة «إنكم ماكثون» مقيمون في العذاب دائماً.
Hintçe:
और (जहन्नुमी) पुकारेगें कि ऐ मालिक (दरोग़ा ए जहन्नुम कोई तरकीब करो) तुम्हारा परवरदिगार हमें मौत ही दे दे वह जवाब देगा कि तुमको इसी हाल में रहना है
Tayca:
และพวกเขาจะร้องเรียกขึ้นว่า โอ้มาลิก (ยามเฝ้าประตูนรก) โปรดให้พระเจ้าของท่านจัดการให้เราตายเสียเถิด เขา (มาลิก) จะกล่าวว่า แท้จริงส่วนมากของพวกเจ้าเป็นผู้พำนักอยู่ตลอดไป
İbranice:
ויקראו: 'הוי מאליק (שומר הגיהינום!) כי רק יביא לנו ריבונך את קיצנו.' אך הוא יענה להם: 'אתם נשארים כאן לעולם ועד
Hırvatça:
Oni će dozivati: "O Malik! Neka nas Gospodar tvoj dokrajči!", a on će reći: "Doista vi tu ostajete!"
Rumence:
Ei vor striga: “O, Malik! Domnul tău să ne izbăvească!” Malik le va spune: “Veţi sta acolo pe vecie!”
Transliteration:
Wanadaw ya maliku liyaqdi AAalayna rabbuka qala innakum makithoona
Türkçe:
Şöyle seslenecekler: "Ey Mâlik! Rabbin işimizi bitirversin." O şöyle diyecek: "Bekleyeceksiniz!"
Sahih International:
And they will call, "O Malik, let your Lord put an end to us!" He will say, "Indeed, you will remain."
İngilizce:
They will cry: "O Malik! would that thy Lord put an end to us!" He will say, "Nay, but ye shall abide!"
Azerbaycanca:
Onlar (Cəhənnəmin gözətçisi Malikə) müraciət edib deyəcəklər: “Ey Malik! Qoy Rəbbin bizi öldürsün (bu əzabdan qurtaraq)! O isə (min ildən sonra onlara): “Siz (həmişəlik burada) qalacaqsınız!” – deyə cavab verəcəkdir!
Süleyman Ateş:
(Cehennemin muhafızına): "Ey Malik, Rabbin bizim işimizi bitirsin, (bizi yok etsin, böyle yaşamaktansa ölmek daha iyidir)!" diye seslendiler. (Malik) "Siz kalacaksınız (hiçbir suretle buradan kurtuluş yok)." dedi.
Diyanet Vakfı:
Ey Malik! Rabbin bizim işimizi bitirsin! diye seslenirler. Malik de: Siz böyle kalacaksınız! der.
Erhan Aktaş:
“Ey mâlik!(1) Rabb’in bizim aleyhimize hüküm versin.(2)” diye seslenirler. “Siz böyle kalacaksınız.” dedi.
Kral Fahd:
Ey Mâlik! Rabbin bizim işimizi bitirsin! diye seslenirler. Mâlik de: Siz böyle kalacaksınız! der.
Hasan Basri Çantay:
(Şöyle) çağrışdılar (çağrışırlar) : «Ey Mâlik Rabbin bizi öldürsün». O da : «Siz behemehal (azâbda) kalıcılarsınız» dedi (ler).
Muhammed Esed:
Ve onlar: "Ey (cehennemi) idare eden (melek)!" diye seslenecekler, "Bırak Rabbin işimizi bitirsin!" (Bunun üzerine) melek, "Siz artık (bu durumda) kalacaksınız!" diye cevap verecek.
Gültekin Onan:
(Cehennem bekçisine:) "
Ali Fikri Yavuz:
(Cehennemin bekçisi olan Malik isimli meleğe şöyle) çağrışırlar: “ -Ey Malik! (İste de) Rabbin bizi öldürsün, (azabdan kurtulalım).” Malik de: “- Siz, (azab içinde) kalacaksınız.” der.
Portekizce:
E gritarão: Ó Málik, que teu Senhor nos aniquile! E ele dirá: Sabei que permanecereis aqui (eternamente)!
İsveççe:
De kommer att ropa till [helvetets väktare]: "Du som härskar [över oss]! Be till din Herre att Han dömer oss till förintelse!" Men hans svar blir: "[Nej,] här skall ni förbli!"
Farsça:
و فریاد می زنند: ای مالکِ [دوزخ! بگو:] پروردگارت ما را بمیراند [تا از این عذاب نجات یابیم]. [مالک] می گوید: یقیناً شما ماندنی هستید.
Kürtçe:
وە ھاوار دەکەن ئەی مالیك (سەرپەرشتیاری دۆزەخ) با پەروەردگارت بمان مرێنێت (تاڕزگاربین) (ئەویش پاش ماوەیەکی زۆر وەڵامیان دەداتەوە و) دەڵێت: بێگومان ئێوە دەمێننەوە تیایدا
Özbekçe:
Улар: «Эй Молик! Роббинг бизни битирсин!» деб нидо қилдилар. У: «Албатта, сиз туриб қолгувчисиз», деди. (Яъни, дўзахилар ўзларига берилаётган азоблар оғриғи, алами ва шиддатига чидай олмай, дўзах ишларига қараб турувчи Молик исмли фариштага қараб: «Эй Молик! Роббинг бизни битирсин!» дейдилар.)
Malayca:
Dan mereka menyeru (ketua malaikat penjaga neraka, dengan berkata): "Wahai Malik! Biarlah hendaknya Tuhanmu mematikan kami (kerana kami tidak tahan menderita)!" Maalik menjawab: "Sesungguhnya kamu tetap kekal di dalam azab!"
Arnavutça:
Ata (atëherë) do të thërrasin: “O Malik (engjëlli i mbikëqyrjes së zjarrit)! Le të na gjykojë Zoti yt me shkatërrim (vdekje)!” E ai do të thotë: “Ju, do të qëndroni përherë aty!”
Bulgarca:
И ще зоват: “О, Малик, нека твоят Господ ни унищожи!” Ще рече: “Тук ще останете!”
Sırpça:
Они ће да дозивају: „О Малик! Нека нас твој Господар докрајчи!“ А он ће да каже: „Заиста ви ту остајете!“
Çekçe:
A budou volat: 'Máliku, nechť Pán tvůj s námi skončí!' A odpoví jim: 'Zde zůstanete vskutku!'
Urduca:
وہ پکاریں گے، "اے مالک، تیرا رب ہمارا کام ہی تمام کر دے تو اچھا ہے" وہ جواب دے گا، "تم یوں ہی پڑے رہو گے
Tacikçe:
Фарёд бароваранд, ки эй молики дӯзах кош Парвардигори ту моро бимиронад. Мегӯяд: «На, шумо дар ин ҷо монданӣ ҳастед».
Tatarca:
Җәһәннәм кешеләре ґәзабның катылыгыннан җәһәннәм патшасына әйтерләр: "Ий патша Раббыңнан сорагыл, Ул безне үтерсен!" Патша әйтер: "Сез ґәзабда мәңге булачакларсыз, чыкмассыз һәм үлмәссез.
Endonezyaca:
Mereka berseru: "Hai Malik biarlah Tuhanmu membunuh kami saja". Dia menjawab: "Kamu akan tetap tinggal (di neraka ini)".
Amharca:
«ማሊክ ሆይ! ጌታህ በኛ ላይ (በሞት) ይፍረድ፡፡» እያሉ ይጣራሉም፡፡ «እናንተ (በቅጣቱ ውስጥ) ዘላለም ነዋሪዎች ናችሁ» ይላቸዋል፡፡
Tamilce:
இன்னும், “மாலிக்கே! உமது இறைவன் எங்களை அழித்துவிடட்டும்!” என்று கூறி அவர்கள் (நரகத்தின் காவலாளியான மாலிக்கை) அழைப்பார்கள். அவர் (அப்போது உடனே பதில் தராமல், ஆயிரம் ஆண்டுகள் கழித்து பதில்) கூறுவார்: “நீங்கள் (இதில் நிரந்தரமாக) தங்குவீர்கள்! (உங்களுக்கு இங்கு மரணமில்லை)”
Korece:
이때 그들은 주인이시여 주 님으로 하여금 벌을 거두어 주도 록 하여 주소서 라고 호소하니 그럴 수 없노라 너희는 그곳에서 살게 되리라 대답하시더라
Vietnamca:
Chúng sẽ kêu la (van xin): “Hỡi vị cai quản (Hỏa Ngục)! Hãy xin Thượng Đế của ngài chấm dứt chúng tôi cho xong! (Vị cai quản Hỏa Ngục) đáp: “Chắc các ngươi sẽ phải vĩnh viễn ở lại đây.”
Ayet Linkleri: