Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 571
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
5441 571 71 22 29 وَمَكَرُوا مَكْرًا كُبَّارًا vemekerû mekran kübbârâ. Nuh: "Rabbim! Doğrusu bunlar bana baş kaldırdılar ve malı, çocuğu kendisine sadece zarar getiren kimseye uydular; birbirinden büyük düzenler kurdular" dedi. And they conspired an immense conspiracy. Sayfa 571, Cuz 29, نوح, Nooh—نوح
5442 571 71 23 29 وَقَالُوا لَا تَذَرُنَّ آلِهَتَكُمْ وَلَا تَذَرُنَّ وَدًّا وَلَا سُوَاعًا وَلَا يَغُوثَ وَيَعُوقَ وَنَسْرًا veḳâlû lâ teẕerunne âliheteküm velâ teẕerunne veddev velâ süvâ`av velâ yegûŝe veye`ûḳa venesrâ. İnsanlara: "Sakın tanrılarınızı bırakmayın, Ved, Suva, Yağus, Yeuk ve Nesr putlarından asla vazgeçmeyin" dediler. And said, 'Never leave your gods and never leave Wadd or Suwa' or Yaghuth and Ya'uq and Nasr. Sayfa 571, Cuz 29, نوح, Nooh—نوح
5443 571 71 24 29 وَقَدْ أَضَلُّوا كَثِيرًا ۖ وَلَا تَزِدِ الظَّالِمِينَ إِلَّا ضَلَالًا veḳad eḍallû keŝîrâ. velâ tezidi-żżâlimîne illâ ḍalâlâ. Böylece birçoğunu saptırdılar; Rabbim! Sen bu zalimlerin sadece şaşkınlığını artır. And already they have misled many. And, [my Lord], do not increase the wrongdoers except in error." Sayfa 571, Cuz 29, نوح, Nooh—نوح
5444 571 71 25 29 مِّمَّا خَطِيئَاتِهِمْ أُغْرِقُوا فَأُدْخِلُوا نَارًا فَلَمْ يَجِدُوا لَهُم مِّن دُونِ اللَّهِ أَنصَارًا mimmâ ḫaṭîâtihim ugriḳû feüdḫilû nâran felem yecidû lehüm min dûni-llâhi enṣârâ. Onlar, günahları yüzünden suda boğuldular; ateşe sokuldular, kendilerine Allah'tan başka yardımcı bulamadılar. Because of their sins they were drowned and put into the Fire, and they found not for themselves besides Allah [any] helpers. Sayfa 571, Cuz 29, نوح, Nooh—نوح
5445 571 71 26 29 وَقَالَ نُوحٌ رَّبِّ لَا تَذَرْ عَلَى الْأَرْضِ مِنَ الْكَافِرِينَ دَيَّارًا veḳâle nûḥur rabbi lâ teẕer `ale-l'arḍi mine-lkâfirîne deyyârâ. Nuh dedi ki: "Rabbim! Yeryüzünde hiçbir inkarcı bırakma." And Noah said, "My Lord, do not leave upon the earth from among the disbelievers an inhabitant. Sayfa 571, Cuz 29, نوح, Nooh—نوح
5446 571 71 27 29 إِنَّكَ إِن تَذَرْهُمْ يُضِلُّوا عِبَادَكَ وَلَا يَلِدُوا إِلَّا فَاجِرًا كَفَّارًا inneke in teẕerhüm yüḍillû `ibâdeke velâ yelidû illâ fâciran keffârâ. Doğrusu Sen onları bırakırsan kullarını saptırırlar; sadece ahlaksız ve çok inkarcıdan başkasını doğurup yetiştirmezler. Indeed, if You leave them, they will mislead Your servants and not beget except [every] wicked one and [confirmed] disbeliever. Sayfa 571, Cuz 29, نوح, Nooh—نوح
5447 571 71 28 29 رَّبِّ اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِمَن دَخَلَ بَيْتِيَ مُؤْمِنًا وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَلَا تَزِدِ الظَّالِمِينَ إِلَّا تَبَارًا rabbi-gfir lî velivâlideyye velimen deḫale beytiye mü'minev velilmü'minîne velmü'minât. velâ tezidi-żżâlimîne illâ tebârâ. Rabbim! Beni, anamı, babamı, evime inanmış olarak gireni, inanan erkek ve kadınları bağışla; zalimlerin de yalnız helakını artır. My Lord, forgive me and my parents and whoever enters my house a believer and the believing men and believing women. And do not increase the wrongdoers except in destruction." Sayfa 571, Cuz 29, نوح, Nooh—نوح
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 572
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
5448 572 72 1 29 بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ قُلْ أُوحِيَ إِلَيَّ أَنَّهُ اسْتَمَعَ نَفَرٌ مِّنَ الْجِنِّ فَقَالُوا إِنَّا سَمِعْنَا قُرْآنًا عَجَبًا ḳul ûḥiye ileyye ennehü-steme`a neferum mine-lcinni feḳâlû innâ semi`nâ ḳur'ânen `acebâ. De ki: "Cinlerden bir topluluğun Kuran'ı dinlediği bana vahyolundu; onlar şöyle demişlerdir;" "Doğrusu biz, doğru yola götüren, hayrete düşüren bir Kuran dinledik de ona inandık; biz, Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız." Say, [O Muhammad], "It has been revealed to me that a group of the jinn listened and said, 'Indeed, we have heard an amazing Qur'an. Sayfa 572, Cuz 29, الجن, Al-Jinn—الجن
5449 572 72 2 29 يَهْدِي إِلَى الرُّشْدِ فَآمَنَّا بِهِ ۖ وَلَن نُّشْرِكَ بِرَبِّنَا أَحَدًا yehdî ile-rruşdi feâmennâ bih. velen nüşrike birabbinâ eḥadâ. De ki: "Cinlerden bir topluluğun Kuran'ı dinlediği bana vahyolundu; onlar şöyle demişlerdir;" "Doğrusu biz, doğru yola götüren, hayrete düşüren bir Kuran dinledik de ona inandık; biz, Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız." It guides to the right course, and we have believed in it. And we will never associate with our Lord anyone. Sayfa 572, Cuz 29, الجن, Al-Jinn—الجن
5450 572 72 3 29 وَأَنَّهُ تَعَالَىٰ جَدُّ رَبِّنَا مَا اتَّخَذَ صَاحِبَةً وَلَا وَلَدًا veennehû te`âlâ ceddü rabbinâ me-tteḫaẕe ṣâḥibetev velâ veledâ. Doğrusu Rabbimizin yüceliği her yücelikten üstündür. O, zevce ve çocuk edinmemiştir. And [it teaches] that exalted is the nobleness of our Lord; He has not taken a wife or a son Sayfa 572, Cuz 29, الجن, Al-Jinn—الجن
5451 572 72 4 29 وَأَنَّهُ كَانَ يَقُولُ سَفِيهُنَا عَلَى اللَّهِ شَطَطًا veennehû kâne yeḳûlü sefîhünâ `ale-llâhi şeṭaṭâ. Doğrusu aramızdaki beyinsiz, Allah'a karşı yalanlar uyduruyordu. And that our foolish one has been saying about Allah an excessive transgression. Sayfa 572, Cuz 29, الجن, Al-Jinn—الجن
5452 572 72 5 29 وَأَنَّا ظَنَنَّا أَن لَّن تَقُولَ الْإِنسُ وَالْجِنُّ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا veennâ żanennâ el len teḳûle-l'insü velcinnü `ale-llâhi keẕibâ. Doğrusu insanların ve cinlerin Allah'a karşı yalan uydurabileceklerini sanmazdık. And we had thought that mankind and the jinn would never speak about Allah a lie. Sayfa 572, Cuz 29, الجن, Al-Jinn—الجن
5453 572 72 6 29 وَأَنَّهُ كَانَ رِجَالٌ مِّنَ الْإِنسِ يَعُوذُونَ بِرِجَالٍ مِّنَ الْجِنِّ فَزَادُوهُمْ رَهَقًا veennehû kâne ricâlüm mine-l'insi ye`ûẕûne biricâlim mine-lcinni fezâdûhüm raheḳâ. Gerçekten, bir takım insanlar, cinlerin bir takımına sığınırlardı da onların azgınlıklarını artırırlardı. And there were men from mankind who sought refuge in men from the jinn, so they [only] increased them in burden. Sayfa 572, Cuz 29, الجن, Al-Jinn—الجن
5454 572 72 7 29 وَأَنَّهُمْ ظَنُّوا كَمَا ظَنَنتُمْ أَن لَّن يَبْعَثَ اللَّهُ أَحَدًا veennehüm żannû kemâ żanentüm el ley yeb`aŝe-llâhü eḥadâ. Doğrusu, onlar da sizin, Allah'ın kimseyi yeniden diriltmeyeceğinizi sandığınız gibi sanıda bulunmuşlardı. And they had thought, as you thought, that Allah would never send anyone [as a messenger]. Sayfa 572, Cuz 29, الجن, Al-Jinn—الجن
5455 572 72 8 29 وَأَنَّا لَمَسْنَا السَّمَاءَ فَوَجَدْنَاهَا مُلِئَتْ حَرَسًا شَدِيدًا وَشُهُبًا veennâ lemesne-ssemâe fevecednâhâ müliet ḥarasen şedîdev veşühübâ. Doğrusu biz göğü yokladık; onu sert bekçiler ve kayan ateşlerle (ışınlarla) doldurulmuş bulduk. And we have sought [to reach] the heaven but found it filled with powerful guards and burning flames. Sayfa 572, Cuz 29, الجن, Al-Jinn—الجن
5456 572 72 9 29 وَأَنَّا كُنَّا نَقْعُدُ مِنْهَا مَقَاعِدَ لِلسَّمْعِ ۖ فَمَن يَسْتَمِعِ الْآنَ يَجِدْ لَهُ شِهَابًا رَّصَدًا veennâ künnâ naḳ`udü minhâ meḳâ`ide lissem`. femey yestemi`i-l'âne yecid lehû şihâber raṣadâ. Doğrusu biz, göğün dinleyebileceğimiz bir yerinde otururduk; ama şimdi kim dinleyecek olsa, kendisini gözleyen bir ateş (ışın) buluyor. And we used to sit therein in positions for hearing, but whoever listens now will find a burning flame lying in wait for him. Sayfa 572, Cuz 29, الجن, Al-Jinn—الجن
5457 572 72 10 29 وَأَنَّا لَا نَدْرِي أَشَرٌّ أُرِيدَ بِمَن فِي الْأَرْضِ أَمْ أَرَادَ بِهِمْ رَبُّهُمْ رَشَدًا veennâ lâ nedrî eşerrun ürîde bimen fi-l'arḍi em erâde bihim rabbühüm raşedâ. Yeryüzünde olanlara kötülük mü murad edildi, yahut Rableri onlara bir iyilik mi dilemiştir, doğrusu biz bilemeyiz. And we do not know [therefore] whether evil is intended for those on earth or whether their Lord intends for them a right course. Sayfa 572, Cuz 29, الجن, Al-Jinn—الجن
5458 572 72 11 29 وَأَنَّا مِنَّا الصَّالِحُونَ وَمِنَّا دُونَ ذَٰلِكَ ۖ كُنَّا طَرَائِقَ قِدَدًا veennâ minne-ṣṣâliḥûne veminnâ dûne ẕâlik. künnâ ṭarâiḳa ḳidedâ. Doğrusu aramızda iyiler de vardır, bundan aşağı bulunanlar da vardır. Biz, türlü türlü yolda olan topluluklardık. And among us are the righteous, and among us are [others] not so; we were [of] divided ways. Sayfa 572, Cuz 29, الجن, Al-Jinn—الجن
5459 572 72 12 29 وَأَنَّا ظَنَنَّا أَن لَّن نُّعْجِزَ اللَّهَ فِي الْأَرْضِ وَلَن نُّعْجِزَهُ هَرَبًا veennâ żanennâ el len nü`cize-llâhe fi-l'arḍi velen nü`cizehû herabâ. Yeryüzünde kalsak da Allah'ı aciz bırakamayacağımız, başka yere kaçsak da, O'nu aciz kılamayacağımız gerçeğini şüphesiz anladık. And we have become certain that we will never cause failure to Allah upon earth, nor can we escape Him by flight. Sayfa 572, Cuz 29, الجن, Al-Jinn—الجن
5460 572 72 13 29 وَأَنَّا لَمَّا سَمِعْنَا الْهُدَىٰ آمَنَّا بِهِ ۖ فَمَن يُؤْمِن بِرَبِّهِ فَلَا يَخَافُ بَخْسًا وَلَا رَهَقًا veennâ lemmâ semi`ne-lhüdâ âmennâ bih. femey yü'mim birabbihî felâ yeḫâfü baḫsev velâ raheḳâ. Şüphesiz, doğruluk rehberi olan Kuran'ı dinlediğimizde ona inandık; kim Rabbine inanırsa, o, ecrinin eksiltileceğinden ve kendisine haksızlık edileceğinden korkmaz. And when we heard the guidance, we believed in it. And whoever believes in his Lord will not fear deprivation or burden. Sayfa 572, Cuz 29, الجن, Al-Jinn—الجن

Sayfalar

CSV