5481 |
574 |
73 |
6 |
29 |
إِنَّ نَاشِئَةَ اللَّيْلِ هِيَ أَشَدُّ وَطْئًا وَأَقْوَمُ قِيلًا |
inne nâşiete-lleyli hiye eşeddü vaṭ'ev veaḳvemü ḳîlâ. |
şüphesiz, gece kalkışı daha tesirli ve o zaman okumak daha elverişlidir. |
Indeed, the hours of the night are more effective for concurrence [of heart and tongue] and more suitable for words. |
Sayfa 574, Cuz 29, المزّمِّل, Al-Muzzammil—المزّمِّل |
5482 |
574 |
73 |
7 |
29 |
إِنَّ لَكَ فِي النَّهَارِ سَبْحًا طَوِيلًا |
inne leke fi-nnehâri sebḥan ṭavîlâ. |
Çünkü gündüz, seni uzun uzun alıkoyacak işler vardır. |
Indeed, for you by day is prolonged occupation. |
Sayfa 574, Cuz 29, المزّمِّل, Al-Muzzammil—المزّمِّل |
5483 |
574 |
73 |
8 |
29 |
وَاذْكُرِ اسْمَ رَبِّكَ وَتَبَتَّلْ إِلَيْهِ تَبْتِيلًا |
veẕküri-sme rabbike vetebettel ileyhi tebtîlâ. |
Rabbinin adını an; herşeyi bırakıp yalnız O'na yönel, |
And remember the name of your Lord and devote yourself to Him with [complete] devotion. |
Sayfa 574, Cuz 29, المزّمِّل, Al-Muzzammil—المزّمِّل |
5484 |
574 |
73 |
9 |
29 |
رَّبُّ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ فَاتَّخِذْهُ وَكِيلًا |
rabbü-lmeşriḳi velmagribi lâ ilâhe illâ hüve fetteḫiẕhü vekîlâ. |
O, doğunun ve batının Rabbidir; O'ndan başka tanrı yoktur. Öyleyse O'nu vekil tut. |
[He is] the Lord of the East and the West; there is no deity except Him, so take Him as Disposer of [your] affairs. |
Sayfa 574, Cuz 29, المزّمِّل, Al-Muzzammil—المزّمِّل |
5485 |
574 |
73 |
10 |
29 |
وَاصْبِرْ عَلَىٰ مَا يَقُولُونَ وَاهْجُرْهُمْ هَجْرًا جَمِيلًا |
vaṣbir `alâ mâ yeḳûlûne vehcürhüm hecran cemîlâ. |
Onların söylediklerine sabret, yanlarından güzellikle ayrıl. |
And be patient over what they say and avoid them with gracious avoidance. |
Sayfa 574, Cuz 29, المزّمِّل, Al-Muzzammil—المزّمِّل |
5486 |
574 |
73 |
11 |
29 |
وَذَرْنِي وَالْمُكَذِّبِينَ أُولِي النَّعْمَةِ وَمَهِّلْهُمْ قَلِيلًا |
veẕernî velmükeẕẕibîne üli-nna`meti vemehhilhüm ḳalîlâ. |
Varlık sahibi olup da seni yalanlayanları Bana bırak; onlara az bir mehil ver. |
And leave Me with [the matter of] the deniers, those of ease [in life], and allow them respite a little. |
Sayfa 574, Cuz 29, المزّمِّل, Al-Muzzammil—المزّمِّل |
5487 |
574 |
73 |
12 |
29 |
إِنَّ لَدَيْنَا أَنكَالًا وَجَحِيمًا |
inne ledeynâ enkâlev veceḥîmâ. |
Şüphesiz katımızda onlar için ağır boyunduruklar, cehennem, boğazı tıkayan bir yiyecek ve can yakan azap vardır. |
Indeed, with Us [for them] are shackles and burning fire |
Sayfa 574, Cuz 29, المزّمِّل, Al-Muzzammil—المزّمِّل |
5488 |
574 |
73 |
13 |
29 |
وَطَعَامًا ذَا غُصَّةٍ وَعَذَابًا أَلِيمًا |
veṭa`âmen ẕâ guṣṣativ ve`aẕâben elîmâ. |
Şüphesiz katımızda onlar için ağır boyunduruklar, cehennem, boğazı tıkayan bir yiyecek ve can yakan azap vardır. |
And food that chokes and a painful punishment - |
Sayfa 574, Cuz 29, المزّمِّل, Al-Muzzammil—المزّمِّل |
5489 |
574 |
73 |
14 |
29 |
يَوْمَ تَرْجُفُ الْأَرْضُ وَالْجِبَالُ وَكَانَتِ الْجِبَالُ كَثِيبًا مَّهِيلًا |
yevme tercüfü-l'arḍu velcibâlü vekâneti-lcibâlü keŝîbem mehîlâ. |
Kıyametin koptuğu gün, yeryüzü ve dağlar sarsılır; dağlar, yumuşak kum yığını haline gelir. |
On the Day the earth and the mountains will convulse and the mountains will become a heap of sand pouring down. |
Sayfa 574, Cuz 29, المزّمِّل, Al-Muzzammil—المزّمِّل |
5490 |
574 |
73 |
15 |
29 |
إِنَّا أَرْسَلْنَا إِلَيْكُمْ رَسُولًا شَاهِدًا عَلَيْكُمْ كَمَا أَرْسَلْنَا إِلَىٰ فِرْعَوْنَ رَسُولًا |
innâ erselnâ ileyküm rasûlen şâhiden `aleyküm kemâ erselnâ ilâ fir`avne rasûlâ. |
Firavun'a bir peygamber gönderdiğimiz gibi, size de, hakkınızda şahidlik edecek bir peygamber gönderdik. |
Indeed, We have sent to you a Messenger as a witness upon you just as We sent to Pharaoh a messenger. |
Sayfa 574, Cuz 29, المزّمِّل, Al-Muzzammil—المزّمِّل |
5491 |
574 |
73 |
16 |
29 |
فَعَصَىٰ فِرْعَوْنُ الرَّسُولَ فَأَخَذْنَاهُ أَخْذًا وَبِيلًا |
fe`aṣâ fir`avnü-rrasûle feeḫaẕnâhü aḫẕev vebîlâ. |
Ama Firavun o peygambere karşı gelmişti de onu çok ağır bir şekilde tutup cezalandırmıştık. |
But Pharaoh disobeyed the messenger, so We seized him with a ruinous seizure. |
Sayfa 574, Cuz 29, المزّمِّل, Al-Muzzammil—المزّمِّل |
5492 |
574 |
73 |
17 |
29 |
فَكَيْفَ تَتَّقُونَ إِن كَفَرْتُمْ يَوْمًا يَجْعَلُ الْوِلْدَانَ شِيبًا |
fekeyfe tetteḳûne in kefertüm yevmey yec`alü-lvildâne şîbâ. |
Eğer inkar ederseniz, gençleri ihtiyarlatan günden nasıl korunursunuz? |
Then how can you fear, if you disbelieve, a Day that will make the children white- haired? |
Sayfa 574, Cuz 29, المزّمِّل, Al-Muzzammil—المزّمِّل |
5493 |
574 |
73 |
18 |
29 |
السَّمَاءُ مُنفَطِرٌ بِهِ ۚ كَانَ وَعْدُهُ مَفْعُولًا |
essemâü münfeṭirum bih. kâne va`dühû mef`ûlâ. |
O günün şiddetiyle gök bile parçalanır. O'nun sözü yerine gelir. |
The heaven will break apart therefrom; ever is His promise fulfilled. |
Sayfa 574, Cuz 29, المزّمِّل, Al-Muzzammil—المزّمِّل |
5494 |
574 |
73 |
19 |
29 |
إِنَّ هَٰذِهِ تَذْكِرَةٌ ۖ فَمَن شَاءَ اتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِ سَبِيلًا |
inne hâẕihî teẕkirah. femen şâe-tteḫaẕe ilâ rabbihî sebîlâ. |
Doğrusu bu anlatılanlar birer öğüttür. Dileyen kimse, Rabbine doğru giden bir yol tutar. |
Indeed, this is a reminder, so whoever wills may take to his Lord a way. |
Sayfa 574, Cuz 29, المزّمِّل, Al-Muzzammil—المزّمِّل |