Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 570
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
5421 570 71 2 29 قَالَ يَا قَوْمِ إِنِّي لَكُمْ نَذِيرٌ مُّبِينٌ ḳâle yâ ḳavmi innî leküm neẕîrum mübîn. O da şöyle söyledi: "Ey Milletim! Şüphesiz ben, size gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım." He said, "O my people, indeed I am to you a clear warner, Sayfa 570, Cuz 29, نوح, Nooh—نوح
5422 570 71 3 29 أَنِ اعْبُدُوا اللَّهَ وَاتَّقُوهُ وَأَطِيعُونِ eni-`büdü-llâhe vetteḳûhü veeṭî`ûn. Allah'a kulluk edin; O'ndan sakının ve bana itaat edin ki Allah günahlarınızı size bağışlasın ve sizi belli bir süreye kadar ertelesin; doğrusu Allah'ın belirttiği süre gelince geri bırakılamaz; keşke bilseniz! [Saying], 'Worship Allah, fear Him and obey me. Sayfa 570, Cuz 29, نوح, Nooh—نوح
5423 570 71 4 29 يَغْفِرْ لَكُم مِّن ذُنُوبِكُمْ وَيُؤَخِّرْكُمْ إِلَىٰ أَجَلٍ مُّسَمًّى ۚ إِنَّ أَجَلَ اللَّهِ إِذَا جَاءَ لَا يُؤَخَّرُ ۖ لَوْ كُنتُمْ تَعْلَمُونَ yagfir leküm min ẕünûbiküm veyüeḫḫirküm ilâ ecelim müsemmâ. inne ecele-llâhi iẕâ câe lâ yü'eḫḫar. lev küntüm ta`lemûn. Allah'a kulluk edin; O'ndan sakının ve bana itaat edin ki Allah günahlarınızı size bağışlasın ve sizi belli bir süreye kadar ertelesin; doğrusu Allah'ın belirttiği süre gelince geri bırakılamaz; keşke bilseniz! Allah will forgive you of your sins and delay you for a specified term. Indeed, the time [set by] Allah, when it comes, will not be delayed, if you only knew.' " Sayfa 570, Cuz 29, نوح, Nooh—نوح
5424 570 71 5 29 قَالَ رَبِّ إِنِّي دَعَوْتُ قَوْمِي لَيْلًا وَنَهَارًا ḳâle rabbi innî de`avtü ḳavmî leylev venehârâ. Nuh dedi ki: "Rabbim! Doğrusu ben, milletimi gece gündüz çağırdım." He said, "My Lord, indeed I invited my people [to truth] night and day. Sayfa 570, Cuz 29, نوح, Nooh—نوح
5425 570 71 6 29 فَلَمْ يَزِدْهُمْ دُعَائِي إِلَّا فِرَارًا felem yezidhüm dü`âî illâ firârâ. Fakat benim çağırmam, sadece benden uzaklıklarını artırdı. But my invitation increased them not except in flight. Sayfa 570, Cuz 29, نوح, Nooh—نوح
5426 570 71 7 29 وَإِنِّي كُلَّمَا دَعَوْتُهُمْ لِتَغْفِرَ لَهُمْ جَعَلُوا أَصَابِعَهُمْ فِي آذَانِهِمْ وَاسْتَغْشَوْا ثِيَابَهُمْ وَأَصَرُّوا وَاسْتَكْبَرُوا اسْتِكْبَارًا veinnî küllemâ de`avtühüm litagfira lehüm ce`alû eṣâbi`ahüm fî âẕânihim vestagşev ŝiyâbehüm veeṣarru vestekberü-stikbârâ. Doğrusu ben Senin onları bağışlaman için kendilerini her çağırışımda, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine büründüler, direndiler, büyüklendikçe büyüklendiler. And indeed, every time I invited them that You may forgive them, they put their fingers in their ears, covered themselves with their garments, persisted, and were arrogant with [great] arrogance. Sayfa 570, Cuz 29, نوح, Nooh—نوح
5427 570 71 8 29 ثُمَّ إِنِّي دَعَوْتُهُمْ جِهَارًا ŝümme innî de`avtühüm cihârâ. Sonra, doğrusu ben onları açıkça çağırdım. Then I invited them publicly. Sayfa 570, Cuz 29, نوح, Nooh—نوح
5428 570 71 9 29 ثُمَّ إِنِّي أَعْلَنتُ لَهُمْ وَأَسْرَرْتُ لَهُمْ إِسْرَارًا ŝümme innî a`lentü lehüm veesrartü lehüm isrârâ. Sonra onlara açıktan açığa, gizliden gizliye de söyledim. Then I announced to them and [also] confided to them secretly Sayfa 570, Cuz 29, نوح, Nooh—نوح
5429 570 71 10 29 فَقُلْتُ اسْتَغْفِرُوا رَبَّكُمْ إِنَّهُ كَانَ غَفَّارًا feḳultü-stagfirû rabbeküm innehû kâne gaffârâ. Dedim ki: "Rabbinizden bağışlanma dileyin; doğrusu O, çok bağışlayandır. Size gökten bol bol yağmur indirsin." And said, 'Ask forgiveness of your Lord. Indeed, He is ever a Perpetual Forgiver. Sayfa 570, Cuz 29, نوح, Nooh—نوح
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 571
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
5430 571 71 11 29 يُرْسِلِ السَّمَاءَ عَلَيْكُم مِّدْرَارًا yürsili-ssemâe `aleyküm midrârâ. Dedim ki: "Rabbinizden bağışlanma dileyin; doğrusu O, çok bağışlayandır. Size gökten bol bol yağmur indirsin." He will send [rain from] the sky upon you in [continuing] showers Sayfa 571, Cuz 29, نوح, Nooh—نوح
5431 571 71 12 29 وَيُمْدِدْكُم بِأَمْوَالٍ وَبَنِينَ وَيَجْعَل لَّكُمْ جَنَّاتٍ وَيَجْعَل لَّكُمْ أَنْهَارًا veyümdidküm biemvâliv vebenîne veyec`al leküm cennâtiv veyec`al leküm enhârâ. Sizi, mallar ve oğullarla desteklesin; sizin için bahçeler var etsin, ırmaklar akıtsın. And give you increase in wealth and children and provide for you gardens and provide for you rivers. Sayfa 571, Cuz 29, نوح, Nooh—نوح
5432 571 71 13 29 مَّا لَكُمْ لَا تَرْجُونَ لِلَّهِ وَقَارًا mâ leküm lâ tercûne lillâhi veḳârâ. Ne oluyorsunuz ki Allah'a büyüklüğü yakıştıramıyorsunuz. What is [the matter] with you that you do not attribute to Allah [due] grandeur Sayfa 571, Cuz 29, نوح, Nooh—نوح
5433 571 71 14 29 وَقَدْ خَلَقَكُمْ أَطْوَارًا veḳad ḫaleḳaküm aṭvârâ. Oysa sizi merhalelerden geçirerek O yaratmıştır. While He has created you in stages? Sayfa 571, Cuz 29, نوح, Nooh—نوح
5434 571 71 15 29 أَلَمْ تَرَوْا كَيْفَ خَلَقَ اللَّهُ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ طِبَاقًا elem terav keyfe ḫaleḳa-llâhü seb`a semâvâtin ṭibâḳâ. Allah'ın, göğü yedi kat üzerine nasıl yarattığını görmez misiniz? Do you not consider how Allah has created seven heavens in layers Sayfa 571, Cuz 29, نوح, Nooh—نوح
5435 571 71 16 29 وَجَعَلَ الْقَمَرَ فِيهِنَّ نُورًا وَجَعَلَ الشَّمْسَ سِرَاجًا vece`ale-lḳamera fîhinne nûrav vece`ale-şşemse sirâcâ. Aralarında aya aydınlık vermiş ve güneşin ışık saçmasını sağlamıştır. And made the moon therein a [reflected] light and made the sun a burning lamp? Sayfa 571, Cuz 29, نوح, Nooh—نوح
5436 571 71 17 29 وَاللَّهُ أَنبَتَكُم مِّنَ الْأَرْضِ نَبَاتًا vellâhü embeteküm mine-l'arḍi nebâtâ. Allah sizi yerden bitirir gibi yetiştirmiştir. And Allah has caused you to grow from the earth a [progressive] growth. Sayfa 571, Cuz 29, نوح, Nooh—نوح
5437 571 71 18 29 ثُمَّ يُعِيدُكُمْ فِيهَا وَيُخْرِجُكُمْ إِخْرَاجًا ŝümme yü`îdüküm fîhâ veyuḫricüküm iḫrâcâ. Sonra sizi oraya döndürür ve yine oradan çıkarır. Then He will return you into it and extract you [another] extraction. Sayfa 571, Cuz 29, نوح, Nooh—نوح
5438 571 71 19 29 وَاللَّهُ جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ بِسَاطًا vellâhü ce`ale lekümü-l'arḍa bisâṭâ. Yeryüzünde dolaşabilmeniz, orada yollar ve geniş geçitlerden geçebilmeniz için, onu size yayan O'dur. And Allah has made for you the earth an expanse Sayfa 571, Cuz 29, نوح, Nooh—نوح
5439 571 71 20 29 لِّتَسْلُكُوا مِنْهَا سُبُلًا فِجَاجًا liteslükû minhâ sübülen ficâcâ. Yeryüzünde dolaşabilmeniz, orada yollar ve geniş geçitlerden geçebilmeniz için, onu size yayan O'dur. That you may follow therein roads of passage.' " Sayfa 571, Cuz 29, نوح, Nooh—نوح
5440 571 71 21 29 قَالَ نُوحٌ رَّبِّ إِنَّهُمْ عَصَوْنِي وَاتَّبَعُوا مَن لَّمْ يَزِدْهُ مَالُهُ وَوَلَدُهُ إِلَّا خَسَارًا ḳâle nûḥur rabbi innehüm `aṣavnî vettebe`û mel lem yezidhü mâlühû veveledühû illâ ḫasârâ. Nuh: "Rabbim! Doğrusu bunlar bana baş kaldırdılar ve malı, çocuğu kendisine sadece zarar getiren kimseye uydular; birbirinden büyük düzenler kurdular" dedi. Noah said, "My Lord, indeed they have disobeyed me and followed him whose wealth and children will not increase him except in loss. Sayfa 571, Cuz 29, نوح, Nooh—نوح

Sayfalar

CSV