Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 568
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
5361 568 69 38 29 فَلَا أُقْسِمُ بِمَا تُبْصِرُونَ felâ uḳsimü bimâ tübṣirûn. Görebildikleriniz ve göremedikleriniz üzerine yemin ederim ki, Kuran şerefli bir elçinin getirdiği sözdür. So I swear by what you see Sayfa 568, Cuz 29, الحاقة, Al-Haaqqa—الحاقة
5362 568 69 39 29 وَمَا لَا تُبْصِرُونَ vemâ lâ tübṣirûn. Görebildikleriniz ve göremedikleriniz üzerine yemin ederim ki, Kuran şerefli bir elçinin getirdiği sözdür. And what you do not see Sayfa 568, Cuz 29, الحاقة, Al-Haaqqa—الحاقة
5363 568 69 40 29 إِنَّهُ لَقَوْلُ رَسُولٍ كَرِيمٍ innehû leḳavlü rasûlin kerîm. Görebildikleriniz ve göremedikleriniz üzerine yemin ederim ki, Kuran şerefli bir elçinin getirdiği sözdür. [That] indeed, the Qur'an is the word of a noble Messenger. Sayfa 568, Cuz 29, الحاقة, Al-Haaqqa—الحاقة
5364 568 69 41 29 وَمَا هُوَ بِقَوْلِ شَاعِرٍ ۚ قَلِيلًا مَّا تُؤْمِنُونَ vemâ hüve biḳavli şâ`ir. ḳalîlem mâ tü'minûn. O, şair sözü değildir; ne az inanıyorsunuz! And it is not the word of a poet; little do you believe. Sayfa 568, Cuz 29, الحاقة, Al-Haaqqa—الحاقة
5365 568 69 42 29 وَلَا بِقَوْلِ كَاهِنٍ ۚ قَلِيلًا مَّا تَذَكَّرُونَ velâ biḳavli kâhin. ḳalîlem mâ teẕekkerûn. Kahin sözü de değildir; ne az düşünüyorsunuz! Nor the word of a soothsayer; little do you remember. Sayfa 568, Cuz 29, الحاقة, Al-Haaqqa—الحاقة
5366 568 69 43 29 تَنزِيلٌ مِّن رَّبِّ الْعَالَمِينَ tenzîlüm mir rabbi-l`âlemîn. Kuran, Alemlerin Rabbinden indirilmedir. [It is] a revelation from the Lord of the worlds. Sayfa 568, Cuz 29, الحاقة, Al-Haaqqa—الحاقة
5367 568 69 44 29 وَلَوْ تَقَوَّلَ عَلَيْنَا بَعْضَ الْأَقَاوِيلِ velev teḳavvele `aleynâ ba`ḍa-l'eḳâvîl. Eğer o (Muhammed), Bize karşı, ona bazı sözler katmış olsaydı, Biz onu kuvvetle yakalardık, sonra onun şah damarını koparırdık. And if Muhammad had made up about Us some [false] sayings, Sayfa 568, Cuz 29, الحاقة, Al-Haaqqa—الحاقة
5368 568 69 45 29 لَأَخَذْنَا مِنْهُ بِالْيَمِينِ leeḫaẕnâ minhü bilyemîn. Eğer o (Muhammed), Bize karşı, ona bazı sözler katmış olsaydı, Biz onu kuvvetle yakalardık, sonra onun şah damarını koparırdık. We would have seized him by the right hand; Sayfa 568, Cuz 29, الحاقة, Al-Haaqqa—الحاقة
5369 568 69 46 29 ثُمَّ لَقَطَعْنَا مِنْهُ الْوَتِينَ ŝümme leḳaṭa`nâ minhü-lvetîn. Eğer o (Muhammed), Bize karşı, ona bazı sözler katmış olsaydı, Biz onu kuvvetle yakalardık, sonra onun şah damarını koparırdık. Then We would have cut from him the aorta. Sayfa 568, Cuz 29, الحاقة, Al-Haaqqa—الحاقة
5370 568 69 47 29 فَمَا مِنكُم مِّنْ أَحَدٍ عَنْهُ حَاجِزِينَ femâ minküm min eḥadin `anhü ḥâcizîn. Hiçbiriniz de onu koruyamazdınız. And there is no one of you who could prevent [Us] from him. Sayfa 568, Cuz 29, الحاقة, Al-Haaqqa—الحاقة
5371 568 69 48 29 وَإِنَّهُ لَتَذْكِرَةٌ لِّلْمُتَّقِينَ veinnehû leteẕkiratül lilmütteḳîn. Doğrusu Kuran Allah'a karşı gelmekten sakınanlara bir öğüttür. And indeed, the Qur'an is a reminder for the righteous. Sayfa 568, Cuz 29, الحاقة, Al-Haaqqa—الحاقة
5372 568 69 49 29 وَإِنَّا لَنَعْلَمُ أَنَّ مِنكُم مُّكَذِّبِينَ veinnâ lena`lemü enne minküm mükeẕẕibîn. İçinizde yalanlayanlar bulunduğunu şüphesiz bilmekteyiz. And indeed, We know that among you are deniers. Sayfa 568, Cuz 29, الحاقة, Al-Haaqqa—الحاقة
5373 568 69 50 29 وَإِنَّهُ لَحَسْرَةٌ عَلَى الْكَافِرِينَ veinnehû leḥasratün `ale-lkâfirîn. Doğrusu Kuran, inkarcılar için bir üzüntüdür. And indeed, it will be [a cause of] regret upon the disbelievers. Sayfa 568, Cuz 29, الحاقة, Al-Haaqqa—الحاقة
5374 568 69 51 29 وَإِنَّهُ لَحَقُّ الْيَقِينِ veinnehû leḥaḳḳu-lyeḳîn. O, şüphesiz kesin gerçektir. And indeed, it is the truth of certainty. Sayfa 568, Cuz 29, الحاقة, Al-Haaqqa—الحاقة
5375 568 69 52 29 فَسَبِّحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظِيمِ fesebbiḥ bismi rabbike-l`ażîm. Öyleyse çok büyük olan Rabbinin adını tesbih et. So exalt the name of your Lord, the Most Great. Sayfa 568, Cuz 29, الحاقة, Al-Haaqqa—الحاقة
5376 568 70 1 29 بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ سَأَلَ سَائِلٌ بِعَذَابٍ وَاقِعٍ seele sâilüm bi`aẕâbiv vâḳi`. Birisi, yüksek derecelere sahip olan Allah katından, inkarcılara gelecek ve savunulması imkansız olacak azabı soruyor. A supplicant asked for a punishment bound to happen Sayfa 568, Cuz 29, المعارج, Al-Maarij—المعارج
5377 568 70 2 29 لِّلْكَافِرِينَ لَيْسَ لَهُ دَافِعٌ lilkâfirîne leyse lehû dâfi`. Birisi, yüksek derecelere sahip olan Allah katından, inkarcılara gelecek ve savunulması imkansız olacak azabı soruyor. To the disbelievers; of it there is no preventer. Sayfa 568, Cuz 29, المعارج, Al-Maarij—المعارج
5378 568 70 3 29 مِّنَ اللَّهِ ذِي الْمَعَارِجِ mine-llâhi ẕi-lme`âric. Birisi, yüksek derecelere sahip olan Allah katından, inkarcılara gelecek ve savunulması imkansız olacak azabı soruyor. [It is] from Allah, owner of the ways of ascent. Sayfa 568, Cuz 29, المعارج, Al-Maarij—المعارج
5379 568 70 4 29 تَعْرُجُ الْمَلَائِكَةُ وَالرُّوحُ إِلَيْهِ فِي يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ خَمْسِينَ أَلْفَ سَنَةٍ ta`rucü-lmelâiketü verrûḥu ileyhi fî yevmin kâne miḳdâruhû ḫamsîne elfe seneh. Melekler ve Cebrail o derecelere, miktarı elli bin yıl olan bir günde yükselirler. The angels and the Spirit will ascend to Him during a Day the extent of which is fifty thousand years. Sayfa 568, Cuz 29, المعارج, Al-Maarij—المعارج
5380 568 70 5 29 فَاصْبِرْ صَبْرًا جَمِيلًا faṣbir ṣabran cemîlâ. Güzel güzel sabret; So be patient with gracious patience. Sayfa 568, Cuz 29, المعارج, Al-Maarij—المعارج

Sayfalar

CSV