Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 382
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
3221 382 27 62 20 أَمَّن يُجِيبُ الْمُضْطَرَّ إِذَا دَعَاهُ وَيَكْشِفُ السُّوءَ وَيَجْعَلُكُمْ خُلَفَاءَ الْأَرْضِ ۗ أَإِلَٰهٌ مَّعَ اللَّهِ ۚ قَلِيلًا مَّا تَذَكَّرُونَ emmey yücîbü-lmuḍṭarra iẕâ de`âhü veyekşifü-ssûe veyec`alüküm ḫulefâe-l'arḍ. eilâhüm me`a-llâh. ḳalîlem mâ teẕekkerûn. Yoksa, darda kalana, kendisine yakardığı zaman karşılık veren, başındaki sıkıntıyı gideren ve sizi yeryüzünün sahipleri yapan mı? Allah'ın yanında başka bir tanrı mi? Pek kıt düşünüyorsunuz. Is He [not best] who responds to the desperate one when he calls upon Him and removes evil and makes you inheritors of the earth? Is there a deity with Allah? Little do you remember. Sayfa 382, Cuz 20, النمل, An-Naml—النمل
3222 382 27 63 20 أَمَّن يَهْدِيكُمْ فِي ظُلُمَاتِ الْبَرِّ وَالْبَحْرِ وَمَن يُرْسِلُ الرِّيَاحَ بُشْرًا بَيْنَ يَدَيْ رَحْمَتِهِ ۗ أَإِلَٰهٌ مَّعَ اللَّهِ ۚ تَعَالَى اللَّهُ عَمَّا يُشْرِكُونَ emmey yehdîküm fî żulümâti-lberri velbaḥri vemey yürsilü-rriyâḥa büşram beyne yedey raḥmetih. eilâhüm me`a-llâh. te`âle-llâhü `ammâ yüşrikûn. Yoksa, karanın ve denizin karanlıklarında size yol bulduran, rüzgarları rahmetinin önünde müjdeci gönderen mi? Allah'ın yanında başka bir tanrı mı? Allah, koştukları eşlerden yücedir. Is He [not best] who guides you through the darknesses of the land and sea and who sends the winds as good tidings before His mercy? Is there a deity with Allah? High is Allah above whatever they associate with Him. Sayfa 382, Cuz 20, النمل, An-Naml—النمل
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 383
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
3223 383 27 64 20 أَمَّن يَبْدَأُ الْخَلْقَ ثُمَّ يُعِيدُهُ وَمَن يَرْزُقُكُم مِّنَ السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ ۗ أَإِلَٰهٌ مَّعَ اللَّهِ ۚ قُلْ هَاتُوا بُرْهَانَكُمْ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ emmey yebdeü-lḫalḳa ŝümme yü`îdühû vemey yerzüḳuküm mine-ssemâi vel'arḍ. eilâhüm me`a-llâh. ḳul hâtû bürhâneküm in küntüm ṣâdiḳîn. Yoksa, önce yaratan, sonra da yaratmayı tekrar edecek olan; size gökten ve yerden rızık veren mi? Allah'ın yanında başka bir tanrı mı? De ki: "Eğer doğru sözlülerden iseniz, açık delilinizi getirin." Is He [not best] who begins creation and then repeats it and who provides for you from the heaven and earth? Is there a deity with Allah? Say, "Produce your proof, if you should be truthful." Sayfa 383, Cuz 20, النمل, An-Naml—النمل
3224 383 27 65 20 قُل لَّا يَعْلَمُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ الْغَيْبَ إِلَّا اللَّهُ ۚ وَمَا يَشْعُرُونَ أَيَّانَ يُبْعَثُونَ ḳul lâ ya`lemü men fi-ssemâvâti vel'arḍi-lgaybe ille-llâh. vemâ yeş`urûne eyyâne yüb`aŝûn. De ki: "Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka bilen yoktur." Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler. Say, "None in the heavens and earth knows the unseen except Allah, and they do not perceive when they will be resurrected." Sayfa 383, Cuz 20, النمل, An-Naml—النمل
3225 383 27 66 20 بَلِ ادَّارَكَ عِلْمُهُمْ فِي الْآخِرَةِ ۚ بَلْ هُمْ فِي شَكٍّ مِّنْهَا ۖ بَلْ هُم مِّنْهَا عَمُونَ beli-ddârake `ilmühüm fi-l'âḫirah. bel hüm fî şekkim minhâ. bel hüm minhâ `amûn. Ahirete dair bilgileri yeterli midir? Hayır; ondan şüphe etmektedirler. Hayır; ona karşı kördürler. Rather, their knowledge is arrested concerning the Hereafter. Rather, they are in doubt about it. Rather, they are, concerning it, blind. Sayfa 383, Cuz 20, النمل, An-Naml—النمل
3226 383 27 67 20 وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا أَإِذَا كُنَّا تُرَابًا وَآبَاؤُنَا أَئِنَّا لَمُخْرَجُونَ veḳâle-lleẕîne keferû eiẕâ künnâ türâbev veâbâünâ einnâ lemuḫracûn. İnkar edenler: "Biz ve babalarımız toprak olduğumuzda mı, doğrusu bizler mi tekrar çıkarılacağız? Bununla biz de, daha önce babalarımız da, and olsun ki, tehdit edilmiştik. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir" dediler. And those who disbelieve say, "When we have become dust as well as our forefathers, will we indeed be brought out [of the graves]? Sayfa 383, Cuz 20, النمل, An-Naml—النمل
3227 383 27 68 20 لَقَدْ وُعِدْنَا هَٰذَا نَحْنُ وَآبَاؤُنَا مِن قَبْلُ إِنْ هَٰذَا إِلَّا أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ leḳad vu`idnâ hâẕâ naḥnü veâbâünâ min ḳablü in hâẕâ illâ esâṭîru-l'evvelîn. İnkar edenler: "Biz ve babalarımız toprak olduğumuzda mı, doğrusu bizler mi tekrar çıkarılacağız? Bununla biz de, daha önce babalarımız da, and olsun ki, tehdit edilmiştik. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir" dediler. We have been promised this, we and our forefathers, before. This is not but legends of the former peoples." Sayfa 383, Cuz 20, النمل, An-Naml—النمل
3228 383 27 69 20 قُلْ سِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَانظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُجْرِمِينَ ḳul sîrû fi-l'arḍi fenżurû keyfe kâne `âḳibetü-lmücrimîn. De ki: "Yeryüzünde gezin, suçluların sonunun nasıl olduğuna bir bakın." Say, [O Muhammad], "Travel through the land and observe how was the end of the criminals." Sayfa 383, Cuz 20, النمل, An-Naml—النمل
3229 383 27 70 20 وَلَا تَحْزَنْ عَلَيْهِمْ وَلَا تَكُن فِي ضَيْقٍ مِّمَّا يَمْكُرُونَ velâ taḥzen `aleyhim velâ tekün fî ḍayḳim mimmâ yemkürûn. Onlara üzülme. Hilelerine karşı da sıkılma. And grieve not over them or be in distress from what they conspire. Sayfa 383, Cuz 20, النمل, An-Naml—النمل
3230 383 27 71 20 وَيَقُولُونَ مَتَىٰ هَٰذَا الْوَعْدُ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ veyeḳûlûne metâ hâẕe-lva`dü in küntüm ṣâdiḳîn. Onlar: "Eğer doğru söylüyorsanız, bildirin, bu sözünüz ne zaman yerine gelecektir?" derler. And they say, "When is [the fulfillment of] this promise, if you should be truthful?" Sayfa 383, Cuz 20, النمل, An-Naml—النمل
3231 383 27 72 20 قُلْ عَسَىٰ أَن يَكُونَ رَدِفَ لَكُم بَعْضُ الَّذِي تَسْتَعْجِلُونَ ḳul `asâ ey yekûne radife leküm ba`ḍu-lleẕî testa`cilûn. De ki: "Acele ettiğiniz şeyin bir kısmı belki hemen başınıza gelir." Say, "Perhaps it is close behind you - some of that for which you are impatient. Sayfa 383, Cuz 20, النمل, An-Naml—النمل
3232 383 27 73 20 وَإِنَّ رَبَّكَ لَذُو فَضْلٍ عَلَى النَّاسِ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَشْكُرُونَ veinne rabbeke leẕû faḍlin `ale-nnâsi velâkinne ekŝerahüm lâ yeşkürûn. Doğrusu Rabbin, insanlara karşı lütuf sahibidir. Fakat onların çoğu şükretmezler. And indeed, your Lord is full of bounty for the people, but most of them do not show gratitude." Sayfa 383, Cuz 20, النمل, An-Naml—النمل
3233 383 27 74 20 وَإِنَّ رَبَّكَ لَيَعْلَمُ مَا تُكِنُّ صُدُورُهُمْ وَمَا يُعْلِنُونَ veinne rabbeke leya`lemü mâ tükinnü ṣudûruhüm vemâ yü`linûn. Şüphesiz Rabbin onların gönüllerinin gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilir. And indeed, your Lord knows what their breasts conceal and what they declare. Sayfa 383, Cuz 20, النمل, An-Naml—النمل
3234 383 27 75 20 وَمَا مِنْ غَائِبَةٍ فِي السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ إِلَّا فِي كِتَابٍ مُّبِينٍ vemâ min gâibetin fi-ssemâi vel'arḍi illâ fî kitâbim mübîn. Gökte ve yerde gizli hiçbir şey yoktur ki apaçık bir kitapta olmasın. And there is nothing concealed within the heaven and the earth except that it is in a clear Register. Sayfa 383, Cuz 20, النمل, An-Naml—النمل
3235 383 27 76 20 إِنَّ هَٰذَا الْقُرْآنَ يَقُصُّ عَلَىٰ بَنِي إِسْرَائِيلَ أَكْثَرَ الَّذِي هُمْ فِيهِ يَخْتَلِفُونَ inne hâẕe-lḳur'âne yeḳuṣṣu `alâ benî isrâîle ekŝera-lleẕî hüm fîhi yaḫtelifûn. Doğrusu bu Kuran, İsrailoğullarına, ayrılığa düştükleri şeyin çoğunu anlatmaktadır. Indeed, this Qur'an relates to the Children of Israel most of that over which they disagree. Sayfa 383, Cuz 20, النمل, An-Naml—النمل
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 384
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
3236 384 27 77 20 وَإِنَّهُ لَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِّلْمُؤْمِنِينَ veinnehû lehüdev veraḥmetül lilmü'minîn. Doğrusu Kuran, inananlara doğruluk rehberi ve rahmettir. And indeed, it is guidance and mercy for the believers. Sayfa 384, Cuz 20, النمل, An-Naml—النمل
3237 384 27 78 20 إِنَّ رَبَّكَ يَقْضِي بَيْنَهُم بِحُكْمِهِ ۚ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْعَلِيمُ inne rabbeke yaḳḍî beynehüm biḥukmih. vehüve-l`azîzü-l`alîm. Rabbin şüphesiz, aralarında, kendi hükmünü verecektir. O güçlüdür, bilendir. Indeed, your Lord will judge between them by His [wise] judgement. And He is the Exalted in Might, the Knowing. Sayfa 384, Cuz 20, النمل, An-Naml—النمل
3238 384 27 79 20 فَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ ۖ إِنَّكَ عَلَى الْحَقِّ الْمُبِينِ fetevekkel `ale-llâh. inneke `ale-lḥaḳḳi-lmübîn. Allah'a güven, şüphesiz sen apaçık gerçek üzerindesin. So rely upon Allah; indeed, you are upon the clear truth. Sayfa 384, Cuz 20, النمل, An-Naml—النمل
3239 384 27 80 20 إِنَّكَ لَا تُسْمِعُ الْمَوْتَىٰ وَلَا تُسْمِعُ الصُّمَّ الدُّعَاءَ إِذَا وَلَّوْا مُدْبِرِينَ inneke lâ tüsmi`u-lmevtâ velâ tüsmi`u-ṣṣumme-ddü`âe iẕâ vellev müdbirîn. Sen, ölülere şüphesiz ki işittiremezsin; dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın. Indeed, you will not make the dead hear, nor will you make the deaf hear the call when they have turned their backs retreating. Sayfa 384, Cuz 20, النمل, An-Naml—النمل
3240 384 27 81 20 وَمَا أَنتَ بِهَادِي الْعُمْيِ عَن ضَلَالَتِهِمْ ۖ إِن تُسْمِعُ إِلَّا مَن يُؤْمِنُ بِآيَاتِنَا فَهُم مُّسْلِمُونَ vemâ ente bihâdi-l`umyi `an ḍalâletihim. in tüsmi`u illâ mey yü'minü biâyâtinâ fehüm müslimûn. Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola döndüremezsin; ancak ayetlerimize inananlara sen duyurabilirsin; işte onlar Müslümanlardır. And you cannot guide the blind away from their error. You will only make hear those who believe in Our verses so they are Muslims [submitting to Allah]. Sayfa 384, Cuz 20, النمل, An-Naml—النمل

Sayfalar

CSV