Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 391
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
3301 391 28 49 20 قُلْ فَأْتُوا بِكِتَابٍ مِّنْ عِندِ اللَّهِ هُوَ أَهْدَىٰ مِنْهُمَا أَتَّبِعْهُ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ ḳul fe'tû bikitâbim min `indi-llâhi hüve ehdâ minhümâ ettebi`hü in küntüm ṣâdiḳîn. De ki "Eğer doğru sözlü iseniz, Allah katından, bu ikisinden daha doğru bir Kitap getirin de ona uyayım." Say, "Then bring a scripture from Allah which is more guiding than either of them that I may follow it, if you should be truthful." Sayfa 391, Cuz 20, القصص, Al-Qasas—القصص
3302 391 28 50 20 فَإِن لَّمْ يَسْتَجِيبُوا لَكَ فَاعْلَمْ أَنَّمَا يَتَّبِعُونَ أَهْوَاءَهُمْ ۚ وَمَنْ أَضَلُّ مِمَّنِ اتَّبَعَ هَوَاهُ بِغَيْرِ هُدًى مِّنَ اللَّهِ ۚ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ feil lem yestecîbû leke fa`lem ennemâ yettebi`ûne ehvâehüm. vemen eḍallü mimmeni-ttebe`a hevâhü bigayri hüdem mine-llâh. inne-llâhe lâ yehdi-lḳavme-żżâlimîn. Eğer, sana cevap veremezlerse, onların sadece heveslerine uyduklarını bil. Allah'tan bir yol gösterici olmadan hevesine uyandan daha sapık kim vardır? Allah zalim milleti şüphesiz ki doğru yola eriştirmez. But if they do not respond to you - then know that they only follow their [own] desires. And who is more astray than one who follows his desire without guidance from Allah? Indeed, Allah does not guide the wrongdoing people. Sayfa 391, Cuz 20, القصص, Al-Qasas—القصص
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 392
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
3303 392 28 51 20 ۞ وَلَقَدْ وَصَّلْنَا لَهُمُ الْقَوْلَ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ veleḳad veṣṣalnâ lehümü-lḳavle le`allehüm yeteẕekkerûn. And olsun ki, Biz vahyi onlara ard arda yetiştirdik; belki düşünürler. And We have [repeatedly] conveyed to them the Qur'an that they might be reminded. Sayfa 392, Cuz 20, القصص, Al-Qasas—القصص
3304 392 28 52 20 الَّذِينَ آتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ مِن قَبْلِهِ هُم بِهِ يُؤْمِنُونَ elleẕîne âteynâhümü-lkitâbe min ḳablihî hüm bihî yü'minûn. Kendilerine daha önceden kitap verdiklerimiz buna da inanırlar. Those to whom We gave the Scripture before it - they are believers in it. Sayfa 392, Cuz 20, القصص, Al-Qasas—القصص
3305 392 28 53 20 وَإِذَا يُتْلَىٰ عَلَيْهِمْ قَالُوا آمَنَّا بِهِ إِنَّهُ الْحَقُّ مِن رَّبِّنَا إِنَّا كُنَّا مِن قَبْلِهِ مُسْلِمِينَ veiẕâ yütlâ `aleyhim ḳâlû âmennâ bihî innehü-lḥaḳḳu mir rabbinâ innâ künnâ min ḳablihî müslimîn. Kuran onlara okunduğu zaman: "Ona inandık, doğrusu o Rabbimizden gelen gerçektir; biz şüphesiz daha önceden müslüman olmuş kimseleriz" derler. And when it is recited to them, they say, "We have believed in it; indeed, it is the truth from our Lord. Indeed we were, [even] before it, Muslims [submitting to Allah]." Sayfa 392, Cuz 20, القصص, Al-Qasas—القصص
3306 392 28 54 20 أُولَٰئِكَ يُؤْتَوْنَ أَجْرَهُم مَّرَّتَيْنِ بِمَا صَبَرُوا وَيَدْرَءُونَ بِالْحَسَنَةِ السَّيِّئَةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنفِقُونَ ülâike yü'tevne ecrahüm merrateyni bimâ ṣaberû veyedraûne bilḥaseneti-sseyyiete vemimmâ razaḳnâhüm yünfiḳûn. İşte onlara, sabırlarından dolayı, ecirleri iki defa verilir; onlar kötülüğü iyilikle savarlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan da sarfederler. Those will be given their reward twice for what they patiently endured and [because] they avert evil through good, and from what We have provided them they spend. Sayfa 392, Cuz 20, القصص, Al-Qasas—القصص
3307 392 28 55 20 وَإِذَا سَمِعُوا اللَّغْوَ أَعْرَضُوا عَنْهُ وَقَالُوا لَنَا أَعْمَالُنَا وَلَكُمْ أَعْمَالُكُمْ سَلَامٌ عَلَيْكُمْ لَا نَبْتَغِي الْجَاهِلِينَ veiẕâ semi`ü-llagve a`raḍû `anhü veḳâlû lenâ a`mâlünâ veleküm a`mâlüküm. selâmün `aleyküm. lâ nebtegi-lcâhilîn. Onlar, boş söz işittikleri vakit ondan yüz çevirirler. "Bizim işlediğimiz bize, sizin işlediğiniz sizedir. Size selam olsun, cahillerle ilgilenmeyiz" derler. And when they hear ill speech, they turn away from it and say, "For us are our deeds, and for you are your deeds. Peace will be upon you; we seek not the ignorant." Sayfa 392, Cuz 20, القصص, Al-Qasas—القصص
3308 392 28 56 20 إِنَّكَ لَا تَهْدِي مَنْ أَحْبَبْتَ وَلَٰكِنَّ اللَّهَ يَهْدِي مَن يَشَاءُ ۚ وَهُوَ أَعْلَمُ بِالْمُهْتَدِينَ inneke lâ tehdî men aḥbebte velâkinne-llâhe yehdî mey yeşâ'. vehüve a`lemü bilmühtedîn. Sen, sevdiğini doğru yola eriştiremezsin, ama Allah, dilediğini doğru yola eriştirir. Doğru yola girecekleri en iyi O bilir. Indeed, [O Muhammad], you do not guide whom you like, but Allah guides whom He wills. And He is most knowing of the [rightly] guided. Sayfa 392, Cuz 20, القصص, Al-Qasas—القصص
3309 392 28 57 20 وَقَالُوا إِن نَّتَّبِعِ الْهُدَىٰ مَعَكَ نُتَخَطَّفْ مِنْ أَرْضِنَا ۚ أَوَلَمْ نُمَكِّن لَّهُمْ حَرَمًا آمِنًا يُجْبَىٰ إِلَيْهِ ثَمَرَاتُ كُلِّ شَيْءٍ رِّزْقًا مِّن لَّدُنَّا وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ veḳâlû in nettebi`i-lhüdâ me`ake nüteḫattef min arḍinâ. evelem nümekkil lehüm ḥaramen âminey yücbâ ileyhi ŝemerâtü külli şey'ir rizḳam mil ledünnâ velâkinne ekŝerahüm lâ ya`lemûn. Seninle beraber doğru yolda gidersek, yurdumuzdan ediliriz dediler. Onları katımızdan bir rızık olarak her şeyin ürününün toplandığı güvenli ve kutlu bir yere yerleştirmedik mi? Ama çoğu bilmezler. And they say, "If we were to follow the guidance with you, we would be swept from our land." Have we not established for them a safe sanctuary to which are brought the fruits of all things as provision from Us? But most of them do not know. Sayfa 392, Cuz 20, القصص, Al-Qasas—القصص
3310 392 28 58 20 وَكَمْ أَهْلَكْنَا مِن قَرْيَةٍ بَطِرَتْ مَعِيشَتَهَا ۖ فَتِلْكَ مَسَاكِنُهُمْ لَمْ تُسْكَن مِّن بَعْدِهِمْ إِلَّا قَلِيلًا ۖ وَكُنَّا نَحْنُ الْوَارِثِينَ vekem ehleknâ min ḳaryetim beṭirat me`îşetehâ. fetilke mesâkinühüm lem tüskem mim ba`dihim illâ ḳalîlâ. vekünnâ naḥnü-lvâriŝîn. Nimet ve refaha karşı nankörlük eden nice şehri yok etmişizdir. İşte yerleri! Kendilerinden sonra pek az kimseler oturabilmiştir. Oralara Biz varis olmuşuzdur. And how many a city have We destroyed that was insolent in its [way of] living, and those are their dwellings which have not been inhabited after them except briefly. And it is We who were the inheritors. Sayfa 392, Cuz 20, القصص, Al-Qasas—القصص
3311 392 28 59 20 وَمَا كَانَ رَبُّكَ مُهْلِكَ الْقُرَىٰ حَتَّىٰ يَبْعَثَ فِي أُمِّهَا رَسُولًا يَتْلُو عَلَيْهِمْ آيَاتِنَا ۚ وَمَا كُنَّا مُهْلِكِي الْقُرَىٰ إِلَّا وَأَهْلُهَا ظَالِمُونَ vemâ kâne rabbüke mühlike-lḳurâ ḥattâ yeb`aŝe fî ümmihâ rasûley yetlû `aleyhim âyâtinâ. vemâ künnâ mühliki-lḳurâ illâ veehlühâ żâlimûn. Rabbin şehirlerin anasına, onlara ayetlerimizi okuyacak bir peygamber göndermedikçe onları yok etmiş değildir. Zaten Biz yalnız, halkı zalim olan şehirleri yok etmişizdir. And never would your Lord have destroyed the cities until He had sent to their mother a messenger reciting to them Our verses. And We would not destroy the cities except while their people were wrongdoers. Sayfa 392, Cuz 20, القصص, Al-Qasas—القصص
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 393
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
3312 393 28 60 20 وَمَا أُوتِيتُم مِّن شَيْءٍ فَمَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَزِينَتُهَا ۚ وَمَا عِندَ اللَّهِ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ ۚ أَفَلَا تَعْقِلُونَ vemâ ûtîtüm min şey'in femetâ`u-lḥayâti-ddünyâ vezînetühâ. vemâ `inde-llâhi ḫayruv veebḳâ. efelâ ta`ḳilûn. Size verilen herhangi bir şey, dünya hayatının bir geçimliği ve süsüdür. Allah katında olan daha iyi ve devamlıdır. Akletmez misiniz? And whatever thing you [people] have been given - it is [only for] the enjoyment of worldly life and its adornment. And what is with Allah is better and more lasting; so will you not use reason? Sayfa 393, Cuz 20, القصص, Al-Qasas—القصص
3313 393 28 61 20 أَفَمَن وَعَدْنَاهُ وَعْدًا حَسَنًا فَهُوَ لَاقِيهِ كَمَن مَّتَّعْنَاهُ مَتَاعَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا ثُمَّ هُوَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مِنَ الْمُحْضَرِينَ efemev ve`adnâhü va`den ḥasenen fehüve lâḳîhi kemem metta`nâhü metâ`a-lḥayâti-ddünyâ ŝümme hüve yevme-lḳiyâmeti mine-lmuḥḍarîn. Vadettiğimiz güzel bir nimete kavuşan kimse; dünya hayatında kendisine bir geçimlik verdiğimiz, sonra kıyamet günü azap için getirilen kimse gibi midir? Then is he whom We have promised a good promise which he will obtain like he for whom We provided enjoyment of worldly life [but] then he is, on the Day of Resurrection, among those presented [for punishment in Hell]? Sayfa 393, Cuz 20, القصص, Al-Qasas—القصص
3314 393 28 62 20 وَيَوْمَ يُنَادِيهِمْ فَيَقُولُ أَيْنَ شُرَكَائِيَ الَّذِينَ كُنتُمْ تَزْعُمُونَ veyevme yünâdîhim feyeḳûlü eyne şürakâiye-lleẕîne küntüm tez`umûn. Allah, o gün onlara seslenir: "Benim ortağım olduklarını iddia ettikleriniz nerededirler?" der. And [warn of] the Day He will call them and say, "Where are My 'partners' which you used to claim?" Sayfa 393, Cuz 20, القصص, Al-Qasas—القصص
3315 393 28 63 20 قَالَ الَّذِينَ حَقَّ عَلَيْهِمُ الْقَوْلُ رَبَّنَا هَٰؤُلَاءِ الَّذِينَ أَغْوَيْنَا أَغْوَيْنَاهُمْ كَمَا غَوَيْنَا ۖ تَبَرَّأْنَا إِلَيْكَ ۖ مَا كَانُوا إِيَّانَا يَعْبُدُونَ ḳâle-lleẕîne ḥaḳḳa `aleyhimü-lḳavlü rabbenâ hâülâi-lleẕîne agveynâ. agveynâhüm kemâ gaveynâ. teberra'nâ ileyk. mâ kânû iyyânâ ya`büdûn. Hükmün aleyhlerine gerçekleştiği kimseler: "Rabbimiz! İşte bunlar bizim azdırdığımız kimselerdir. Kendimiz azdığımız gibi onları da azdırdık. Onlardan uzaklaşıp Sana geldik, zaten aslında bize tapmıyorlardı" derler. Those upon whom the word will have come into effect will say, "Our Lord, these are the ones we led to error. We led them to error just as we were in error. We declare our disassociation [from them] to You. They did not used to worship us." Sayfa 393, Cuz 20, القصص, Al-Qasas—القصص
3316 393 28 64 20 وَقِيلَ ادْعُوا شُرَكَاءَكُمْ فَدَعَوْهُمْ فَلَمْ يَسْتَجِيبُوا لَهُمْ وَرَأَوُا الْعَذَابَ ۚ لَوْ أَنَّهُمْ كَانُوا يَهْتَدُونَ veḳîle-d`û şürakâeküm fede`avhüm felem yestecîbû lehüm veraevü-l`aẕâb. lev ennehüm kânû yehtedûn. Koştuğunuz ortaklarınızı çağırın denir; onlar da çağırırlar ama, kendilerine cevap veremezler; cehennem azabını görünce doğru yolda olmadıklarına yanarlar. And it will be said, "Invoke your 'partners' " and they will invoke them; but they will not respond to them, and they will see the punishment. If only they had followed guidance! Sayfa 393, Cuz 20, القصص, Al-Qasas—القصص
3317 393 28 65 20 وَيَوْمَ يُنَادِيهِمْ فَيَقُولُ مَاذَا أَجَبْتُمُ الْمُرْسَلِينَ veyevme yünâdîhim feyeḳûlü mâẕâ ecebtümü-lmürselîn. O gün Allah onlara seslenir: "Peygamberlere ne cevap verdiniz?" der. And [mention] the Day He will call them and say, "What did you answer the messengers?" Sayfa 393, Cuz 20, القصص, Al-Qasas—القصص
3318 393 28 66 20 فَعَمِيَتْ عَلَيْهِمُ الْأَنبَاءُ يَوْمَئِذٍ فَهُمْ لَا يَتَسَاءَلُونَ fe`amiyet `aleyhimü-l'embâü yevmeiẕin fehüm lâ yetesâelûn. O gün, haberlere karşı körleşirler, verilecek cevapları kalmaz; birbirlerine de soramazlar. But the information will be unapparent to them that Day, so they will not [be able to] ask one another. Sayfa 393, Cuz 20, القصص, Al-Qasas—القصص
3319 393 28 67 20 فَأَمَّا مَن تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا فَعَسَىٰ أَن يَكُونَ مِنَ الْمُفْلِحِينَ feemmâ men tâbe veâmene ve`amile ṣâliḥan fe`asâ ey yekûne mine-lmüfliḥîn. Fakat, tevbe eden, inanıp yararlı iş işleyen kimsenin, kurtuluşa erenler arasında bulunması umulur. But as for one who had repented, believed, and done righteousness, it is promised by Allah that he will be among the successful. Sayfa 393, Cuz 20, القصص, Al-Qasas—القصص
3320 393 28 68 20 وَرَبُّكَ يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ وَيَخْتَارُ ۗ مَا كَانَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ ۚ سُبْحَانَ اللَّهِ وَتَعَالَىٰ عَمَّا يُشْرِكُونَ verabbüke yaḫlüḳu mâ yeşâü veyaḫtâr. mâ kâne lehümü-lḫiyerah. sübḥâne-llâhi vete`âlâ `ammâ yüşrikûn. Rabbin dilediğini yaratır ve seçer; onlar için seçim hakkı yoktur. Allah onların koştukları ortaklardan münezzehtir, yücedir. And your Lord creates what He wills and chooses; not for them was the choice. Exalted is Allah and high above what they associate with Him. Sayfa 393, Cuz 20, القصص, Al-Qasas—القصص

Sayfalar

CSV