Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 323
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
2501 323 21 18 17 بَلْ نَقْذِفُ بِالْحَقِّ عَلَى الْبَاطِلِ فَيَدْمَغُهُ فَإِذَا هُوَ زَاهِقٌ ۚ وَلَكُمُ الْوَيْلُ مِمَّا تَصِفُونَ bel naḳẕifü bilḥaḳḳi `ale-lbâṭili feyedmeguhû feiẕâ hüve zâhiḳ. velekümü-lveylü mimmâ teṣifûn. Gerçeği batılın başına çarparız ve onun beynini parçalar; böylece batıl ortadan kalkar. Allah'a yakıştırdığınız vasıflardan ötürü yazıklar olsun size! Rather, We dash the truth upon falsehood, and it destroys it, and thereupon it departs. And for you is destruction from that which you describe. Sayfa 323, Cuz 17, الأنبياء, Al-Anbiya—الأنبياء
2502 323 21 19 17 وَلَهُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۚ وَمَنْ عِندَهُ لَا يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِهِ وَلَا يَسْتَحْسِرُونَ velehû men fi-ssemâvâti vel'arḍ. vemen `indehû lâ yestekbirûne `an `ibâdetihî velâ yestaḥsirûn. Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. Katında olanlar O'na kulluk etmekten çekinmezler ve usanmazlar. To Him belongs whoever is in the heavens and the earth. And those near Him are not prevented by arrogance from His worship, nor do they tire. Sayfa 323, Cuz 17, الأنبياء, Al-Anbiya—الأنبياء
2503 323 21 20 17 يُسَبِّحُونَ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ لَا يَفْتُرُونَ yüsebbiḥûne-lleyle vennehâra lâ yeftürûn. Gece ve gündüz, bıkmadan tesbih ederler. They exalt [Him] night and day [and] do not slacken. Sayfa 323, Cuz 17, الأنبياء, Al-Anbiya—الأنبياء
2504 323 21 21 17 أَمِ اتَّخَذُوا آلِهَةً مِّنَ الْأَرْضِ هُمْ يُنشِرُونَ emi-tteḫaẕû âlihetem mine-l'arḍi hüm yünşirûn. Yeryüzünde edindikleri tanrılar mı, onlar mı ölüleri diriltecekler? Or have men taken for themselves gods from the earth who resurrect [the dead]? Sayfa 323, Cuz 17, الأنبياء, Al-Anbiya—الأنبياء
2505 323 21 22 17 لَوْ كَانَ فِيهِمَا آلِهَةٌ إِلَّا اللَّهُ لَفَسَدَتَا ۚ فَسُبْحَانَ اللَّهِ رَبِّ الْعَرْشِ عَمَّا يَصِفُونَ lev kâne fîhimâ âlihetün ille-llâhü lefesedetâ. fesübḥâne-llâhi rabbi-l`arşi `ammâ yeṣifûn. Eğer yerle gökte Allah'tan başka tanrılar olsaydı, ikisi de bozulurdu. Arşın Rabbi olan Allah, onların vasıflandırdıklarından münezzehtir. Had there been within the heavens and earth gods besides Allah, they both would have been ruined. So exalted is Allah, Lord of the Throne, above what they describe. Sayfa 323, Cuz 17, الأنبياء, Al-Anbiya—الأنبياء
2506 323 21 23 17 لَا يُسْأَلُ عَمَّا يَفْعَلُ وَهُمْ يُسْأَلُونَ lâ yüs'elü `ammâ yef`alü vehüm yüs'elûn. O, yaptığından sorumlu değildir, onlar ise sorumlu tutulacaklardır. He is not questioned about what He does, but they will be questioned. Sayfa 323, Cuz 17, الأنبياء, Al-Anbiya—الأنبياء
2507 323 21 24 17 أَمِ اتَّخَذُوا مِن دُونِهِ آلِهَةً ۖ قُلْ هَاتُوا بُرْهَانَكُمْ ۖ هَٰذَا ذِكْرُ مَن مَّعِيَ وَذِكْرُ مَن قَبْلِي ۗ بَلْ أَكْثَرُهُمْ لَا يَعْلَمُونَ الْحَقَّ ۖ فَهُم مُّعْرِضُونَ emi-tteḫaẕû min dûnihî âliheh. ḳul hâtû bürhâneküm. hâẕâ ẕikru mem me`iye veẕikru men ḳablî. bel ekŝeruhüm lâ ya`lemûne-lḥaḳḳa fehüm mü`riḍûn. O'nu bırakıp tanrılar mı edindiler? De ki: "Kesin delilinizi getirin. İşte benim ve ümmetimin Kitap'ı ve senden öncekilerin kitapları." Hayır; onların çoğu gerçeği bilmez de yüz çevirirler. Or have they taken gods besides Him? Say, [O Muhammad], "Produce your proof. This [Qur'an] is the message for those with me and the message of those before me." But most of them do not know the truth, so they are turning away. Sayfa 323, Cuz 17, الأنبياء, Al-Anbiya—الأنبياء
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 324
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
2508 324 21 25 17 وَمَا أَرْسَلْنَا مِن قَبْلِكَ مِن رَّسُولٍ إِلَّا نُوحِي إِلَيْهِ أَنَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا أَنَا فَاعْبُدُونِ vemâ erselnâ min ḳablike mir rasûlin illâ nûḥî ileyhi ennehû lâ ilâhe illâ ene fa`büdûn. Senden önce gönderdiğimiz her peygambere: "Benden başka tanrı yoktur, Bana kulluk edin" diye vahyetmişizdir. And We sent not before you any messenger except that We revealed to him that, "There is no deity except Me, so worship Me." Sayfa 324, Cuz 17, الأنبياء, Al-Anbiya—الأنبياء
2509 324 21 26 17 وَقَالُوا اتَّخَذَ الرَّحْمَٰنُ وَلَدًا ۗ سُبْحَانَهُ ۚ بَلْ عِبَادٌ مُّكْرَمُونَ veḳâlü-tteḫaẕe-rraḥmânü veleden sübḥâneh. bel `ibâdüm mükramûn. Rahman çocuk edindi dediler. Haşa; hayır, melekler şerefli kılınmış kullardır. And they say, "The Most Merciful has taken a son." Exalted is He! Rather, they are [but] honored servants. Sayfa 324, Cuz 17, الأنبياء, Al-Anbiya—الأنبياء
2510 324 21 27 17 لَا يَسْبِقُونَهُ بِالْقَوْلِ وَهُم بِأَمْرِهِ يَعْمَلُونَ lâ yesbiḳûnehû bilḳavli vehüm biemrihî ya`melûn. Allah'tan önce söz söyleyemezler; ancak O'nun emri üzerine iş işlerler. They cannot precede Him in word, and they act by His command. Sayfa 324, Cuz 17, الأنبياء, Al-Anbiya—الأنبياء
2511 324 21 28 17 يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلَا يَشْفَعُونَ إِلَّا لِمَنِ ارْتَضَىٰ وَهُم مِّنْ خَشْيَتِهِ مُشْفِقُونَ ya`lemü mâ beyne eydîhim vemâ ḫalfehüm velâ yeşfe`ûne illâ limeni-rteḍâ vehüm min ḫaşyetihî müşfiḳûn. Allah, onların yaptıklarını ve yapmakta olduklarını bilir. Onlar Allah'ın hoşnut olduğu kimseden başkasına şefaat edemezler; O'nun korkusundan titrerler. He knows what is [presently] before them and what will be after them, and they cannot intercede except on behalf of one whom He approves. And they, from fear of Him, are apprehensive. Sayfa 324, Cuz 17, الأنبياء, Al-Anbiya—الأنبياء
2512 324 21 29 17 ۞ وَمَن يَقُلْ مِنْهُمْ إِنِّي إِلَٰهٌ مِّن دُونِهِ فَذَٰلِكَ نَجْزِيهِ جَهَنَّمَ ۚ كَذَٰلِكَ نَجْزِي الظَّالِمِينَ vemey yeḳul minhüm innî ilâhüm min dûnihî feẕâlike neczîhi cehennem. keẕâlike neczi-żżâlimîn. Bunlar içinde kim "Ben, Allah'tan başka bir tanrıyım" derse, işte onu cehennemle cezalandırırız. Zulmedenlerin cezasını böyle veririz. And whoever of them should say, "Indeed, I am a god besides Him"- that one We would recompense with Hell. Thus do We recompense the wrongdoers. Sayfa 324, Cuz 17, الأنبياء, Al-Anbiya—الأنبياء
2513 324 21 30 17 أَوَلَمْ يَرَ الَّذِينَ كَفَرُوا أَنَّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ كَانَتَا رَتْقًا فَفَتَقْنَاهُمَا ۖ وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَاءِ كُلَّ شَيْءٍ حَيٍّ ۖ أَفَلَا يُؤْمِنُونَ evelem yera-lleẕîne keferû enne-ssemâvâti vel'arḍa kânetâ ratḳan fefetaḳnâhümâ. vece`alnâ mine-lmâi külle şey'in ḥayy. efelâ yü'minûn. İnkar edenler, gökler ve yer yapışıkken onları ayırdığımızı ve bütün canlıları sudan meydana getirdiğimizi bilmezler mi? İnanmıyorlar mı? Have those who disbelieved not considered that the heavens and the earth were a joined entity, and We separated them and made from water every living thing? Then will they not believe? Sayfa 324, Cuz 17, الأنبياء, Al-Anbiya—الأنبياء
2514 324 21 31 17 وَجَعَلْنَا فِي الْأَرْضِ رَوَاسِيَ أَن تَمِيدَ بِهِمْ وَجَعَلْنَا فِيهَا فِجَاجًا سُبُلًا لَّعَلَّهُمْ يَهْتَدُونَ vece`alnâ fi-l'arḍi ravâsiye en temîde bihim vece`alnâ fîhâ ficâcen sübülel le`allehüm yehtedûn. Yeryüzüne, insanlar sarsılmasın diye sabit dağlar yerleştirdik; rahat gidebilsinler diye aralarında geniş yollar varettik. And We placed within the earth firmly set mountains, lest it should shift with them, and We made therein [mountain] passes [as] roads that they might be guided. Sayfa 324, Cuz 17, الأنبياء, Al-Anbiya—الأنبياء
2515 324 21 32 17 وَجَعَلْنَا السَّمَاءَ سَقْفًا مَّحْفُوظًا ۖ وَهُمْ عَنْ آيَاتِهَا مُعْرِضُونَ vece`alne-ssemâe saḳfem maḥfûżâ. vehüm `an âyâtihâ mü`riḍûn. Göğü karışıklıktan korunmuş bir tavan kıldık; oysa onlar bundaki delillerden yüz çeviriyorlar. And We made the sky a protected ceiling, but they, from its signs, are turning away. Sayfa 324, Cuz 17, الأنبياء, Al-Anbiya—الأنبياء
2516 324 21 33 17 وَهُوَ الَّذِي خَلَقَ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ ۖ كُلٌّ فِي فَلَكٍ يَسْبَحُونَ vehüve-lleẕî ḫaleḳa-lleyle vennehâra veşşemse velḳamer. küllün fî felekiy yesbeḥûn. Geceyi ve gündüzü, güneşi ve ayı yaratan O'dur. Her biri bir yörüngede yürür. And it is He who created the night and the day and the sun and the moon; all [heavenly bodies] in an orbit are swimming. Sayfa 324, Cuz 17, الأنبياء, Al-Anbiya—الأنبياء
2517 324 21 34 17 وَمَا جَعَلْنَا لِبَشَرٍ مِّن قَبْلِكَ الْخُلْدَ ۖ أَفَإِن مِّتَّ فَهُمُ الْخَالِدُونَ vemâ ce`alnâ libeşerim min ḳablike-lḫuld. efeim mitte fehümü-lḫâlidûn. Senden önce de hiçbir insanı ölümsüz kılmadık, sen ölürsün de onlar baki kalır mı? And We did not grant to any man before you eternity [on earth]; so if you die - would they be eternal? Sayfa 324, Cuz 17, الأنبياء, Al-Anbiya—الأنبياء
2518 324 21 35 17 كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ ۗ وَنَبْلُوكُم بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةً ۖ وَإِلَيْنَا تُرْجَعُونَ küllü nefsin ẕâiḳatü-lmevt. veneblûküm bişşerri velḫayri fitneh. veileynâ türce`ûn. Her can ölümü tadacaktır. Bir imtihan olarak size iyilik ve kötülük veririz. Sonunda Bize dönersiniz. Every soul will taste death. And We test you with evil and with good as trial; and to Us you will be returned. Sayfa 324, Cuz 17, الأنبياء, Al-Anbiya—الأنبياء
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 325
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
2519 325 21 36 17 وَإِذَا رَآكَ الَّذِينَ كَفَرُوا إِن يَتَّخِذُونَكَ إِلَّا هُزُوًا أَهَٰذَا الَّذِي يَذْكُرُ آلِهَتَكُمْ وَهُم بِذِكْرِ الرَّحْمَٰنِ هُمْ كَافِرُونَ veiẕâ raâke-lleẕîne keferû iy yetteḫiẕûneke illâ hüzüvâ. ehâẕe-lleẕî yeẕküru âliheteküm. vehüm biẕikri-rraḥmâni hüm kâfirûn. İnkarcılar seni gördükleri zaman, şüphesiz, seni alaya almaktan başka bir şey yapmazlar. "Sizin tanrılarınızı diline dolayan bu mudur?" derler ve Rahman'ın Kitabını işte onlar inkar ederler. And when those who disbelieve see you, [O Muhammad], they take you not except in ridicule, [saying], "Is this the one who insults your gods?" And they are, at the mention of the Most Merciful, disbelievers. Sayfa 325, Cuz 17, الأنبياء, Al-Anbiya—الأنبياء
2520 325 21 37 17 خُلِقَ الْإِنسَانُ مِنْ عَجَلٍ ۚ سَأُرِيكُمْ آيَاتِي فَلَا تَسْتَعْجِلُونِ ḫuliḳa-l'insânü min `acel. seürîküm âyâtî felâ testa`cilûn. İnsan aceleci olarak yaratılmıştır. Size ayetlerimi göstereceğim, bunu Benden acele istemeyin. Man was created of haste. I will show you My signs, so do not impatiently urge Me. Sayfa 325, Cuz 17, الأنبياء, Al-Anbiya—الأنبياء

Sayfalar

CSV