Mekkî

 
00:00

innâ enẕernâküm `aẕâben ḳarîbâ. yevme yenżuru-lmerü mâ ḳaddemet yedâhü veyeḳûlü-lkâfiru yâ leytenî küntü türâbâ.

Arapça:

إِنَّا أَنذَرْنَاكُمْ عَذَابًا قَرِيبًا يَوْمَ يَنظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ الْكَافِرُ يَا لَيْتَنِي كُنتُ تُرَابًا

Türkçe:

Biz sizi yakın bir azap ile uyardık. Bir gündedir ki o, kişi kendi ellerinin önden gönderdiğine bakar ve küfre sapan şöyle der: "Keşke toprak olsaydım!"

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Biz sizi yakın bir azap ile uyardık. O gün kişi ellerinin ne takdim ettiğine bakacak ve kâfir diyecek ki: "Ah ne olaydı, ben bir toprak olaydım."

Diyanet Vakfı:

Biz, yakın bir azap ile sizi uyardık. O gün kişi önceden yaptıklarına bakacak ve inkarcı kişi: "Keşke toprak olsaydım!" diyecektir.

İngilizce:

Verily, We have warned you of a Penalty near, the Day when man will see (the deeds) which his hands have sent forth, and the Unbeliever will say, "Woe unto me! Would that I were (metre) dust!"

Fransızca:

Nous vous avons avertis d'un châtiment bien proche, le jour où l'homme verra ce que ses deux mains ont préparé; et l'infidèle dira : "Hélas pour moi ! Comme j'aurais aimé n'être que poussière".

Almanca:

Gewiß, WIR warnten euch vor einer nahen Peinigung an dem Tag, wenn der Mensch schaut, was er eigenhändig vorlegte, und der Kafir sagt: "Wäre ich doch nur Erde gewesen!"

Rusça:

Мы предостерегли вас от наказания близкого. В тот день человек увидит, что уготовили его руки, а неверующий скажет: "Лучше бы мне быть прахом!"

Açıklama:
 
00:00

vennâzi`âti garḳâ.

Arapça:

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَالنَّازِعَاتِ غَرْقًا

Türkçe:

Yemin olsun, çekip koparanlara/yay çekenlere/kuyudan su çekenlere/bağsız-bekçisiz koşan atlara/ayrılık yüzünden hasret çekenlere/daldırıp daldırıp çıkaranlara,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Andolsun şiddetle çekip çıkaranlara,

Diyanet Vakfı:

Söküp çıkaranlara, andolsun;

İngilizce:

By the (angels) who tear out (the souls of the wicked) with violence;

Fransızca:

Par ceux qui arrachent violemment !

Almanca:

Bei den gründlichst Herausziehenden!

Rusça:

Клянусь исторгающими души неверующих жестоко,

Açıklama:
 
00:00

vennâşiṭâti neşṭâ.

Arapça:

وَالنَّاشِطَاتِ نَشْطًا

Türkçe:

Yemin olsun, rahatça, incitmeden çekenlere/düğümü hünerle çözenlere/bir yerden bir yere gidenlere/coşkuyla iç çekenlere,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Usulcacık çekenlere,

Diyanet Vakfı:

Yavaşça çekenlere,

İngilizce:

By those who gently draw out (the souls of the blessed);

Fransızca:

Et par ceux qui recueillent avec douceur !

Almanca:

Bei den mit behutsamem Herausnehmen Herausnehmenden!

Rusça:

извлекающими души верующих нежно,

Açıklama:
 
00:00

vessâbiḥâti sebḥâ.

Arapça:

وَالسَّابِحَاتِ سَبْحًا

Türkçe:

Yemin olsun, boşlukta yahut suda yüzüp gidenlere,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Yüzüp yüzüp gidenlere,

Diyanet Vakfı:

Yüzdükçe yüzenlere,

İngilizce:

And by those who glide along (on errands of mercy),

Fransızca:

Et par ceux qui voguent librement,

Almanca:

Bei den schwebend Schwebenden,

Rusça:

плывущими плавно,

Açıklama:
 
00:00

fessâbiḳâti sebḳâ.

Arapça:

فَالسَّابِقَاتِ سَبْقًا

Türkçe:

Derken öne geçip yarışı kazananlara,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Yarışıp geçenlere,

Diyanet Vakfı:

Yarıştıkça yarışanlara,

İngilizce:

Then press forward as in a race,

Fransızca:

puis s'élancent à toute vitesse,

Almanca:

dann den im Wettlauf Führenden,

Rusça:

опережающими стремительно

Açıklama:
 
00:00

felmüdebbirâti emrâ.

Arapça:

فَالْمُدَبِّرَاتِ أَمْرًا

Türkçe:

Bir iş ve oluşu çekip çevirenlere,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Derken bir iş çevirenlere kasem olsun (ki kıyamet var).

Diyanet Vakfı:

Derken iş düzenleyenlere.

İngilizce:

Then arrange to do (the Commands of their Lord),

Fransızca:

et règlent les affaires !

Almanca:

dann den die Angelegenheit Regelnden!

Rusça:

и исполняющими повеления.

Açıklama:
 
00:00

yevme tercüfü-rrâcifeh.

Arapça:

يَوْمَ تَرْجُفُ الرَّاجِفَةُ

Türkçe:

Ki o gün şiddetle sarsacak olan saracaktır.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O gün deprem sarsar,

Diyanet Vakfı:

Birinci üflemenin (kainatı) sarstığı,

İngilizce:

One Day everything that can be in commotion will be in violent commotion,

Fransızca:

Le jour où [la terre] tremblera [au premier son du clairon]

Almanca:

An dem Tag, wenn das Bebende bebt,

Rusça:

В тот день сотрясется сотрясающаяся (раздастся первый трубный глас, после которого творения умрут),

Açıklama:
 
00:00

tetbe`uhe-rrâdifeh.

Arapça:

تَتْبَعُهَا الرَّادِفَةُ

Türkçe:

Onu, ardısıra gelen izleyecektir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Onu ikinci bir sarsıntı izler.

Diyanet Vakfı:

Onu ikinci üflemenin takip ettiği gün,

İngilizce:

Followed by oft-repeated (commotions):

Fransızca:

immédiatement suivi du deuxième.

Almanca:

dann ihr die Abhängige nachfolgt,

Rusça:

вслед за чем последует еще одно сотрясение (раздастся второй трубный глас, после которого начнется воскрешение),

Açıklama:
 
00:00

ḳulûbüy yevmeiẕiv vâcifeh.

Arapça:

قُلُوبٌ يَوْمَئِذٍ وَاجِفَةٌ

Türkçe:

Bazı kalpler o gün kaygıdan titreyecektir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Yürekler vardır, o gün kaygıdan hoplar.

Diyanet Vakfı:

İşte o gün yürekler kaygıdan oynar,

İngilizce:

Hearts that Day will be in agitation;

Fransızca:

Ce jour-là, il y aura des coeurs qui seront agités d'effroi,

Almanca:

die Herzen an diesem Tag sind voller Furcht,

Rusça:

В тот день затрепещут сердца,

Açıklama:
 
00:00

ebṣâruhâ ḫâşi`ah.

Arapça:

أَبْصَارُهَا خَاشِعَةٌ

Türkçe:

Onların gözleri yerlere eğilecektir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Gözler kalkmaz saygıdan.

Diyanet Vakfı:

Gözler yorgun düşer.

İngilizce:

Cast down will be (their owners') eyes.

Fransızca:

et leurs regards se baisseront.

Almanca:

ihre Blicke sind vor Ehrfurcht gesenkt,

Rusça:

и потупятся взоры.

Açıklama:

Sayfalar

Mekkî beslemesine abone olun.