Mekkî

 
00:00

febieyyi ḥadîŝim ba`dehû yü'minûn.

Arapça:

فَبِأَيِّ حَدِيثٍ بَعْدَهُ يُؤْمِنُونَ

Türkçe:

Artık bundan sonra hangi hadise/söze iman edecekler?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Artık bundan (Kur'an'dan) sonra hangi söze inanacaklar?

Diyanet Vakfı:

Onlar artık bundan (Kur'an'dan) sonra hangi söze inanacaklar.

İngilizce:

Then what Message, after that, will they believe in?

Fransızca:

Après cela, en quelle parole croiront-ils donc ?

Almanca:

An welches Wort nach ihm (dem Quran) werden sie denn den Iman verinnerlichen?!

Rusça:

В какой же рассказ после этого вы уверуете?

Açıklama:
 
00:00

`amme yetesâelûn.

Arapça:

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ عَمَّ يَتَسَاءَلُونَ

Türkçe:

Hangi şeyden sorup duruyorlar birbirlerine?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Birbirlerine neyi soruyorlar?

Diyanet Vakfı:

Birbirlerine neyi soruyorlar?

İngilizce:

Concerning what are they disputing?

Fransızca:

Sur quoi s'interrogent-ils mutuellement ?

Almanca:

Wonach fragen sie einander?!

Rusça:

О чем они расспрашивают друг друга?

Açıklama:
 
00:00

`ani-nnebei-l`ażîm.

Arapça:

عَنِ النَّبَإِ الْعَظِيمِ

Türkçe:

O büyük haberden mi?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O büyük haberden (kıyametten) mi?

Diyanet Vakfı:

O büyük haberden mi?

İngilizce:

Concerning the Great News,

Fransızca:

Sur la grande nouvelle,

Almanca:

Nach der gewaltigen Mitteilung,

Rusça:

О великой вести,

Açıklama:
 
00:00

elleẕî hüm fîhi muḫtelifûn.

Arapça:

الَّذِي هُمْ فِيهِ مُخْتَلِفُونَ

Türkçe:

Ki onda tartışma içindedirler.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ki onlar onda ayrılığa düşmektedirler.

Diyanet Vakfı:

(İnanıp inanmamakta) ayrılığa düşmektedirler.

İngilizce:

About which they cannot agree.

Fransızca:

à propos de laquelle ils divergent.

Almanca:

über die sie uneins sind?!

Rusça:

относительно которой они расходятся во мнениях.

Açıklama:
 
00:00

kellâ seya`lemûn.

Arapça:

كَلَّا سَيَعْلَمُونَ

Türkçe:

Hayır, sandıkları gibi değil! Yakında bilecekler.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Hayır, ilerde bilecekler.

Diyanet Vakfı:

Hayır! Anlayacaklar!

İngilizce:

Verily, they shall soon (come to) know!

Fransızca:

Eh bien non ! Ils sauront bientôt.

Almanca:

Gewiß, nein! Sie werden es noch wissen.

Rusça:

Но нет, они узнают!

Açıklama:
 
00:00

ŝümme kellâ seya`lemûn.

Arapça:

ثُمَّ كَلَّا سَيَعْلَمُونَ

Türkçe:

Hayır, hayır! Düşündükleri gibi değil, yakında bilecekler.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Hayır hayır, ilerde bilecekler.

Diyanet Vakfı:

Yine hayır! Onlar anlayacaklar!

İngilizce:

Verily, verily they shall soon (come to) know!

Fransızca:

Encore une fois, non ! Ils sauront bientôt.

Almanca:

Dann gewiß, nein! Sie werden es noch wissen.

Rusça:

Еще раз нет, они узнают!

Açıklama:
 
00:00

elem nec`ali-l'arḍa mihâdâ.

Arapça:

أَلَمْ نَجْعَلِ الْأَرْضَ مِهَادًا

Türkçe:

Biz bu yeryüzünü bir beşik yapmadık mı?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Biz yeryüzünü bir beşik yapmadık mı?

Diyanet Vakfı:

Biz yeryüzünü bir döşek, yapmadık mı?

İngilizce:

Have We not made the earth as a wide expanse,

Fransızca:

N'avons-Nous pas fait de la terre une couche ?

Almanca:

Machten WIR die Erde etwa nicht als Unterlage,

Rusça:

Разве Мы не сделали землю ложем,

Açıklama:
 
00:00

velcibâle evtâdâ.

Arapça:

وَالْجِبَالَ أَوْتَادًا

Türkçe:

Dağları birer kazık yapmadık mı?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Dağları da birer kazık kılmadık mı?

Diyanet Vakfı:

Dağları da birer kazık.

İngilizce:

And the mountains as pegs?

Fransızca:

et (placé) les montagnes comme des piquets ?

Almanca:

und die Berge als Pflöcke?!

Rusça:

а горы - колышками?

Açıklama:
 
00:00

veḫalaḳnâküm ezvâcâ.

Arapça:

وَخَلَقْنَاكُمْ أَزْوَاجًا

Türkçe:

Sizleri çiftler olarak yarattık.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Sizleri çift çift yarattık.

Diyanet Vakfı:

Sizi çifter çifter yarattık.

İngilizce:

And (have We not) created you in pairs,

Fransızca:

Nous vous avons créés en couples,

Almanca:

Und WIR erschufen euch als Zweiheiten.

Rusça:

Мы сотворили вас парами,

Açıklama:
 
00:00

vece`alnâ nevmeküm sübâtâ.

Arapça:

وَجَعَلْنَا نَوْمَكُمْ سُبَاتًا

Türkçe:

Sizin uykunuzu bir dinlenme/bir rahatlama/bir tür ölüm yaptık.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Uykunuzu bir dinlenme yaptık.

Diyanet Vakfı:

Uykunuzu bir dinlenme kıldık.

İngilizce:

And made your sleep for rest,

Fransızca:

et désigné votre sommeil pour votre repos,

Almanca:

Auch machten WIR euren Schlaf als Ausruhendes.

Rusça:

и сделали ваш сон отдыхом,

Açıklama:

Sayfalar

Mekkî beslemesine abone olun.