Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

78

Sûredeki Ayet No: 

7

Ayet No: 

5679

Sayfa No: 

582

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَالْجِبَالَ أَوْتَادًا

Çeviriyazı: 

velcibâle evtâdâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Dağları da birer kazık kılmadık mı?

Diyanet İşleri: 

Biz yeryüzünü bir beşik, dağları da onun için birer direk kılmadık mı?

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve dağları, çiviler gibi çaktık.

Şaban Piriş: 

Dağları da birer kazık.

Edip Yüksel: 

Dağları da birer kazık?

Ali Bulaç: 

Dağları da birer kazık?

Suat Yıldırım: 

Dağları da arzı tutan birer destek yapmadık mı?

Ömer Nasuhi Bilmen: 

78:6

Yaşar Nuri Öztürk: 

Dağları birer kazık yapmadık mı?

Bekir Sadak: 

Parlak isik veren gunesi varettik

İbni Kesir: 

Dağları da birer kazık?

Adem Uğur: 

Dağları da birer kazık.

İskender Ali Mihr: 

Ve dağları (yeri sabit tutan) kazıklar (yapmadık mı?)

Celal Yıldırım: 

Dağlan (yerin bir bakıma dengesini sağlayan) kazıklar yapmadık mı ?

Tefhim ul Kuran: 

Dağları da birer kazık?

Fransızca: 

et (placé) les montagnes comme des piquets ?

İspanyolca: 

y de las montañas estacas?

İtalyanca: 

delle montagne pioli?

Almanca: 

und die Berge als Pflöcke?!

Çince: 

使山峦如木桩吗?

Hollandaca: 

En de bergen als staken om haar te bevestigen?

Rusça: 

а горы - колышками?

Somalice: 

Buurahana Rukummo (ka yeelin).

Swahilice: 

Na milima kama vigingi?

Uygurca: 

(زېمىننىڭ تەۋرەپ كەتمەسلىكى ئۈچۈن) تاغلارنى قوزۇق قىلمىدۇقمۇ؟

Japonca: 

また山々を,杭としたてはないか。

Arapça (Ürdün): 

«والجبال أوتادا» تثبت بها الأرض كما تثبت الخيام بالأوتاد، والاستفهام للتقرير.

Hintçe: 

और पहाड़ों को (ज़मीन) की मेख़े नहीं बनाया

Tayca: 

และมิได้ให้เทือกเขาเป็นหลักตรึงไว้ดอกหรือ ?

İbranice: 

והלא הצבנו את ההרים כיתדות

Hırvatça: 

i planine kao klinove,

Rumence: 

iar munţii ţăruşi?

Transliteration: 

Waaljibala awtadan

Türkçe: 

Dağları birer kazık yapmadık mı?

Sahih International: 

And the mountains as stakes?

İngilizce: 

And the mountains as pegs?

Azerbaycanca: 

Dağları da dirək?!

Süleyman Ateş: 

Dağları birer kazık?

Diyanet Vakfı: 

Dağları da birer kazık.

Erhan Aktaş: 

Ve dağları da birer kazık?

Kral Fahd: 

Dağları da birer kazık.

Hasan Basri Çantay: 

78:6

Muhammed Esed: 

ve dağları da (onun) sütunları?

Gültekin Onan: 

Dağları da birer kazık?

Ali Fikri Yavuz: 

Dağları da birer kazık?

Portekizce: 

E das montanhas, estacas?

İsveççe: 

Och [har Vi inte gjort] bergen som tältpålar?

Farsça: 

و کوه ها را میخ هایی [برای استواری آن؟]

Kürtçe: 

وە کێوەکانمان نەگێڕاوە بە مێخ ؟!

Özbekçe: 

Ва тоғларни қозиқ (қилиб қўймадикми?).

Malayca: 

Dan gunung-ganang sebagai pancang pasaknya?

Arnavutça: 

E malet shtyll?

Bulgarca: 

и планините - подпори?

Sırpça: 

и планине као клинове

Çekçe: 

a hory jejími podpěrami neučinili?

Urduca: 

اور پہاڑوں کو میخوں کی طرح گاڑ دیا

Tacikçe: 

Ва кӯҳҳоро мехҳое?

Tatarca: 

Дәхи селкенмәсен өчен тауларны җиргә кадак кылмадыммы.

Endonezyaca: 

dan gunung-gunung sebagai pasak?,

Amharca: 

ጋራዎችንም ችካሎች አላደረግንምን?

Tamilce: 

இன்னும், மலைகளை - (பூமி ஆடாமல் இருக்க அதை ஸ்திரப்படுத்தும்) முளைக்கோல்களாக நாம் ஆக்கவில்லையா?

Korece: 

산들을 두매 기둥으로 두었고

Vietnamca: 

Và những quả núi như những cái trụ (giữ vững mặt đất)?