
leyse lehüm ṭa`âmün illâ min ḍarî`.
Arapça:
لَّيْسَ لَهُمْ طَعَامٌ إِلَّا مِن ضَرِيعٍ
Türkçe:
Yırtıcı bir dikenden başka yemek yoktur onlar için.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar için kuru bir dikenden başka yiyecek de yoktur.
Diyanet Vakfı:
Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur,
İngilizce:
No food will there be for them but a bitter Dhari'
Fransızca:
Il n'y aura pour eux d'autre nourriture que des plantes épineuses [darii],
Almanca:
Für sie gibt es keine Speise außer von getrocknetem Dornengewächs,
Rusça:
и кормить только ядовитыми колючками,
Açıklama:

lâ yüsminü velâ yugnî min cû`.
Arapça:
لَّا يُسْمِنُ وَلَا يُغْنِي مِن جُوعٍ
Türkçe:
Ne semirtir ne açlıktan kurtarır.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O da ne besler, ne de açlığı giderir.
Diyanet Vakfı:
O ise ne besler ne de açlığı giderir.
İngilizce:
Which will neither nourish nor satisfy hunger.
Fransızca:
qui n'engraisse, ni n'apaise la faim.
Almanca:
das weder ernährt, noch den Hunger stillt.
Rusça:
от которых не поправляются и которые не утоляют голода.
Açıklama:

vucûhüy yevmeiẕin nâ`imeh.
Arapça:
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَّاعِمَةٌ
Türkçe:
Yüzler de vardır o gün, nimetlerle mutlu.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yüzler de var ki, o gün nimetle mutludur.
Diyanet Vakfı:
O gün bir takım yüzler de vardır ki, mutludurlar,
İngilizce:
(Other) faces that Day will be joyful,
Fransızca:
Ce jour-là, il y aura des visages épanouis,
Almanca:
Es sind Gesichter an diesem Tag wohlergehend,
Rusça:
Другие же лица в тот день будут радостны.
Açıklama:

lisa`yihâ râḍiyeh.
Arapça:
لِّسَعْيِهَا رَاضِيَةٌ
Türkçe:
Emek ve gayreti yüzünden hoşnuttur.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yaptığından hoşnuttur.
Diyanet Vakfı:
(dünyadaki) çabalarından hoşnut olmuşlardır,
İngilizce:
Pleased with their striving,-
Fransızca:
contents de leurs efforts,
Almanca:
mit ihrem Anstreben zufrieden,
Rusça:
Они будут довольны своими стараниями
Açıklama:

fî cennetin `âliyeh.
Arapça:
فِي جَنَّةٍ عَالِيَةٍ
Türkçe:
Yüksek bir bahçededir;
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yüksek bir cennettedir.
Diyanet Vakfı:
Yüce bir cennettedirler.
İngilizce:
In a Garden on high,
Fransızca:
dans un haut Jardin,
Almanca:
in einer hohen Dschanna.
Rusça:
в Вышних садах.
Açıklama:

lâ tesme`u fîhâ lâgiyeh.
Arapça:
لَّا تَسْمَعُ فِيهَا لَاغِيَةً
Türkçe:
Hiçbir boş söz işitmez orada,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Orada boş bir söz işitmez.
Diyanet Vakfı:
Orada boş bir söz işitmezler.
İngilizce:
Where they shall hear no (word) of vanity:
Fransızca:
où ils n'entendent aucune futilité.
Almanca:
Du hörst darin kein sinnloses Gerede.
Rusça:
Они не услышат там словоблудия.
Açıklama:

fîhâ `aynün câriyeh.
Arapça:
فِيهَا عَيْنٌ جَارِيَةٌ
Türkçe:
Akıp duran bir pınar vardır orada,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Orada akan bir kaynak,
Diyanet Vakfı:
Orada (cennette) devamlı akan bir pınar,
İngilizce:
Therein will be a bubbling spring:
Fransızca:
Là, il y aura une source coulante.
Almanca:
Darin gibt es eine fließende Quelle.
Rusça:
Там есть источник текущий.
Açıklama:

fîhâ sürurum merfû`ah.
Arapça:
فِيهَا سُرُرٌ مَّرْفُوعَةٌ
Türkçe:
Yüksek sedirler vardır orada,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yükseltilmiş divanlar,
Diyanet Vakfı:
Yükseltilmiş tahtlar,
İngilizce:
Therein will be Thrones (of dignity), raised on high,
Fransızca:
Là, des divans élevés
Almanca:
Darin sind gehobene Liegen
Rusça:
Там воздвигнуты ложа,
Açıklama:

veekvâbüm mevḍû`ah.
Arapça:
وَأَكْوَابٌ مَّوْضُوعَةٌ
Türkçe:
Hizmete sunulmuş kadehler,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Konulmuş kadehler,
Diyanet Vakfı:
Konulmuş kadehler,
İngilizce:
Goblets placed (ready),
Fransızca:
et des coupes posées
Almanca:
und bereitgestellte Kelche
Rusça:
расставлены чаши,
Açıklama:

venemâriḳu maṣfûfeh.
Arapça:
وَنَمَارِقُ مَصْفُوفَةٌ
Türkçe:
Sıra sıra dizilmiş yastıklar,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Dizilmiş koltuklar, yastıklar,
Diyanet Vakfı:
Sıra sıra dizilmiş yastıklar,
İngilizce:
And cushions set in rows,
Fransızca:
et des coussins rangés
Almanca:
und aufgereihte Kissen
Rusça:
разложены подушки,
Açıklama:
Sayfalar
