Arapça:
إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَلَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍ
Çeviriyazı:
ille-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti felehüm ecrun gayru memnûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ancak iman edip iyi işler yapanlar başka; onlar için kesintisiz bir ecir vardır.
Diyanet İşleri:
Yalnız, inanıp yararlı iş işleyenler bunun dışındadır. Onlara kesintisiz ecir vardır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ancak inananlar ve iyi işlerde bulunanlar başka, gerçekten de onlara bitmez tükenmez, başa kakılmaz bir mükafat var.
Şaban Piriş:
Fakat iman edip salih amel işleyenler için eksilmeyen devamlı bir ecir vardır.
Edip Yüksel:
Ancak inanıp erdemli davrananlar hariç; onlara kesintisiz bir ödül vardır.
Ali Bulaç:
Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka; onlar için kesintisi olmayan bir ecir vardır.
Suat Yıldırım:
Ancak iman edip güzel ve makbul işler yapanlar müstesnadır. Onlara ise hiç eksilmeyen bir mükâfat vardır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ancak o kimseler ki imân ettiler ve sâlih sâlih amellerde bulundular. Artık onlar için kesilmeyecek bir mükâfaat vardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
İman edip hayra ve barışa yönelik iş üretenler müstesna. Bunlar için kesintisiz bir ödül vardır.
Bekir Sadak:
96:3
İbni Kesir:
Yalnız iman edip salih amel işleyenler müstesna. Onlara kesintisiz mükafat vardır.
Adem Uğur:
Fakat iman edip sâlih amel işleyenler için eksilmeyen devamlı bir ecir vardır.
İskender Ali Mihr:
Âmenû olanlar (Allah´a ulaşmayı dileyenler) ve amilüssalihat (nefsi tezkiye edici amel) işleyenler hariç.İşte onlar için kesintisiz ecir (mükâfat) vardır.
Celal Yıldırım:
Ancak imân edip iyi-yararlı âmellerde bulunanlar müstesna
Tefhim ul Kuran:
Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka
Fransızca:
sauf ceux qui croient et accomplissent les bonnes oeuvres : ceux-là auront une récompense jamais interrompue.
İspanyolca:
Excepto quienes crean y obren bien, que recibirán una recompensa ininterrumpida.
İtalyanca:
eccezion fatta per coloro che credono e fanno il bene: avranno ricompensa inesauribile.
Almanca:
außer denjenigen, die den Iman verinnerlicht und gottgefällig Gutes getan haben, so ist für sie eine nicht endende Belohnung bestimmt.
Çince:
但信道而且行善者, 将受不断的报酬。
Hollandaca:
Behalve degenen die gelooven en het goede doen; want deze zullen eene eindelooze belooning ontvangen.
Rusça:
за исключением тех, которые уверовали и совершали праведные деяния. Им уготована награда неиссякаемая.
Somalice:
Hase yeeshee kuwa rumeeyey xaqa camalwanaagsanna falay, waxay mudan Ajri aan go'aynin.
Swahilice:
Lakini wale walio amini na wakatenda mema, hao watapata ujira usio kwisha.
Uygurca:
پەقەت ئىمان ئېيتقان، ياخشى ئەمەللەرنى قىلغانلار بۇنىڭدىن مۇستەسنا. بۇلارغا ئۈزۈلمەس ساۋاب بېرىلىدۇ
Japonca:
信仰して善行に動しむ者は別である。かれらに対しては果てしない報奨があろう。
Arapça (Ürdün):
(إلا) لكن (الذين آمنوا وعملوا الصالحات فلهم أجر غير ممنون) مقطوع وفي الحديث: "" إذا بلغ المؤمن من الكبر ما يعجزه عن العمل كتب له ما كان يعمل "".
Hintçe:
मगर जो लोग ईमान लाए और अच्छे (अच्छे) काम करते रहे उनके लिए तो बे इन्तेहा अज्र व सवाब है
Tayca:
นอกจากบรรดาผู้ศรัทธาและประกอบสิ่งดีงามทั้งหลาย โดยที่สำหรับพวกเขาจะได้รับรางวัลอย่างไม่มีที่สิ้นสุด
İbranice:
מלבד אלה אשר האמינו ועשו את הטוב, להם גמול אינסופי (בגן העדן)
Hırvatça:
samo ne one koji budu vjerovali i dobra djela činili, njima pripada nagrada neprekidna.
Rumence:
afară de cei care au crezut şi au făcut fapte bune pe care o răsplată necurmată îi aşteaptă.
Transliteration:
Illa allatheena amanoo waAAamiloo alssalihati falahum ajrun ghayru mamnoonin
Türkçe:
İman edip hayra ve barışa yönelik iş üretenler müstesna. Bunlar için kesintisiz bir ödül vardır.
Sahih International:
Except for those who believe and do righteous deeds, for they will have a reward uninterrupted.
İngilizce:
Except such as believe and do righteous deeds: For they shall have a reward unfailing.
Azerbaycanca:
Yalnız iman gətirib yaxşı əməllər edənlərdən başqa! Onları münnətsiz (saysız-hesabsız) mükafat gözləyir.
Süleyman Ateş:
Yalnız inanıp iyi işler yapanlar hariç. Onlar için kesintisiz bir mükafat vardır.
Diyanet Vakfı:
Fakat iman edip salih amel işleyenler için eksilmeyen devamlı bir ecir vardır.
Erhan Aktaş:
Ancak îmân eden ve salihâtı yapanlar(1) hariç. Onlar için minnet altında bırakmayan bir ödül vardır.
Kral Fahd:
Fakat iman edip sâlih amel işleyenler için eksilmeyen devamlı bir ecir vardır.
Hasan Basri Çantay:
Ancak îman edib de güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar başka. Çünkü onlar için (bitmez) kesilmez mükâfat vardır.
Muhammed Esed:
iman edip doğru ve yararlı işler yapanlar hariç. Onlar için kesintisiz bir ödül vardır!
Gültekin Onan:
Ancak inanıp salih amellerde bulunanlar başka
Ali Fikri Yavuz:
Ancak iman edib salih ameller işliyenler başka
Portekizce:
Salvo os fiéis, que praticam o bem; estes terão uma recompensa infalível.
İsveççe:
utom dem som tror och lever ett rättskaffens liv; ja, deras lön skall vara utan ände!
Farsça:
مگر آنان که ایمان آورده و کارهای شایسته انجام داده اند، پس آنان را پاداشی بی منت و همیشگی است.
Kürtçe:
جگە لەوانەی کە بڕوایان ھێناوە وکردەوە چاکەکانیان کردووە، بۆ ئەوان ھەیە پاداشتی نەبڕاوە
Özbekçe:
Магар иймон келтирганлар ва яхши амаллар қилганларга миннатсиз ва узлуксиз ажрлар бордир.
Malayca:
Kecuali orang-orang yang beriman dan beramal soleh, maka mereka beroleh pahala yang tidak putus-putus.
Arnavutça:
përveç atyre që besojnë dhe punojnë vepra të mira, për ta ka shpëblime të pandërprera.
Bulgarca:
освен онези, които вярват и вършат праведни дела. За тях има безспирна награда.
Sırpça:
само не оне који буду веровали и радили добра дела, њима припада непрекидна награда.
Çekçe:
kromě těch, kdož uvěřili a zbožné skutky konali - a jim náleží odměna, jež se neupomíná.
Urduca:
سوائے اُن لوگوں کے جو ایمان لائے اور نیک عمل کرتے رہے کہ ان کے لیے کبھی ختم نہ ہونے والا اجر ہے
Tacikçe:
ғайри онон, ки имон овардаанд ва корҳои шоиста кардаанд, ки музде бепоён доранд.
Tatarca:
Мәгәр иман китереп Аллаһуга вә расүлгә итагать иткән, гөнаһлардан сакланып изге гамәлләр кылган кешеләрне генә түбәннәрнең түбәненә төшермибез, аларга һич киселми, кимеми торган мәңгегә җәннәт нигъмәтләредер.
Endonezyaca:
kecuali orang-orang yang beriman dan mengerjakan amal saleh; maka bagi mereka pahala yang tiada putus-putusnya.
Amharca:
ግን እነዚያ ያመኑት መልካሞችንም የሠሩት ለእነርሱ ተቆራጭ ያልኾነ ምንዳ አልላቸው፡፡
Tamilce:
எனினும், எவர்கள் நம்பிக்கைக் கொண்டு நற்செயல்களைச் செய்தார்களோ (அவர்கள் தள்ளாடும் வயதை அடைந்து நல்லமல் செய்ய முடியாமல் ஆகிவிட்டாலும்) அவர்களுக்கு முடிவுறாத (கணக்கற்ற, குறையாத) நன்மை உண்டு.
Korece:
그러나 믿음으로 선을 행하는 의로운 자들은 제외되어 그들에게 는 끊임없는 보상이 있노라
Vietnamca:
Ngoại trừ những người có đức tin và hành thiện, họ sẽ được phần thưởng vô tận.
Ayet Linkleri: