Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

76

Sûredeki Ayet No: 

27

Ayet No: 

5618

Sayfa No: 

580

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّ هَٰؤُلَاءِ يُحِبُّونَ الْعَاجِلَةَ وَيَذَرُونَ وَرَاءَهُمْ يَوْمًا ثَقِيلًا

Çeviriyazı: 

inne hâülâi yüḥibbûne-l`âcilete veyeẕerûne verâehüm yevmen ŝeḳîlâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Çünkü onlar bu dünyayı seviyorlar ve önlerindeki ağır bir günü arkaya atıyorlar.

Diyanet İşleri: 

Doğrusu insanlar, çabuk elde edilen dünya nimetlerini severler de ağırlığı çekilmez günü arkalarında bırakırlar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Şüphe yok ki bunlar çabucak gelipgeçeni severler de o ağır günü artlarına atar, bırakırgiderler.

Şaban Piriş: 

Onlar, acele olanı istiyorlar, ağır (çetin) günü arkalarına bırakıyorlar.

Edip Yüksel: 

Bunlar şu geçici (dünya hayatını) seviyorlar ve önlerindeki ağır bir günü ise önemsemiyorlar.

Ali Bulaç: 

Gerçek şu ki bunlar, çarçabuk geçmekte olan (dünyay)ı seviyorlar. Önlerinde bulunan ağır bir günü bırakıyorlar.

Suat Yıldırım: 

Şu insanlar bu peşin dünya hayatını arzulayıp, önlerinde kendilerini bekleyen o ağır günü ihmal ediyorlar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Şüphe yok ki onlar, peşin olanı severler ve önlerindeki pek ağır bir günü bırakırlar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bunlar, hemen gelecek olanı seviyorlar da ötelerindeki zorlu bir günü ihmal ediyorlar.

Bekir Sadak: 

77:1

İbni Kesir: 

Doğrusu bunlar

Adem Uğur: 

Şu insanlar, çarçabuk geçen dünyayı seviyorlar da önlerindeki çetin bir günü (ahireti) ihmal ediyorlar.

İskender Ali Mihr: 

İşte onlar, muhakkak ki çabuk geçen (dünya hayatını) seviyorlar. Zor, çetin günü arkalarına atıyorlar (umursamıyorlar).

Celal Yıldırım: 

Hakikat bunlar tezelden Dünya´yı arzulayıp seviyorlar (sadece onunla yetinmek istiyorlar). Önlerindeki ağır (hesap ve sorumlulukların dikkate alınacağı) bir günü terkediyorlar.

Tefhim ul Kuran: 

Gerçek şu ki bunlar, çarçabuk geçmekte olan (dünyay)ı sevmektedirler. Önlerinde bulunan ağır bir günü bırakmaktadırlar.

Fransızca: 

Ces gens-là aiment [la vie] éphémère (la vie sur terre) et laissent derrière eux un jour bien lourd [le jour du Jugement].

İspanyolca: 

Éstos aman la vida fugaz y descuidan un día grave.

İtalyanca: 

Coloro che amano l'effimero trascurano un Giorno grave.

Almanca: 

Gewiß, diese lieben das Gegenwärtige und hinter sich lassen sie unbeachtet einen schweren Tag.

Çince: 

这等人的确爱好现世,而忽视未来的严重的一日。

Hollandaca: 

Waarlijk, deze menschen beminnen het voorbijgaande leven, en veronachtzamen den zwaren dag des oordeels.

Rusça: 

Воистину, эти любят жизнь ближнюю и оставляют позади себя Тяжкий день.

Somalice: 

Kuwaasi waxay Jecelyihiin tan soo Dagdagaysa (Adduunyada) waxay kaga Tagayaan Gadaashoodana Maalin Culus (Qiaamada).

Swahilice: 

Kwa hakika watu hawa wanapenda maisha ya kidunia, na wanaiacha nyuma yao siku nzito.

Uygurca: 

شۈبھىسىزكى، بۇلار (يەنى مۇشرىكلار) دۇنيانى (ئاخىرەتتىن) ئارتۇق بىلىدۇ، كەلگۈسىدىكى قىيىن بىر كۈنگە (يەنى قىيامەتكە) سەل قارايدۇ

Japonca: 

本当にこれらの者は,束の間の生活を愛し,重大な日を背後に捨て去る。

Arapça (Ürdün): 

«إن هؤلاء يحبون العاجلة» الدنيا «ويذرون وراءهم يوما ثقيلا» شديدا أي يوم القيامة لا يعملون له.

Hintçe: 

ये लोग यक़ीनन दुनिया को पसन्द करते हैं और बड़े भारी दिन को अपने पसे पुश्त छोड़ बैठे हैं

Tayca: 

แท้จริง ชนเหล่านี้ (พวกปฏิเสธศรัทธา) รักชีวิตชั่วคราว และปล่อยทิ้งวันอันหนักหน่วงไว้เบื้องหลังพวกเขา

İbranice: 

האנשים האוהבים את החיים החולפים ומניחים מאחוריהם את היום אשר יהיה קשה

Hırvatça: 

A oni, oni život na prolaznom svijetu vole doista, a ništa ih se ne tiče Dan tegobni koji ih čeka.

Rumence: 

Ei iubesc degrabă-trecătoarea şi dau la spate o Zi grea.

Transliteration: 

Inna haolai yuhibboona alAAajilata wayatharoona waraahum yawman thaqeelan

Türkçe: 

Bunlar, hemen gelecek olanı seviyorlar da ötelerindeki zorlu bir günü ihmal ediyorlar.

Sahih International: 

Indeed, these [disbelievers] love the immediate and leave behind them a grave Day.

İngilizce: 

As to these, they love the fleeting life, and put away behind them a Day (that will be) hard.

Azerbaycanca: 

Həqiqətən, bunlar (Məkkə müşrikləri) tez keçib gedəni (fani dünyanı) sevər, ağır günə (qiyamət gününə) dal çevirərlər.

Süleyman Ateş: 

Bunlar, şu çabuk(geçen dünyay)ı seviyorlar da ötelerindeki ağır bir günü bırakıyorlar.

Diyanet Vakfı: 

Şu insanlar, çarçabuk geçen dünyayı seviyorlar da önlerindeki çetin bir günü (ahireti) ihmal ediyorlar.

Erhan Aktaş: 

Onlar çabuk geçen dünyayı seviyorlar, zor günü umursamıyorlar.

Kral Fahd: 

Şu insanlar, çarçabuk geçen dünyayı seviyorlar da önlerindeki çetin bir günü (ahireti) ihmal ediyorlar.

Hasan Basri Çantay: 

Hakıykat, bunlar o çabucak geçen (dünyâyi) severler, önlerindeki o çetin günü bırakırlar.

Muhammed Esed: 

Bakın, (Allah´ı umursamayan) şu adamlar bu gelip geçici dünyayı severler, ama ızdırap dolu bir Günü (düşünmeyi) ihmal ederler.

Gültekin Onan: 

Gerçek şu ki bunlar, çarçabuk geçmekte olan (dünyay)ı seviyorlar. Önlerinde bulunan ağır bir günü bırakıyorlar.

Ali Fikri Yavuz: 

Çünkü bunlar (Mekke kâfirleri), peşin dünyayı severler ve önlerindeki (şiddeti) ağır bir günü bırakırlar. (Ahiretin azabından korkub da imana gelmezler).

Portekizce: 

Em verdade, (quanto aos outros) preferem a efêmera vida terrena e tentam afastar a lembrança de um dia (que será) pesado.

İsveççe: 

De älskar livet och dess flyktiga glädjeämnen [över allt annat] och de skjuter undan [alla tankar på] den svåra Dag [som skall komma].

Farsça: 

بی تردید اینان [که گنهکار و ناسپاس اند] دنیای زودگذر را دوست دارند [و فقط برای به دست آوردن آن می کوشند] و روز هولناک و سختی را که پیش رو دارند وامی گذارند.

Kürtçe: 

بێگومان ئەم بێ بڕوایانە دونیای بێ بەقایان خۆش دەوێ وە پشت گوێی دەخەن ڕۆژێکی قورس وگران (کە قیامەتە)

Özbekçe: 

Албатта, анавилар шошган дунё)ни яхши кўрарлар ва оғир кунни ортларида қолдирарлар.

Malayca: 

Sesungguhnya orang-orang (yang menentangmu) itu sentiasa mencintai (kesenangan dan kemewahan dunia) yang cepat habisnya, serta mereka membelakangkan (tidak menghiraukan bekalan) untuk hari akhirat yang amat berat (penderitaannya kepada orang-orang yang tidak bertaqwa).

Arnavutça: 

E, me të vërtetë, këta (jobesimtarët) e duan jetën e këtushme, e nuk e përfillin Ditën e vështirë (Kijametin) që do t’u vie.

Bulgarca: 

Тези обичат преходността и нехаят за тежкия Ден пред тях.

Sırpça: 

Заиста они живот на пролазном свету воле, а ништа их се не тиче Дан тегобни који их чека.

Çekçe: 

Ti, kdož milují tento svět pomíjivý, nedbají na den obtížný, jejž mají před sebou.

Urduca: 

یہ لوگ تو جلدی حاصل ہونے والی چیز (دنیا) سے محبت رکھتے ہیں اور آگے جو بھاری دن آنے والا ہے اسے نظر انداز کر دیتے ہیں

Tacikçe: 

Инҳо ин дунёи зудгузарро дӯст доранд ва он рӯзи душворро паси пушт мепартоянд.

Tatarca: 

Тәхкыйк бу Мәккә мөшрикләре һәм башка кәферләр үтеп китә торган дөньяны сөяләр, вә бик каты авыр кыямәт көне өчен хәзерләнүне артларына куялар.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya mereka (orang kafir) menyukai kehidupan dunia dan mereka tidak memperdulikan kesudahan mereka, pada hari yang berat (hari akhirat).

Amharca: 

እነዚያ ፈጣኒቱን ዓለም ይወዳሉ፡፡ ከባድን ቀንም በስተፊታቸው ኾኖ ይተዋሉ፡፡

Tamilce: 

நிச்சயமாக இவர்கள் (அவசரமான) உலக வாழ்க்கையை விரும்புகிறார்கள். இன்னும், அவர்களுக்கு முன்னர் இருக்கின்ற மிக கனமான ஒரு நாளை (-அந்நாளுக்காக நன்மைகளை சேகரிப்பதை) விட்டுவிடுகிறார்கள்.

Korece: 

실로 이들은 잠시 지나가는 현세를 사랑할 뿐 고통스러울 어 느 날은 소홀히 할 뿐이라

Vietnamca: 

Thật vậy, những kẻ (đa thần) này yêu thế giới hối hả (trần gian) và bỏ sau lưng chúng một Ngày nặng nề.