Arapça:
نِّعْمَةً مِّنْ عِندِنَا ۚ كَذَٰلِكَ نَجْزِي مَن شَكَرَ
Çeviriyazı:
ni`metem min `indinâ. keẕâlike neczî men şekera.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Katımızdan bir nimet olarak. Biz şükredeni böyle mükafatlandırırız.
Diyanet İşleri:
Biz de üzerlerine taş yağdıran bir rüzgar gönderdik. Ancak, Lut'un taraftarlarını, katımızdan bir nimet olarak seher vakti kurtardık. Şükredene işte böyle mükafat veririz.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Katımızdan bir nimet olarak; işte böyle mükafatlandırırız şükredeni.
Şaban Piriş:
Katımızdan bir nimet olarak… Şükredenleri işte böyle ödüllendiririz.
Edip Yüksel:
Katımızdan bir iyilik olarak. Şükredeni işte böyle ödüllendiririz.
Ali Bulaç:
Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte Biz, şükredenleri böyle ödüllendiririz.
Suat Yıldırım:
Biz de Lût'un ailesi dışında, hepsinin üzerine taş savuran bir fırtına gönderdik. Onları ise, tarafımızdan bir nimet olarak seher vakti kurtardık. İşte şükredenleri Biz böyle ödüllendiririz.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Bizim tarafımızdan bir nîmet olarak, işte şükredeni öylece mükâfaatlandırırız.
Yaşar Nuri Öztürk:
Katımızdan bir nimet olarak. Şükredeni işte böyle ödüllendiririz biz.
Bekir Sadak:
And olsun ki, Firavun erkanina uyaranlar geldi.
İbni Kesir:
Katımızdan bir nimet olarak. İşte Biz
Adem Uğur:
Katımızdan bir nimet olarak. Biz şükredeni işte böyle mükâfatlandırırız.
İskender Ali Mihr:
Katımızdan bir ni´met olarak, şükreden kimseyi işte Biz, böyle mükâfatlandırırız.
Celal Yıldırım:
54:34
Tefhim ul Kuran:
Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte biz, şükredenleri böyle ödüllendiririz.
Fransızca:
à titre de bienfait de Notre part : ainsi récompensons-Nous celui qui est reconnaissant.
İspanyolca:
en virtud de una gracia venida de Nosotros. Así retribuimos al agradecido.
İtalyanca:
favore da parte Nostra: così compensiamo chi Ci è riconoscente.
Almanca:
als Wohltat von Uns. Solcherart vergelten WIR demjenigen, der sich dankbar erweist.
Çince:
那是从我的主那里发出的恩典,我如此报酬感谢者。
Hollandaca:
Dit was door onze gunst. Zoo beloonen wij hen, die dankbaar zijn.
Rusça:
по милости от Нас. Так Мы воздаем тем, кто благодарен.
Somalice:
Nicmad xaggannaga ka timid darteed saasaana u abaalmarinnaa ciddii mahadisa (Eebe).
Swahilice:
Kwa neema inayo toka kwetu. Hivyo ndivyo tumlipavyo anaye shukuru.
Uygurca:
بىز ھەقىقەتەن ئۇلارنى تاش ياغدۇرۇپ (ھالاك قىلدۇق)، پەقەت لۇتنىڭ تەۋەلىرى بۇنىڭ سىرتىدىدۇر. ئۇلارنى نېمىتىمىز يۈزىسىدىن سەھەردە قۇتۇلدۇردۇق، شۈكۈر قىلغۇچىنى بىز مۇشۇنداق مۇكاپاتلايمىز
Japonca:
われからの恩恵とした。このようにわれは感謝する者に報いる。
Arapça (Ürdün):
«نعمة» مصدر، أي إنعاما «من عندنا كذلك» أي مثل ذلك الجزاء «نجزي من شكر» أنعمنا وهو مؤمن أو من آمن بالله ورسوله وأطاعهما.
Hintçe:
हम शुक्र करने वालों को ऐसा ही बदला दिया करते हैं
Tayca:
เป็นความโปรดปรานจากเรา เช่นนั้นแหละเราตอบแทนผู้กตัญญู
İbranice:
זאת עשינו כחסד מאתנו. כך נגמול לאשר מכיר תודה
Hırvatça:
iz milosti Naše. Eto, tako Mi nagrađujemo one koji zahvaljuju.
Rumence:
Noe îi prevenise de tăria Noastră, însă ei au trecut peste aceste preveniri ale sale.
Transliteration:
NiAAmatan min AAindina kathalika najzee man shakara
Türkçe:
Katımızdan bir nimet olarak. Şükredeni işte böyle ödüllendiririz biz.
Sahih International:
As favor from us. Thus do We reward he who is grateful.
İngilizce:
As a Grace from Us: thus do We reward those who give thanks.
Azerbaycanca:
Dərgahımızdan bir lütf olaraq! Biz (ne’mətimizə) şükür edəni belə mükafatlandırırıq!
Süleyman Ateş:
Katımızdan bir ni'met olarak. Biz şükredeni böyle mükafatlandırırız.
Diyanet Vakfı:
Katımızdan bir nimet olarak. Biz şükredeni işte böyle mükafatlandırırız.
Erhan Aktaş:
İşte şükredenleri katımızdan bir nimet olarak böyle ödüllendiririz.
Kral Fahd:
Katımızdan bir nimet olarak. Biz şükredeni işte böyle mükâfatlandırırız.
Hasan Basri Çantay:
Tarafımızdan bir ni´met olarak. İşte şükredenleri biz böyle mükâfatlandırırız.
Muhammed Esed:
katımızdan bir nimet olarak; işte biz şükredenleri böyle ödüllendiririz.
Gültekin Onan:
Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte biz, şükredenleri böyle ödüllendiririz.
Ali Fikri Yavuz:
Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte (iman ve itaat etmek suretiyle nimetimize) şükür edeni, böyle mükâfatlandırırız.
Portekizce:
Por nossa graça. Assim recompensamos os agradecidos.
İsveççe:
Vår nåd var med dem; så belönar Vi de tacksamma.
Farsça:
[این] نعمت و رحمتی از سوی ما بود، این گونه کسی را که سپاس گزار است، پاداش می دهیم.
Kürtçe:
بە بەزەیی وڕەحمەتی خۆمان ھەر بەو شێوە پاداشتی سوپاسگوزاران دەدەینەوە
Özbekçe:
Бу Биз тарафимиздан неъмат бўлди. Кимки шукр қилса, худди шундай мукофотлармиз.
Malayca:
Sebagai limpah kurnia dari Kami. Demikianlah kami membalas orang-orang yang bersyukur.
Arnavutça:
nga dhuntia Jonë. Ja, kështu Ne i shpërblejmë ata që falenderojnë.
Bulgarca:
благодеяние от Нас. Така въздаваме на онзи, който е признателен.
Sırpça:
из Наше милости. Ето, тако Ми награђујемо оне који захваљују.
Çekçe:
z milosti Své. A takto odměňujeme ty, kdož vděčnost projevili.
Urduca:
اُن کو ہم نے اپنے فضل سے رات کے پچھلے پہر بچا کر نکال دیا یہ جزا دیتے ہیں ہم ہر اُس شخص کو جو شکر گزار ہوتا ہے
Tacikçe:
Неъмате буд аз ҷониби Мо ва ононро, ки сипос гӯянд, чунин музд диҳем.
Tatarca:
аларга Үзебездән нигъмәт итеп, ягъни аларны коткаруыбыз зур нигъмәтдер. Әнә шулай хәерле җәзалар бирәбез шөкер итеп ислам динен дөрес тоткан кешеләргә.
Endonezyaca:
sebagai nikmat dari Kami. Demikianlah Kami memberi balasan kepada orang-orang yang bersyukur,
Amharca:
ከእኛ በኾነ ጸጋ (አዳንናቸው)፡፡ እንደዚሁ ያመሰገነን ሰው እንመነዳለን፡፡
Tamilce:
நம்மிடமிருந்து (அவர்கள் மீது) அருட்கொடையாக (நாம் அவர்களை பாதுகாத்தோம்). இவ்வாறுதான் நன்றி செலுத்துபவர்களுக்கு நாம் கூலி கொடுப்போம்.
Korece:
이것이 하나님 은혜가운데 하나로 이렇게 하나님은 감사하는자들에게 은혜를 베푸노라
Vietnamca:
(Việc giải cứu Lut và gia đình của Y) là một ân huệ từ nơi TA. TA đãi ngộ người biết ơn như thế đấy.
Ayet Linkleri: