Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

54

Sûredeki Ayet No: 

35

Ayet No: 

4881

Sayfa No: 

530

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

نِّعْمَةً مِّنْ عِندِنَا ۚ كَذَٰلِكَ نَجْزِي مَن شَكَرَ

Çeviriyazı: 

ni`metem min `indinâ. keẕâlike neczî men şekera.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Katımızdan bir nimet olarak. Biz şükredeni böyle mükafatlandırırız.

Diyanet İşleri: 

Biz de üzerlerine taş yağdıran bir rüzgar gönderdik. Ancak, Lut'un taraftarlarını, katımızdan bir nimet olarak seher vakti kurtardık. Şükredene işte böyle mükafat veririz.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Katımızdan bir nimet olarak; işte böyle mükafatlandırırız şükredeni.

Şaban Piriş: 

Katımızdan bir nimet olarak… Şükredenleri işte böyle ödüllendiririz.

Edip Yüksel: 

Katımızdan bir iyilik olarak. Şükredeni işte böyle ödüllendiririz.

Ali Bulaç: 

Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte Biz, şükredenleri böyle ödüllendiririz.

Suat Yıldırım: 

Biz de Lût'un ailesi dışında, hepsinin üzerine taş savuran bir fırtına gönderdik. Onları ise, tarafımızdan bir nimet olarak seher vakti kurtardık. İşte şükredenleri Biz böyle ödüllendiririz.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Bizim tarafımızdan bir nîmet olarak, işte şükredeni öylece mükâfaatlandırırız.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Katımızdan bir nimet olarak. Şükredeni işte böyle ödüllendiririz biz.

Bekir Sadak: 

And olsun ki, Firavun erkanina uyaranlar geldi.

İbni Kesir: 

Katımızdan bir nimet olarak. İşte Biz

Adem Uğur: 

Katımızdan bir nimet olarak. Biz şükredeni işte böyle mükâfatlandırırız.

İskender Ali Mihr: 

Katımızdan bir ni´met olarak, şükreden kimseyi işte Biz, böyle mükâfatlandırırız.

Celal Yıldırım: 

54:34

Tefhim ul Kuran: 

Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte biz, şükredenleri böyle ödüllendiririz.

Fransızca: 

à titre de bienfait de Notre part : ainsi récompensons-Nous celui qui est reconnaissant.

İspanyolca: 

en virtud de una gracia venida de Nosotros. Así retribuimos al agradecido.

İtalyanca: 

favore da parte Nostra: così compensiamo chi Ci è riconoscente.

Almanca: 

als Wohltat von Uns. Solcherart vergelten WIR demjenigen, der sich dankbar erweist.

Çince: 

那是从我的主那里发出的恩典,我如此报酬感谢者。

Hollandaca: 

Dit was door onze gunst. Zoo beloonen wij hen, die dankbaar zijn.

Rusça: 

по милости от Нас. Так Мы воздаем тем, кто благодарен.

Somalice: 

Nicmad xaggannaga ka timid darteed saasaana u abaalmarinnaa ciddii mahadisa (Eebe).

Swahilice: 

Kwa neema inayo toka kwetu. Hivyo ndivyo tumlipavyo anaye shukuru.

Uygurca: 

بىز ھەقىقەتەن ئۇلارنى تاش ياغدۇرۇپ (ھالاك قىلدۇق)، پەقەت لۇتنىڭ تەۋەلىرى بۇنىڭ سىرتىدىدۇر. ئۇلارنى نېمىتىمىز يۈزىسىدىن سەھەردە قۇتۇلدۇردۇق، شۈكۈر قىلغۇچىنى بىز مۇشۇنداق مۇكاپاتلايمىز

Japonca: 

われからの恩恵とした。このようにわれは感謝する者に報いる。

Arapça (Ürdün): 

«نعمة» مصدر، أي إنعاما «من عندنا كذلك» أي مثل ذلك الجزاء «نجزي من شكر» أنعمنا وهو مؤمن أو من آمن بالله ورسوله وأطاعهما.

Hintçe: 

हम शुक्र करने वालों को ऐसा ही बदला दिया करते हैं

Tayca: 

เป็นความโปรดปรานจากเรา เช่นนั้นแหละเราตอบแทนผู้กตัญญู

İbranice: 

זאת עשינו כחסד מאתנו. כך נגמול לאשר מכיר תודה

Hırvatça: 

iz milosti Naše. Eto, tako Mi nagrađujemo one koji zahvaljuju.

Rumence: 

Noe îi prevenise de tăria Noastră, însă ei au trecut peste aceste preveniri ale sale.

Transliteration: 

NiAAmatan min AAindina kathalika najzee man shakara

Türkçe: 

Katımızdan bir nimet olarak. Şükredeni işte böyle ödüllendiririz biz.

Sahih International: 

As favor from us. Thus do We reward he who is grateful.

İngilizce: 

As a Grace from Us: thus do We reward those who give thanks.

Azerbaycanca: 

Dərgahımızdan bir lütf olaraq! Biz (ne’mətimizə) şükür edəni belə mükafatlandırırıq!

Süleyman Ateş: 

Katımızdan bir ni'met olarak. Biz şükredeni böyle mükafatlandırırız.

Diyanet Vakfı: 

Katımızdan bir nimet olarak. Biz şükredeni işte böyle mükafatlandırırız.

Erhan Aktaş: 

İşte şükredenleri katımızdan bir nimet olarak böyle ödüllendiririz.

Kral Fahd: 

Katımızdan bir nimet olarak. Biz şükredeni işte böyle mükâfatlandırırız.

Hasan Basri Çantay: 

Tarafımızdan bir ni´met olarak. İşte şükredenleri biz böyle mükâfatlandırırız.

Muhammed Esed: 

katımızdan bir nimet olarak; işte biz şükredenleri böyle ödüllendiririz.

Gültekin Onan: 

Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte biz, şükredenleri böyle ödüllendiririz.

Ali Fikri Yavuz: 

Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte (iman ve itaat etmek suretiyle nimetimize) şükür edeni, böyle mükâfatlandırırız.

Portekizce: 

Por nossa graça. Assim recompensamos os agradecidos.

İsveççe: 

Vår nåd var med dem; så belönar Vi de tacksamma.

Farsça: 

[این] نعمت و رحمتی از سوی ما بود، این گونه کسی را که سپاس گزار است، پاداش می دهیم.

Kürtçe: 

بە بەزەیی وڕەحمەتی خۆمان ھەر بەو شێوە پاداشتی سوپاسگوزاران دەدەینەوە

Özbekçe: 

Бу Биз тарафимиздан неъмат бўлди. Кимки шукр қилса, худди шундай мукофотлармиз.

Malayca: 

Sebagai limpah kurnia dari Kami. Demikianlah kami membalas orang-orang yang bersyukur.

Arnavutça: 

nga dhuntia Jonë. Ja, kështu Ne i shpërblejmë ata që falenderojnë.

Bulgarca: 

благодеяние от Нас. Така въздаваме на онзи, който е признателен.

Sırpça: 

из Наше милости. Ето, тако Ми награђујемо оне који захваљују.

Çekçe: 

z milosti Své. A takto odměňujeme ty, kdož vděčnost projevili.

Urduca: 

اُن کو ہم نے اپنے فضل سے رات کے پچھلے پہر بچا کر نکال دیا یہ جزا دیتے ہیں ہم ہر اُس شخص کو جو شکر گزار ہوتا ہے

Tacikçe: 

Неъмате буд аз ҷониби Мо ва ононро, ки сипос гӯянд, чунин музд диҳем.

Tatarca: 

аларга Үзебездән нигъмәт итеп, ягъни аларны коткаруыбыз зур нигъмәтдер. Әнә шулай хәерле җәзалар бирәбез шөкер итеп ислам динен дөрес тоткан кешеләргә.

Endonezyaca: 

sebagai nikmat dari Kami. Demikianlah Kami memberi balasan kepada orang-orang yang bersyukur,

Amharca: 

ከእኛ በኾነ ጸጋ (አዳንናቸው)፡፡ እንደዚሁ ያመሰገነን ሰው እንመነዳለን፡፡

Tamilce: 

நம்மிடமிருந்து (அவர்கள் மீது) அருட்கொடையாக (நாம் அவர்களை பாதுகாத்தோம்). இவ்வாறுதான் நன்றி செலுத்துபவர்களுக்கு நாம் கூலி கொடுப்போம்.

Korece: 

이것이 하나님 은혜가운데 하나로 이렇게 하나님은 감사하는자들에게 은혜를 베푸노라

Vietnamca: 

(Việc giải cứu Lut và gia đình của Y) là một ân huệ từ nơi TA. TA đãi ngộ người biết ơn như thế đấy.