Arapça:
إِنَّا أَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ حَاصِبًا إِلَّا آلَ لُوطٍ ۖ نَّجَّيْنَاهُم بِسَحَرٍ
Çeviriyazı:
innâ erselnâ `aleyhim ḥâṣiben illâ âle lûṭ. necceynâhüm biseḥar.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Biz de onların üzerlerine (taşlar savuran) bir fırtına gönderdik. Yalnız Lût ailesini seher vakti kurtardık,
Diyanet İşleri:
Biz de üzerlerine taş yağdıran bir rüzgar gönderdik. Ancak, Lut'un taraftarlarını, katımızdan bir nimet olarak seher vakti kurtardık. Şükredene işte böyle mükafat veririz.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Gerçekten de, Lut'un ailesi müstesna, onlara taş yağdıran bir yel gönderdik, Lut'un ailesini de bir seher çağı kurtardık.
Şaban Piriş:
Biz de üzerlerine taş yağdıran fırtına gönderdik. Ancak Lût’un ailesini, seher vakti kurtarmıştık.
Edip Yüksel:
Üzerlerine taş yağdıran bir fırtına gönderdik, yalnız Lut'un ailesini seher vakti kurtardık.
Ali Bulaç:
Biz de onların üzerine taş yağdıran bir kasırga gönderdik. Yalnız Lut ailesini (bu azaptan ayrı tuttuk;) onları seher vakti kurtardık;
Suat Yıldırım:
Biz de Lût'un ailesi dışında, hepsinin üzerine taş savuran bir fırtına gönderdik. Onları ise, tarafımızdan bir nimet olarak seher vakti kurtardık. İşte şükredenleri Biz böyle ödüllendiririz.
Ömer Nasuhi Bilmen:
54:33
Yaşar Nuri Öztürk:
Biz de üzerlerine çakıl taşları fırlatan bir rüzgâr gönderdik. Sadece Lût'un ailesini, seher vakti kurtarmıştık,
Bekir Sadak:
And olsun ki, Kuran´i ogut olsun diye kolaylastirdik
İbni Kesir:
Biz de üzerlerine taş yağdıran bir rüzgar yolladık. Ancak Lut´un ailesi müstesna. Onları seher vakti kurtardık.
Adem Uğur:
Biz de üstlerine taş (yağdıran bir fırtına) gönderdik. Ancak Lût ailesini seher vakti kurtardık.
İskender Ali Mihr:
Muhakkak ki Biz, onların üzerine helâk edici bir kasırga gönderdik. Seher vaktinde Lut (A.S)´ın ailesi hariç, onları kurtardık.
Celal Yıldırım:
(34-35) Bunun için biz, üzerlerine taş (yağmuru yağdıran bir kasırga) gönderdik
Tefhim ul Kuran:
Biz de onların üzerine taş yağdıran bir kasırga gönderdik. Yalnız Lût ailesini (bu azabtan ayrı tuttuk
Fransızca:
Nous lâchâmes sur eux un ouragan, excepté la famille de Lot que Nous sauvâmes avant l'aube,
İspanyolca:
Enviamos contra ellos una tempestad de arena. Exceptuamos a la familia de Lot, a la que salvamos al rayar el alba,
İtalyanca:
Mandammo contro di loro una tempesta di pietre, eccezion fatta per la famiglia di Lot che salvammo sul far dell'alba,
Almanca:
Gewiß, WIR schickten über sie einen Sandsturm außer der Familie von Lut, diese erretteten WIR vor der Morgendämmerung,
Çince:
我确已使飞沙走石的暴风去毁灭他们;惟鲁特的信徒,我在黎明时拯救了他们。
Hollandaca:
Maar wij zonden een wind tegen hen, die eene regenbui van steenen voortdreef, welke hen allen verdelgde, behalve het gezin van Lot, dat wij vroeg in den ochtend bevrijdden.
Rusça:
Мы наслали на них ураган с камнями, и только семью Лута (Лота) Мы спасли перед рассветом
Somalice:
Waxaana ku dirray korkooda Dabayl Dhagaxyo wadaa, waxaanse ka nabadgalinnay (Luudh) ehelkiisii (rumeeyay) goor Aroor ah.
Swahilice:
Hakika Sisi tukawapelekea kimbunga cha vijiwe, isipo kuwa wafuasi wa Lut'i. Hao tuliwaokoa karibu na alfajiri.
Uygurca:
بىز ھەقىقەتەن ئۇلارنى تاش ياغدۇرۇپ (ھالاك قىلدۇق)، پەقەت لۇتنىڭ تەۋەلىرى بۇنىڭ سىرتىدىدۇر. ئۇلارنى نېمىتىمىز يۈزىسىدىن سەھەردە قۇتۇلدۇردۇق، شۈكۈر قىلغۇچىنى بىز مۇشۇنداق مۇكاپاتلايمىز
Japonca:
われは砂石の嵐をかれらに送った。ルートの家族だけは別であった。黎明にかれらを救い,
Arapça (Ürdün):
«إنا أرسلنا عليهم حاصبا» ريحا ترميهم بالحصباء وهي صغار الحجارة الواحد دون ملء الكف فهلكوا «إلا آل لوط» وهم ابنتاه معه «نجيناهم بسحر» من الأسحار وقت الصبح من يوم غير معين ولو أريد من يوم معين لمنع من الصرف لأنه معرفة معدول عن السحر لأن حقه أن يستعمل في المعرفة بأل وهل أرسل الحاصب على آل لوط أولا؟ قولان وعبر عن الاستثناء على الأول بأنه متصل وعلى الثاني بأنه منقطع وإن كان من الجنس تسمحا.
Hintçe:
तो हमने उन पर कंकर भरी हवा चलाई मगर लूत के लड़के बाले को हमने उनको अपने फज़ल व करम से पिछले ही को बचा लिया
Tayca:
แท้จริง เราได้ส่งพายุหินจากท้องฟ้าลงบนพวกเขา นอกจากวงศ์วานของลูฏ เราได้ช่วยพวกเขาให้รอดพ้นในยามรุ่งสาง
İbranice:
ולכן שלחנו בהם סופה סוערת (שהשמידה אותם,) אך את משפחת לוט מילטנו עם שחר
Hırvatça:
Na njih vjetar, pun pijeska, poslasmo, samo ne na Lutovu porodicu, nju u svitanje spasismo
Rumence:
ca o binefacere de la Noi, căci aşa îi răsplătim pe cei mulţumitori.
Transliteration:
Inna arsalna AAalayhim hasiban illa ala lootin najjaynahum bisaharin
Türkçe:
Biz de üzerlerine çakıl taşları fırlatan bir rüzgâr gönderdik. Sadece Lût'un ailesini, seher vakti kurtarmıştık,
Sahih International:
Indeed, We sent upon them a storm of stones, except the family of Lot - We saved them before dawn
İngilizce:
We sent against them a violent Tornado with showers of stones, (which destroyed them), except Lut's household: them We delivered by early Dawn,-
Azerbaycanca:
Biz də onların üstünə daş yağdıran yel göndərdik (başlarına daş yağdırdıq), yalnız Lutun ailəsini səhər çağı xilas etdik;
Süleyman Ateş:
Biz de üstlerine (taşlar savuran) bir fırtına gönderdik, yalnız Lut ailesini seher vakti kurtardık;
Diyanet Vakfı:
Biz de üstlerine taş (yağdıran bir fırtına) gönderdik. Ancak Lut ailesini seher vakti kurtardık.
Erhan Aktaş:
Biz de onların üzerlerine yok edici kasırga(1) gönderdik. Lût’un yanında yer alanlar bunun dışında tutuldu. Seher vakti onları kurtardık.
Kral Fahd:
Biz de üstlerine taş (yağdıran bir fırtına) gönderdik. Sadece Lût ailesini seher vaktinde kurtardık.
Hasan Basri Çantay:
Biz onlara taş (yağdıran bir fırtına) gönderdik (helak etdik). Lûtun ailesi müstesna. Onları bir sehar vakti kurtardık.
Muhammed Esed:
Onların üzerine de öldürücü bir kasırga saldık ve şafak vakti yalnız Lut´un ailesini kurtardık,
Gültekin Onan:
Biz de onların üzerine taş yağdıran bir kasırga gönderdik. Yalnız Lut ailesini (bu azabtan ayrı tuttuk), onları seher vakti kurtardık
Ali Fikri Yavuz:
Biz, onlara, taş yağdıran bir rüzgâr gönderdik
Portekizce:
Sabei que desencadeamos sobre eles uma chuva de pedras, exceto sobre a família de Lot, a qual salvamos na hora daalvorada.
İsveççe:
[och] Vi sände över dem en orkan [av död och förintelse]. Men före gryningen räddade Vi Lot och dem som följde honom [i tron].
Farsça:
ما بر آنان توفانی سخت که با خود ریگ و سنگ می آورد فرستادیم [در نتیجه همه را هلاک کرد] ، مگر خاندان لوط را که سحرگاهان نجاتشان دادیم.
Kürtçe:
بە ڕاستی ئێمەش ناردمانە سەریان بایەکی بەھێز بەوردە زیخەوە (ولەناوی بردن) جگە لە کەسوکاری لوط نەبێت لە بەرەبەیاندا ڕزگارمان کردن
Özbekçe:
Албатта, Биз уларнинг устига (тош) бўрон юбордик. Фақат Лут хонадонига саҳар чоғи нажот бердик.
Malayca:
Sesungguhnya Kami telah menghantarkan kepada mereka angin ribut yang menghujani mereka dengan batu, kecuali keluarga Nabi Lut, Kami selamatkan mereka (dengan menyuruh mereka keluar dari situ) pada waktu jauh malam,
Arnavutça:
Ne, me të vërtetë, e kemi dërguar një fortunë mbi ta, pos në familjen e Lutit, këtë e shpëtuam në agim,
Bulgarca:
Изпратихме срещу тях ураган от камъни, освен за семейството на Лут. Спасихме ги на развиделяване -
Sırpça:
На њих посласмо ветар, пун песка, само не на Лотову породицу, њу смо у свитање спасили
Çekçe:
a poslali jsme vítr kamení nesoucí proti nim - kromě rodu Lotova, jejž za jitra jsme zachránili
Urduca:
اور ہم نے پتھراؤ کرنے والی ہوا اس پر بھیج دی صرف لوطؑ کے گھر والے اُس سے محفوظ رہے
Tacikçe:
Мо бар онҳо боде регбор фиристодем, ғайри хонадони Лут, ки онҳоро саҳаргоҳ раҳонидем.
Tatarca:
Тәхкыйк Без аларга ташлар ата торган каты җил җибәрдек, мәгәр Лут пәйгамбәрнең өй җәмәгатен сәхәр вакытында коткардык
Endonezyaca:
Sesungguhnya Kami telah menghembuskan kepada mereka angin yang membawa batu-batu (yang menimpa mereka), kecuali keluarga Luth. Mereka Kami selamatkan sebelum fajar menyingsing,
Amharca:
እኛ በእነርሱ ላይ ጠጠርን ያዘለች ነፋስን ላክን፡፡ የሉጥ ቤተሰቦች ብቻ ሲቀሩ (እነርሱንስ) በሌሊት መጨረሻ ላይ አዳንናቸው፡፡
Tamilce:
நிச்சயமாக நாம் அவர்கள் மீது கல் மழையை அனுப்பினோம், லூத்துடைய குடும்பத்தார்களைத் தவிர. அவர்களை நாம் அதிகாலையில் பாதுகாத்தோம்.
Korece:
하나님은 그들에게 돌풍의 소나기를 보내 롯의 가족을 제 외하고는 멸망케 했으며 그 가족 은 이른 새벽녘에 구했노라
Vietnamca:
TA đã gửi một cơn bão đá tiêu diệt chúng, ngoại trừ gia đình của Lut, TA đã giải cứu họ trước rạng đông.
Ayet Linkleri: