Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

5

Sûredeki Ayet No: 

109

Ayet No: 

778

Sayfa No: 

126

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

۞ يَوْمَ يَجْمَعُ اللَّهُ الرُّسُلَ فَيَقُولُ مَاذَا أُجِبْتُمْ ۖ قَالُوا لَا عِلْمَ لَنَا ۖ إِنَّكَ أَنتَ عَلَّامُ الْغُيُوبِ

Çeviriyazı: 

yevme yecme`u-llâhü-rrusüle feyeḳûlü mâẕâ ücibtüm. ḳâlû lâ `ilme lenâ. inneke ente `allâmü-lguyûb.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Allah, Resulleri topladığı gün: " Size ne cevap verildi? "der. "Bizim bilgimiz yok" derler, "gizlileri bilen yalnız sensin, sen!".

Diyanet İşleri: 

Allah peygamberleri topladığı gün, "Size ne cevap verildi?" der; onlar, "Bizim bir bildiğimiz yoktur, doğrusu görülmeyenleri bilen ancak Sen'sin" derler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

O gün Allah, bütün peygamberleri toplayacak da ne cevap verildi size diyecek. Diyecekler ki: Bilgimiz yok bizim, şüphe yok ki sensin gizli şeyleri hakkıyla bilen.

Şaban Piriş: 

Allah peygamberlerini topladığı gün: "Size ne cevap verildi?" der. Onlar da derler ki: Bizim bir bilgimiz yoktur, gaybları en iyi bilen sadece sensin!

Edip Yüksel: 

ALLAH elçileri topladığı gün: "Size ne cevap verildi," der. "Bir bilgimiz yok. Gizemleri sen bilirsin," derler.

Ali Bulaç: 

Allah, elçileri toplayacağı gün, şöyle diyecek: "Size verilen cevap nedir?" Onlar da: "Bizim bilgimiz yoktur; şüphesiz görünmeyenleri (gaybleri) bilen Sensin Sen."

Suat Yıldırım: 

Gün gelecek, Allah peygamberleri bir araya toplayıp: “Sizin tebliğleriniz ümmetleriniz tarafından nasıl karşılandı, nasıl bir cevap aldınız?” buyuracak. Onlar da: “Senin, her şeyi hakkiyle bilen ilminin yanında bizim bilgimiz yok. Zira gayblara vakıf olan, yalnız Sen'sin” diyecekler. [7,6; 15,92-93]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

O günü ki, Allah Teâlâ peygamberleri toplayacak da «Size verilen cevap ne idi?» diyecek, onlar da «Bizim için bilgi yoktur, şüphe yok ki, gaybleri hakkıyla bilen ancak Sen´sin, Sen» diyeceklerdir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah, resulleri bir araya getireceği gün şöyle der: "Size ne cevap verildi?" Şöyle derler: "Hiçbir bilgimiz yok. Gaybları en iyi biçimde bilen sensin, sen!"

Bekir Sadak: 

«ndan yemeyi, kalblerimizin kanmasini ve senin bize dogru soyledigini bilmeyi, ona sahid olmayi istiyoruz» dediler.

İbni Kesir: 

Allah, Rasulleri topladığı gün şöyle buyurur

Adem Uğur: 

Allah´ın peygamberleri toplayıp da &quot

İskender Ali Mihr: 

Allâh´ın, Resûl´leri bir araya toplayacağı, sonra “Size ne cevap verildi?” diye buyuracağı gün, (onlar)

Celal Yıldırım: 

Allah, peygamberleri biraraya getireceği günde, «size ne cevap verildi ?» diyecek. Onlar da «bizim hiç bir bilgimiz yok, gayıbları bilen şüphesiz ki sensin sen!» diyecekler.

Tefhim ul Kuran: 

Allah, peygamberleri toplayacağı gün, şöyle diyecek: «Size verilen cevap nedir?» Onlar da: «Bizim bilgimiz yoktur

Fransızca: 

(Rappelle-toi) le jour où Allah rassemble (tous) les messagers, et qu'Il dira : "Que vous a-t-on donné comme réponse ? " Ils diront : "Nous n'avons aucun savoir : c'est Toi, vraiment, le grand connaisseur de tout ce qui est inconnu".

İspanyolca: 

El día que Alá congregue a los enviados y diga: «¿Qué se os ha respondido?», dirán: «No sabemos. Tú eres Quien conoce a fondo las cosas ocultas».

İtalyanca: 

Il Giorno in cui Allah radunerà tutti i messaggeri, dirà loro: «Che cosa vi hanno risposto?»; diranno: «Noi non abbiamo nessuna scienza: Tu sei Colui che conosce l'inconoscibile».

Almanca: 

(Erwähne) den Tag, an dem ALLAH die Gesandten versammelt, dann sagt: "Welche Antwort wurde euch gegeben?!" Sie sagten: "Wir verfügen über kein Wissen darüber, DU bist doch Der Allwissende über das Verborgene."

Çince: 

真主集合众使者的日子,将问他们说:你们所得的答覆是什么﹖他们将说:我们毫无知识。你确是深知幽玄的。

Hollandaca: 

Op zekeren dag zal God de apostels vereenigen en tot hen zeggen: Welk een antwoord werd u gegeven, toen gij voor het volk hebt gepredikt, naar hetwelk gij werd afgezonden? Zij zullen antwoorden: Wij hebben geene kennis, maar gij kent de geheimen.

Rusça: 

В тот день, когда Аллах соберет посланников и скажет: "Что вам ответили?" - они скажут: "Мы не обладаем знанием. Воистину, Ты - Ведающий сокровенное".

Somalice: 

(Ka warran) Maalintuu Kulmin Eebe Rasuulada kuna dhihi Maxaa laydiinku Jawaabay oy Dhihi ma Ogin adiga unbaa Ogaal Badan waxa maqan.

Swahilice: 

Ile siku ambayo Mwenyezi Mungu atapo wakusanya Mitume awaambie: Mlijibiwa nini? Watasema: Hatuna ujuzi; hakika Wewe ndiye Mjuzi Mkubwa wa yote yaliyo fichikana.

Uygurca: 

اﷲ قىيامەت كۈنى پەيغەمبەرلەرنى يىغىپ: «(قەۋمىڭلارنى ئىمانغا دەۋەت قىلغىنىڭلاردا) قانداق جاۋابقا ئىگە بولدۇڭلار؟» دەپ سورايدۇ، ئۇلار: «(سېنىڭ بىلگىنىڭگە سېلىشتۇرغاندا) بىز ھېچ نەرسە بىلمەيمىز، سەن غەيبلەرنى ناھايىتى ئوبدان بىلىسەن» دەيدۇ

Japonca: 

アッラーが使徒たちを召集される臼,かれらに,「あなたがたはどんな返答を得たか。」と仰せられよう。かれらは(答えて)申し上げる。「わたしたちには,知識はありません。誠にあなたは,凡ての奥義を熟知なされています。」

Arapça (Ürdün): 

اذكر «يوم يجمع الله الرسل» هو يوم القيامة «فيقول» لهم توبيخا لقومهم «ماذا» أي الذي «أُجبتم» به حين دعوتم إلى التوحيد «قالوا لا علم لنا» بذلك «إنك أنت علام الغيوب» ما غاب عن العباد وذهب عنهم علمه لشدة هول يوم القيامة وفزعهم ثم يشهدون على أممهم لما يسكنون.

Hintçe: 

(उस वक्त क़ो याद करो) जिस दिन ख़ुदा अपने पैग़म्बरों को जमा करके पूछेगा कि (तुम्हारी उममत की तरफ से तबलीग़े एहकाम का) क्या जवाब दिया गया तो अर्ज क़रेगें कि हम तो (चन्द ज़ाहिरी बातों के सिवा) कुछ नहीं जानते तू तो खुद बड़ा ग़ैब वॉ है

Tayca: 

วันที่อัลลอฮ์จะทรงชุมนุมบรรดาร่อซูล แล้วตรัสว่าสิ่งใดบ้างที่พวกเจ้าได้รับการตอบสนอง พวกเขากล่าวว่าไม่มีความรู้ใด ๆ แก่พวกข้าพระองค์ แท้จริงพระองค์เป็นผู้ทรงรอบรู้ความเร้นลับทั้งหลาย

İbranice: 

ביום (יום הדין) אשר אלוהים יכנס את השליחים, ויאמר, 'מה הייתה תגובתם של אלה שאליהם נשלחתם'? הם יאמרו, 'אין אנו יודעים, אתה הוא יודע הנסתרות

Hırvatça: 

Na dan kada Allah sakupi poslanike i upita: "Kako su vam se odazivali?", oni će reći: "Mi znanja nemamo; zaista Ti dobro znaš sve što je čulima nedokučivo."

Rumence: 

Dumnezeu va spune în Ziua când îi va aduna pe trimişi. “Ce vi s-a răspuns?” Ei vor spune: “Nu avem nici o ştiinţă. Doar Tu eşti Cunoscător al Tainelor”

Transliteration: 

Yawma yajmaAAu Allahu alrrusula fayaqoolu matha ojibtum qaloo la AAilma lana innaka anta AAallamu alghuyoobi

Türkçe: 

Allah, resulleri bir araya getireceği gün şöyle der: "Size ne cevap verildi?" Şöyle derler: "Hiçbir bilgimiz yok. Gaybları en iyi biçimde bilen sensin, sen!"

Sahih International: 

[Be warned of] the Day when Allah will assemble the messengers and say, "What was the response you received?" They will say, "We have no knowledge. Indeed, it is You who is Knower of the unseen"

İngilizce: 

One day will Allah gather the messengers together, and ask: "What was the response ye received (from men to your teaching)?" They will say: "We have no knowledge: it is Thou Who knowest in full all that is hidden."

Azerbaycanca: 

Allah peyğəmbərləri toplayacağı gün (qiyamət günü) belə buyuracaq: “(Ümmətlərinizi Mənim əmrimə tabe olmağa də’vət etdiyiniz zaman) sizə nə cavab verildi?” Onlar isə (təvazökarlıq edib): “Biz heç bir şey bilmirik. Həqiqətən, qeybləri (görünməyənləri) bilən ancaq Sənsən! – deyə cavab verəcəklər.

Süleyman Ateş: 

Allah, Elçileri toplayacağı gün: "Size ne cevap verildi?" der. "Bizim bilgimiz yok, derler, gizlileri bilen yalnız sensin, sen!"

Diyanet Vakfı: 

Allah'ın peygamberleri toplayıp da "Size ne cevap verildi" dediği gün, "Bizim hiçbir bilgimiz yok, şüphesiz gizlilikleri hakkıyle bilen ancak sensin" diyeceklerdir.

Erhan Aktaş: 

Allah, Resulleri topladığı gün, “Nasıl karşılandınız der?” “Bizim bir bilgimiz yok, doğrusu gaybleri(1) bilen ancak Sen’sin.” derler.

Kral Fahd: 

Allah'ın peygamberleri toplayıp da «Size ne cevap verildi» dediği gün, «Bizim hiçbir bilgimiz yok, şüphesiz gizlilikleri hakkıyla bilen ancak sensin» diyeceklerdir.

Hasan Basri Çantay: 

O günde ki Allah bütün peygamberleri toplayıb da: «Size verilen o cevab nedir?» diyecek, onlar da: «Bizim hiç bir bilgimiz yok. Şübhesiz ğaybları hakkıyle bilen Sensin Sen» diyeceklerdir.

Muhammed Esed: 

Allah´ın bütün peygamberleri toplayıp onlara, "Size ne cevap verildi?" diye soracağı gün onlar, "Bizim bir bilgimiz yok: Yalnız Sensin yaratılmışların idrakini aşan her şeyi tümüyle bilen!" diyecekler.

Gültekin Onan: 

Tanrı, elçileri toplayacağı gün şöyle diyecek: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Allah kıyamet gününde peygamberleri toplayıp şöyle buyurur: “- Ümmetinizi dâvet ettiğinizde, size ne cevap verildi?” Onlar da: “- Bizde hiç bir bilgi yok. Şüphesiz ki, sen bütün gaybları kemal üzere bilensin.” derler.

Portekizce: 

Um dia, Deus convocará os mensageiros e lhes dirá: Que vos tem sido respondido (com respeito à exortação)? Dirão:Nada sabemos, porque só Tu és Conhecedor do incognoscível.

İsveççe: 

DEN DAG då Gud samlar sändebuden och frågar: "Vilket gensvar fick ni?" - kommer de att svara: "[Om det] vet Vi ingenting; Du [ensam] känner det som är dolt för människor."

Farsça: 

[از] روزی [پروا کنید] که خدا پیامبران را جمع می کند، و [به آنان] می فرماید: [در برابر دعوتتان به اجرای دستورهای خدا] چه پاسخی به شما داده شد؟ گویند: ما را [در برابرِ دانشِ تو] هیچ دانشی نیست؛ یقیناً تویی که به نهان ها بسیار دانایی.

Kürtçe: 

لە ڕۆژێک (بترسن) خوا ھەموو پێغەمبەران کۆدەکاتەوە ئەوسا پێیان دەفەرموێت چ وەڵامێکتان درایەوە؟ دەڵێن ھیچ زانیارییەکمان نیە بێگومان تەنھا تۆ ئاگاداری ھەموو نھێنیەکانیت

Özbekçe: 

Аллоҳ Пайғамбарларни жамлаган кунда: «Сизга қандай жавоб қилинди?» деб сўрайдир. Улар: «Биз билмайсмиз, албатта, Сенинг Ўзинггина ғайбларни яхши билгувчисан», дерлар.

Malayca: 

(Ingatlah) hari (kiamat yang padanya) Allah menghimpunkan Rasul-rasulNya lalu bertanya: "Apakah penerimaan yang diberikan kepada kamu (oleh umat-umat kamu dahulu, ketika kamu menyampaikan seruan ugama Allah)?" Rasul-rasul itu menjawab: "Tidak ada bagi kami pengetahuan yang sah tentang itu, (pengetahuan yang tepat adalah tertentu bagiMu), kerana sesungguhnya Engkaulah sahaja yang Maha Mengetahui akan segala perkara yang ghaib"

Arnavutça: 

Kujtojeni ditën kur Perëndia i tubon Pejgamberët e ju thotë: “Çka ju përgjigjën?” Ata thonë: “Na s’kemi dijeni (të plotë), se vetëm Ti i di të gjitha fshehtësitë”.

Bulgarca: 

В Деня, когато Аллах събере пратениците и рече: “Какво ви бе отвърнато?”, ще кажат: “Нямаме знание, Ти си Всезнаещия неведомите неща.”

Sırpça: 

На дан када Аллах сакупи посланике и упита: „Како су вам се одазивали?“ Они ће да кажу: „Ми знања немамо; заиста Ти добро знаш све што је чулима недокучиво.“

Çekçe: 

V den, kdy Bůh shromáždí posly, řekne jim: 'Co bylo vám odpověděno?' I odvětí: 'Nemáme o tom vědomosti žádné, Tys věru ten, jenž sám zná nepoznatelné.'

Urduca: 

جس روز اللہ سب رسولوں کو جمع کر کے پو چھے گا کہ تمہیں کیا جواب دیا گیا ہے، تو وہ عرض کریں گے کہ ہمیں کچھ علم نہیں، آپ ہی تمام پوشیدہ حقیقتوں کو جانتے ہیں

Tacikçe: 

Рӯзе, ки Худо паёмбаронро гирд орад ва бипурсад, ки даъвати шуморо чӣ гуна посӯх доданд? Гӯянд: «Моро ҳеҷ донише нест, ки доно ба ғайб Ту ҳастӣ».

Tatarca: 

Кыямәт көнендә Аллаһ расүлләрне җыяр өммәтләрен хөкем итәр өчен, Аллаһ алардан сорар: "Сезнең Аллаһ хөкемнәрен ирештерүегезне өммәтләрегез ничек кабул ит-теләр?" – дип, Рәсүлләр әйтте: "Без аларның хәлен белмибез, бездә гаепне белә торган белем юк. Ий Раббыбыз, әлбәттә, Син бөтен яшерен эшләрне белүчесең", – дип.

Endonezyaca: 

(Ingatlah), hari di waktu Allah mengumpulkan para rasul lalu Allah bertanya (kepada mereka): "Apa jawaban kaummu terhadap (seruan)mu?". Para rasul menjawab: "Tidak ada pengetahuan kami (tentang itu); sesungguhnya Engkau-lah yang mengetahui perkara yang ghaib".

Amharca: 

አላህ መልክተኞቹን የሚሰበስብበትንና «ምን መልስ ተሰጣችሁ» የሚልበትን ቀን (አስታውስ)፡፡ «ለእኛ ምንም ዕውቀት የለንም አንተ ሩቆችን በጣም ዐዋቂ አንተ ብቻ ነህ» ይላሉ፡፡

Tamilce: 

அல்லாஹ் தூதர்களை ஒன்று சேர்க்கும் நாளில், “உங்களுக்கு என்ன பதில் கூறப்பட்டது?” என்று (அவர்களிடம்) கூறுவான். “எங்களுக்கு (அதைப் பற்றி) அறவே ஞானமில்லை; நிச்சயமாக நீதான் மறைவானவற்றை மிக மிக அறிந்தவன்” என்று (அவர்கள் பதில்) கூறுவார்கள்.

Korece: 

심판의 날 하나님께서 선지 자들을 모아 말씀하시매 너희가 받은 응답은 어떠 하였느뇨 물으 니 저희는 모를 뿐입니다 당신만 이 보이지 않은 것을 알 뿐입니다 하더라

Vietnamca: 

(Hỡi nhân loại, các ngươi hãy nhớ đến) Ngày mà Allah sẽ tập kết toàn bộ các vị Thiên Sứ (của Ngài) rồi hỏi Họ: “Các cộng đồng của Các Ngươi đã đáp lại (sứ mạng của) Các Ngươi những gì?” Họ đáp: “Quả thật, bầy tôi không biết gì bởi lẽ chỉ có Ngài mới là Đấng biết rõ mọi điều vô hình.”