Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

53

Sûredeki Ayet No: 

48

Ayet No: 

4832

Sayfa No: 

528

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَأَنَّهُ هُوَ أَغْنَىٰ وَأَقْنَىٰ

Çeviriyazı: 

veennehû hüve agnâ veaḳnâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Şüphesiz zengin eden de sermaye veren de O'dur.

Diyanet İşleri: 

Doğrusu zengin eden de varlıklı kılan da O'dur.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve şüphe yok ki odur zengin eden ve sermaye veren.

Şaban Piriş: 

Zengin kılan da O’dur, varlıklı eden de.

Edip Yüksel: 

O'dur Zengin eden, yoksul yapan.

Ali Bulaç: 

Doğrusu, muhtaç olmaktan O kurtardı ve sermaye verip-hoşnut kıldı.

Suat Yıldırım: 

Rahime atılan nutfeden (spermden) erkek ve dişi çiftini yaratma, öldükten sonra diriltme, tekrar yaratma O'na aittir. İnsanı zengin, kanaat sahibi ve halinden memnun etmek de O’na aittir. Müşriklerin taptığı Şi’râ yıldızının Rabbi de O’dur. Önceki Âd milletini yok eden de O’dur. Semud milletini yok edip geriye hiçbir şey bırakmayan da O’dur. Daha önce Nuh milletini yok eden de O. Çünkü bunlar çok zalim, çok azgındılar. Altı üstüne getirilen Lût milletinin şehirlerini yerle bir etti. Onları ne azaplar, ne musîbetler, neler kapladı neler! [86,6-7; 69,6-7; 26,73]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve şüphe yok ki, O´dur zengin eden ve fakir düşüren O´dur.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Hiç kuşkusuz, zenginlik veren de O'dur, nimete boğan da...

Bekir Sadak: 

53:53

İbni Kesir: 

Doğrusu muhtaç olmaktan kurtaran da O´dur, sermaye sahibi kılan da.

Adem Uğur: 

Zengin eden de yoksul kılan da O´dur.

İskender Ali Mihr: 

Ve muhakkak ki O, zengin eden ve varlıklı kılan O´dur.

Celal Yıldırım: 

Ve şüphesiz O, hem zengin edendir, hem anasermaye verendir.

Tefhim ul Kuran: 

Doğrusu, muhtaç olmaktan O kurtardı ve sermaye verip hoşnut kıldı.

Fransızca: 

et c'est Lui qui a enrichi et qui a fait acquérir.

İspanyolca: 

que es Él Quien da riquezas y posesiones,

İtalyanca: 

e che invero è Lui che arricchisce e provvede,

Almanca: 

und daß ER doch Derjenige ist, Der reich werden und besitzen ließ,

Çince: 

他能使人富足,能使人满意;

Hollandaca: 

En dat hij verrijkt, en bezittingen doet verkrijgen.

Rusça: 

Он избавляет от нужды (или дарует богатство) и наделяет собственностью (или удовлетворяет).

Somalice: 

Eebe isagaa wax Hodmiya isagaana wax faqiiriya.

Swahilice: 

Na kwamba ni Yeye ndiye anaye tosheleza na kukinaisha.

Uygurca: 

اﷲ ئىنساننى باي قىلالايدۇ ۋە مەمنۇن قىلالايدۇ

Japonca: 

かれこそは富ませ,また満ち足りさせる御方。

Arapça (Ürdün): 

«وأنه هو أغنى» الناس بالكفاية بالأموال «وأقنى» أعطى المال المتخذ قُنية.

Hintçe: 

और ये कि वही मालदार बनाता है और सरमाया अता करता है,

Tayca: 

และแท้จริงพระองค์ทรงทำให้เขาร่ำรวย และทรงทำให้เขายากจน

İbranice: 

והוא המביא את העושר והנכסים

Hırvatça: 

i da On daje bogatstvo i moć da stječu,

Rumence: 

El este Domnul lui Sirius.

Transliteration: 

Waannahu huwa aghna waaqna

Türkçe: 

Hiç kuşkusuz, zenginlik veren de O'dur, nimete boğan da...

Sahih International: 

And that it is He who enriches and suffices

İngilizce: 

That it is He Who giveth wealth and satisfaction;

Azerbaycanca: 

(İstədiyini) dövlətli də edən, kasıb da edən Odur!

Süleyman Ateş: 

Zengin eden O'dur, bol verip memnun eden O.

Diyanet Vakfı: 

Zengin eden de yoksul kılan da O'dur.

Erhan Aktaş: 

Zenginlik veren de O’dur, sınırlayan da.

Kral Fahd: 

Zengin eden de yoksul kılan da O'dıır.

Hasan Basri Çantay: 

Hakıykat şu (İnsanları) başkalarına muhtâc olmakdan o kurtardı ve O, sermâye saahibi kıldı.

Muhammed Esed: 

isteklerden arındıran ve mülk sahibi kılan yalnız O´dur;

Gültekin Onan: 

Doğrusu, muhtaç olmaktan O kurtardı ve sermaye verip hoşnut kıldı.

Ali Fikri Yavuz: 

Doğrusu zengin eden, sermaye veren O...

Portekizce: 

E que Ele enriquece e dá satisfação.

İsveççe: 

och att det är Han som gör [människan] rik och [Han som] förmår [henne] att nöja sig med det hon har;

Farsça: 

و اوست که شما را توانگر کرد و سرمایه قابل ذخیره بخشید،

Kürtçe: 

وە بێگومان ھەر ئەویشە کەخەڵکی دەوڵەمەند وھەژار دەکات

Özbekçe: 

Ва, албатта, беҳожат қилган ҳам Ўзи, бадавлат қилган ҳам Ўзи.

Malayca: 

Dan bahawa sesungguhnya, Dia lah yang memberikan (sesiapa yang dikehendakiNya) apa yang diperlukannya dan memberikannya tambahan yang boleh disimpan;

Arnavutça: 

dhe Ai jep pasuri dhe kënaqësi të mjaftueshme,

Bulgarca: 

и Той дарява богатство и удовлетворение,

Sırpça: 

и да Он даје да стичу богатство и моћ,

Çekçe: 

že On obohacuje a uspokojuje,

Urduca: 

اور یہ کہ اُسی نے غنی کیا اور جائداد بخشی

Tacikçe: 

Ва Ӯст, ки тавонгар кунад ва рӯзӣ диҳад,

Tatarca: 

Дәхи Ул – Аллаһ байлык бирде вә терлек малларын бирде.

Endonezyaca: 

dan bahwasanya Dia yang memberikan kekayaan dan memberikan kecukupan,

Amharca: 

እነሆ እርሱም አከበረ፣ ጥሪተኛም አደረገ፡፡

Tamilce: 

இன்னும், நிச்சயமாக அவன்தான் (சிலரை) செல்வந்தராக ஆக்கினான். இன்னும், (அவர்களுக்கு அவர்களது செல்வத்தில்) சேமிப்பை ஏற்படுத்தினான். (இன்னும் சிலரை பரம ஏழையாக்கினான்.)

Korece: 

부와 기쁨을 주시는 분이시 며

Vietnamca: 

Và chính Ngài là Đấng ban cho sự giàu có và làm cho thỏa nguyện.