Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

44

Sûredeki Ayet No: 

19

Ayet No: 

4433

Sayfa No: 

497

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَأَن لَّا تَعْلُوا عَلَى اللَّهِ ۖ إِنِّي آتِيكُم بِسُلْطَانٍ مُّبِينٍ

Çeviriyazı: 

veel lâ ta`lû `ale-llâh. innî âtîküm bisülṭânim mübîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Allah'a karşı üstünlük taslamayın. Şüphesiz ki ben size apaçık bir delil getiriyorum.

Diyanet İşleri: 

Allah'a karşı üstün gelmeye kalkışmayın; doğrusu ben size apaçık bir delil getirdim.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve Allah'a karşı yücelik satmaya kalkışmayın; şüphe yok ki ben size, apaçık bir delil getirdim.

Şaban Piriş: 

Allah’a karşı üstünlük taslamayın. Ben size apaçık bir delil getiriyorum.

Edip Yüksel: 

ALLAH'a karşı ululanmayın. Ben size apaçık bir delille gelmiş bulunuyorum.

Ali Bulaç: 

Allah'a karşı büyüklenmeyin; şüphesiz size apaçık, bir delil getiriyorum.

Suat Yıldırım: 

Sakın Allah'a baş kaldırmayın, zira ben size apaçık bir delil getiriyorum.Beni taşlayıp öldürmenizden, benim de sizin de Rabbiniz olan Allah’a sığınıyorum.Bana inanmıyorsanız, bari beni kendi halime bırakın (bana kötülük etmeyin).”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

«Ve Allah´a karşı yücelikte bulunmayın. Muhakkak ki, ben size bir apaçık hüccet ile geliyorum.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah'a karşı ululuk taslamayın! Ben size apaçık bir kanıt getirmekteyim.

Bekir Sadak: 

(25-27) Orada nice bahceler, pinarlar, ekinler, guzel konaklar, eglenip durduklari nimetler birakmislardi.

İbni Kesir: 

Allah´a karşı yücelik taslamayın. Doğrusu ben, size açık bir burhan getirdim.

Adem Uğur: 

Allah´a karşı ululuk taslamayın. Çünkü ben size apaçık bir delil getiriyorum.

İskender Ali Mihr: 

Allah´a karşı ululuk (büyüklük) taslamayın! Çünkü ben, size apaçık bir sultan (delil) ile geliyorum.

Celal Yıldırım: 

Ve sakın Allah´a karşı kendinizi yüksek görmeyin. Şüphesiz ki ben size çok açık bir belgeyi, inandırıcı delili getirdim.

Tefhim ul Kuran: 

«Allah´a karşı büyüklenmeyin

Fransızca: 

Ne vous montrez pas hautains vis-à-vis d'Allah, car je vous apporte une preuve évidente.

İspanyolca: 

¡No os mostréis altivos con Alá! Vengo a vosotros con autoridad manifiesta.

İtalyanca: 

Non siate insolenti nei confronti di Allah! In verità vengo a voi con evidente autorità.

Almanca: 

Und erhebt euch nicht in Arroganz ALLAH gegenüber! Gewiß, ich brachte euch einen deutlichen Beweis.

Çince: 

你们不要对真主高傲。我必定要昭示你们一个明证。

Hollandaca: 

En staat niet op tegen God, want ik kom met eene duidelijke macht tot u.

Rusça: 

Не превозноситесь над Аллахом, ведь я принес вам явное доказательство.

Somalice: 

Hana iska wayneynina Eebe waxaan idiin la imid xujo cade.

Swahilice: 

Na msimfanyie kiburi Mwenyezi Mungu; hakika mimi nitakuleteeni uthibitisho ulio wazi.

Uygurca: 

اﷲ قا تەكەببۇرلۇق قىلماڭلار، مەن سىلەرگە ھەقىقەتەن روشەن مۆجىزە بىلەن كەلدىم

Japonca: 

アッラーに対して,高慢であってはなりません。本当にわたしは明白な権威をもって,あなたがたの所にやって来たのです。

Arapça (Ürdün): 

«وأن لا تعلوا» تتجبروا «على الله» بترك طاعته «إني آتيكم بسلطان» برهان «مبين» بين على رسالتي فتوعَّدوه بالرجم.

Hintçe: 

और ख़ुदा के सामने सरकशी न करो मैं तुम्हारे पास वाज़ेए व रौशन दलीलें ले कर आया हूँ

Tayca: 

และพวกท่านอย่ายกตนเหนืออัลลอฮฺ แท้จริงฉันมาหาพวกท่านพร้อมด้วยหลักฐานอันชัดแจ้ง

İbranice: 

ואל תתנשאו על אלוהים, כי הנה באתי אליכם בהוכחות ברורות

Hırvatça: 

i ne uzdižite se iznad Allaha, ja vam donosim dokaz očevidni,

Rumence: 

Nu vă ridicaţi împotriva lui Dumnezeu! Eu vin la voi cu o împuternicire desluşită.

Transliteration: 

Waan la taAAloo AAala Allahi innee ateekum bisultanin mubeenin

Türkçe: 

"Allah'a karşı ululuk taslamayın! Ben size apaçık bir kanıt getirmekteyim."

Sahih International: 

And [saying], "Be not haughty with Allah. Indeed, I have come to you with clear authority.

İngilizce: 

And be not arrogant as against Allah: for I come to you with authority manifest.

Azerbaycanca: 

Allaha qarşı təkəbbür göstərməyin. Həqiqətən, mən sizə (dediklərimin düzgünlüyünü sübut edən) açıq-aşkar bir dəlil gətirmişəm!”

Süleyman Ateş: 

Allah'a karşı ululanmayın. Ben size apaçık bir delil getiriyorum.

Diyanet Vakfı: 

Allah'a karşı ululuk taslamayın. Çünkü ben size apaçık bir delil getiriyorum.

Erhan Aktaş: 

“Allah’a karşı ululuk taslamayın. Kuşkusuz ben, size açıkça görevlendirilmiş biri olarak geliyorum.”

Kral Fahd: 

Allah'a karşı üstünlük taslamayın. Çünkü ben size apaçık bir delil getiriyorum.

Hasan Basri Çantay: 

«Ve Allaha karşı yücelik taslamayın. Zira ben size apaçık bir bürhan getiriyorum» diye (söylemişdi).

Muhammed Esed: 

"Ve Allah´a karşı büyüklük taslamayın. Çünkü ben size (O´ndan) açık bir delil getiriyorum;

Gültekin Onan: 

44:18

Ali Fikri Yavuz: 

Ve Allah’a karşı baş kaldırmayın

Portekizce: 

E não vos rebeleis contra Deus, porque vos trago uma autoridade evidente.

İsveççe: 

Uppres er inte mot Gud! Jag kommer till er med ett klart bevis på min myndighet,

Farsça: 

و در برابر خدا تکبّر نکنید که من برای شما دلیلی روشن آورده ام.

Kürtçe: 

وە خۆتان بەبەرز وگەورە مەزانن لەبەرامبەر خوادا بێگومان من بەڵگە ونیشانەیەکی ئاشکرام بۆ ھێناون

Özbekçe: 

Ва Аллоҳга мутакаббирлик қилманг. Албатта, мен сизга очиқ-ойдин ҳужжат келтирурман.

Malayca: 

"Dan janganlah kamu berlaku sombong takbur terhadap Allah; sesungguhnya aku ada membawa kepada kamu mukjizat yang jelas nyata.

Arnavutça: 

dhe mos u madhëroni (mos u ngritni) mbi Perëndinë; unë, me të vërtetë, po ju sjell (prej Tij) dokument të qartë,

Bulgarca: 

И не се възгордявайте пред Аллах! Донесох ви явен довод.

Sırpça: 

и не уздижите се изнад Аллаха, ја вам доносим очигледни доказ,

Çekçe: 

Nepovstávejte proti Bohu, neb já k vám se zplnomocněním zřetelným přicházím,

Urduca: 

اللہ کے مقابلے میں سرکشی نہ کرو میں تمہارے سامنے (اپنی ماموریت کی) صریح سند پیش کرتا ہوں

Tacikçe: 

Ва низ бар Худо саркашӣ макунед, ки ман бо ҳуҷҷате равшан назди шумо омадаам.

Tatarca: 

Аллаһуның вәхиен һәм пәйгамбәрен кимсетеп олугъланмагыз, чөнки мин сезгә пәйгамбәрлегемә ачык дәлилләр белән килдем.

Endonezyaca: 

dan janganlah kamu menyombongkan diri terhadap Allah. Sesungguhnya aku datang kepadamu dengan membawa bukti yang nyata.

Amharca: 

«በአላህም ላይ አትኩሩ፡፡ እኔ ግልጽ የኾነን አስረጅ ያመጣሁላችሁ ነኝና (በማለት መጣላቸው)፡፡

Tamilce: 

“இன்னும், நிச்சயமாக அல்லாஹ்விற்கு முன் பெருமை அடிக்காதீர்கள்! (அவனது அடியார்கள் மீது அழிச்சாட்டியம் செய்யாதீர்கள்.) நிச்சயமாக நான் உங்களிடம் தெளிவான ஆதாரத்தைக் கொண்டு வருவேன்.”

Korece: 

하나님께 거역하며 오만하지말라 실로 내가 분명한 능력을 너 희에게 보여 주리라

Vietnamca: 

“Quí ngài chớ đừng xem mình tối cao hơn Allah. Tôi đến gặp quí ngài với một thẩm quyền rõ rệt.”