Arapça:
أَنْ أَدُّوا إِلَيَّ عِبَادَ اللَّهِ ۖ إِنِّي لَكُمْ رَسُولٌ أَمِينٌ
Çeviriyazı:
en eddû ileyye `ibâde-llâh. innî leküm rasûlün emîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O peygamber onlara şöyle demişti: "Esaretiniz altındaki Allah'ın kullarını bana teslim edin. Çünkü ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.
Diyanet İşleri:
Ey Allah'ın kulları! Bana gelin, doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Allah'ın kullarını demişti, bana teslim edin, şüphe yok ki ben, emin bir peygamberim size.
Şaban Piriş:
Allah’ın kullarını (İsrailoğulları'nı) bana bırakın/teslim edin. ben güvenilir bir peygamberim, demişti.
Edip Yüksel:
Ey ALLAH'ın kulları, bana kulak verin. Ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.
Ali Bulaç:
"Allah'ın kullarını bana teslim edin; gerçekten ben, sizin için güvenilir bir elçiyim" (demişti).
Suat Yıldırım:
Biz onlardan önce Firavun'un halkını da imtihan ettik, onlara da pek değerli bir resul gelip demişti ki: “Ey Allah’ın kulları, benim hakkımı verin, yani tebliğimi dinleyin; çünkü ben size gönderilen güvenilir bir elçiyim.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(onlara demişti ki) «Allah´ın kullarını bana teslim ediniz, Şüphe yok ki, ben sizin için emin bir peygamberim.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Şöyle sesleniyordu: "Ey Allah'ın kulları, bana gelin! Çünkü ben sizin için güvenilir bir resulüm."
Bekir Sadak:
«enizi sakin iken geride birak, dogrusu onlar suda bogulacak bir ordudur.»
İbni Kesir:
Allah´ın kullarını bana teslim edin. Doğrusu ben, size gönderilmiş emin bir peygamberim.
Adem Uğur:
Allah´ın kulları! Bana gelin! Çünkü ben size (gönderilmiş) güvenilir bir resûlüm
İskender Ali Mihr:
(Hz. Musa): “Allah´ın kullarını bana verin. Muhakkak ki ben, sizin için emin bir resûlüm.” (demişti).
Celal Yıldırım:
44:17
Tefhim ul Kuran:
Dedi ki: «Allah´ın kullarını bana teslim edin
Fransızca:
[leur disant]: "Livrez-moi les serviteurs d'Allah ! Je suis pour vous un Messager digne de confiance.
İspanyolca:
«¡Entregadme a los siervos de Alá! Tenéis en mí a un enviado digno de confianza.
İtalyanca:
[che disse]: «Datemi i servi di Allah! Io sono per voi un messagero affidabile!
Almanca:
"Gebt mir ALLAHs Diener! Gewiß, ich bin für euch ein vertrauenswürdiger Gesandter.
Çince:
说:你们把真主的仆人们交给我吧!我确是一个忠实的使者,奉命来教化你们的。
Hollandaca:
Zeggende: Zendt de dienaren van God tot mij, waarlijk, ik ben een verzoenend zendeling voor u.
Rusça:
Он сказал: "Верните мне рабов Аллаха. Я являюсь посланником к вам, заслуживающим доверия.
Somalice:
Isagoo dhihi iidhiiba addoomada Eebe (ama maqalka) waxaan idiin ahay Rasuul aamin ah.
Swahilice:
Akasema: Nipeni waja wa Mwenyezi Mungu; kwa hakika mimi kwenu ni Mtume Muaminifu.
Uygurca:
(مۇسا ئۇلارغا ئېيتتى) «ماڭا اﷲ نىڭ بەندىلىرىنى (يەنى بەنى ئىسرائىلنى) تاپشۇرۇپ بېرىڭلار، مەن سىلەرگە ھەقىقەتەن ئىشەنچلىك پەيغەمبەر
Japonca:
(言った。)「アッラーのしもべたち(イスラエルの子孫)を,わたしに返しなさい。本当にわたしは,あなたがたの許にやって来た誠実な使徒です。
Arapça (Ürdün):
«أن» أي بأن «أدُّوا إليَّ» ما أدعوكم إليه من الإيمان، أي أظهروا إيمانكم لي يا «عباد الله إني لكم رسول أمين» على ما أُرسلت به.
Hintçe:
(और कहा) कि ख़ुदा के बन्दों (बनी इसराईल) को मेरे हवाले कर दो मैं (ख़ुदा की तरफ से) तुम्हारा एक अमानतदार पैग़म्बर हूँ
Tayca:
(โดยกล่าวว่า) จงมอบปวงบ่าวของอัลลอฮฺให้แก่ฉัน แท้จริงฉันคือร่อซูลผู้ซื่อสัตย์สำหรับพวกท่าน
İbranice:
אשר אמר להם: 'תנו (שחררו) לי את עבדי אלוהים, כי שליח נאמן אני לכם
Hırvatça:
Predajte meni Allahove robove! Ja sam vam, zaista, poslanik pouzdani,
Rumence:
“Aduceţi la mine pe robii lui Dumnezeu! Eu vă sunt vouă trimis vrednic de încredere!
Transliteration:
An addoo ilayya AAibada Allahi innee lakum rasoolun ameenun
Türkçe:
Şöyle sesleniyordu: "Ey Allah'ın kulları, bana gelin! Çünkü ben sizin için güvenilir bir resulüm."
Sahih International:
[Saying], "Render to me the servants of Allah. Indeed, I am to you a trustworthy messenger,"
İngilizce:
Saying: "Restore to me the Servants of Allah: I am to you an messenger worthy of all trust;
Azerbaycanca:
(O demişdi: ) “Allahın bəndələrini (İsrail oğullarını) mənə verin. Həqiqətən, mən sizin üçün mö’təbər (güvəniləsi, sözündə düz, əmanətə xəyanət etməyən) bir peyğəmbərəm!
Süleyman Ateş:
Allah'ın kullarını bana teslim edin; çünkü ben sizin için güvenilir bir elçiyim.
Diyanet Vakfı:
"Allah'ın kulları! Bana gelin! Çünkü ben size (gönderilmiş) güvenilir bir resulüm"
Erhan Aktaş:
“Allah’ın kullarını bana verin.(1) Ben sizin için güvenilir bir Resûl’üm.”
Kral Fahd:
Onlara: Allah'ın kulları! Bana gelin! Çünkü ben size (gönderilmiş) güvenilir bir Rasûlüm diye (davette bulunan)
Hasan Basri Çantay:
«Bana Allahın kullarını teslîm edin. Çünkü ben size (gönderilmiş) emîn bir peygamberim» diye.
Muhammed Esed:
"Bana teslim olun, ey Allah´ın kulları! Ben size (gönderilen) bir elçiyim, güvene layık (bir elçi)!" demişti.
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
Şöyle desin diye: “- Allah’ın kullarını bana bırakın
Portekizce:
(Que lhes disse): Entregai-me os servos de Deus, porque sou um fidedigno mensageiro, para vós.
İsveççe:
"Överlämna Guds tjänare till mig! Jag är [Guds] sändebud [utsänd] till er och ni kan lita på mig.
Farsça:
که [به آنان گفت:] بندگان خدا را [که به آزار و شکنجه شما گرفتارند] به من واگذارید؛ زیرا من برای شما فرستاده ای امینم.
Kürtçe:
(پێی ووتن) کە بەندەکانی خوا (بەنو ئیسرائیل) بە من بسپێرن چونکە بەڕاستی من پێغەمبەرێکی ئەمین وباوەڕ پێکراوم بۆ ناو ئێوە
Özbekçe:
«Сизлар менга Аллоҳнинг бандаларини беринглар. Албатта, мен сизларга ишончли Пайғамбарман.
Malayca:
(Yang memberitahu kepada mereka dengan katanya): Berikanlah kepadaku wahai hamba-hamba Allah (apa-apa yang menandakan kamu menerima kerasulanku); sesungguhnya aku ini seorang Rasul yang amanah, yang diutuskan kepada kamu.
Arnavutça:
(Duke u thënë): “Plotësoni ndaj meje atë që jeni të obliguar, o robërit e Perëndisë, sepse, unë jam për ju pejgamber i besuar;
Bulgarca:
“Предайте на мен рабите на Аллах! Аз съм ваш доверен пратеник.”
Sırpça:
„Препустите ми Аллахове слуге! Ја сам вам, заиста, поуздани посланик,
Çekçe:
jenž pravil: 'Vydejte mi služebníky Boží! Já pro vás jsem posel spolehlivý!
Urduca:
اور اس نے کہا "اللہ کے بندوں کو میرے حوالے کرو، میں تمہارے لیے ایک امانت دار رسول ہوں
Tacikçe:
«ки бандагони Худоро ба ман таслим кунед, ки ман паёмбаре аминам.
Tatarca:
Ул әйтте: "Ий Аллаһ бәндәләре миңа Аллаһ хакларын үтәгез, ягъни Аллаһуга ышаныгыз һәм Аны бер генә дип белегез һәм Аңа гына гыйбадәт кылыгыз, вә миңа итагать итегез, миң сезгә Аллаһуның пәйгамбәренең вәхий белән имнимен, ягыш ялганчы, хыянәтче түгелмен.
Endonezyaca:
(dengan berkata): "Serahkanlah kepadaku hamba-hamba Allah (Bani Israil yang kamu perbudak). Sesungguhnya aku adalah utusan (Allah) yang dipercaya kepadamu,
Amharca:
«የአላህን ባሮች ወደኔ አድርሱ፡፡ እኔ ለእናንተ ታማኝ መልክተኛ ነኝና፡፡
Tamilce:
(அவர் கூறினார்:) “நிச்சயமாக அல்லாஹ்வின் அடியார்களை என்னிடம் ஒப்படைத்து விடுங்கள்! நிச்சயமாக நான் உங்களுக்கு (அனுப்பப்பட்ட) நம்பிக்கைக்குரிய தூதர் ஆவேன்.”
Korece:
하나님의 종들을 내게 넘겨 주오 실로 나는 너희에게 온 믿음 의 선지자라 말하더라
Vietnamca:
(Musa) nói (với Pha-ra-ông và thuộc hạ của hắn): “Quí ngài hãy giao lại những người bề tôi của Allah cho tôi. Tôi thực sự là một Sứ Giả được cử đến gặp quí ngài.”
Ayet Linkleri: