Arapça:
بَلْ جَاءَ بِالْحَقِّ وَصَدَّقَ الْمُرْسَلِينَ
Çeviriyazı:
bel câe bilḥaḳḳi veṣaddeḳa-lmürselîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hayır o, hak ile geldi ve bütün peygamberleri tasdik etti.
Diyanet İşleri:
Hayır; o, gerçeği getirmiş ve peygamberleri doğrulamıştı.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Hayır, o, gerçeği getirmiştir ve peygamberlerin gerçek olduğunu bildirmiştir.
Şaban Piriş:
Hayır! O, hakkı getirdi ve peygamberleri doğruladı.
Edip Yüksel:
Doğrusu, o, gerçeği getirmiş ve elçileri doğrulamıştır. Yine O diriltecektir. O her türlü yaratmayı bilendir.
Ali Bulaç:
Hayır, o, hakkı getirmiş ve gönderilen (elçi)leri de doğrulamıştı.
Suat Yıldırım:
Hayır! o deli değildir. O size gerçeğin ta kendisini getiren ve bütün peygamberleri tasdik eden bir resuldür. [41,433; 21,92]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Hayır. O hak ile geldi ve peygamberleri tasdik etti.
Yaşar Nuri Öztürk:
Hayır, öyle değil! O, hakkı getirmişti. Diğer peygamberleri de tasdik etmişti.
Bekir Sadak:
37:41
İbni Kesir:
Hayır, O
Adem Uğur:
Hayır! O, gerçeği getirdi ve peygamberleri de doğruladı.
İskender Ali Mihr:
Hayır, o hakkı getirdi. Ve mürselleri (gönderilmiş olan resûlleri) tasdik etti.
Celal Yıldırım:
Hayır, (O, deli değildir). O, hakk ile gelmiş ve peygamberleri tasdîk etmiştir.
Tefhim ul Kuran:
Hayır, o, hakkı getirmiş ve gönderilen (peygamber)leri de doğrulamıştı.
Fransızca:
Il est plutôt venu avec la vérité et il a confirmé les messagers (précédents),
İspanyolca:
Pero ¡no! Él ha traído la Verdad y ha confirmado a los enviados.
İtalyanca:
Sì, è venuto con la verità, e ha confermato gli inviati [che lo hanno preceduto]
Almanca:
Nein, sondern er kam mit der 3 Wahrheit! Und er bestätigte die (anderen) Gesandten.
Çince:
不然!他昭示了真理,并证实了历代的使者。
Hollandaca:
Neen! hij komt met de waarheid en legt getuigenis af voor de vroegere gezanten.
Rusça:
О нет! Он принес истину и подтвердил правдивость посланников.
Somalice:
Saas ma ahaa ee wuxuu la yimid (Nabigu) xaq wuuna rumeeyey Rasuulladii (Eebe soodiray).
Swahilice:
Bali huyu amekuja kwa Haki, na amewasadikisha Mitume.
Uygurca:
ھەرگىز ئۇنداق ئەمەس (يەنى ئىش ئۇلارنىڭ بوھتان قىلغىنىدەك ئەمەس)، ئۇ (يەنى مۇھەممەد ئەلەيھىسسالام) ھەق (دىن) نى ئېلىپ كەلدى ۋە پەيغەمبەرلەرنى تەستىق قىلدى
Japonca:
いや,かれは真理を(お?)して,(かれ以前の)預言者たち(の啓典)を確証する者である。
Arapça (Ürdün):
قال تعالى: «بل جاء بالحق وصدَّق المرسلين» الجائين به، وهو أن لا إله إلا الله.
Hintçe:
बल्कि ये तो हक़ बात लेकर आया है और (अगले) पैग़म्बरों की तसदीक़ करता है
Tayca:
เปล่าดอก ! เขา (มุฮัมมัด) ได้นำสัจธรรมมา และเพื่อยืนยันบรรดาร่อซูลต่างหาก
İbranice:
אבל הוא אכן הביא את הצדק, ואישר את מה שהביאו השליחים שקדמו לו
Hırvatça:
Naprotiv, Istinu je donio i iskrenost poslanika potvrdio.
Rumence:
Ba nu! El a venit cu Adevărul şi i-a mărturisit ca drepţi pe cei trimişi înaintea sa.
Transliteration:
Bal jaa bialhaqqi wasaddaqa almursaleena
Türkçe:
Hayır, öyle değil! O, hakkı getirmişti. Diğer peygamberleri de tasdik etmişti.
Sahih International:
Rather, the Prophet has come with the truth and confirmed the [previous] messengers.
İngilizce:
Nay! he has come with the (very) Truth, and he confirms (the Message of) the messengers (before him).
Azerbaycanca:
Xeyr, o, haqla (Qur’anla) gəldi və (özündən əvvəlki) peyğəmbərləri təsdiq etdi.
Süleyman Ateş:
Hayır, o (ne şairdi, ne mecnun. O) gerçeği getirmiş ve elçileri de doğrulamıştı.
Diyanet Vakfı:
Hayır! O, gerçeği getirdi ve peygamberleri de doğruladı.
Erhan Aktaş:
Bilakis, o, Hakkı getirdi ve gönderilmiş Resûlleri doğruladı.
Kral Fahd:
Hayır! O, gerçeği getirdi ve peygamberleri de doğruladı.
Hasan Basri Çantay:
Hayır, o, hak (ve hakıykat) ı getirmiş, bütün peygamberleri de tasdıyk etmişdir.
Muhammed Esed:
Hayır, asla! (Sizin deli şair dediğiniz) o kişi hakikati getirmiştir; ve o, (Allah´ın önceki) elçilerinin (bildirdikleri) hakikati tasdik etmektedir.
Gültekin Onan:
Hayır, o, hakkı getirmiş ve gönderilen (elçi)leri de doğrulamıştı.
Ali Fikri Yavuz:
Doğrusu O (Peygamber) Kur’an ile geldi ve bütün peygamberleri tasdik etti.
Portekizce:
Qual! Mas (o Mensageiro) apresentou-lhes a Verdade e confirmou os mensageiros anteriores.
İsveççe:
Nej, han [är varken galen eller poet! Han är Vårt sändebud som] har kommit till dem med sanningen och med bekräftelse av [de tidigare] budbärarnas [budskap].
Farsça:
[چنین نیست که می پندارید] بلکه او حق را آورده و پیامبران را تصدیق کرده است.
Kürtçe:
(نەخێر وانیە) بەڵکو ئەو (پێغەمبەرە) ھەقی ھێناوەو باوەڕی بە پێغەمبەرانی پێشوو ھەیە
Özbekçe:
Йўқ! У ҳақни келтирди ва Пайғамбарларни тасдиқ қилди.
Malayca:
(Tidak! Nabi Muhammad bukan penyair dan bukan pula seorang gila) bahkan ia telah membawa kebenaran (tauhid), dan mengesahkan kebenaran (tauhid) yang dibawa oleh Rasul-rasul (yang terdahulu daripadanya).
Arnavutça:
Jo, (ai nuk është poet), por ai e ka sjellë të Vërtetën dhe i ka vërtetuar pejgamberët e mëparshëm,
Bulgarca:
Да, той донесе истината и потвърди пратениците.
Sırpça:
А није тако, он истину доноси и тврди да су сви посланици истину доносили.
Çekçe:
Naopak, on pravdu přinesl a potvrdil pravdivost poslů dřívějších.
Urduca:
حالانکہ وہ حق لے کر آیا تھا اور اس نے رسولوں کی تصدیق کی تھی
Tacikçe:
На, он паёмбар ҳақро овард ва паёмбарони пешинро тасдиқ кард.
Tatarca:
Ул Мухәммәд г-м хак булган Коръән белән килде, һәм үзеннән әүвәлге пәйгамбәрләргә ышанды.
Endonezyaca:
Sebenarnya dia (Muhammad) telah datang membawa kebenaran dan membenarkan rasul-rasul (sebelumnya).
Amharca:
አይደለም እውነቱን (ሃይማኖት) አመጣ፡፡ መልክተኞቹንም እውነተኛነታቸውን አረጋገጠ፡፡
Tamilce:
(அவர்கள் கூறுவது போன்றல்ல.) மாறாக, அவர் சத்தியத்தைக் கொண்டு வந்தார். இன்னும், (முன்னர் வந்த) தூதர்களை உண்மைப்படுத்தினார்.
Korece:
그렇지 않노라 그는 진리로 도래하여 선지자들을 확증하였노라
Vietnamca:
Không, (Muhammad không phải như các ngươi nói)! Y (đích thực) đã mang Chân Lý đến và xác nhận lại các Thiên Sứ (về những gì mà họ đã mang đến trước đó).
Ayet Linkleri: