Arapça:
۞ وَعِندَهُمْ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ أَتْرَابٌ
Çeviriyazı:
ve`indehüm ḳâṣirâtu-ṭṭarfi etrâb.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yanlarında da bakışları yalnız kocalarına dönük hep aynı yaşta dilberler vardır.
Diyanet İşleri:
Yanlarında, gözlerini eşlerine dikmiş yaşıt güzeller vardır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve yanlarında,.eşlerinden gözlerini ayırmayan huriler olacak ki her biri de eşit ve aynı yaşta.
Şaban Piriş:
Yanlarında da gözlerini kendilerine dikmiş yaşıt güzeller vardır.
Edip Yüksel:
Yanlarında gözlerinin içine bakan yaşıtları vardır.
Ali Bulaç:
Ve yanlarında bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş yaşıt kadınlar vardır.
Suat Yıldırım:
Onların beraberinde, gözleri kocalarından başkasını görmeyen yumuşak bakışlı, aynı yaşta güzeller vardır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve onların yanlarında gözlerini (kocalarına dikmiş, yaşları müsavî) dilberler vardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Yanlarında, bakışlarını eşlerine yöneltmiş yaşıt dilberler vardır.
Bekir Sadak:
Bunlara benzer daha baskalari da vardir.
İbni Kesir:
Yanlarında gözlerini yalnız eşlerine dikmiş aynı yaştan güzeller vardır.
Adem Uğur:
Yanlarında, eşlerinden başkasına bakmayan, kendilerine yaşıt güzeller vardır.
İskender Ali Mihr:
Ve onların yanlarında bakışlarını saklayan (yalnız eşlerine bakan), aynı yaşta kadınlar vardır.
Celal Yıldırım:
Yanlarında ise, gözlerini sa dece eşlerine diken yaşıtlar vardır.
Tefhim ul Kuran:
Ve yanlarında da bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş yaşıt kadınlar vardır.
Fransızca:
Et auprès d'eux seront les belles au regard chaste, toutes du même âge.
İspanyolca:
Junto a ellos estarán las de recatado mirar, de una misma edad.
İtalyanca:
E staranno loro vicine quelle dallo sguardo casto, coetanee.
Almanca:
Und bei ihnen sind die des Blickes Zurückhaltenden, Gleichaltrige.
Çince:
他们有不视非礼的、同年的伴侣。
Hollandaca:
En nabij hen zullen de maagden van het paradijs zitten, hare blikken van ieder afwendende; behalve van hare bruidegommen, van gelijken ouderdom als zij.
Rusça:
Рядом с ними будут сверстницы с потупленными взорами.
Somalice:
Waxaana agtooda ahaan Haween indhahoodu ku koobanyahay Ragooda (dhowrsoon) oo Isla eg.
Swahilice:
Na pamoja nao wake zao wenye kutuliza macho, hirimu zao.
Uygurca:
ئۇلارنىڭ يانلىرىدا ئەرلىرىدىن غەيرىيگە كۆز سالمايدىغان، ياش قۇرامى ئوخشاش جۈپتىلىرى بولىدۇ
Japonca:
また傍には,伏し目がちの同じ年頃の(乙女)が侍る。
Arapça (Ürdün):
«وعندهم قاصرات الطرف» حابسات العين على أزواجهن «أتراب» أسنانهن واحدة وهن بنات ثلاث وثلاثين سنة جمع ترب.
Hintçe:
और उनके पहलू में नीची नज़रों वाली (शरमीली) कमसिन बीवियाँ होगी
Tayca:
และ ณ ที่พวกเขานั้น มีหญิงบริสุทธิ์ผู้ลดสายตาลงต่ำ มีอายุรุ่นราวคราวเดียวกัน
İbranice:
כשלצדם צנועות מבט אשר כולן באותו הגיל
Hırvatça:
Pored njih bit će hurije, istih godina, koje će preda se gledati.
Rumence:
în vreme ce cele cu privirile neîntinate le vor fi ţiitoare de urât!
Transliteration:
WaAAindahum qasiratu alttarfi atrabun
Türkçe:
Yanlarında, bakışlarını eşlerine yöneltmiş yaşıt dilberler vardır.
Sahih International:
And with them will be women limiting [their] glances and of equal age.
İngilizce:
And beside them will be chaste women restraining their glances, (companions) of equal age.
Azerbaycanca:
Onların yanında gözlərini (yalnız ərlərinə) dikmiş həmyaşıdlar (hamısı otuz üç yaşında zövcələr) olacaqdır.
Süleyman Ateş:
Yanlarında da bakışlarını yalnız (kocalarına) diken (kendileriyle) yaşıt dilberler vardır.
Diyanet Vakfı:
Yanlarında, eşlerinden başkasına bakmayan, kendilerine yaşıt güzeller vardır.
Erhan Aktaş:
Ve yanlarında, bakışlarını koruyan yaşıtlar vardır.(1)
Kral Fahd:
Yanlarında, eşlerinden başkasına bakmayan, kendilerine yaşıt güzeller vardır.
Hasan Basri Çantay:
Yanlarında da gözlerini yalınız (zevcelerine) dikmiş, bir yaşıt (dilberler) vardır.
Muhammed Esed:
yanıbaşlarında yumuşak bakışlı, uyumlu eşler olacak.
Gültekin Onan:
Ve yanlarında bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş yaşıt kadınlar vardır.
Ali Fikri Yavuz:
Yanlarında da gözlerini zevclerinden ayırmayan, hep aynı yaşta dilberler var.
Portekizce:
E junto a eles haverá mulheres castas, restringindo os olhares (companheiras) da mesma idade.
İsveççe:
och hos dem skall vara oskuldsfulla kvinnor, med blygt sänkta blickar, evigt unga som de själva.
Farsça:
و نزد آنان زنانی است که فقط به شوهرانشان عشق می ورزند، و با شوهرانشان هم سن و سال اند.
Kürtçe:
و حۆریانی ھاوتەمەنیان لایە (خێزانیانن) کەچاویان بڕیوەتە مێردەکانیان
Özbekçe:
Уларнинг ҳузурида кўзларини (номаҳрамдан) тийган тенгдош (ҳур)лар бордир.
Malayca:
Dan di sisi mereka pula bidadari-bidadari yang pandangannya tertumpu (kepada mereka semata-mata), lagi yang sebaya umurnya.
Arnavutça:
pranë tyre do të ketë hyrie moshatare, që nuk shikojnë anash.
Bulgarca:
И ще има при тях връстнички с целомъдрен поглед.
Sırpça:
Поред њих биће рајске лепотице, истих година, које ће пред собом да гледају.
Çekçe:
a u nich budou dívky se zraky sklopenými stejného věku s nimi.
Urduca:
اور ان کے پاس شرمیلی ہم سن بیویاں ہوں گی
Tacikçe:
Заноне ҳамсол аз он гуна, ки ғайри шӯи худ ба касе назар надоранд, назди онҳоянд.
Tatarca:
Дәхи алар алдында хатыннарыннан башка хур кызлары булыр, ул хурлар ирләренә генә карарлар, алар яшьтә дә бер тигезләрдер.
Endonezyaca:
Dan pada sisi mereka (ada bidadari-bidadari) yang tidak liar pandangannya dan sebaya umurnya.
Amharca:
እነርሱ ዘንድም ዓይኖቻቸውን (በባሎቻቸው ላይ) አሳጣሪዎች እኩያዎች (ሴቶች) አልሉ፡፡
Tamilce:
இன்னும், சம வயதுடைய, பார்வைகளை தாழ்த்திய பெண்கள் அவர்களிடம் இருப்பார்கள்.
Korece:
같은 나이의 눈을 내리감은 순결한 여성들이 그들 옆에서 시 중을 드니라
Vietnamca:
Bên cạnh họ sẽ là những nàng trinh nữ chỉ biết ngắm nhìn chồng của mình.
Ayet Linkleri: