Arapça:
فَنَظَرَ نَظْرَةً فِي النُّجُومِ
Çeviriyazı:
feneżara nażraten fi-nnücûm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Derken yıldızlara bir baktı da: "Ben gerçekten hastayım" dedi.
Diyanet İşleri:
İbrahim yıldızlara bir göz attı ve "Ben rahatsızım" dedi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Derken yıldızlara bir bakmıştı da,
Şaban Piriş:
İbrahim yıldızlara bir göz attı...
Edip Yüksel:
Yıldızlara bir göz attı.
Ali Bulaç:
Sonra yıldızlara bir göz attı.
Suat Yıldırım:
Bir bayram günü, İbrâhim halkın içinde iken yıldızlara bir göz atıp: “Ben, galiba hastayım!” dedi.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(88-89) Derken yıldızlara bir bakışla baktı. Sonra dedi ki: «Şüphe yok, ben hastayım.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Bu arada İbrahim yıldızlara bir göz attı,
Bekir Sadak:
Bunun uzerine putperestler kosarak ona geldiler.
İbni Kesir:
Derken yıldızlara bir göz atarak baktı.
Adem Uğur:
Bunun üzerine İbrahim yıldızlara şöyle bir baktı.
İskender Ali Mihr:
Sonra yıldızlara nazar ederek baktı.
Celal Yıldırım:
(88-89) Sonra yıldızlara manalı bakış baktı ve (putlardan nefret ettiğini imâ ederek) «doğrusu ben hastayım» dedi.
Tefhim ul Kuran:
Sonra yıldızlara bir göz attı.
Fransızca:
Puis, il jeta un regard attentif sur les étoiles,
İspanyolca:
Dirigió una mirada a los astros
İtalyanca:
Gettò poi uno sguardo agli astri,
Almanca:
Dann schaute er kurz auf die Sterne,
Çince:
他看一看星宿,
Hollandaca:
En hij beschouwde de sterren.
Rusça:
Потом он бросил взгляд на звезды
Somalice:
Markaasuu eegay Nabi Ibraahim xiddigaha.
Swahilice:
Kisha akapiga jicho kutazama nyota.
Uygurca:
ئۇ يۇلتۇزلارغا قارىدى، ئاندىن: «مەن ھەقىقەتەن كېسەل بولۇپ قالىمەن» دېدى
Japonca:
その時かれは諸星を一目見て,
Arapça (Ürdün):
«فنظر نظرة في النجوم» إيهاما لهم أنه يعتمد عليها ليعتمدوه.
Hintçe:
फिर (एक ईद में उन लोगों ने चलने को कहा) तो इबराहीम ने सितारों की तरफ़ एक नज़र देखा
Tayca:
เขา (อิบรอฮีม) จึงจ้องมองไปยังดวงดาวทั้งหลาย
İbranice:
אז הוא הביט בכוכבים
Hırvatça:
I on baci pogled na zvijezde,
Rumence:
Apoi aruncă o privire spre stele şi spuse:
Transliteration:
Fanathara nathratan fee alnnujoomi
Türkçe:
Bu arada İbrahim yıldızlara bir göz attı,
Sahih International:
And he cast a look at the stars
İngilizce:
Then did he cast a glance at the Stars.
Azerbaycanca:
(İbrahim) ulduzlara bir nəzər saldı.
Süleyman Ateş:
Yıldızlara bir göz attı:
Diyanet Vakfı:
Bunun üzerine İbrahim yıldızlara şöyle bir baktı.
Erhan Aktaş:
Yıldızlara bir nazarla nazar etti.(1)
Kral Fahd:
Bunun üzerine İbrahim yıldızlara şöyle bir baktı.
Hasan Basri Çantay:
Derken yıldızlara bir nazar atfetdi de,
Muhammed Esed:
Sonra yıldızlara gözünü dikti,
Gültekin Onan:
Sonra yıldızlara bir göz attı.
Ali Fikri Yavuz:
Derken yıldızlara bir baktı da,
Portekizce:
E elevou seu olhar às estrelas,
İsveççe:
Och han såg upp mot stjärnorna
Farsça:
[چون از او دعوت کردند که شبانه به مراسم عیدشان برود] نگاهی به ستارگان انداخت،
Kürtçe:
ئەمجا سەیرێکی ئەستێرەکانی کرد
Özbekçe:
У юлдузларга бир назар солди
Malayca:
Kemudian ia memandang dengan satu renungan kepada bintang-bintang (yang bertaburan di langit),
Arnavutça:
Pastaj u hodhi një shikim yjeve,
Bulgarca:
И отправи поглед към звездите.
Sırpça:
И он баци поглед на звезде,
Çekçe:
A pohled svůj ke hvězdám upřel
Urduca:
پھر اس نے تاروں پر ایک نگاہ ڈالی
Tacikçe:
Нигоҳе ба ситорагон кард
Tatarca:
Ибраһим башын күтәреп йолдызларга карады.
Endonezyaca:
Lalu ia memandang sekali pandang ke bintang-bintang.
Amharca:
በከዋክብትም መመልከትን ተመለከተ፡፡
Tamilce:
ஆக, அவர் நட்சத்திரங்களின் பக்கம் ஒரு பார்வை பார்த்தார்.
Korece:
그런 후 그는 별들을 쳐다 보고서
Vietnamca:
Rồi (Ibrahim) ngước lên (trời) nhìn các vì sao.
Ayet Linkleri: