Sayfa 449

 
00:00

vece`alnâ ẕürriyyetehû hümü-lbâḳîn.

Arapça:

وَجَعَلْنَا ذُرِّيَّتَهُ هُمُ الْبَاقِينَ

Türkçe:

Onun zürriyetini, evet onları kalıcılar yaptık.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Hem onun neslini bâki kalanlar kıldık.

Diyanet Vakfı:

Biz yalnız Nuh'un soyunu kalıcı kıldık.

İngilizce:

And made his progeny to endure (on this earth);

Fransızca:

et Nous fîmes de sa descendance les seuls survivants.

Almanca:

Und WIR machten seine Nachkommenschaft die Übriggebliebenen.

Rusça:

и сохранили только его потомство.

Açıklama:
 
00:00

veteraknâ `aleyhi fi-l'âḫirîn.

Arapça:

وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْآخِرِينَ

Türkçe:

Sonrakiler içinde, ona işaret eden bir şey bıraktık.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Hem de sonradan gelenler içinde güzel bir namını bıraktık.

Diyanet Vakfı:

Sonradan gelenler içinde ona iyi bir nam bıraktık

İngilizce:

And We left (this blessing) for him among generations to come in later times:

Fransızca:

et Nous avons perpétué son souvenir dans la postérité,

Almanca:

Und WIR ließen über ihn (Lob) bei den Letzten.

Rusça:

Мы оставили о нем в последующих поколениях добрую молву.

Açıklama:
 
00:00

selâmün `alâ nûḥin fi-l`âlemîn.

Arapça:

سَلَامٌ عَلَىٰ نُوحٍ فِي الْعَالَمِينَ

Türkçe:

Selam olsun Nûh'a âlemler içinde!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Bütün âlemler içinde Nuh'a selam olsun.

Diyanet Vakfı:

Bütün alemlerden Nuh'a selam olsun!

İngilizce:

Peace and salutation to Noah among the nations!

Fransızca:

Paix sur Noé dans tout l'univers !

Almanca:

Salam sei über Nuh unter den Menschen.

Rusça:

Мир Нуху (Ною) среди миров!

Açıklama:
 
00:00

innâ keẕâlike neczi-lmuḥsinîn.

Arapça:

إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ

Türkçe:

İşte böyle ödüllendiririz biz, güzel düşünüp güzel davrananları.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız.

Diyanet Vakfı:

İşte biz iyileri böyle mükafatlandırırız.

İngilizce:

Thus indeed do we reward those who do right.

Fransızca:

Ainsi récompensons-Nous les bienfaisants.

Almanca:

Gewiß, WIR vergelten solcherart den Muhsin.

Rusça:

Воистину, так Мы воздаем творящим добро.

Açıklama:
 
00:00

innehû min `ibâdine-lmü'minîn.

Arapça:

إِنَّهُ مِنْ عِبَادِنَا الْمُؤْمِنِينَ

Türkçe:

O, bizim inanan kullarımızdandı.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Çünkü o bizim mümin kullarımızdandı.

Diyanet Vakfı:

Zira o, bizim inanmış kullarımızdan idi.

İngilizce:

For he was one of our believing Servants.

Fransızca:

Il était, certes, un de Nos serviteurs croyants.

Almanca:

Gewiß, er ist von unseren imanverinnerlichenden Dienern.

Rusça:

Воистину, он - один из Наших верующих рабов.

Açıklama:
 
00:00

ŝümme agraḳne-l'âḫarîn.

Arapça:

ثُمَّ أَغْرَقْنَا الْآخَرِينَ

Türkçe:

Sonra ötekileri boğuverdik.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Sonra diğerlerini suda boğduk.

Diyanet Vakfı:

Nihayet ötekileri (inanmayanları) suda boğduk.

İngilizce:

Then the rest we overwhelmed in the Flood.

Fransızca:

Ensuite Nous noyâmes les autres.

Almanca:

Dann ertränkten WIR die anderen.

Rusça:

Затем Мы потопили всех остальных.

Açıklama:
 
00:00

veinne min şî`atihî leibrâhîm.

Arapça:

۞ وَإِنَّ مِن شِيعَتِهِ لَإِبْرَاهِيمَ

Türkçe:

Hiç kuşkusuz, İbrahim de onun grubundandı.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Şüphesiz ki İbrahim de onun kolundandı.

Diyanet Vakfı:

Şüphesiz İbrahim de onun (Nuh'un) milletinden idi.

İngilizce:

Verily among those who followed his Way was Abraham.

Fransızca:

Du nombre de ses coreligionnaires, certes, fut Abraham.

Almanca:

Und gewiß, von seiner Gefolgschaft ist doch Ibrahim.

Rusça:

Ибрахим (Авраам) был одним из его приверженцев.

Açıklama:
 
00:00

iẕ câe rabbehû biḳalbin selîm.

Arapça:

إِذْ جَاءَ رَبَّهُ بِقَلْبٍ سَلِيمٍ

Türkçe:

Rabbine, tertemiz bir kalple gelmişti.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Çünkü o, Rabbine tertemiz bir kalb ile gelmişti.

Diyanet Vakfı:

Çünkü Rabbine kalb-i selim ile geldi.

İngilizce:

Behold! he approached his Lord with a sound heart.

Fransızca:

Quand il vint à son Seigneur avec un cœur sain.

Almanca:

Als er zu seinem HERRN mit einem aufrichtigen Herz kam.

Rusça:

Вот он пришел к своему Господу с непорочным сердцем.

Açıklama:
 
00:00

iẕ ḳâle liebîhi veḳavmihî mâẕâ ta`büdûn.

Arapça:

إِذْ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوْمِهِ مَاذَا تَعْبُدُونَ

Türkçe:

Babasına ve toplumuna sormuştu: "Siz neye kulluk/ibadet ediyorsunuz?"

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O babasına ve kavmine şöyle demişti: "Siz nelere tapıyorsunuz?"

Diyanet Vakfı:

Hani o, babasına ve kavmine: Siz kime kulluk ediyorsunuz? demişti.

İngilizce:

Behold! he said to his father and to his people, "What is that which ye worship?

Fransızca:

Quand il dit à son père et à son peuple : "Qu'est-ce que vous adorez ? "

Almanca:

Als er zu seinem Vater und zu seinen Leuten sagte: "Wem dient ihr?!

Rusça:

Он сказал своему отцу и своему народу: "Чему вы поклоняетесь?

Açıklama:
 
00:00

eifken âliheten dûne-llâhi türîdûn.

Arapça:

أَئِفْكًا آلِهَةً دُونَ اللَّهِ تُرِيدُونَ

Türkçe:

"Allah'ın berisinden birtakım uydurma ilahları mı istiyorsunuz?"

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Yalancılık etmek için mi Allah'tan başka ilâhlar istiyorsunuz?

Diyanet Vakfı:

"Allah'tan başka bir takım uydurma ilahlar mı istiyorsunuz?"

İngilizce:

Is it a falsehood- gods other than Allah- that ye desire?

Fransızca:

Cherchez-vous, dans votre égarement, des divinités en dehors d'Allah ?

Almanca:

Wollt ihr etwa erdichtete Lüge, Gottheiten anstelle von ALLAH?!

Rusça:

Неужели вы жаждете других богов, помимо Аллаха, измышляя ложь?

Açıklama:

Sayfalar

Sayfa 449 beslemesine abone olun.