Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

37

Sûredeki Ayet No: 

66

Ayet No: 

3854

Sayfa No: 

448

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَإِنَّهُمْ لَآكِلُونَ مِنْهَا فَمَالِئُونَ مِنْهَا الْبُطُونَ

Çeviriyazı: 

feinnehüm leâkilûne minhâ femâliûne minhe-lbüṭûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Mutlaka onlar, ondan yiyecekler de karınlarını bundan dolduracaklardır.

Diyanet İşleri: 

İşte cehennemlikler bundan yerler, karınlarını onunla doldururlar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Derken onlar, onu yerler de karınları şişer.

Şaban Piriş: 

İşte onlar, bundan yerler ve karınlarını onunla doldururlar.

Edip Yüksel: 

Onlar ondan yiyerek karınlarını doyuracaklar.

Ali Bulaç: 

Artık gerçekten, ondan yiyecekler böylelikle karınlarını ondan dolduracaklar.

Suat Yıldırım: 

İşte o zalimler bunları yer ve karınlarını tıka basa doldururlar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Artık şüphe yok ki onlar, ondan elbette yiyicilerdir ve ondan karınlarını dolduruculardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onlar ondan mutlaka yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklar.

Bekir Sadak: 

And olsun ki, iclerine uyaricilar gondermistik.

İbni Kesir: 

Onlar muhakkak ondan yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklardır.

Adem Uğur: 

(Cehennemdekiler) ondan yerler ve karınlarını ondan doldururlar.

İskender Ali Mihr: 

Muhakkak ki onlar, mutlaka ondan (zakkum ağacından) yiyecek, böylece onunla karınlarını dolduracak (doyuracak) olanlardır.

Celal Yıldırım: 

Onlar (Cehennem´dekiler) mutlaka ondan yiyecekler de karınlarını onunla dolduracaklar.

Tefhim ul Kuran: 

Artık hiç tartışmasız, onlar, ondan yiyecekler, böylelikle karınlarını da ondan dolduracaklar.

Fransızca: 

Ils doivent certainement en manger et ils doivent s'en remplir le ventre.

İspanyolca: 

De él comerán y llenarán el vientre.

İtalyanca: 

Essi ne mangeranno e se ne riempiranno i ventri

Almanca: 

Dann gewiß, sie werden doch davon essen, dann werden sie davon die Bäuche voll füllen.

Çince: 

他们必定要吃那些果实,而以它充实肚腹。

Hollandaca: 

De verdoemden zullen daarvan eten, en hunne buiken daarmede vullen.

Rusça: 

Они будут пожирать их и наполнять ими свои животы.

Somalice: 

Iyaguna (ehelu naarku) waxbay ka cunaan, waxayne ka buuxiyaan caloosha.

Swahilice: 

Basi hakika bila ya shaka hao watayala hayo, na wajaze matumbo.

Uygurca: 

ئۇلار شۈبھىسىز شۇ مېۋىلەردىن يەيدۇ، ئۇنىڭ بىلەن قورساقلىرىنى تويغۇزىدۇ

Japonca: 

かれらはこれを食べて,腹はそれでいっばい。

Arapça (Ürdün): 

«فإنهم» أي الكفار «لآكلون منها» مع قبحها لشدة جوعهم «فمالئون منها البطون».

Hintçe: 

फिर ये (जहन्नुमी लोग) यक़ीनन उसमें से खाएँगे फिर उसी से अपने पेट भरेंगे

Tayca: 

แล้วพวกเขาจะกินมัน และพวกเขาจะเติมมันให้เต็มท้อง

İbranice: 

הם יאכלו מזה וימלאו בזה את בטנם

Hırvatça: 

Oni će se s njega hraniti i trbuhe će svoje s njega puniti,

Rumence: 

Ei vor mânca din el şi îşi vor umple burţile,

Transliteration: 

Fainnahum laakiloona minha famalioona minha albutoona

Türkçe: 

Onlar ondan mutlaka yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklar.

Sahih International: 

And indeed, they will eat from it and fill with it their bellies.

İngilizce: 

Truly they will eat thereof and fill their bellies therewith.

Azerbaycanca: 

Onlar (cəhənnəm əhli) ondan yeyəcək və qarınlarını onunla dolduracaqlar.

Süleyman Ateş: 

Onlar ondan yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklardır.

Diyanet Vakfı: 

(Cehennemdekiler) ondan yerler ve karınlarını ondan doldururlar.

Erhan Aktaş: 

Onlar, ondan yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklardır.

Kral Fahd: 

(Cehennemdekiler) ondan yerler ve karınlarını ondan doldururlar.

Hasan Basri Çantay: 

İşte hakıykat onlar bundan yiyecekler, bu suretle karınlarını bundan dolduracaklar.

Muhammed Esed: 

ve (zalim)ler ondan yemeye ve karınlarını onunla doldurmaya mahkumdurlar.

Gültekin Onan: 

Artık gerçekten, ondan yiyecekler, böylelikle karınlarını ondan dolduracaklar.

Ali Fikri Yavuz: 

Muhakkak o kâfirler bundan yiyecekler de karınlarını bundan dolduracaklar.

Portekizce: 

Que os réprobos comerão, e com eles fartarão os seus bandulhos.

İsveççe: 

som de [dömda] får äta för att stilla sin hunger.

Farsça: 

پس این منکران لجوج حتماً از آن می خورند و شکم ها را از آن پر می کنند.

Kürtçe: 

جا بێگومان ئەو (دۆزەخیانە) لەو درەختە دەخۆن و سکیان لە (بەری) ئەو درەختە پڕ دەکەن

Özbekçe: 

Бас, албатта, улар ундан егувчилардир. Ундан қоринларни тўлдиргувчилардир.

Malayca: 

Maka sudah tentu mereka akan makan dari buahnya (sekalipun pahit dan busuk), sehingga mereka memenuhi perut darinya.

Arnavutça: 

Me të vërtetë, ata do ta hanë këtë frut dhe me të do ta mbushin barkun.

Bulgarca: 

А те от него ще ядат и ще си пълнят стомасите.

Sırpça: 

Они ће са њега да се хране и своје стомаке ће њиме да пуне,

Çekçe: 

a věru z nich budou jíst a břicha svá si jimi naplní

Urduca: 

جہنم کے لوگ اُسے کھائیں گے اور اسی سے پیٹ بھریں گے

Tacikçe: 

дӯзахиён аз он мехӯранд ва шикам пур месозанд

Tatarca: 

Имансызлар, әлбәттә, ул агачның җимешен ашарлар, һәм шул ачы җимеш белән корсакларын тутырачаклар.

Endonezyaca: 

Maka sesungguhnya mereka benar-benar memakan sebagian dari buah pohon itu, maka mereka memenuhi perutnya dengan buah zaqqum itu.

Amharca: 

እነርሱም ከእርሷ በይዎች ናቸው፤ ሆዶችንም ከእርሷ ሞይዎች ናቸው፡፡

Tamilce: 

ஆக, நிச்சயமாக அவர்கள் அதிலிருந்து சாப்பிடுவார்கள். இன்னும், அதிலிருந்து (தங்கள்) வயிறுகளை நிரப்புவார்கள்.

Korece: 

그들은 그것을 먹어 배를 채우며

Vietnamca: 

Thật sự, chúng (những kẻ vô đức tin) sẽ ăn nó và nhét nó vào đầy bụng.