Arapça:
فَاطَّلَعَ فَرَآهُ فِي سَوَاءِ الْجَحِيمِ
Çeviriyazı:
feṭṭale`a feraâhü fî sevâi-lceḥîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Derken bakınır ve onu cehennemin ta ortasında görür.
Diyanet İşleri:
Bir bakar onu cehennemin ortasında görür.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Derken kendisi bakıp görür ki o, cehennemin ta ortasında.
Şaban Piriş:
Bir de bakar ki onun ateşin ortasında olduğunu görür.
Edip Yüksel:
Baktığında, onu cehennemin ortasında bulur.
Ali Bulaç:
Derken, bakıverdi, onu 'çılgınca yanan ateşin' tam ortasında gördü.
Suat Yıldırım:
“Şimdi ister misiniz onu size göstereyim?” Onlar da arzu edince, derhal bir tarama yapıp onu cehennemin tam ortasında bulur.“Vallahi, nerdeyse beni de düştüğün o helâke sürükleyecektin! Rabbimin hidâyet nimeti yetişmeseydi, eli kolu kelepçeli getirilip o azaba atılanlardan olacaktım!” [7,43]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Derken kendisi bakar, onu (O arkadaşını) cehennemin ortasında görür.
Yaşar Nuri Öztürk:
Araştırdı, nihayet onu cehennemin ta ortasında gördü.
Bekir Sadak:
Calisanlar bunun icin calissin.
İbni Kesir:
Bir bakar ve onu cehennemin ortasında görmüştür.
Adem Uğur:
İşte o zaman konuşan baktı, arkadaşını cehennemin ortasında gördü.
İskender Ali Mihr:
O zaman (onun haline) muttali oldu. Ve böylece onu ateşin ortasında gördü.
Celal Yıldırım:
37:54
Tefhim ul Kuran:
Derken, bakıverdi, onu ´çılgınca yanan ateşin´ tam ortasında gördü.
Fransızca:
Alors il regardera d'en haut et il le verra en plein dans la Fournaise,
İspanyolca:
Mirará abajo y le verá en medio del fuego de la gehena.
İtalyanca:
Guarderà dall'alto e vedrà l'altro in mezzo alla Fornace.
Almanca:
Dann schaute er hin, dann sah er ihn inmitten der Hölle.
Çince:
他俯视下面,就看见他在火狱的中央,
Hollandaca:
En zij zullen nederzien en hem in het midden der hel ontwaren.
Rusça:
Он взглянет и увидит его в середине Ада.
Somalice:
Markaasu dayaa kuna arkaa jaxiima dhexdeeda.
Swahilice:
Basi atachungulia amwone katikati ya Jahannamu.
Uygurca:
ئۇ قاراپلا ئۇنى (يەنى كاپىر دوستىنى) دوزاخنىڭ ئوتتۇرىسىدا كۆرىدۇ
Japonca:
そこでかれが見下ろすと,火獄の只中にかれの姿が見えた。
Arapça (Ürdün):
«فاطلع» ذلك القائلون من بعض كوى الجنة «فرآه» أي رأى قرينه «في سواء الجحيم» في وسط النار.
Hintçe:
तो क्या तुम लोग भी (मेरे साथ उसे झांक कर देखोगे) ग़रज़ झाँका तो उसे बीच जहन्नुम में (पड़ा हुआ) देखा
Tayca:
ครั้นเมื่อเขามองลงไป ก็เห็น (เพื่อนของเขา) อยู่ท่ามกลางไฟที่ลุกโชติช่วง
İbranice:
ואז יביטו ויראו אותו עמוק בגיהינום
Hırvatça:
I on će pogledati, i toga usred Džehennema ugledati.
Rumence:
El va privi de sus şi îl va vedea pe prietenul său în mijlocul Iadului.
Transliteration:
FaittalaAAa faraahu fee sawai aljaheemi
Türkçe:
Araştırdı, nihayet onu cehennemin ta ortasında gördü.
Sahih International:
And he will look and see him in the midst of the Hellfire.
İngilizce:
He looked down and saw him in the midst of the Fire.
Azerbaycanca:
O özü baxıb onu (yoldaşını) Cəhənnəmin ortasında görəcək
Süleyman Ateş:
Baktı onu cehennemin ortasında gördü.
Diyanet Vakfı:
( İşte o zaman konuşan baktı, arkadaşını cehennemin ortasında gördü.
Erhan Aktaş:
Derken yakından tanık oldu. Onu Cehennem’in ortasında gördü.
Kral Fahd:
İşte o zaman konuşan baktı, arkadaşını cehennemin ortasında gördü.
Hasan Basri Çantay:
Derken o (bizzat) bakıb bunu o çılgın ateşin ta ortasında gördü.
Muhammed Esed:
Bunun üzerine dönüp bakar ve o (arkadaşı)nı yanan ateşin ortasında görür;
Gültekin Onan:
Derken, bakıverdi, onu ´çılgınca yanan ateşin´ tam ortasında gördü.
Ali Fikri Yavuz:
Derken (bizzat kendisi) bakmış, onu tâ cehennemin ortasında görmüştür.
Portekizce:
E olhará, e o verá no seio do inferno.
İsveççe:
Och när han ser ned, ser han [vännen] mitt i Elden
Farsça:
پس خود او به دوزخ سر می کشد و هم نشینش را وسط دوزخ می بیند.
Kürtçe:
ئەمجا خۆی سەیری کرد کتوپڕ لە ناوەڕاستی دۆزەخدا ئەو (ھاوڕێیەی) بینی
Özbekçe:
Бас, ўзи қараб, уни дўзахнинг ўртасида кўрди.
Malayca:
Maka ia pun memandang (ke arah neraka), lalu dilihatnya rakannya itu berada ditengah-tengah neraka yang menjulang-julang.
Arnavutça:
Dhe ai do të shikojë, dhe atë do ta sheh në midis të zjarrit.
Bulgarca:
И надзърна, и го видя в средата на Ада.
Sırpça:
И он ће да погледа, и тога усред Пакла да угледа.
Çekçe:
A sám vzhůru pohlédne a spatří přítele svého uprostřed pekla stát,
Urduca:
یہ کہہ کر جونہی وہ جھکے گا تو جہنم کی گہرائی میں اس کو دیکھ لے گا
Tacikçe:
Аз боло бинигарад ва ӯро дар миёни оташи дӯзах бинад.
Tatarca:
Һәм җәннәттә булганы хәлдә җәһәннәмгә карап, әлеге иптәшен ут уртасында күрер.
Endonezyaca:
Maka ia meninjaunya, lalu dia melihat temannya itu di tengah-tengah neraka menyala-nyala.
Amharca:
ይመለከታልም፤ በገሀነም መካከልም (ጓደኛውን) ያየዋል፡፡
Tamilce:
ஆக, (அந்த நம்பிக்கையாளர் நரகத்தில்) எட்டிப்பார்ப்பார். அவர் அவனை நரகத்தின் நடுவில் பார்ப்பார்.
Korece:
그가 내려와 보고 지옥에 있는 그 친구를 발견하고서
Vietnamca:
Thế là y nhìn xuống và thấy người bạn (vô đức tin) của mình đang ở trong Hỏa Ngục.
Ayet Linkleri: