Arapça:
إِنَّهُمْ لَهُمُ الْمَنصُورُونَ
Çeviriyazı:
innehüm lehümü-lmenṣûrûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Andolsun ki peygamberlikle gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüz geçmiştir: "Onlar var ya, elbette onlar muzaffer olacaklardır ve elbette bizim ordularımız mutlaka galip geleceklerdir."
Diyanet İşleri:
Onlar şüphesiz yardım göreceklerdir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Şüphe yok ki onlar, elbette yardıma mazhar olacaklardır.
Şaban Piriş:
Onlara mutlaka yardım edilecektir.
Edip Yüksel:
Onlar elbette zafere ulaşacaklar.
Ali Bulaç:
Gerçekten onlar, muhakkak nusret (yardım ve zafer) bulacaklardır.
Suat Yıldırım:
Şu kesindir ki, Biz resul olarak gönderdiğimiz kullarımıza söz verdik ki onlar yardımımıza mazhar olacaklar ve Bizim ordumuz mutlaka galip gelecektir. [58,21; 40,5]
Ömer Nasuhi Bilmen:
(172-173) Şüphe yok ki, onlar elbette nusrete nâil olanlar onlardır. Ve muhakkak ki, Bizim ordumuz, elbette galipler olanlar onlardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Onlar, yardım görenlerin ta kendileri olacaklar.
Bekir Sadak:
Bir sureye kadar onlardan yuz cevir.
İbni Kesir:
Onlar muhakkak yardım görenlerdir.
Adem Uğur:
Onlar mutlaka zafere ulaşacaklardır.
İskender Ali Mihr:
Muhakkak ki onlar, mutlaka yardım edilecek olanlardır.
Celal Yıldırım:
37:171
Tefhim ul Kuran:
Hiç tartışmasız onlar, muhakkak nusret (yardım ve zafer) bulacaklardır.
Fransızca:
que ce sont eux qui seront secourus,
İspanyolca:
son ellos los que serán, ciertamente, auxiliados,
İtalyanca:
Saranno loro ad essere soccorsi,
Almanca:
"Gewiß, sie sind doch die Unterstützer.
Çince:
他们必定是被援助的,
Hollandaca:
Dat zij zekerlijk tegen de ongeloovigen zouden ondersteund worden,
Rusça:
Воистину, им будет оказана помощь.
Somalice:
In iyaga uun loo gargaari.
Swahilice:
Ya kuwa wao bila ya shaka ndio watakao nusuriwa.
Uygurca:
ئۇلار چوقۇم نۇسرەت تاپقۇچىلاردۇر
Japonca:
かれらは,必ず助けられよう。
Arapça (Ürdün):
أو هي قوله «إنهم لهم المنصورون».
Hintçe:
कि इन लोगों की (हमारी बारगाह से) यक़ीनी मदद की जाएगी
Tayca:
ว่า แน่นอน พวกเขาจะได้รับความช่วยเหลือ
İbranice:
והובטח להם שהם ינצחו
Hırvatça:
Oni će biti, doista, potpomognuti
Rumence:
Şi ei vor fi cei ajutaţi,
Transliteration:
Innahum lahumu almansooroona
Türkçe:
Onlar, yardım görenlerin ta kendileri olacaklar.
Sahih International:
[That] indeed, they would be those given victory
İngilizce:
That they would certainly be assisted,
Azerbaycanca:
“Onlar mütləq qalib gələcəklər.
Süleyman Ateş:
Mutlaka zafere ulaştırılanlar kendileri olacaktır.
Diyanet Vakfı:
Onlar mutlaka zafere ulaşacaklardır.
Erhan Aktaş:
Onlar, kesinlikle yardım edilecek olanlardır.
Kral Fahd:
Onlar mutlaka zafere ulaşacaklardır.
Hasan Basri Çantay:
«Muhakkak onlar, behemehal onlar mansur (ve muzafferdirler.
Muhammed Esed:
kendilerine mutlaka yardım edilecektir
Gültekin Onan:
Gerçekten onlar, muhakkak nusret (yardım ve zafer) bulacaklardır.
Ali Fikri Yavuz:
“- Muhakkak onlar (peygamberler), bizzat onlar muzaffer olacaklardır.
Portekizce:
De que seriam socorridos.
İsveççe:
att de skall få all hjälp
Farsça:
که بی تردید آنان [در همه زمینه ها] یاری شدگانند،
Kürtçe:
کە بێگومان ھەر ئەوان سەر دەخرێن
Özbekçe:
Албатта, улар, ҳа, уларгина нусрат топишлари.
Malayca:
Bahawa sesungguhnya merekalah orang-orang yang diberikan pertolongan mencapai kemenangan
Arnavutça:
Ata, me të vërtetë, do të jen të ndihmuar,
Bulgarca:
че именно те ще са подкрепените
Sırpça:
Они ће да буду, заиста, потпомогнути
Çekçe:
že od Nás pomoc vždy dostanou
Urduca:
کہ یقیناً ان کی مدد کی جائے گی
Tacikçe:
ки албатта онон ёрӣ мешаванд.
Tatarca:
Алар, әлбәттә, ярдәм бирелмеш булырлар.
Endonezyaca:
(yaitu) sesungguhnya mereka itulah yang pasti mendapat pertolongan.
Amharca:
እነርሱ ተረጂዎቹ እነርሱ ናቸው፡፡
Tamilce:
நிச்சயமாக அவர்கள்தான் உதவப்படுவார்கள்.
Korece:
그들은 실로 승리하리라
Vietnamca:
Quả thật, họ là những người được trợ giúp (từ nơi TA).
Ayet Linkleri: