Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

26

Sûredeki Ayet No: 

157

Ayet No: 

3089

Sayfa No: 

373

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَعَقَرُوهَا فَأَصْبَحُوا نَادِمِينَ

Çeviriyazı: 

fe`aḳarûhâ feaṣbeḥû nâdimîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Derken onu kestiler; fakat pişman da oldular.

Diyanet İşleri: 

Onlar ise deveyi kestiler; ama pişman da oldular.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ayaklarını kesip öldürdüler onu da nadim oldular.

Şaban Piriş: 

Buna rağmen kestiler sonra da pişman oldular.

Edip Yüksel: 

Nihayet onu kestiler; ancak pişman oldular.

Ali Bulaç: 

Sonunda onu (yine de) kestiler, ancak pişman oldular.

Suat Yıldırım: 

Derken, deveyi boğazladılar, ama çok geçmeden yaptıklarına pişman oldular.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Derken onu boğazladılar, sonra pişman olarak sabahladılar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onu yere yatırıp kestiler. Sonra da pişman oldular.

Bekir Sadak: 

26:161

İbni Kesir: 

Onlar ise onu kestiler de pişman oldular.

Adem Uğur: 

Buna rağmen onlar deveyi kestiler

İskender Ali Mihr: 

Buna rağmen onu kestiler. Sonra da pişman oldular.

Celal Yıldırım: 

Buna rağmen onlar o deveyi (bacaklarına) vurup devirdiler, (inatla onu) kestiler. (Sonra da) pişmanlık duyarak sabahladılar.

Tefhim ul Kuran: 

«Sonunda onu (yine de) kestiler, ancak pişman oldular.»

Fransızca: 

Mais ils la tuèrent Eh bien, ils eurent à regretter !

İspanyolca: 

Pero ellos la desjarretaron... y se arrepintieron.

İtalyanca: 

Le tagliarono i garretti, ma ebbero a pentirsene!

Almanca: 

Dann verletzten sie ihre Beine, dann standen sie morgens als Reuige auf.

Çince: 

但他们宰了它,随后,他们深觉悔恨。

Hollandaca: 

Maar zij doodden haar en berouwden hunne boosheid.

Rusça: 

Но они подрезали ей поджилки и стали сожалеть об этом.

Somalice: 

Wayse Dileen waxayna ahaadeen kuwo Qoomameeya.

Swahilice: 

Lakini wakamuuwa, na wakawa wenye kujuta.

Uygurca: 

ئۇلار چىشى تۆگىنى بوغۇزلىدى، شۇنىڭ بىلەن ئۇلار نادامەتكە قالدى

Japonca: 

だがかれらは,その腱を切って不具にし,たちまち後悔することになった。

Arapça (Ürdün): 

«فعقروها» عقرها بعضهم برضاهم «فأصبحوا نادمين» على عقرها.

Hintçe: 

इस पर भी उन लोगों ने उसके पाँव काट डाले और (उसको मार डाला) फिर ख़़ुद पशेमान हुए

Tayca: 

แล้วพวกเขาได้ฆ่ามัน พวกเขาจึงอยู่ในสภาพเป็นผู้เศร้าโศกเสียใจ

İbranice: 

ואולם הם פגעו בה והרגו אותה, אך עד מהרה התחרטו

Hırvatça: 

Ali, oni je zaklaše i potom se pokajaše,

Rumence: 

Ei o ologiră, însă dimineaţa se căiră,

Transliteration: 

FaAAaqarooha faasbahoo nadimeena

Türkçe: 

Onu yere yatırıp kestiler. Sonra da pişman oldular.

Sahih International: 

But they hamstrung her and so became regretful.

İngilizce: 

But they ham-strung her: then did they become full of regrets.

Azerbaycanca: 

Amma onlar (dəvəni) tutub kəsdilər, sonra da (əzab qorxusu ilə) peşman oldular.

Süleyman Ateş: 

Nihayet onu kestiler, ama pişman oldular.

Diyanet Vakfı: 

Buna rağmen onlar deveyi kestiler; ama pişman da oldular.

Erhan Aktaş: 

Derken onu boğazladılar. Sonra da pişman oldular.

Kral Fahd: 

Buna rağmen onlar deveyi kestiler ama pişman da oldular.

Hasan Basri Çantay: 

Derken onu kesdiler. Fakat peşîman oldular.

Muhammed Esed: 

Bütün bu uyarılara rağmen onlar yine de o deveyi hoyratça boğazladılar; ama bunu yaptıklarına (çok geçmeden) pişman oldular;

Gültekin Onan: 

Sonunda onu (yine de) kestiler, ancak pişman oldular.

Ali Fikri Yavuz: 

Derken o deveyi kestiler, fakat pişman oldular.

Portekizce: 

Porém a esquartejaram, se bem que logo se arrependeram.

İsveççe: 

Men de slaktade henne på grymmaste sätt, en handling som de fick ångra,

Farsça: 

پس ناقه را پی کردند و [از کار خود] پشیمان شدند،

Kürtçe: 

کەچی ئەوان سەریان بڕی ئەوسا پەشیمان بوونەوە (لەترسی تۆڵەی خوا)

Özbekçe: 

Бас, у(туя)ни сўйдилару надомат чекувчига айландилар.

Malayca: 

Akhirnya mereka menikam mati unta itu, kemudian mereka menyesal (setelah melihat kedatangan bala bencana).

Arnavutça: 

Por, ata – e therrën atë, e pastaj u penduan,

Bulgarca: 

Но я заклаха, после съжаляваха.

Sırpça: 

Али, они је заклаше и потом зажалише,

Çekçe: 

Přesto však žíly jí přeřezali a již nazítří toho věru litovali,

Urduca: 

مگر انہوں نے اس کی کوچیں کاٹ دیں اور آخرکار پچھتاتے رہ گئے

Tacikçe: 

Онро куштанд ва пушаймон шуданд.

Tatarca: 

Ләкин алар Салихның сүзен тыңламадылар, явызлык белән дөяне бугазладылар, һәм ґәзабтан куркып үкенүчеләрдән булдылар.

Endonezyaca: 

Kemudian mereka membunuhnya, lalu mereka menjadi menyesal,

Amharca: 

ወጓትም፡፡ ወዲያውም ተጸጻቾች ኾነው አነጉ፡፡

Tamilce: 

ஆக, அவர்கள் அதை அறுத்து விட்டார்கள். ஆகவே, அவர்கள் கைசேதப்பட்டவர்களாக ஆகிவிட்டனர்.

Korece: 

그들은 그 낙타를 살해하고서 후회하였으나

Vietnamca: 

Nhưng rồi họ đã đâm cổ nó và tỏ ra hối hận sau đó.