Arapça:
وَلَا تَمَسُّوهَا بِسُوءٍ فَيَأْخُذَكُمْ عَذَابُ يَوْمٍ عَظِيمٍ
Çeviriyazı:
velâ temessûhâ bisûin feye'ḫuẕeküm `aẕâbü yevmin `ażîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sakın ona bir kötülükle ilişmeyin, yoksa sizi büyük bir günün azabı yakalayıverir.
Diyanet İşleri:
Salih: " İşte belge bu devedir. Kuyudan su içmek hakkı belirli bir gün onun ve belirli bir gün de sizindir; sakın ona bir kötülük yapmayın, yoksa sizi büyük günün azabı yakalar" dedi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve ona kötülükle dokunmayın, sonra pek büyük bir günün azabı, helak eder sizi.
Şaban Piriş:
Sakın ona bir kötülük etmeyin yoksa sizi büyük bir günün azabı yakalar.
Edip Yüksel:
Ona bir kötülük dokundurmayın. Yoksa büyük bir günün cezasına çarpılırsınız.
Ali Bulaç:
"Ona bir kötülükle dokunmayın, sonra büyük bir günün azabı sizi yakalar.
Suat Yıldırım:
Salih: “İşte mûcize, şu dişi deve! Nöbetleşe olarak, kuyudan bir onun içme sırası, belirli günde de sizin içme sıranız olsun. Sakın ona fenalık dokundurayım demeyin, yoksa sizi müthiş bir günün azabı bastırıverir.” dedi.
Ömer Nasuhi Bilmen:
26:155
Yaşar Nuri Öztürk:
Ona kötülükle ilişmeyin. Yoksa büyük bir günün azabı sizi yakalar.
Bekir Sadak:
26:161
İbni Kesir:
Sakın ona bir kötülük yapmayın. Yoksa sizi büyük bir günün azabı yakalayıverir.
Adem Uğur:
Ona bir kötülükle ilişmeyin, yoksa sizi muazzam bir günün azabı yakalayıverir.
İskender Ali Mihr:
Ve ona kötülükle dokunmayın. (Dokunursanız) o zaman büyük günün azabı sizi alır (yakalar).
Celal Yıldırım:
Sakın ona kötü (niyetle) dokunmayın
Tefhim ul Kuran:
«Ona bir kötülükle dokunmayın, sonra büyük bir günün azabı sizi yakalar.»
Fransızca:
Et ne lui infligez aucun mal, sinon le châtiment d'un jour terrible vous saisira".
İspanyolca:
¡No le hagáis mal! ¡Si no, os sorprenderá el castigo de un día terrible!»
İtalyanca:
Non fatele alcun male o vi colpirà il castigo di un Giorno tremendo».
Almanca:
Und fügt ihr nichts Böses zu, sonst richtet euch die Peinigung eines gewaltigen Tages zugrunde."
Çince:
你们不可伤害它,否则,将遭受重大日的惩罚。
Hollandaca:
En deer haar niet, opdat u de straf van een vreeselijken dag niet worde opgelegd.
Rusça:
Не прикасайтесь к ней со злом, а не то вас постигнут мучения в Великий день".
Somalice:
Ee ha ku Taabanina Xumaan, oos idin qabto Cadaab Maalin wayn.
Swahilice:
Wala msimguse kwa uwovu, isije ikakushikeni adhabu ya Siku Kubwa.
Uygurca:
ئۇنىڭغا يامانلىق قىلماڭلار، بولمىسا سىلەر بۈيۈك كۈننىڭ ئازابىغا دۇچار بولۇسىلەر»
Japonca:
偉大な日の懲罰があなたがたを襲わないよう,それに害を加えてはなりません。」
Arapça (Ürdün):
«ولا تمسوها بسوء فيأخذكم عذاب يوم عظيم» بعظم العذاب.
Hintçe:
और इसको कोई तकलीफ़ न पहुँचाना वरना एक बड़े (सख्त) ज़ोर का अज़ाब तुम्हे ले डालेगा
Tayca:
และพวกท่านอย่าก่อความทุกข์ยากแก่มัน มิฉะนั้นการลงโทษในวันอันยิ่งใหญ่จะคร่าพวกท่าน
İbranice:
ולא תגעו בה לרעה, פן יאחז בכם עונש היום העצום
Hırvatça:
i ne činite joj nikakvo zlo da vas ne bi stigla patnja na Velikom danu!"
Rumence:
Nu-i faceţi nici un rău, căci o osândă într-o zi mare vă va lua.”
Transliteration:
Wala tamassooha bisooin fayakhuthakum AAathabu yawmin AAatheemin
Türkçe:
"Ona kötülükle ilişmeyin. Yoksa büyük bir günün azabı sizi yakalar."
Sahih International:
And do not touch her with harm, lest you be seized by the punishment of a terrible day."
İngilizce:
Touch her not with harm, lest the Penalty of a Great Day seize you.
Azerbaycanca:
Ona heç bir pislik etməyin, yoxsa böyük günün (qiyamət günün) əzabı sizi yaxalayar!”
Süleyman Ateş:
Sakın, ona bir kötülük dokundurmayın, sonra büyük bir günün azabı sizi yakalar.
Diyanet Vakfı:
Ona bir kötülükle ilişmeyin, yoksa sizi muazzam bir günün azabı yakalayıverir.
Erhan Aktaş:
“Sakın ona bir kötülük dokundurmayın. Yoksa büyük günün azâbı sizi yakalar.”
Kral Fahd:
Ona bir kötülükle ilişmeyin, yoksa sizi muazzam bir günün azabı yakalayıverir.
Hasan Basri Çantay:
«Ona bir kötülükle ilişmeyin. Sonra sizi büyük bir günün azâbı yakalar».
Muhammed Esed:
öyleyse, sakın ona bir kötülük yapmayın, yoksa büyük, çetin bir günün azabı gelip sizi bulur!" dedi.
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
Sakın ona bir fenalıkla dokunmayın ki, bu yüzden sizi büyük bir günün azabı yakalar.”
Portekizce:
Não lhe causeis dano, porque vos açoitará um castigo do dia aziago.
İsveççe:
Låt henne inte komma till skada; [i annat fall] kommer straffet att drabba er en olycksdiger dag!"
Farsça:
آسیبی به او نرسانید که عذاب روزی بزرگ شما را فرا می گیرد.
Kürtçe:
دەستی بۆ مەبەن بەخراپە ئەگینا سزای تۆڵەی ڕۆژێکی گەورە تووشتان دێت
Özbekçe:
Ва унга ёмонлик етказманглар, унда сизни улуғ куннинг азоби тутадир», деди. (Бошқа оятларда баён этилганидек, туянинг тошдан чиқарилишининг ўзи мўъжиза бўлган эди. Энди ўша мўъжиза туянинг Самуд қавми ичида туриш шарти қўйилди.
Malayca:
"Dan janganlah kamu menyentuhnya dengan sesuatu yang menyakitinya; (jika kamu menyakitinya) maka akibatnya kamu akan dibinasakan oleh azab seksa hari yang besar (huru-haranya)".
Arnavutça:
dhe mos i bëni kurrfarë të keqe asaj, se ju godet dënimi i Ditës së madhe!
Bulgarca:
И не я докосвайте със зло, да не ви сполети мъчение във великия Ден!”
Sırpça:
и не чините јој никакво зло да вас не би стигла патња на Великом дану!“
Çekçe:
Nečiňte jí však nic zlého, ať nestihne vás trest dne nesmírného!'
Urduca:
اس کو ہرگز نہ چھیڑنا ورنہ ایک بڑے دن کا عذاب تم کو آ لے گا"
Tacikçe:
Ба он осебе нарасонед, ки азоби рӯзе бузург шуморо фурӯ мегирад».
Tatarca:
Ошбу дөяне сугып, кыйнап, явызлык белән тотмагыз. Югыйсә сезне олуг кыямәт көненең ґәзабы тотар.
Endonezyaca:
Dan janganlah kamu sentuh unta betina itu dengan sesuatu kejahatan, yang menyebabkan kamu akan ditimpa oleh azab hari yang besar".
Amharca:
«በክፉም አትንኳት፡፡ የታላቅ ቀን ቅጣት ይይዛችኋልና፡፡»
Tamilce:
“இன்னும், அதற்கு தீங்கு செய்து விடாதீர்கள்! உங்களை பெரிய (மறுமை) நாளின் தண்டனை பிடித்துக் கொள்ளும்.”
Korece:
그 낙타를 해치지 말라 그 렇지 아니하면 위대한 날 징벌이 너희를 엄습하리라
Vietnamca:
“Các người không được làm hại đến nó, nếu không các người sẽ bị trừng phạt vào một Ngày Vĩ Đại.”
Ayet Linkleri: