Arapça:
قَالَ هَٰذِهِ نَاقَةٌ لَّهَا شِرْبٌ وَلَكُمْ شِرْبُ يَوْمٍ مَّعْلُومٍ
Çeviriyazı:
ḳâle hâẕihî nâḳatül lehâ şirbüv veleküm şirbü yevmim ma`lûm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Salih "İşte (mucize) bu dişi devedir; su içme hakkı (bir gün) onundur, belli bir günün içme hakkı da sizin" dedi.
Diyanet İşleri:
Salih: " İşte belge bu devedir. Kuyudan su içmek hakkı belirli bir gün onun ve belirli bir gün de sizindir; sakın ona bir kötülük yapmayın, yoksa sizi büyük günün azabı yakalar" dedi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Bu dedi, dişi bir deve; su içme hakkı, bir gün onun, malum bir gün de su içme hakkı sizin.
Şaban Piriş:
İşte şu, bir devedir. Su içme hakkı (belli bir gün) onundur, belli bir gün sizindir, dedi.
Edip Yüksel:
Dedi ki, "İşte şu deve. Onun su içeceği belli bir zamanı vardır. Sizin de su içeceğiniz belli bir gününüz vardır."
Ali Bulaç:
Dedi ki: "İşte, bu bir dişi devedir; su içme hakkı (bir gün) onun, belli bir günün su içme hakkı da sizindir."
Suat Yıldırım:
Salih: “İşte mûcize, şu dişi deve! Nöbetleşe olarak, kuyudan bir onun içme sırası, belirli günde de sizin içme sıranız olsun. Sakın ona fenalık dokundurayım demeyin, yoksa sizi müthiş bir günün azabı bastırıverir.” dedi.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(155-156) Dedi ki: «İşte bu bir dişi devedir. Bunun için belli bir günde bir su içme hakkı vardır, sizin için de malum bir günde bir su içme hakkı vardır. Ve buna bir kötülük ile dokunmayın, sizi hemen pek büyük bir günün azabı yakalar.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Dedi: "Şu bir dişi devedir. Onun su içme hakkı var. Belli bir günde su içme hakkı da sizin."
Bekir Sadak:
(161-16) 6 Kardesleri Lut, onlara: «Allah´a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim. Artik Allah´tan sakinin ve bana itaat edin. Buna karsi sizden bir ucret istemiyorum
İbni Kesir:
Dedi ki: İşte şu devedir. Su içme hakkı
Adem Uğur:
Salih: İşte (mucize) bu dişi devedir
İskender Ali Mihr:
(Salih A.S): “İşte bu dişi deve. Su içme hakkı onun. Bilinen (belirlenen) gün(ler)de de su içme hakkı sizin.” dedi.
Celal Yıldırım:
Sâlih, «işte (belge ve mu´cize olarak) bir dişi deve ! Su içme sırası (bir gün) onun, belirli bir gün de sizindir.
Tefhim ul Kuran:
Dedi ki: «İşte, bu bir dişi devedir
Fransızca:
Il dit : "Voici une chamelle : à elle de boire un jour convenu, et à vous de boire un jour .
İspanyolca:
Dijo: «He aquí una camella. Un día le tocará beber a ella y otro día a vosotros.
İtalyanca:
Disse: «Questa è una cammella: berrà e voi berrete nei giorni stabiliti.
Almanca:
Er sagte: "Dies ist eine Kamelstute! Sie hat einen Teil des Wassers und ihr habt einen Teil des Wassers an einem bekannten Tag.
Çince:
他说:这是一只母驼,它应得一部分饮料,你们应得某定日的一部分饮料。
Hollandaca:
Saleh zeide: Deze wijfjes-kameel zal u een teeken zijn, zij zal haar deel water hebben en gij zult beurtelings uw deel water hebben op een zekeren, voor u bepaalden dag.
Rusça:
Он сказал: "Вот верблюдица! Она должна пить, и вы должны пить по определенным дням.
Somalice:
Wuxuu Yidhi Tani waa Hal, Maalinbay Cabbi idinkuna Maalinhaad Cabbaysaan la Yaqaan.
Swahilice:
Akasema: Huyu ngamia jike; awe na zamu yake ya kunywa, na nyinyi muwe na zamu yenu ya kunywa katika siku maalumu.
Uygurca:
سالىھ ئېيتتى: «بۇ چىشى تۆگە (سۈيۈڭلاردىن بىر كۈن) ئىچىدۇ، سىلەرمۇ مۇئەييەن بىر كۈن ئىچىسىلەر
Japonca:
かれ(サーリフ)は言った。「ここに一頭の雌ラクダがいます。それにも水飲み日があり,またあなたがたにも,(それぞれ)決められた水飲み日があります。
Arapça (Ürdün):
«قال هذه ناقة لها شرب» نصيب من الماء «ولكم شرب يوم معلوم».
Hintçe:
सालेह ने कहा- यही ऊँटनी (मौजिज़ा) है एक बारी इसके पानी पीने की है और एक मुक़र्रर दिन तुम्हारे पीने का
Tayca:
เขากล่าวว่า นี่คืออูฐตัวเมีย สำหรับมันดื่มน้ำวันหนึ่ง และสำหรับพวกท่านก็ดื่มน้ำวันหนึ่งที่รู้กัน
İbranice:
אמר 'הנה נאקה. היא תשתה מהבאר כפי שאתם תשתו, כל אחד בתורו
Hırvatça:
"Evo, to je kamila"„ reče on, "u određeni dan ona će piti, a u određeni dan vi,
Rumence:
El spuse: “Această cămilă va bea, şi voi veţi bea, fiecare în ziua hotărâtă.
Transliteration:
Qala hathihi naqatun laha shirbun walakum shirbu yawmin maAAloomin
Türkçe:
Dedi: "Şu bir dişi devedir. Onun su içme hakkı var. Belli bir günde su içme hakkı da sizin."
Sahih International:
He said, "This is a she-camel. For her is a [time of] drink, and for you is a [time of] drink, [each] on a known day.
İngilizce:
He said: "Here is a she-camel: she has a right of watering, and ye have a right of watering, (severally) on a day appointed.
Azerbaycanca:
(Saleh) dedi: “Bu, (Allahın mö’cüzəsi olan) dişi (maya) bir dəvədir. Su içmək növbəsi bir gün onun, bir gün sizindir! (Bir gün çeşmədən o, su içsin, bir gün də siz için. Bir-birinizə mane olmayın!)
Süleyman Ateş:
Dedi: "İşte bu dişi deve(mu'cize)dir. (Bir gün) onun su içme hakkı var, belli bir günün su içme hakkı da sizin."
Diyanet Vakfı:
Salih: İşte (mucize) bu dişi devedir; onun bir su içme hakkı vardır, belli bir günün içme hakkı da sizindir, dedi.
Erhan Aktaş:
“İşte bu dişi deve.(1) Su içme hakkı; belirli bir gün onun ve belirli bir gün sizindir.” dedi.
Kral Fahd:
Salih: İşte (mucize) bu dişi devedir; onun bir su içme hakkı vardır, belli bir günün içme hakkı da sizindir, dedi.
Hasan Basri Çantay:
(Saalih) dedi: «İşte bu dişi deve. Su içme hakkı (bir gün) onundur, belli bir günün içme hakkı da sizin».
Muhammed Esed:
(Salih:) "(İşte) şu dişi deve; su içme hakkı (belirli bir gün) onun, belirli günlerde de sizindir;
Gültekin Onan:
Dedi ki: "
Ali Fikri Yavuz:
(Salih peygamber onlara şöyle) dedi: “- İşte bu, (Allah’ın emriyle kayadan çıkardığım) dişi bir deve! Su içme (işi), bir gün onun, belli bir gün de (nöbetle) sizin...
Portekizce:
Respondeu-lhes: Eis aqui uma camela que, em dia determinado, tem direito à água, assim como vós tendes o vossodireito.
İsveççe:
Han svarade: "Här är ett kamelsto; hon har rätt att vattnas och ni har rätt att vattna [era djur] på en fastställd dag.
Farsça:
گفت: این ماده شتری است [که به اذن خدا به عنوان معجزه من از دل کوه بیرون آمد] سهمی از آب [این چشمه] برای او، و سهم روز معینی برای شماست،
Kürtçe:
(صاڵح علیە السلام) ووتی ئەم وشترە مێینە (موعجیزە) یە ئاو خواردنەوە ڕۆژێک بۆ ئەوە و ڕۆژێکیش بۆ ئێوەیە
Özbekçe:
У: «Мана бу туя. Унга (бир кун) сув ичиш ва сизга маълум бир кун сув ичиш.
Malayca:
Nabi Soleh berkata: "Ini adalah seekor unta betina, (di antara cara-cara hidupnya ialah) air kamu hendaklah menjadi bahagian minumnya sehari, dan bahagian kamu sehari, menurut giliran yang tertentu.
Arnavutça:
(Salihu) tha: “Ja, kjo është devja (dokument), - për të ka pije (uji) në ditë të caktuara; e për ju – në ditë tjetër të caktuar,
Bulgarca:
Каза: “Това е камила. Тя да пие в определен ден и вие да пиете в друг.
Sırpça:
„Ево, то је камила“, рече он, „она ће да пије у одређени дан, а ви у одређени дан,
Çekçe:
I řekl: 'Hle, zde je velbloudice, má právo pít v jednom dni a vy máte právo také pít v den určený.
Urduca:
صالحؑ نے کہا "یہ اونٹنی ہے ایک دن اس کے پینے کا ہے اور ایک دن تم سب کے پانی لینے کا
Tacikçe:
Гуфт: «Ин модашутури ман аст. Як рӯз об хӯрдан ҳаққи ӯ бошад ва як рӯз ҳаққи шумо.
Tatarca:
Аллаһ мөшрикләргә могҗиза өчен таштан тере дөя чыгарды. Салих әйтте: "Ошбу таштан чыккан дөя Аллаһуның хөрмәтле дөяседер, нәүбәт белән коедан бер көн су эчмәк бу дөянең өлешедер, вә икенче көнне коедан су эчмәк сезнең дөяләрегезнең өлешедер.
Endonezyaca:
Shaleh menjawab: "Ini seekor unta betina, ia mempunyai giliran untuk mendapatkan air, dan kamu mempunyai giliran pula untuk mendapatkan air di hari yang tertentu.
Amharca:
(እርሱም) አለ «ይህች ግመል ናት፡፡ ለእርሷ የመጠጥ ፋንታ አላት፡፡ ለእናንተም የታወቀ ቀን ፋንታ አላችሁ፡፡
Tamilce:
அவர் கூறினார்: “இது ஒரு பெண் ஒட்டகை. இதற்கு நீர் அருந்துவதற்குரிய ஒரு பங்கு (-அளவு) உள்ளது. இன்னும், குறிப்பிட்ட நாளில் உங்களுக்கும் நீர் அருந்துவதற்குரிய பங்கு உள்ளது.”
Korece:
이때 그가 대답하길 여기 암컷의 낙타가 있나니 정하여진 어느 날 이 낙타가 물을 마실 권 리가 있을 것이요 그리고 너희가 물을 마실 권리가 있을 것이라
Vietnamca:
(Saleh) bảo họ: “Đây là con lạc đà cái (mà Allah đã mang nó ra từ tảng đá), nó sẽ uống phần nước của nó và các người sẽ uống phần nước của các người vào ngày được ấn định.”
Ayet Linkleri: