
ḳâle hâẕihî nâḳatül lehâ şirbüv veleküm şirbü yevmim ma`lûm.
Arapça:
قَالَ هَٰذِهِ نَاقَةٌ لَّهَا شِرْبٌ وَلَكُمْ شِرْبُ يَوْمٍ مَّعْلُومٍ
Türkçe:
Dedi: "Şu bir dişi devedir. Onun su içme hakkı var. Belli bir günde su içme hakkı da sizin."
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Salih "İşte (mucize) bu dişi devedir; su içme hakkı (bir gün) onundur, belli bir günün içme hakkı da sizin" dedi.
Diyanet Vakfı:
Salih: İşte (mucize) bu dişi devedir; onun bir su içme hakkı vardır, belli bir günün içme hakkı da sizindir, dedi.
İngilizce:
He said: "Here is a she-camel: she has a right of watering, and ye have a right of watering, (severally) on a day appointed.
Fransızca:
Il dit : "Voici une chamelle : à elle de boire un jour convenu, et à vous de boire un jour .
Almanca:
Er sagte: "Dies ist eine Kamelstute! Sie hat einen Teil des Wassers und ihr habt einen Teil des Wassers an einem bekannten Tag.
Rusça:
Он сказал: "Вот верблюдица! Она должна пить, и вы должны пить по определенным дням.
Açıklama:
