Arapça:
قَالَ إِن لَّبِثْتُمْ إِلَّا قَلِيلًا ۖ لَّوْ أَنَّكُمْ كُنتُمْ تَعْلَمُونَ
Çeviriyazı:
ḳâle il lebiŝtüm illâ ḳalîlel lev enneküm küntüm ta`lemûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Allah) buyurur ki: Sadece az bir süre kaldınız; keşke siz (bunu) bilmiş olsaydınız!
Diyanet İşleri:
Allah' "Pek az kaldınız, keşke bilseydiniz! Sizi boşuna yarattığımızı ve Bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?" der.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ancak pek az kaldınız der, fakat bir bilseniz ahiretin ebediliğini.
Şaban Piriş:
Çok az bir süre kaldınız, dedi. Keşke bilseydiniz.
Edip Yüksel:
Dedi ki, "Siz gerçekten çok kısa bir süre kaldınız, keşke bilseydiniz."
Ali Bulaç:
Dedi ki: "Yalnızca az (bir zaman) kaldınız, gerçekten bir bilseydiniz,"
Suat Yıldırım:
Bunun üzerine Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Siz, doğrusu pek az kaldınız.Bu gerçeği bir bilseydiniz, Bana isyan etmezdiniz.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
Buyuracaktır ki: «Siz ancak pek az kaldınız, eğer siz hakikaten bilir kimseler oldunuz iseniz.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Buyurdu: "Sadece birazcık kaldınız. Keşke biliyor olsaydınız."
Bekir Sadak:
Zina eden kadin ve erkegin herbirine yuzer degnek vurun. Allah´a ve ahiret gunune inaniyorsaniz, Allah´in dini konusunda o ikisine acimayin. Onlarin ceza gormesine, inananlardan bir topluluk da sahit olsun.
İbni Kesir:
Buyurdu ki: Çok az bir süre kaldınız. Keşki bilseydiniz.
Adem Uğur:
Buyurur: Sadece az bir süre kaldınız
İskender Ali Mihr:
Dedi ki: “Ancak az bir zaman kaldınız. Siz bilmiş olsaydınız.”
Celal Yıldırım:
Allah: Ancak az bir süre kaldınız. Bunu (daha önce) bir bilseydiniz a ?! Buyurur.
Tefhim ul Kuran:
Dedi ki: «Yalnızca az (bir zaman) kaldınız, gerçekten siz bir bilseydiniz,»
Fransızca:
Il dira : "Vous n'y avez demeuré que peu [de temps], si seulement vous saviez.
İspanyolca:
Dirá: «No habéis permanecido sino poco tiempo. Si hubierais sabido...
İtalyanca:
Dirà: «Davvero siete rimasti ben poco. Se lo aveste saputo!
Almanca:
Sag: "Ihr habt nur ein wenig verweilt. Würdet ihr doch nur zu wissen gepflegt haben!
Çince:
他说:你们只逗留了很少的年月,假若你们知道。
Hollandaca:
God zal zeggen: Gij zijt daar slechts korten tijd gebleven, maar gij weet het niet.
Rusça:
Он скажет: "Вы пробыли немного, если бы вы только знали.
Somalice:
Wuxuu Yidhi Maydaan Nagaanin wax Yar Mooyee Haddaad wax Ogtihiin.
Swahilice:
Atasema: Nyinyi hamkukaa huko duniani ila kidogo, laiti ingeli kuwa mnajua.
Uygurca:
اﷲ: «ئەگەر سىلەر بىلسەڭلار (دۇنيادا) پەقەت ئازغىنا تۇردۇڭلار» دەيدۇ
Japonca:
かれは仰せられよう。「あなたがたの滞在は束の間に過ぎない,あなたがたが(このことを)知っていたならば
Arapça (Ürdün):
«قال» تعالى بلسان مالك وفي قراءة قل «إن» أي ما «لبثتم إلا قليلاً لو أنكم كنتم تعلمون» مقدرا لبثكم من الطول كان قليلا بالنسبة إلى لبثكم في النار.
Hintçe:
तो तुम शुमार करने वालों से पूछ लो ख़ुदा फरमाएगा बेशक तुम (ज़मीन में) बहुत ही कम ठहरे काश तुम (इतनी बात भी दुनिया में) समझे होते
Tayca:
พระองค์ตรัสว่า “พวกเจ้ามิได้พำนักอยู่เว้นแต่เพียงเล็กน้อยเท่านั้น หากพวกเจ้ารู้
İbranice:
הוא יגיד: 'אכן רק זמן קצר עבר עליכם, לו רק הייתם יודעים
Hırvatça:
"Pa da, malo ste proveli", reći će On, "da ste samo znali!"
Rumence:
El va spune: “Aţi stat atât de puţin timp! O, dacă aţi fi ştiut!
Transliteration:
Qala in labithtum illa qaleelan law annakum kuntum taAAlamoona
Türkçe:
Buyurdu: "Sadece birazcık kaldınız. Keşke biliyor olsaydınız."
Sahih International:
He will say, "You stayed not but a little - if only you had known.
İngilizce:
He will say: "Ye stayed not but a little,- if ye had only known!
Azerbaycanca:
Allah buyuracaq: “Əgər (həqiqəti) bilirsinizsə, siz (orada) çox az qaldınız! (Dünya həyatı axirət həyatı ilə müqayisədə olduqca qısadır).
Süleyman Ateş:
Buyurdu ki: "Sadece az bir zaman kaldınız, keşke bilseydiniz!"
Diyanet Vakfı:
Buyurur: Sadece az bir süre kaldınız; keşke siz (bunu) bilmiş olsaydınız!
Erhan Aktaş:
“Sadece az bir süre kaldınız. Keşke o zaman bunu kavramış olsaydınız.” dedi.
Kral Fahd:
Buyurur: Sadece az bir süre kaldınız keşke siz (bunu) bilmiş olsaydınız!
Hasan Basri Çantay:
Buyurdu (buyuracak) ki: «Az bir zamandan (fazla) kalmadınız! (Cehennemde kalacağınız ebedî zamanları) hakıykaten bir bilseydiniz».
Muhammed Esed:
(Bunun üzerine, Allah:) "Orada sadece az bir vakit kaldınız; bunu bir bilseydiniz!
Gültekin Onan:
Dedi ki: "
Ali Fikri Yavuz:
(Allah onlara şöyle) buyuracak “- Bilmiş olsanız, hakikaten pek az kaldınız (çünkü ahiretteki bekleyişiniz sonsuzdur).
Portekizce:
Dirá: Não permanecestes senão muito pouco; se vós soubésseis!
İsveççe:
[Gud] skall säga: "Ni levde där bara en kort tid - om ni hade vetat [vad som stod på spel]!
Farsça:
[خدا] می گوید: اگر معرفت و شناخت می داشتید [می دانستید که] جز اندکی درنگ نکرده اید،
Kürtçe:
(خوا) فەرمووی نەماونەتەوە ماوەیەکی کەم نەبێت ئەگەر بەڕاستی ئێوە دەتانزانی؟
Özbekçe:
У зот: «Агар билсангиз, жуда оз қолдингиз, холос», деди. (Энди кўрадиган кунингизга нисбатан жуда оз қолдингиз.)
Malayca:
Allah berfirman: "Kamu tidak tinggal (di dunia) melainkan sedikit masa sahaja, kalau kamu dahulu mengetahui hal ini (tentulah kamu bersiap sedia).
Arnavutça:
Do të thotë (Perëndia): “Keni qëndruar shumë pak. E, sikur të kishit ditur!”
Bulgarca:
Ще рече: “Престояхте само малко, ако знаете.
Sırpça:
“Па да, кратко сте провели”, рећи ће им се, “да сте само знали!”
Çekçe:
I odpoví: 'Setrvali jste tam pouze dobu nepatrnou, ach, kéž byste byli věděli!
Urduca:
ارشاد ہو گا "تھوڑی ہی دیر ٹھیرے ہو نا، کاش تم نے یہ اُس وقت جانا ہوتا
Tacikçe:
Гӯяд: «Агар огоҳӣ доштед, медонистед, ки ҷуз андаке назистаед.
Tatarca:
Аллаһ әйтер: "Дөньяда һәм кабердә бик аз тордыгыз, әгәр үзегезнең күпме торганыгызны белсәгез.
Endonezyaca:
Allah berfirman: "Kamu tidak tinggal (di bumi) melainkan sebentar saja, kalau kamu sesungguhnya mengetahui"
Amharca:
«እናንተ (የቆያችሁትን መጠን) የምታውቁ ብትኾኑ ኖሮ (በእሳት ውስጥ በምትቆዩት አንፃር) ጥቂትን ጊዜ እንጂ አልቆያችሁም» ይላቸዋል፡፡
Tamilce:
அவன் கூறுவான்: நீங்கள் (பூமியில்) குறைவாகவே தவிர தங்கவில்லை. நீங்கள் (மறுமையில் தங்கப் போகும் காலத்தை) அறிந்திருக்க வேண்டுமே!
Korece:
너희가 알고 있다면 실로 너희는 잠시 체류한 것에 불과하 다는 그분의 말씀이 었었노라
Vietnamca:
(Allah phán): “Các ngươi đã ở lại đó chỉ trong chốc lát mà thôi, phải chi các ngươi biết điều đó.”
Ayet Linkleri: