5001 |
535 |
56 |
22 |
27 |
وَحُورٌ عِينٌ |
veḥûrun `în. |
İşlediklerine karşılık olarak, sedefteki inciler gibi ceylan gözlüler vardır. Orada boş ve günaha sokacak bir söz duymazlar. |
And [for them are] fair women with large, [beautiful] eyes, |
Sayfa 535, Cuz 27, الواقعة, Al-Waqia—الواقعة |
5002 |
535 |
56 |
23 |
27 |
كَأَمْثَالِ اللُّؤْلُؤِ الْمَكْنُونِ |
keemŝâli-llü'lüi-lmeknûn. |
İşlediklerine karşılık olarak, sedefteki inciler gibi ceylan gözlüler vardır. Orada boş ve günaha sokacak bir söz duymazlar. |
The likenesses of pearls well-protected, |
Sayfa 535, Cuz 27, الواقعة, Al-Waqia—الواقعة |
5003 |
535 |
56 |
24 |
27 |
جَزَاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ |
cezâem bimâ kânû ya`melûn. |
İşlediklerine karşılık olarak, sedefteki inciler gibi ceylan gözlüler vardır. Orada boş ve günaha sokacak bir söz duymazlar. |
As reward for what they used to do. |
Sayfa 535, Cuz 27, الواقعة, Al-Waqia—الواقعة |
5004 |
535 |
56 |
25 |
27 |
لَا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلَا تَأْثِيمًا |
lâ yesme`ûne fîhâ lagvev velâ te'ŝîmâ. |
Sadece selama karşılık selam sözü işitirler. |
They will not hear therein ill speech or commission of sin - |
Sayfa 535, Cuz 27, الواقعة, Al-Waqia—الواقعة |
5005 |
535 |
56 |
26 |
27 |
إِلَّا قِيلًا سَلَامًا سَلَامًا |
illâ ḳîlen selâmen selâmâ. |
Defterleri sağdan verilenler; ne mutlu o sağcılara! |
Only a saying: "Peace, peace." |
Sayfa 535, Cuz 27, الواقعة, Al-Waqia—الواقعة |
5006 |
535 |
56 |
27 |
27 |
وَأَصْحَابُ الْيَمِينِ مَا أَصْحَابُ الْيَمِينِ |
veaṣḥâbü-lyemîni mâ aṣḥâbü-lyemîn. |
Onlar dikensiz sedir ağaçları, salkımları sarkmış muz ağaçları, uzamış gölge altında, çağlayarak akan sular kenarlarında; bitip tükenmeyen ve yasak da edilmeyen bol meyveler arasında; yüksek döşekler üzerindedirler. |
The companions of the right - what are the companions of the right? |
Sayfa 535, Cuz 27, الواقعة, Al-Waqia—الواقعة |
5007 |
535 |
56 |
28 |
27 |
فِي سِدْرٍ مَّخْضُودٍ |
fî sidrim maḫḍûd. |
Onlar dikensiz sedir ağaçları, salkımları sarkmış muz ağaçları, uzamış gölge altında, çağlayarak akan sular kenarlarında; bitip tükenmeyen ve yasak da edilmeyen bol meyveler arasında; yüksek döşekler üzerindedirler. |
[They will be] among lote trees with thorns removed |
Sayfa 535, Cuz 27, الواقعة, Al-Waqia—الواقعة |
5008 |
535 |
56 |
29 |
27 |
وَطَلْحٍ مَّنضُودٍ |
veṭalḥim menḍûd. |
Onlar dikensiz sedir ağaçları, salkımları sarkmış muz ağaçları, uzamış gölge altında, çağlayarak akan sular kenarlarında; bitip tükenmeyen ve yasak da edilmeyen bol meyveler arasında; yüksek döşekler üzerindedirler. |
And [banana] trees layered [with fruit] |
Sayfa 535, Cuz 27, الواقعة, Al-Waqia—الواقعة |
5009 |
535 |
56 |
30 |
27 |
وَظِلٍّ مَّمْدُودٍ |
veżillim memdûd. |
Onlar dikensiz sedir ağaçları, salkımları sarkmış muz ağaçları, uzamış gölge altında, çağlayarak akan sular kenarlarında; bitip tükenmeyen ve yasak da edilmeyen bol meyveler arasında; yüksek döşekler üzerindedirler. |
And shade extended |
Sayfa 535, Cuz 27, الواقعة, Al-Waqia—الواقعة |
5010 |
535 |
56 |
31 |
27 |
وَمَاءٍ مَّسْكُوبٍ |
vemâim meskûb. |
Onlar dikensiz sedir ağaçları, salkımları sarkmış muz ağaçları, uzamış gölge altında, çağlayarak akan sular kenarlarında; bitip tükenmeyen ve yasak da edilmeyen bol meyveler arasında; yüksek döşekler üzerindedirler. |
And water poured out |
Sayfa 535, Cuz 27, الواقعة, Al-Waqia—الواقعة |
5011 |
535 |
56 |
32 |
27 |
وَفَاكِهَةٍ كَثِيرَةٍ |
vefâkihetin keŝîrah. |
Onlar dikensiz sedir ağaçları, salkımları sarkmış muz ağaçları, uzamış gölge altında, çağlayarak akan sular kenarlarında; bitip tükenmeyen ve yasak da edilmeyen bol meyveler arasında; yüksek döşekler üzerindedirler. |
And fruit, abundant [and varied], |
Sayfa 535, Cuz 27, الواقعة, Al-Waqia—الواقعة |
5012 |
535 |
56 |
33 |
27 |
لَّا مَقْطُوعَةٍ وَلَا مَمْنُوعَةٍ |
lâ maḳṭû`ativ velâ memnû`ah. |
Onlar dikensiz sedir ağaçları, salkımları sarkmış muz ağaçları, uzamış gölge altında, çağlayarak akan sular kenarlarında; bitip tükenmeyen ve yasak da edilmeyen bol meyveler arasında; yüksek döşekler üzerindedirler. |
Neither limited [to season] nor forbidden, |
Sayfa 535, Cuz 27, الواقعة, Al-Waqia—الواقعة |
5013 |
535 |
56 |
34 |
27 |
وَفُرُشٍ مَّرْفُوعَةٍ |
vefüruşim merfû`ah. |
Onlar dikensiz sedir ağaçları, salkımları sarkmış muz ağaçları, uzamış gölge altında, çağlayarak akan sular kenarlarında; bitip tükenmeyen ve yasak da edilmeyen bol meyveler arasında; yüksek döşekler üzerindedirler. |
And [upon] beds raised high. |
Sayfa 535, Cuz 27, الواقعة, Al-Waqia—الواقعة |
5014 |
535 |
56 |
35 |
27 |
إِنَّا أَنشَأْنَاهُنَّ إِنشَاءً |
innâ enşe'nâhünne inşââ. |
Biz ceylan gözlüleri, defterleri sağdan verilenler için yeniden yaratmışızdır; onları bakire, eşlerine düşkün ve hepsini bir yaşta kılmışızdır. |
Indeed, We have produced the women of Paradise in a [new] creation |
Sayfa 535, Cuz 27, الواقعة, Al-Waqia—الواقعة |
5015 |
535 |
56 |
36 |
27 |
فَجَعَلْنَاهُنَّ أَبْكَارًا |
fece`alnâhünne ebkârâ. |
Biz ceylan gözlüleri, defterleri sağdan verilenler için yeniden yaratmışızdır; onları bakire, eşlerine düşkün ve hepsini bir yaşta kılmışızdır. |
And made them virgins, |
Sayfa 535, Cuz 27, الواقعة, Al-Waqia—الواقعة |
5016 |
535 |
56 |
37 |
27 |
عُرُبًا أَتْرَابًا |
`uruben etrâbâ. |
Biz ceylan gözlüleri, defterleri sağdan verilenler için yeniden yaratmışızdır; onları bakire, eşlerine düşkün ve hepsini bir yaşta kılmışızdır. |
Devoted [to their husbands] and of equal age, |
Sayfa 535, Cuz 27, الواقعة, Al-Waqia—الواقعة |
5017 |
535 |
56 |
38 |
27 |
لِّأَصْحَابِ الْيَمِينِ |
liaṣḥâbi-lyemîn. |
Biz ceylan gözlüleri, defterleri sağdan verilenler için yeniden yaratmışızdır; onları bakire, eşlerine düşkün ve hepsini bir yaşta kılmışızdır. |
For the companions of the right [who are] |
Sayfa 535, Cuz 27, الواقعة, Al-Waqia—الواقعة |
5018 |
535 |
56 |
39 |
27 |
ثُلَّةٌ مِّنَ الْأَوَّلِينَ |
ŝülletüm mine-l'evvelîn. |
Bunların bir kısmı eski ümmetlerden, bir kısmı da sonrakilerdendir. |
A company of the former peoples |
Sayfa 535, Cuz 27, الواقعة, Al-Waqia—الواقعة |
5019 |
535 |
56 |
40 |
27 |
وَثُلَّةٌ مِّنَ الْآخِرِينَ |
veŝülletüm mine-l'âḫirîn. |
Bunların bir kısmı eski ümmetlerden, bir kısmı da sonrakilerdendir. |
And a company of the later peoples. |
Sayfa 535, Cuz 27, الواقعة, Al-Waqia—الواقعة |
5020 |
535 |
56 |
41 |
27 |
وَأَصْحَابُ الشِّمَالِ مَا أَصْحَابُ الشِّمَالِ |
veaṣḥâbü-şşimâli mâ aṣḥâbü-şşimâl. |
Defterleri soldan verilenler; ne yazık o solculara! |
And the companions of the left - what are the companions of the left? |
Sayfa 535, Cuz 27, الواقعة, Al-Waqia—الواقعة |