Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 456
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
4021 456 38 51 23 مُتَّكِئِينَ فِيهَا يَدْعُونَ فِيهَا بِفَاكِهَةٍ كَثِيرَةٍ وَشَرَابٍ müttekiîne fîhâ yed`ûne fîhâ bifâkihetin keŝîrativ veşerâb. Orada tahtlara yaslanmış olarak türlü meyveler ve içecekler isterler. Reclining within them, they will call therein for abundant fruit and drink. Sayfa 456, Cuz 23, ص, Sad—ص
4022 456 38 52 23 ۞ وَعِندَهُمْ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ أَتْرَابٌ ve`indehüm ḳâṣirâtu-ṭṭarfi etrâb. Yanlarında, gözlerini eşlerine dikmiş yaşıt güzeller vardır. And with them will be women limiting [their] glances and of equal age. Sayfa 456, Cuz 23, ص, Sad—ص
4023 456 38 53 23 هَٰذَا مَا تُوعَدُونَ لِيَوْمِ الْحِسَابِ hâẕâ mâ tû`adûne liyevmi-lḥisâb. İşte bu hesap günü için, size söz verilenlerdir. This is what you, [the righteous], are promised for the Day of Account. Sayfa 456, Cuz 23, ص, Sad—ص
4024 456 38 54 23 إِنَّ هَٰذَا لَرِزْقُنَا مَا لَهُ مِن نَّفَادٍ inne hâẕâ lerizḳunâ mâ lehû min nefâd. Doğrusu, verdiğimiz bu rızıklar tükenecek değildir. Indeed, this is Our provision; for it there is no depletion. Sayfa 456, Cuz 23, ص, Sad—ص
4025 456 38 55 23 هَٰذَا ۚ وَإِنَّ لِلطَّاغِينَ لَشَرَّ مَآبٍ hâẕâ. veinne liṭṭâgîne leşerra meâb. Bu böyle; ama azgınlara kötü bir gelecek vardır. This [is so]. But indeed, for the transgressors is an evil place of return - Sayfa 456, Cuz 23, ص, Sad—ص
4026 456 38 56 23 جَهَنَّمَ يَصْلَوْنَهَا فَبِئْسَ الْمِهَادُ cehennem. yaṣlevnehâ. febi'se-lmihâd. Cehenneme girerler; ne kötü bir konaktır! Hell, which they will [enter to] burn, and wretched is the resting place. Sayfa 456, Cuz 23, ص, Sad—ص
4027 456 38 57 23 هَٰذَا فَلْيَذُوقُوهُ حَمِيمٌ وَغَسَّاقٌ hâẕâ felyeẕûḳûhü ḥamîmüv vegassâḳ. İşte bu kaynar su ve irindir, artık onu tatsınlar. This - so let them taste it - is scalding water and [foul] purulence. Sayfa 456, Cuz 23, ص, Sad—ص
4028 456 38 58 23 وَآخَرُ مِن شَكْلِهِ أَزْوَاجٌ veâḫaru min şeklihî ezvâc. Bunlara benzer daha başkaları da vardır... And other [punishments] of its type [in various] kinds. Sayfa 456, Cuz 23, ص, Sad—ص
4029 456 38 59 23 هَٰذَا فَوْجٌ مُّقْتَحِمٌ مَّعَكُمْ ۖ لَا مَرْحَبًا بِهِمْ ۚ إِنَّهُمْ صَالُو النَّارِ hâẕâ fevcüm muḳteḥimüm me`aküm. lâ merḥabem bihim. innehüm ṣâlü-nnâr. (İnkarcıların ileri gelenlerine denir ki;) "İşte şunlar sizinle beraber girecek olanlardır." (Derler ki;) "Onlar rahat yüzü görmesin. Behemehal ateşe gireceklerdir" [Its inhabitants will say], "This is a company bursting in with you. No welcome for them. Indeed, they will burn in the Fire." Sayfa 456, Cuz 23, ص, Sad—ص
4030 456 38 60 23 قَالُوا بَلْ أَنتُمْ لَا مَرْحَبًا بِكُمْ ۖ أَنتُمْ قَدَّمْتُمُوهُ لَنَا ۖ فَبِئْسَ الْقَرَارُ ḳâlû bel entüm. lâ merḥabem biküm. entüm ḳaddemtümûhü lenâ. febi'se-lḳarâr. (Onlara uyanlar;) "Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin; bunu başımıza getiren sizsiniz; ne kötü bir duraktır!" derler. They will say, "Nor you! No welcome for you. You, [our leaders], brought this upon us, and wretched is the settlement." Sayfa 456, Cuz 23, ص, Sad—ص
4031 456 38 61 23 قَالُوا رَبَّنَا مَن قَدَّمَ لَنَا هَٰذَا فَزِدْهُ عَذَابًا ضِعْفًا فِي النَّارِ ḳâlû rabbenâ men ḳaddeme lenâ hâẕâ fezidhü `aẕâben ḍi`fen fi-nnâr. Rabbimiz! Bunu kim başımıza getirdiyse, ateşte onun azabını kat kat artır derler. They will say, "Our Lord, whoever brought this upon us - increase for him double punishment in the Fire." Sayfa 456, Cuz 23, ص, Sad—ص
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 457
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
4032 457 38 62 23 وَقَالُوا مَا لَنَا لَا نَرَىٰ رِجَالًا كُنَّا نَعُدُّهُم مِّنَ الْأَشْرَارِ veḳâlû mâ lenâ lâ nerâ ricâlen künnâ ne`uddühüm mine-l'eşrâr. Şöyle derler: "Kendilerini dünyada iken kötü saydığımız kimseleri burada niçin görmüyoruz?" And they will say, "Why do we not see men whom we used to count among the worst? Sayfa 457, Cuz 23, ص, Sad—ص
4033 457 38 63 23 أَتَّخَذْنَاهُمْ سِخْرِيًّا أَمْ زَاغَتْ عَنْهُمُ الْأَبْصَارُ etteḫaẕnâhüm siḫriyyen em zâgat `anhümü-l'ebṣâr. Onları alaya alırdık; yoksa şimdi gözlere görünmezler mi? Is it [because] we took them in ridicule, or has [our] vision turned away from them?" Sayfa 457, Cuz 23, ص, Sad—ص
4034 457 38 64 23 إِنَّ ذَٰلِكَ لَحَقٌّ تَخَاصُمُ أَهْلِ النَّارِ inne ẕâlike leḥaḳḳun teḫâṣumü ehli-nnâr. İşte cehennemliklerin bu şekilde tartışması gerçektir. Indeed, that is truth - the quarreling of the people of the Fire. Sayfa 457, Cuz 23, ص, Sad—ص
4035 457 38 65 23 قُلْ إِنَّمَا أَنَا مُنذِرٌ ۖ وَمَا مِنْ إِلَٰهٍ إِلَّا اللَّهُ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُ ḳul innemâ ene münẕir. vemâ min ilâhin ille-llâhü-lvâḥidü-lḳahhâr. De ki: "Ben sadece bir uyarıcıyım. Gücü her şeye yeten tek Allah'tan başka tanrı yoktur." Say, [O Muhammad], "I am only a warner, and there is not any deity except Allah, the One, the Prevailing. Sayfa 457, Cuz 23, ص, Sad—ص
4036 457 38 66 23 رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا الْعَزِيزُ الْغَفَّارُ rabbü-ssemâvâti vel'arḍi vemâ beynehüme-l`azîzü-lgaffâr. Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi, güçlüdür, çok bağışlayandır. Lord of the heavens and the earth and whatever is between them, the Exalted in Might, the Perpetual Forgiver." Sayfa 457, Cuz 23, ص, Sad—ص
4037 457 38 67 23 قُلْ هُوَ نَبَأٌ عَظِيمٌ ḳul hüve nebeün `ażîm. De ki: "Bu Kuran büyük bir haberdir, ama siz ondan yüz çeviriyorsunuz." Say, "It is great news Sayfa 457, Cuz 23, ص, Sad—ص
4038 457 38 68 23 أَنتُمْ عَنْهُ مُعْرِضُونَ entüm `anhü mü`riḍûn. De ki: "Bu Kuran büyük bir haberdir, ama siz ondan yüz çeviriyorsunuz." From which you turn away. Sayfa 457, Cuz 23, ص, Sad—ص
4039 457 38 69 23 مَا كَانَ لِيَ مِنْ عِلْمٍ بِالْمَلَإِ الْأَعْلَىٰ إِذْ يَخْتَصِمُونَ mâ kâne liye min `ilmim bilmelei-l'a`lâ iẕ yaḫteṣimûn. Onlar tartışırlarken Melei Ala'daki bu olanlar hakkında bir bilgim yoktu. I had no knowledge of the exalted assembly [of angels] when they were disputing [the creation of Adam]. Sayfa 457, Cuz 23, ص, Sad—ص
4040 457 38 70 23 إِن يُوحَىٰ إِلَيَّ إِلَّا أَنَّمَا أَنَا نَذِيرٌ مُّبِينٌ iy yûḥâ ileyye illâ ennemâ ene neẕîrum mübîn. Bana sadece vahyolunuyor; doğrusu ben ancak apaçık bir uyarıcıyım. It has not been revealed to me except that I am a clear warner." Sayfa 457, Cuz 23, ص, Sad—ص

Sayfalar

CSV