4021 |
456 |
38 |
51 |
23 |
مُتَّكِئِينَ فِيهَا يَدْعُونَ فِيهَا بِفَاكِهَةٍ كَثِيرَةٍ وَشَرَابٍ |
müttekiîne fîhâ yed`ûne fîhâ bifâkihetin keŝîrativ veşerâb. |
Orada tahtlara yaslanmış olarak türlü meyveler ve içecekler isterler. |
Reclining within them, they will call therein for abundant fruit and drink. |
Sayfa 456, Cuz 23, ص, Sad—ص |
4022 |
456 |
38 |
52 |
23 |
۞ وَعِندَهُمْ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ أَتْرَابٌ |
ve`indehüm ḳâṣirâtu-ṭṭarfi etrâb. |
Yanlarında, gözlerini eşlerine dikmiş yaşıt güzeller vardır. |
And with them will be women limiting [their] glances and of equal age. |
Sayfa 456, Cuz 23, ص, Sad—ص |
4023 |
456 |
38 |
53 |
23 |
هَٰذَا مَا تُوعَدُونَ لِيَوْمِ الْحِسَابِ |
hâẕâ mâ tû`adûne liyevmi-lḥisâb. |
İşte bu hesap günü için, size söz verilenlerdir. |
This is what you, [the righteous], are promised for the Day of Account. |
Sayfa 456, Cuz 23, ص, Sad—ص |
4024 |
456 |
38 |
54 |
23 |
إِنَّ هَٰذَا لَرِزْقُنَا مَا لَهُ مِن نَّفَادٍ |
inne hâẕâ lerizḳunâ mâ lehû min nefâd. |
Doğrusu, verdiğimiz bu rızıklar tükenecek değildir. |
Indeed, this is Our provision; for it there is no depletion. |
Sayfa 456, Cuz 23, ص, Sad—ص |
4025 |
456 |
38 |
55 |
23 |
هَٰذَا ۚ وَإِنَّ لِلطَّاغِينَ لَشَرَّ مَآبٍ |
hâẕâ. veinne liṭṭâgîne leşerra meâb. |
Bu böyle; ama azgınlara kötü bir gelecek vardır. |
This [is so]. But indeed, for the transgressors is an evil place of return - |
Sayfa 456, Cuz 23, ص, Sad—ص |
4026 |
456 |
38 |
56 |
23 |
جَهَنَّمَ يَصْلَوْنَهَا فَبِئْسَ الْمِهَادُ |
cehennem. yaṣlevnehâ. febi'se-lmihâd. |
Cehenneme girerler; ne kötü bir konaktır! |
Hell, which they will [enter to] burn, and wretched is the resting place. |
Sayfa 456, Cuz 23, ص, Sad—ص |
4027 |
456 |
38 |
57 |
23 |
هَٰذَا فَلْيَذُوقُوهُ حَمِيمٌ وَغَسَّاقٌ |
hâẕâ felyeẕûḳûhü ḥamîmüv vegassâḳ. |
İşte bu kaynar su ve irindir, artık onu tatsınlar. |
This - so let them taste it - is scalding water and [foul] purulence. |
Sayfa 456, Cuz 23, ص, Sad—ص |
4028 |
456 |
38 |
58 |
23 |
وَآخَرُ مِن شَكْلِهِ أَزْوَاجٌ |
veâḫaru min şeklihî ezvâc. |
Bunlara benzer daha başkaları da vardır... |
And other [punishments] of its type [in various] kinds. |
Sayfa 456, Cuz 23, ص, Sad—ص |
4029 |
456 |
38 |
59 |
23 |
هَٰذَا فَوْجٌ مُّقْتَحِمٌ مَّعَكُمْ ۖ لَا مَرْحَبًا بِهِمْ ۚ إِنَّهُمْ صَالُو النَّارِ |
hâẕâ fevcüm muḳteḥimüm me`aküm. lâ merḥabem bihim. innehüm ṣâlü-nnâr. |
(İnkarcıların ileri gelenlerine denir ki;) "İşte şunlar sizinle beraber girecek olanlardır." (Derler ki;) "Onlar rahat yüzü görmesin. Behemehal ateşe gireceklerdir" |
[Its inhabitants will say], "This is a company bursting in with you. No welcome for them. Indeed, they will burn in the Fire." |
Sayfa 456, Cuz 23, ص, Sad—ص |
4030 |
456 |
38 |
60 |
23 |
قَالُوا بَلْ أَنتُمْ لَا مَرْحَبًا بِكُمْ ۖ أَنتُمْ قَدَّمْتُمُوهُ لَنَا ۖ فَبِئْسَ الْقَرَارُ |
ḳâlû bel entüm. lâ merḥabem biküm. entüm ḳaddemtümûhü lenâ. febi'se-lḳarâr. |
(Onlara uyanlar;) "Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin; bunu başımıza getiren sizsiniz; ne kötü bir duraktır!" derler. |
They will say, "Nor you! No welcome for you. You, [our leaders], brought this upon us, and wretched is the settlement." |
Sayfa 456, Cuz 23, ص, Sad—ص |
4031 |
456 |
38 |
61 |
23 |
قَالُوا رَبَّنَا مَن قَدَّمَ لَنَا هَٰذَا فَزِدْهُ عَذَابًا ضِعْفًا فِي النَّارِ |
ḳâlû rabbenâ men ḳaddeme lenâ hâẕâ fezidhü `aẕâben ḍi`fen fi-nnâr. |
Rabbimiz! Bunu kim başımıza getirdiyse, ateşte onun azabını kat kat artır derler. |
They will say, "Our Lord, whoever brought this upon us - increase for him double punishment in the Fire." |
Sayfa 456, Cuz 23, ص, Sad—ص |