Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 345
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
2721 345 23 48 18 فَكَذَّبُوهُمَا فَكَانُوا مِنَ الْمُهْلَكِينَ fekeẕẕebûhümâ fekânû mine-lmühlekîn. Bu yüzden: "Milletleri bize kul iken, bizim gibi iki insana mı inanacağız?" deyip onları yalancı saydılar. Bu yüzden yok edildiler. So they denied them and were of those destroyed. Sayfa 345, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2722 345 23 49 18 وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ لَعَلَّهُمْ يَهْتَدُونَ veleḳad âteynâ mûse-lkitâbe le`allehüm yehtedûn. And olsun ki Musa'ya, doğru yola girsinler diye Kitap verdik. And We certainly gave Moses the Scripture that perhaps they would be guided. Sayfa 345, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2723 345 23 50 18 وَجَعَلْنَا ابْنَ مَرْيَمَ وَأُمَّهُ آيَةً وَآوَيْنَاهُمَا إِلَىٰ رَبْوَةٍ ذَاتِ قَرَارٍ وَمَعِينٍ vece`alne-bne meryeme veümmehû âyetev veâveynâhümâ ilâ rabvetin ẕâti ḳarâriv veme`în. Meryem oğlunu da, annesini de mucize kıldık. Her ikisini de, pınarı bulunan, oturmaya elverişli yüksek bir yere yerleştirdik. And We made the son of Mary and his mother a sign and sheltered them within a high ground having level [areas] and flowing water. Sayfa 345, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2724 345 23 51 18 يَا أَيُّهَا الرُّسُلُ كُلُوا مِنَ الطَّيِّبَاتِ وَاعْمَلُوا صَالِحًا ۖ إِنِّي بِمَا تَعْمَلُونَ عَلِيمٌ yâ eyyühe-rrusülü külû mine-ṭṭayyibâti va`melû ṣâliḥâ. innî bimâ ta`melûne `alîm. Ey Peygamberler! Temiz şeylerden yiyin, yararlı iş işleyin; doğrusu Ben, yaptığınızı bilirim. [Allah said], "O messengers, eat from the good foods and work righteousness. Indeed, I, of what you do, am Knowing. Sayfa 345, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2725 345 23 52 18 وَإِنَّ هَٰذِهِ أُمَّتُكُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً وَأَنَا رَبُّكُمْ فَاتَّقُونِ veinne hâẕihî ümmetüküm ümmetev vâḥidetev veenâ rabbüküm fetteḳûn. Şüphesiz bu Müslümanlık, bir tek din olarak sizin dininizdir ve Ben de Rabbinizim; öyleyse Benden sakının. And indeed this, your religion, is one religion, and I am your Lord, so fear Me." Sayfa 345, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2726 345 23 53 18 فَتَقَطَّعُوا أَمْرَهُم بَيْنَهُمْ زُبُرًا ۖ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَدَيْهِمْ فَرِحُونَ feteḳaṭṭa`û emrahüm beynehüm zübürâ. küllü ḥizbim bimâ ledeyhim feriḥûn. Ama insanlar din konusunda aralarında bölük bölük oldular. Her bölük kendi tuttuğu yoldan memnundur. But the people divided their religion among them into sects - each faction, in what it has, rejoicing. Sayfa 345, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2727 345 23 54 18 فَذَرْهُمْ فِي غَمْرَتِهِمْ حَتَّىٰ حِينٍ feẕerhüm fî gamratihim ḥattâ ḥîn. Onları bir süreye kadar sapıklıklarıyla başbaşa bırak. So leave them in their confusion for a time. Sayfa 345, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2728 345 23 55 18 أَيَحْسَبُونَ أَنَّمَا نُمِدُّهُم بِهِ مِن مَّالٍ وَبَنِينَ eyaḥsebûne ennemâ nümiddühüm bihî mim mâliv vebenîn. Kendilerine mal ve oğullar vermekle, iyiliklerde onlar için acele ettiğimizi mi zannederler? Hayır; farkında değiller. Do they think that what We extend to them of wealth and children Sayfa 345, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2729 345 23 56 18 نُسَارِعُ لَهُمْ فِي الْخَيْرَاتِ ۚ بَل لَّا يَشْعُرُونَ nüsâri`u lehüm fi-lḫayrât. bel lâ yeş`urûn. Kendilerine mal ve oğullar vermekle, iyiliklerde onlar için acele ettiğimizi mi zannederler? Hayır; farkında değiller. Is [because] We hasten for them good things? Rather, they do not perceive. Sayfa 345, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2730 345 23 57 18 إِنَّ الَّذِينَ هُم مِّنْ خَشْيَةِ رَبِّهِم مُّشْفِقُونَ inne-lleẕîne hüm min ḫaşyeti rabbihim müşfiḳûn. Rablerinden korkarak titreyenler, Rablerinin ayetlerine inananlar, Rablerine eş koşmayanlar, Rablerine dönecekleri için kalbleri ürpererek vermeleri gerekeni verenler, işte onlar iyi işlerde yarış ederler, o uğurda ileri geçerler. Indeed, they who are apprehensive from fear of their Lord Sayfa 345, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2731 345 23 58 18 وَالَّذِينَ هُم بِآيَاتِ رَبِّهِمْ يُؤْمِنُونَ velleẕîne hüm biâyâti rabbihim yü'minûn. Rablerinden korkarak titreyenler, Rablerinin ayetlerine inananlar, Rablerine eş koşmayanlar, Rablerine dönecekleri için kalbleri ürpererek vermeleri gerekeni verenler, işte onlar iyi işlerde yarış ederler, o uğurda ileri geçerler. And they who believe in the signs of their Lord Sayfa 345, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2732 345 23 59 18 وَالَّذِينَ هُم بِرَبِّهِمْ لَا يُشْرِكُونَ velleẕîne hüm birabbihim lâ yüşrikûn. Rablerinden korkarak titreyenler, Rablerinin ayetlerine inananlar, Rablerine eş koşmayanlar, Rablerine dönecekleri için kalbleri ürpererek vermeleri gerekeni verenler, işte onlar iyi işlerde yarış ederler, o uğurda ileri geçerler. And they who do not associate anything with their Lord Sayfa 345, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 346
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
2733 346 23 60 18 وَالَّذِينَ يُؤْتُونَ مَا آتَوا وَّقُلُوبُهُمْ وَجِلَةٌ أَنَّهُمْ إِلَىٰ رَبِّهِمْ رَاجِعُونَ velleẕîne yü'tûne mâ âtev veḳulûbühüm veciletün ennehüm ilâ rabbihim râci`ûn. Rablerinden korkarak titreyenler, Rablerinin ayetlerine inananlar, Rablerine eş koşmayanlar, Rablerine dönecekleri için kalbleri ürpererek vermeleri gerekeni verenler, işte onlar iyi işlerde yarış ederler, o uğurda ileri geçerler. And they who give what they give while their hearts are fearful because they will be returning to their Lord - Sayfa 346, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2734 346 23 61 18 أُولَٰئِكَ يُسَارِعُونَ فِي الْخَيْرَاتِ وَهُمْ لَهَا سَابِقُونَ ülâike yüsâri`ûne fi-lḫayrâti vehüm lehâ sâbiḳûn. Rablerinden korkarak titreyenler, Rablerinin ayetlerine inananlar, Rablerine eş koşmayanlar, Rablerine dönecekleri için kalbleri ürpererek vermeleri gerekeni verenler, işte onlar iyi işlerde yarış ederler, o uğurda ileri geçerler. It is those who hasten to good deeds, and they outstrip [others] therein. Sayfa 346, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2735 346 23 62 18 وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَا ۖ وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنطِقُ بِالْحَقِّ ۚ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ velâ nükellifü nefsen illâ vus`ahâ veledeynâ kitâbüy yenṭiḳu bilḥaḳḳi vehüm lâ yużlemûn. Biz herkese ancak gücünün yeteceği kadar yükleriz. Katımızda gerçeği söyleyen bir kitap vardır; onlar haksızlığa uğratılmazlar. And We charge no soul except [with that within] its capacity, and with Us is a record which speaks with truth; and they will not be wronged. Sayfa 346, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2736 346 23 63 18 بَلْ قُلُوبُهُمْ فِي غَمْرَةٍ مِّنْ هَٰذَا وَلَهُمْ أَعْمَالٌ مِّن دُونِ ذَٰلِكَ هُمْ لَهَا عَامِلُونَ bel ḳulûbühüm fî gamratim min hâẕâ velehüm a`mâlüm min dûni ẕâlike hüm lehâ `âmilûn. Ama, kafirlerin kalbleri bundan habersizdir. Bundan başka da onların yapageldikleri işler de vardır. But their hearts are covered with confusion over this, and they have [evil] deeds besides disbelief which they are doing, Sayfa 346, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2737 346 23 64 18 حَتَّىٰ إِذَا أَخَذْنَا مُتْرَفِيهِم بِالْعَذَابِ إِذَا هُمْ يَجْأَرُونَ ḥattâ iẕâ eḫaẕnâ mütrafîhim bil`aẕâbi iẕâ hüm yec'erûn. Sonunda şımarık varlıklılarını azabla yakaladığımız zaman feryat ederler. Until when We seize their affluent ones with punishment, at once they are crying [to Allah] for help. Sayfa 346, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2738 346 23 65 18 لَا تَجْأَرُوا الْيَوْمَ ۖ إِنَّكُم مِّنَّا لَا تُنصَرُونَ lâ tec'erü-lyevme inneküm minnâ lâ tünṣarûn. Onlara şöyle deriz: "Bugün feryat etmeyin, doğrusu katımızdan bir yardım görmezsiniz." Do not cry out today. Indeed, by Us you will not be helped. Sayfa 346, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2739 346 23 66 18 قَدْ كَانَتْ آيَاتِي تُتْلَىٰ عَلَيْكُمْ فَكُنتُمْ عَلَىٰ أَعْقَابِكُمْ تَنكِصُونَ ḳad kânet âyâtî tütlâ `aleyküm feküntüm `alâ a`ḳâbiküm tenkisûn. Ayetlerim size okunduğunda büyüklük taslayıp, gece ağzınıza geleni söyleyerek ardınıza dönüyordunuz. My verses had already been recited to you, but you were turning back on your heels Sayfa 346, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2740 346 23 67 18 مُسْتَكْبِرِينَ بِهِ سَامِرًا تَهْجُرُونَ müstekbirîne bih. sâmiran tehcürûn. Ayetlerim size okunduğunda büyüklük taslayıp, gece ağzınıza geleni söyleyerek ardınıza dönüyordunuz. In arrogance regarding it, conversing by night, speaking evil. Sayfa 346, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون

Sayfalar

CSV