Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 342
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
2681 342 23 8 18 وَالَّذِينَ هُمْ لِأَمَانَاتِهِمْ وَعَهْدِهِمْ رَاعُونَ velleẕîne hüm liemânâtihim ve`ahdihim râ`ûn. Onlar emanetlerini ve sözlerini yerine getirirler. And they who are to their trusts and their promises attentive Sayfa 342, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2682 342 23 9 18 وَالَّذِينَ هُمْ عَلَىٰ صَلَوَاتِهِمْ يُحَافِظُونَ velleẕîne hüm `alâ ṣalevâtihim yüḥâfiżûn. Namazlarına riayet ederler. And they who carefully maintain their prayers - Sayfa 342, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2683 342 23 10 18 أُولَٰئِكَ هُمُ الْوَارِثُونَ ülâike hümü-lvâriŝûn. İşte onlar, temelli kalacakları Firdevs cennetine varis olanlardır. Those are the inheritors Sayfa 342, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2684 342 23 11 18 الَّذِينَ يَرِثُونَ الْفِرْدَوْسَ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ elleẕîne yeriŝûne-lfirdevs. hüm fîhâ ḫâlidûn. İşte onlar, temelli kalacakları Firdevs cennetine varis olanlardır. Who will inherit al-Firdaus. They will abide therein eternally. Sayfa 342, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2685 342 23 12 18 وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ مِن سُلَالَةٍ مِّن طِينٍ veleḳad ḫalaḳne-l'insâne min sülâletim min ṭîn. And olsun ki, insanı süzme çamurdan yarattık. And certainly did We create man from an extract of clay. Sayfa 342, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2686 342 23 13 18 ثُمَّ جَعَلْنَاهُ نُطْفَةً فِي قَرَارٍ مَّكِينٍ ŝümme ce`alnâhü nuṭfeten fî ḳarârim mekîn. Sonra onu nutfe halinde sağlam bir yere yerleştirdik. Then We placed him as a sperm-drop in a firm lodging. Sayfa 342, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2687 342 23 14 18 ثُمَّ خَلَقْنَا النُّطْفَةَ عَلَقَةً فَخَلَقْنَا الْعَلَقَةَ مُضْغَةً فَخَلَقْنَا الْمُضْغَةَ عِظَامًا فَكَسَوْنَا الْعِظَامَ لَحْمًا ثُمَّ أَنشَأْنَاهُ خَلْقًا آخَرَ ۚ فَتَبَارَكَ اللَّهُ أَحْسَنُ الْخَالِقِينَ ŝümme ḫalaḳne-nnuṭfete `aleḳaten feḫalaḳne-l`aleḳate muḍgaten feḫalaḳne-lmuḍgate `iżâmen fekesevne-l`iżâme laḥmâ. ŝümme enşe'nâhü ḫalḳan âḫar. fetebârake-llâhü aḥsenü-lḫâliḳîn. Sonra nutfeyi kan pıhtısına çevirdik, kan pıhtısını bir çiğnemlik et yaptık, bir çiğnemlik etten kemikler yarattık, kemiklere de et giydirdik. Sonra onu başka bir yaratık yaptık: Biçim verenlerin en güzeli olan Allah ne uludur! Then We made the sperm-drop into a clinging clot, and We made the clot into a lump [of flesh], and We made [from] the lump, bones, and We covered the bones with flesh; then We developed him into another creation. So blessed is Allah, the best of creators. Sayfa 342, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2688 342 23 15 18 ثُمَّ إِنَّكُم بَعْدَ ذَٰلِكَ لَمَيِّتُونَ ŝümme inneküm ba`de ẕâlike lemeyyitûn. Sizler, bütün bunlardan sonra ölürsünüz. Then indeed, after that you are to die. Sayfa 342, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2689 342 23 16 18 ثُمَّ إِنَّكُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ تُبْعَثُونَ ŝümme inneküm yevme-lḳiyâmeti tüb`aŝûn. Şüphesiz kıyamet günü tekrar diriltilirsiniz. Then indeed you, on the Day of Resurrection, will be resurrected. Sayfa 342, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2690 342 23 17 18 وَلَقَدْ خَلَقْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعَ طَرَائِقَ وَمَا كُنَّا عَنِ الْخَلْقِ غَافِلِينَ veleḳad ḫalaḳnâ fevḳaküm seb`a ṭarâiḳ. vemâ künnâ `ani-lḫalḳi gâfilîn. And olsun ki, üstünüzde yedi tabaka yarattık. Biz, yarattığımızdan habersiz değiliz. And We have created above you seven layered heavens, and never have We been of [Our] creation unaware. Sayfa 342, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 343
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
2691 343 23 18 18 وَأَنزَلْنَا مِنَ السَّمَاءِ مَاءً بِقَدَرٍ فَأَسْكَنَّاهُ فِي الْأَرْضِ ۖ وَإِنَّا عَلَىٰ ذَهَابٍ بِهِ لَقَادِرُونَ veenzelnâ mine-ssemâi mâem biḳaderin feeskennâhü fi-l'arḍ. veinnâ `alâ ẕehâbim bihî leḳâdirûn. Gökten suyu ölçülü indirdik de, onu yerde durdurduk. Şüphesiz onu gidermeye de kadiriz. And We have sent down rain from the sky in a measured amount and settled it in the earth. And indeed, We are Able to take it away. Sayfa 343, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2692 343 23 19 18 فَأَنشَأْنَا لَكُم بِهِ جَنَّاتٍ مِّن نَّخِيلٍ وَأَعْنَابٍ لَّكُمْ فِيهَا فَوَاكِهُ كَثِيرَةٌ وَمِنْهَا تَأْكُلُونَ feenşe'nâ leküm bihî cennâtim min neḫîliv vea`nâb. leküm fîhâ fevâkihü keŝîratüv veminhâ te'külûn. Onunla, içinde, yediğiniz birçok meyvalar bulunan hurmalık ve üzüm bağları, Tur-i Sina'da yetişen, yiyenlere, yağ ve katık veren zeytin ağacını var ettik. And We brought forth for you thereby gardens of palm trees and grapevines in which for you are abundant fruits and from which you eat. Sayfa 343, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2693 343 23 20 18 وَشَجَرَةً تَخْرُجُ مِن طُورِ سَيْنَاءَ تَنبُتُ بِالدُّهْنِ وَصِبْغٍ لِّلْآكِلِينَ veşeceraten taḫrucü min ṭûri seynâe tembütü biddühni veṣibgil lil'âkilîn. Onunla, içinde, yediğiniz birçok meyvalar bulunan hurmalık ve üzüm bağları, Tur-i Sina'da yetişen, yiyenlere, yağ ve katık veren zeytin ağacını var ettik. And [We brought forth] a tree issuing from Mount Sinai which produces oil and food for those who eat. Sayfa 343, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2694 343 23 21 18 وَإِنَّ لَكُمْ فِي الْأَنْعَامِ لَعِبْرَةً ۖ نُّسْقِيكُم مِّمَّا فِي بُطُونِهَا وَلَكُمْ فِيهَا مَنَافِعُ كَثِيرَةٌ وَمِنْهَا تَأْكُلُونَ veinne leküm fi-l'en`âmi le`ibrah. nüsḳîküm mimmâ fî büṭûnihâ veleküm fîhâ menâfi`u keŝîratüv veminhâ te'külûn. Ehli hayvanlarda size ders vardır; onlardan çıkan sütten size içiririz; onlarda daha birçok menfaatiniz vardır. Onlardan yersiniz. And indeed, for you in livestock is a lesson. We give you drink from that which is in their bellies, and for you in them are numerous benefits, and from them you eat. Sayfa 343, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2695 343 23 22 18 وَعَلَيْهَا وَعَلَى الْفُلْكِ تُحْمَلُونَ ve`aleyhâ ve`ale-lfülki tuḥmelûn. Hem onların ve hem de gemilerin üzerinde taşınırsınız. And upon them and on ships you are carried. Sayfa 343, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2696 343 23 23 18 وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا نُوحًا إِلَىٰ قَوْمِهِ فَقَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُوا اللَّهَ مَا لَكُم مِّنْ إِلَٰهٍ غَيْرُهُ ۖ أَفَلَا تَتَّقُونَ veleḳad erselnâ nûḥan ilâ ḳavmihî feḳâle yâ ḳavmi-`büdü-llâhe mâ leküm min ilâhin gayruh. efelâ tetteḳûn. And olsun ki Nuh'u milletine gönderdik; onlara: "Ey milletim! Allah'a kulluk edin; O'ndan başka tanrınız yoktur; sakınmaz mısınız?" dedi. And We had certainly sent Noah to his people, and he said, "O my people, worship Allah; you have no deity other than Him; then will you not fear Him?" Sayfa 343, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2697 343 23 24 18 فَقَالَ الْمَلَأُ الَّذِينَ كَفَرُوا مِن قَوْمِهِ مَا هَٰذَا إِلَّا بَشَرٌ مِّثْلُكُمْ يُرِيدُ أَن يَتَفَضَّلَ عَلَيْكُمْ وَلَوْ شَاءَ اللَّهُ لَأَنزَلَ مَلَائِكَةً مَّا سَمِعْنَا بِهَٰذَا فِي آبَائِنَا الْأَوَّلِينَ feḳâle-lmeleü-lleẕîne keferû min ḳavmihî mâ hâẕâ illâ beşerum miŝlüküm yürîdü ey yetefeḍḍale `aleyküm. velev şâe-llâhü leenzele melâikeh. mâ semi`nâ bihâẕâ fî âbâine-l'evvelîn. Milletinin inkarcı ileri gelenleri: "Bu, sizin gibi bir insandan başka birşey değildir. Sizden üstün olmak istiyor. Allah dilemiş olsaydı melekler indirirdi. İlk atalarımızdan beri böyle birşey işitmedik. Bu adamda nedense biraz delilik var, bir süreye kadar onu gözetleyin" dediler. But the eminent among those who disbelieved from his people said, "This is not but a man like yourselves who wishes to take precedence over you; and if Allah had willed [to send a messenger], He would have sent down angels. We have not heard of this among our forefathers. Sayfa 343, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2698 343 23 25 18 إِنْ هُوَ إِلَّا رَجُلٌ بِهِ جِنَّةٌ فَتَرَبَّصُوا بِهِ حَتَّىٰ حِينٍ in hüve illâ racülüm bihî cinnetün feterabbeṣû bihî ḥattâ ḥîn. Milletinin inkarcı ileri gelenleri: "Bu, sizin gibi bir insandan başka birşey değildir. Sizden üstün olmak istiyor. Allah dilemiş olsaydı melekler indirirdi. İlk atalarımızdan beri böyle birşey işitmedik. Bu adamda nedense biraz delilik var, bir süreye kadar onu gözetleyin" dediler. He is not but a man possessed with madness, so wait concerning him for a time." Sayfa 343, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2699 343 23 26 18 قَالَ رَبِّ انصُرْنِي بِمَا كَذَّبُونِ ḳâle rabbi-nṣurnî bimâ keẕẕebûn. Nuh: "Rabbim! Beni yalanlamalarına karşılık bana yardım et" dedi. [Noah] said, "My Lord, support me because they have denied me." Sayfa 343, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون
2700 343 23 27 18 فَأَوْحَيْنَا إِلَيْهِ أَنِ اصْنَعِ الْفُلْكَ بِأَعْيُنِنَا وَوَحْيِنَا فَإِذَا جَاءَ أَمْرُنَا وَفَارَ التَّنُّورُ ۙ فَاسْلُكْ فِيهَا مِن كُلٍّ زَوْجَيْنِ اثْنَيْنِ وَأَهْلَكَ إِلَّا مَن سَبَقَ عَلَيْهِ الْقَوْلُ مِنْهُمْ ۖ وَلَا تُخَاطِبْنِي فِي الَّذِينَ ظَلَمُوا ۖ إِنَّهُم مُّغْرَقُونَ feevḥaynâ ileyhi eni-ṣne`i-lfülke bia`yüninâ vevaḥyinâ feiẕâ câe emrunâ vefâra-ttennûru feslük fîhâ min küllin zevceyni-ŝneyni veehleke illâ men sebeḳa `aleyhi-lḳavlü minhüm. velâ tüḫâṭibnî fi-lleẕîne żalemû. innehüm mugraḳûn. Bunun üzerine ona şöyle vahyettik: "Nezaretimiz altında, sana bildirdiğimiz gibi gemiyi yap; buyruğumuz gelip tandırdan sular kaynayınca her cinsten birer çifti ve aleyhine hüküm verilmiş olanın dışında kalan çoluk çocuğunu alıp gemiye bindir. Haksızlık yapanlar için Bana baş vurma, çünkü onlar suda boğulacaklardır." So We inspired to him, "Construct the ship under Our observation, and Our inspiration, and when Our command comes and the oven overflows, put into the ship from each [creature] two mates and your family, except those for whom the decree [of destruction] has proceeded. And do not address Me concerning those who have wronged; indeed, they are to be drowned. Sayfa 343, Cuz 18, المؤمنون, Al-Mumenoon-المؤمنون

Sayfalar

CSV