Rubu 234

 
00:00

vevucûhüy yevmeiẕin `aleyhâ gaberah.

Arapça:

وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌ

Türkçe:

Ve yüzler vardır o gün toza-toprağa bulanmış.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Yüzler de var ki, o gün tozlanmış,

Diyanet Vakfı:

Yine o gün birtakım yüzleri de keder bürümüş,

İngilizce:

And other faces that Day will be dust-stained,

Fransızca:

De même qu'il y aura, ce jour-là, des visages couverts de poussière,

Almanca:

Und es gibt an diesem Tag Gesichter, auf denen Staub ist.

Rusça:

На других же лицах в тот день будет прах,

Açıklama:
 
00:00

terheḳuhâ ḳaterah.

Arapça:

تَرْهَقُهَا قَتَرَةٌ

Türkçe:

Tozu-toprağı da bir is bürümüştür.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Onları karanlık bürümüş,

Diyanet Vakfı:

Hüzünden kapkara kesilmiştir.

İngilizce:

Blackness will cover them:

Fransızca:

recouverts de ténèbres.

Almanca:

Etwas Schwarzes überdeckt sie.

Rusça:

который покроет их мраком.

Açıklama:
 
00:00

ülâike hümü-lkeferatü-lfecerah.

Arapça:

أُولَٰئِكَ هُمُ الْكَفَرَةُ الْفَجَرَةُ

Türkçe:

İşte bunlardır küfre sapanlar, kötülüğe batanlar.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

İşte onlardır kâfirler, haktan sapanlar.

Diyanet Vakfı:

İşte bunlar kafirlerdir, günahkarlardır.

İngilizce:

Such will be the Rejecters of Allah, the doers of iniquity.

Fransızca:

Voilà les infidèles, les libertins.

Almanca:

Diese sind die öffentlich die Verfehlung begehenden Kufr- Betreibenden.

Rusça:

Это будут неверующие грешники.

Açıklama:
 
00:00

iẕe-şşemsü küvvirat.

Arapça:

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ إِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْ

Türkçe:

Güneş büzülüp dürüldüğünde,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Güneş katlanıp dürüldüğünde,

Diyanet Vakfı:

Güneş katlanıp dürüldüğünde,

İngilizce:

When the sun (with its spacious light) is folded up;

Fransızca:

Quand le soleil sera obscurci,

Almanca:

Wenn die Sonne umwunden wird,

Rusça:

Когда солнце будет скручено,

Açıklama:
 
00:00

veiẕe-nnücûmü-nkederat.

Arapça:

وَإِذَا النُّجُومُ انكَدَرَتْ

Türkçe:

Yıldızlar ışıklarını yitirdiğinde,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Yıldızlar bulandığında,

Diyanet Vakfı:

Yıldızlar (kararıp) döküldüğünde,

İngilizce:

When the stars fall, losing their lustre;

Fransızca:

et que les étoiles deviendront ternes,

Almanca:

und wenn die Sterne zerfallen,

Rusça:

когда падут звезды,

Açıklama:
 
00:00

veiẕe-lcibâlü süyyirat.

Arapça:

وَإِذَا الْجِبَالُ سُيِّرَتْ

Türkçe:

Dağlar yürütüldüğünde,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Dağlar yürütüldüğünde,

Diyanet Vakfı:

Dağlar (sallanıp) yürütüldüğünde,

İngilizce:

When the mountains vanish (like a mirage);

Fransızca:

et les montagnes mises en marche,

Almanca:

und wenn die Berge vergangen werden,

Rusça:

когда горы сдвинутся с мест,

Açıklama:
 
00:00

veiẕe-l`işâru `uṭṭilet.

Arapça:

وَإِذَا الْعِشَارُ عُطِّلَتْ

Türkçe:

O bakmaya kıyılmayan develer kendi hallerine bırakıldığında,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Kıyılmaz mallar bırakıldığında,

Diyanet Vakfı:

Gebe develer salıverildiğinde,

İngilizce:

When the she-camels, ten months with young, are left untended;

Fransızca:

et les chamelles à terme , négligées,

Almanca:

und wenn die hochträchtigen Kamelweibchen vernachlässigt werden,

Rusça:

когда верблюдицы на десятом месяце беременности останутся без присмотра,

Açıklama:
 
00:00

veiẕe-lvuḥûşü ḥuşirat.

Arapça:

وَإِذَا الْوُحُوشُ حُشِرَتْ

Türkçe:

Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında,

Diyanet Vakfı:

Vahşi hayvanlar toplanıp bir araya getirildiğinde,

İngilizce:

When the wild beasts are herded together (in the human habitations);

Fransızca:

et les bêtes farouches, rassemblées,

Almanca:

und wenn die wilden Tiere versammelt werden,

Rusça:

когда дикие звери будут собраны,

Açıklama:
 
00:00

veiẕe-lbiḥâru süccirat.

Arapça:

وَإِذَا الْبِحَارُ سُجِّرَتْ

Türkçe:

Denizler kaynatıldığında,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Denizler ateşlendiğinde (suları çekilip, volkanlar halinde ateş püskürdüğünde),

Diyanet Vakfı:

Denizler kaynatıldığında,

İngilizce:

When the oceans boil over with a swell;

Fransızca:

et les mers allumées,

Almanca:

und wenn die Meere angezündet/überflutet werden,

Rusça:

когда моря запылают,

Açıklama:
 
00:00

veiẕe-nnüfûsü züvvicet.

Arapça:

وَإِذَا النُّفُوسُ زُوِّجَتْ

Türkçe:

Benlikler çiftleştirildiğinde,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Nefisler eşleştirildiğinde (iyiler iyilerle, kötüler kötülerle bir araya toplandığında),

Diyanet Vakfı:

Ruhlar (bedenlerle) birleştirildiğinde,

İngilizce:

When the souls are sorted out, (being joined, like with like);

Fransızca:

et les âmes accouplées

Almanca:

und wenn die Seelen (mit ihren Leibern) gepaart werden,

Rusça:

когда души объединятся,

Açıklama:

Sayfalar

Rubu 234 beslemesine abone olun.