
vevucûhüy yevmeiẕin `aleyhâ gaberah.
Arapça:
وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌ
Türkçe:
Ve yüzler vardır o gün toza-toprağa bulanmış.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yüzler de var ki, o gün tozlanmış,
Diyanet Vakfı:
Yine o gün birtakım yüzleri de keder bürümüş,
İngilizce:
And other faces that Day will be dust-stained,
Fransızca:
De même qu'il y aura, ce jour-là, des visages couverts de poussière,
Almanca:
Und es gibt an diesem Tag Gesichter, auf denen Staub ist.
Rusça:
На других же лицах в тот день будет прах,
Açıklama:

terheḳuhâ ḳaterah.
Arapça:
تَرْهَقُهَا قَتَرَةٌ
Türkçe:
Tozu-toprağı da bir is bürümüştür.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onları karanlık bürümüş,
Diyanet Vakfı:
Hüzünden kapkara kesilmiştir.
İngilizce:
Blackness will cover them:
Fransızca:
recouverts de ténèbres.
Almanca:
Etwas Schwarzes überdeckt sie.
Rusça:
который покроет их мраком.
Açıklama:

ülâike hümü-lkeferatü-lfecerah.
Arapça:
أُولَٰئِكَ هُمُ الْكَفَرَةُ الْفَجَرَةُ
Türkçe:
İşte bunlardır küfre sapanlar, kötülüğe batanlar.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İşte onlardır kâfirler, haktan sapanlar.
Diyanet Vakfı:
İşte bunlar kafirlerdir, günahkarlardır.
İngilizce:
Such will be the Rejecters of Allah, the doers of iniquity.
Fransızca:
Voilà les infidèles, les libertins.
Almanca:
Diese sind die öffentlich die Verfehlung begehenden Kufr- Betreibenden.
Rusça:
Это будут неверующие грешники.
Açıklama:

iẕe-şşemsü küvvirat.
Arapça:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ إِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْ
Türkçe:
Güneş büzülüp dürüldüğünde,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Güneş katlanıp dürüldüğünde,
Diyanet Vakfı:
Güneş katlanıp dürüldüğünde,
İngilizce:
When the sun (with its spacious light) is folded up;
Fransızca:
Quand le soleil sera obscurci,
Almanca:
Wenn die Sonne umwunden wird,
Rusça:
Когда солнце будет скручено,
Açıklama:

veiẕe-nnücûmü-nkederat.
Arapça:
وَإِذَا النُّجُومُ انكَدَرَتْ
Türkçe:
Yıldızlar ışıklarını yitirdiğinde,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yıldızlar bulandığında,
Diyanet Vakfı:
Yıldızlar (kararıp) döküldüğünde,
İngilizce:
When the stars fall, losing their lustre;
Fransızca:
et que les étoiles deviendront ternes,
Almanca:
und wenn die Sterne zerfallen,
Rusça:
когда падут звезды,
Açıklama:

veiẕe-lcibâlü süyyirat.
Arapça:
وَإِذَا الْجِبَالُ سُيِّرَتْ
Türkçe:
Dağlar yürütüldüğünde,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Dağlar yürütüldüğünde,
Diyanet Vakfı:
Dağlar (sallanıp) yürütüldüğünde,
İngilizce:
When the mountains vanish (like a mirage);
Fransızca:
et les montagnes mises en marche,
Almanca:
und wenn die Berge vergangen werden,
Rusça:
когда горы сдвинутся с мест,
Açıklama:

veiẕe-l`işâru `uṭṭilet.
Arapça:
وَإِذَا الْعِشَارُ عُطِّلَتْ
Türkçe:
O bakmaya kıyılmayan develer kendi hallerine bırakıldığında,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kıyılmaz mallar bırakıldığında,
Diyanet Vakfı:
Gebe develer salıverildiğinde,
İngilizce:
When the she-camels, ten months with young, are left untended;
Fransızca:
et les chamelles à terme , négligées,
Almanca:
und wenn die hochträchtigen Kamelweibchen vernachlässigt werden,
Rusça:
когда верблюдицы на десятом месяце беременности останутся без присмотра,
Açıklama:

veiẕe-lvuḥûşü ḥuşirat.
Arapça:
وَإِذَا الْوُحُوشُ حُشِرَتْ
Türkçe:
Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında,
Diyanet Vakfı:
Vahşi hayvanlar toplanıp bir araya getirildiğinde,
İngilizce:
When the wild beasts are herded together (in the human habitations);
Fransızca:
et les bêtes farouches, rassemblées,
Almanca:
und wenn die wilden Tiere versammelt werden,
Rusça:
когда дикие звери будут собраны,
Açıklama:

veiẕe-lbiḥâru süccirat.
Arapça:
وَإِذَا الْبِحَارُ سُجِّرَتْ
Türkçe:
Denizler kaynatıldığında,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Denizler ateşlendiğinde (suları çekilip, volkanlar halinde ateş püskürdüğünde),
Diyanet Vakfı:
Denizler kaynatıldığında,
İngilizce:
When the oceans boil over with a swell;
Fransızca:
et les mers allumées,
Almanca:
und wenn die Meere angezündet/überflutet werden,
Rusça:
когда моря запылают,
Açıklama:

veiẕe-nnüfûsü züvvicet.
Arapça:
وَإِذَا النُّفُوسُ زُوِّجَتْ
Türkçe:
Benlikler çiftleştirildiğinde,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Nefisler eşleştirildiğinde (iyiler iyilerle, kötüler kötülerle bir araya toplandığında),
Diyanet Vakfı:
Ruhlar (bedenlerle) birleştirildiğinde,
İngilizce:
When the souls are sorted out, (being joined, like with like);
Fransızca:
et les âmes accouplées
Almanca:
und wenn die Seelen (mit ihren Leibern) gepaart werden,
Rusça:
когда души объединятся,
Açıklama:
Sayfalar
