Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

37

Sûredeki Ayet No: 

168

Ayet No: 

3956

Sayfa No: 

452

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

لَوْ أَنَّ عِندَنَا ذِكْرًا مِّنَ الْأَوَّلِينَ

Çeviriyazı: 

lev enne `indenâ ẕikram mine-l'evvelîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

(Müşrikler) şöyle diyorlardı: "Eğer yanımızda önceki (ümmet)lerden bir kitap olsaydı, elbette biz de Allah'ın ihlas ile seçilmiş kullarından olurduk."

Diyanet İşleri: 

Putperestler: "Öncekilerde olduğu gibi bizde de bir kitap olsaydı, Allah'ın O'na içten bağlanan kulları olurduk" derlerdi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Katımızda evvelkilere ait bir kitap olsaydı.

Şaban Piriş: 

Öncekilerden yanımızda bir zikir/kitap olsaydı.

Edip Yüksel: 

Yanımızda öncekilerden bir uyarı bulunsaydı,

Ali Bulaç: 

”Eğer yanımızda öncekilerden bir zikir (kitap) bulunmuş olsaydı.”

Suat Yıldırım: 

Müşrikler önceleri: “Eğer, derlerdi, daha önceki milletlere verilen kitap gibi bir kitap bizde de olsaydı, Biz de yalnız Allah'a ibadet eden halis kullarından olurduk.” [35,42; 6,156-157]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

37:167

Yaşar Nuri Öztürk: 

Eğer katımızda öncekilere verilenlerden bir öğüt/bir düşündürücü olsaydı,

Bekir Sadak: 

Bir sureye kadar onlara aldiris etme.

İbni Kesir: 

Öncekilerde olduğu gibi bizde de bir zikir bulunsaydı

Adem Uğur: 

Eğer öncekilere verilenlerden bizde de bir kitap olsaydı,

İskender Ali Mihr: 

Keşke bizim yanımızda (elimizde) evvelkilere verilenlerden bir zikir (bir kitap) olsaydı.

Celal Yıldırım: 

37:167

Tefhim ul Kuran: 

«Eğer yanımızda öncekilerden bir zikir (kitap) bulunmuş olsaydı,»

Fransızca: 

"Si nous avions eu un Rappel de [nos] ancêtres,

İspanyolca: 

«Si tuviéramos una amonestación que viniera de los antiguos,

İtalyanca: 

«Se avessimo avuto un monito [tramandatoci] dagli antichi,

Almanca: 

"Verfügten wir doch über eine Ermahnung von den Früheren,

Çince: 

假若我们有古人所遗留的教诲,

Hollandaca: 

Indien wij door een boek met goddelijke openbaringen waren begunstigd geworden, van diegene welke aan de ouden werden geschonken.

Rusça: 

"Если бы у нас было напоминание от первых поколений,

Somalice: 

Hadduu yahay agtanada xuskii (warkii) kuwii hore (Kitaab).

Swahilice: 

Tungeli kuwa na Ukumbusho kama wa watu wa zamani,

Uygurca: 

ئۇلار (يەنى قۇرەيش كۇففارلىرى) ھەمىشە: «ئەگەر بىزدە بۇرۇنقىلارنىڭكىدەك (يەنى ئۆتكەنكى ئۈممەتلەرنىڭ كىتابلىرىدەك) بىر كىتاب بولسا ئىدى. ئەلۋەتتە، اﷲ نىڭ ئىخلاسمەن بەندىلىرى بولاتتۇق» دەيدۇ

Japonca: 

「もしわたしたちが,昔から訓戒を持っていたなら,

Arapça (Ürdün): 

«لو أن عندنا ذكرا» كتابا «من الأولين» أي من كتب الأمم الماضية.

Hintçe: 

कि अगर हमारे पास भी अगले लोगों का तज़किरा (किसी किताबे खुदा में) होता

Tayca: 

“หากว่าเรามีข้อตักเตือน (คัมภีร์) อยู่กับเรา เช่นเดียวกับหมู่ชนในสมัยก่อน ๆ”

İbranice: 

לו הייתה אתנו אזהרה מן הראשונים

Hırvatça: 

"Da smo mi Knjigu imali kao što su je imali narodi prijašnji,

Rumence: 

“Dacă am fi avut o amintire de la cei dintâi,

Transliteration: 

Law anna AAindana thikran mina alawwaleena

Türkçe: 

"Eğer katımızda öncekilere verilenlerden bir öğüt/bir düşündürücü olsaydı,

Sahih International: 

"If we had a message from [those of] the former peoples,

İngilizce: 

If only we had had before us a Message from those of old,

Azerbaycanca: 

“Əgər bizdə əvvəlkilərin kitablarından biri olsa idi,

Süleyman Ateş: 

Eğer yanımızda öncekiler(e gelen Kitap'lar)dan bir uyarı olsaydı.

Diyanet Vakfı: 

"Eğer öncekilere verilenlerden bizde de bir kitap olsaydı",

Erhan Aktaş: 

“Yanımızda öncekilere verilen öğüt(1) gibi bir öğüt olsaydı.”

Kral Fahd: 

Eğer öncekilere verilenlerden bizde de bir kitap olsaydı,

Hasan Basri Çantay: 

«Eğer nezdimizde evvelki (ümmetlere inen) lerden bir kitab olsaydı»,

Muhammed Esed: 

"Eğer atalarımızdan (bu yönde) bir gelenek devralmış olsaydık,

Gültekin Onan: 

&quot

Ali Fikri Yavuz: 

“- Eğer yanımızda evvelkilerin kitablarından bir kitab olsaydı,

Portekizce: 

Se tivéssemos tido alguma mensagem dos primitivos,

İsveççe: 

"Om vi [till stöd] hade haft ett ord från våra förfäders tid,

Farsça: 

اگر نزد ما کتابی چون کتاب های آسمانی پیامبران پیشین بود،

Kürtçe: 

بەڕاستی ئەگەر کتێبێ (ی ئاسمانی وەك کتێبی) پێشینانمان ھەبوایە

Özbekçe: 

«Агар бизнинг ҳузуримизда ҳам аввалгилардан бир эслатма бўлганида.

Malayca: 

"Kalaulah ada di sisi kami Kitab Suci dari (bawaan Rasul-rasul) yang telah lalu

Arnavutça: 

“Sikur të kishim ne Librin që kanë pasur popujt e mëparshëm,

Bulgarca: 

“Ако имахме и ние писание като предците,

Sırpça: 

„Да смо ми имали Књигу као што су је имали претходни народи,

Çekçe: 

'Kdybychom měli nějaké připomenutí od předků svých dávných,

Urduca: 

کہ کاش ہمارے پاس وہ "ذکر" ہوتا جو پچھلی قوموں کو ملا تھا

Tacikçe: 

«Агар аз пешиниён назди мо китобе монда буд,

Tatarca: 

"Әгәр әүвәлге өммәтләргә иңгән китап кеби безгә дә бер китап иңгән булса,

Endonezyaca: 

"Kalau sekiranya di sksi kami ada sebuah kitab dari (kitab-kitab yang diturunkan) kepada orang-orang dahulu,

Amharca: 

«ከቀድሞዎቹ (መጻሕፍት) ገሳጭ መጽሐፍ እኛ ዘንድ በነበረን ኖሮ፤

Tamilce: 

“நிச்சயமாக முன்னோரிடம் இருந்த வேதம் எங்களிடம் இருந்திருந்தால்,

Korece: 

선조들로부터 우리에게 메 세지가 있었다면

Vietnamca: 

“Phải chi chúng tôi có được một Lời Nhắc Nhở (những kinh sách chẳng hạn như Kinh Tawrah) từ những người thời trước,”