Arapça:
لَوْ أَنَّ عِندَنَا ذِكْرًا مِّنَ الْأَوَّلِينَ
Çeviriyazı:
lev enne `indenâ ẕikram mine-l'evvelîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Müşrikler) şöyle diyorlardı: "Eğer yanımızda önceki (ümmet)lerden bir kitap olsaydı, elbette biz de Allah'ın ihlas ile seçilmiş kullarından olurduk."
Diyanet İşleri:
Putperestler: "Öncekilerde olduğu gibi bizde de bir kitap olsaydı, Allah'ın O'na içten bağlanan kulları olurduk" derlerdi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Katımızda evvelkilere ait bir kitap olsaydı.
Şaban Piriş:
Öncekilerden yanımızda bir zikir/kitap olsaydı.
Edip Yüksel:
Yanımızda öncekilerden bir uyarı bulunsaydı,
Ali Bulaç:
”Eğer yanımızda öncekilerden bir zikir (kitap) bulunmuş olsaydı.”
Suat Yıldırım:
Müşrikler önceleri: “Eğer, derlerdi, daha önceki milletlere verilen kitap gibi bir kitap bizde de olsaydı, Biz de yalnız Allah'a ibadet eden halis kullarından olurduk.” [35,42; 6,156-157]
Ömer Nasuhi Bilmen:
37:167
Yaşar Nuri Öztürk:
Eğer katımızda öncekilere verilenlerden bir öğüt/bir düşündürücü olsaydı,
Bekir Sadak:
Bir sureye kadar onlara aldiris etme.
İbni Kesir:
Öncekilerde olduğu gibi bizde de bir zikir bulunsaydı
Adem Uğur:
Eğer öncekilere verilenlerden bizde de bir kitap olsaydı,
İskender Ali Mihr:
Keşke bizim yanımızda (elimizde) evvelkilere verilenlerden bir zikir (bir kitap) olsaydı.
Celal Yıldırım:
37:167
Tefhim ul Kuran:
«Eğer yanımızda öncekilerden bir zikir (kitap) bulunmuş olsaydı,»
Fransızca:
"Si nous avions eu un Rappel de [nos] ancêtres,
İspanyolca:
«Si tuviéramos una amonestación que viniera de los antiguos,
İtalyanca:
«Se avessimo avuto un monito [tramandatoci] dagli antichi,
Almanca:
"Verfügten wir doch über eine Ermahnung von den Früheren,
Çince:
假若我们有古人所遗留的教诲,
Hollandaca:
Indien wij door een boek met goddelijke openbaringen waren begunstigd geworden, van diegene welke aan de ouden werden geschonken.
Rusça:
"Если бы у нас было напоминание от первых поколений,
Somalice:
Hadduu yahay agtanada xuskii (warkii) kuwii hore (Kitaab).
Swahilice:
Tungeli kuwa na Ukumbusho kama wa watu wa zamani,
Uygurca:
ئۇلار (يەنى قۇرەيش كۇففارلىرى) ھەمىشە: «ئەگەر بىزدە بۇرۇنقىلارنىڭكىدەك (يەنى ئۆتكەنكى ئۈممەتلەرنىڭ كىتابلىرىدەك) بىر كىتاب بولسا ئىدى. ئەلۋەتتە، اﷲ نىڭ ئىخلاسمەن بەندىلىرى بولاتتۇق» دەيدۇ
Japonca:
「もしわたしたちが,昔から訓戒を持っていたなら,
Arapça (Ürdün):
«لو أن عندنا ذكرا» كتابا «من الأولين» أي من كتب الأمم الماضية.
Hintçe:
कि अगर हमारे पास भी अगले लोगों का तज़किरा (किसी किताबे खुदा में) होता
Tayca:
“หากว่าเรามีข้อตักเตือน (คัมภีร์) อยู่กับเรา เช่นเดียวกับหมู่ชนในสมัยก่อน ๆ”
İbranice:
לו הייתה אתנו אזהרה מן הראשונים
Hırvatça:
"Da smo mi Knjigu imali kao što su je imali narodi prijašnji,
Rumence:
“Dacă am fi avut o amintire de la cei dintâi,
Transliteration:
Law anna AAindana thikran mina alawwaleena
Türkçe:
"Eğer katımızda öncekilere verilenlerden bir öğüt/bir düşündürücü olsaydı,
Sahih International:
"If we had a message from [those of] the former peoples,
İngilizce:
If only we had had before us a Message from those of old,
Azerbaycanca:
“Əgər bizdə əvvəlkilərin kitablarından biri olsa idi,
Süleyman Ateş:
Eğer yanımızda öncekiler(e gelen Kitap'lar)dan bir uyarı olsaydı.
Diyanet Vakfı:
"Eğer öncekilere verilenlerden bizde de bir kitap olsaydı",
Erhan Aktaş:
“Yanımızda öncekilere verilen öğüt(1) gibi bir öğüt olsaydı.”
Kral Fahd:
Eğer öncekilere verilenlerden bizde de bir kitap olsaydı,
Hasan Basri Çantay:
«Eğer nezdimizde evvelki (ümmetlere inen) lerden bir kitab olsaydı»,
Muhammed Esed:
"Eğer atalarımızdan (bu yönde) bir gelenek devralmış olsaydık,
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
“- Eğer yanımızda evvelkilerin kitablarından bir kitab olsaydı,
Portekizce:
Se tivéssemos tido alguma mensagem dos primitivos,
İsveççe:
"Om vi [till stöd] hade haft ett ord från våra förfäders tid,
Farsça:
اگر نزد ما کتابی چون کتاب های آسمانی پیامبران پیشین بود،
Kürtçe:
بەڕاستی ئەگەر کتێبێ (ی ئاسمانی وەك کتێبی) پێشینانمان ھەبوایە
Özbekçe:
«Агар бизнинг ҳузуримизда ҳам аввалгилардан бир эслатма бўлганида.
Malayca:
"Kalaulah ada di sisi kami Kitab Suci dari (bawaan Rasul-rasul) yang telah lalu
Arnavutça:
“Sikur të kishim ne Librin që kanë pasur popujt e mëparshëm,
Bulgarca:
“Ако имахме и ние писание като предците,
Sırpça:
„Да смо ми имали Књигу као што су је имали претходни народи,
Çekçe:
'Kdybychom měli nějaké připomenutí od předků svých dávných,
Urduca:
کہ کاش ہمارے پاس وہ "ذکر" ہوتا جو پچھلی قوموں کو ملا تھا
Tacikçe:
«Агар аз пешиниён назди мо китобе монда буд,
Tatarca:
"Әгәр әүвәлге өммәтләргә иңгән китап кеби безгә дә бер китап иңгән булса,
Endonezyaca:
"Kalau sekiranya di sksi kami ada sebuah kitab dari (kitab-kitab yang diturunkan) kepada orang-orang dahulu,
Amharca:
«ከቀድሞዎቹ (መጻሕፍት) ገሳጭ መጽሐፍ እኛ ዘንድ በነበረን ኖሮ፤
Tamilce:
“நிச்சயமாக முன்னோரிடம் இருந்த வேதம் எங்களிடம் இருந்திருந்தால்,
Korece:
선조들로부터 우리에게 메 세지가 있었다면
Vietnamca:
“Phải chi chúng tôi có được một Lời Nhắc Nhở (những kinh sách chẳng hạn như Kinh Tawrah) từ những người thời trước,”
Ayet Linkleri: