Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

37

Sûredeki Ayet No: 

106

Ayet No: 

3894

Sayfa No: 

450

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّ هَٰذَا لَهُوَ الْبَلَاءُ الْمُبِينُ

Çeviriyazı: 

inne hâẕâ lehüve-lbelâü-lmübîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı. (dedik)

Diyanet İşleri: 

Doğrusu bu apaçık bir deneme idi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Şüphe yok ki bu, elbette apaçık bir sınamaydı.

Şaban Piriş: 

Bu, elbette apaçık bir imtihandı.

Edip Yüksel: 

Gerçekten bu apaçık bir sınavdı.

Ali Bulaç: 

Doğrusu bu, apaçık bir imtihandı.

Suat Yıldırım: 

Bu, gerçekten pek büyük bir imtihandı. [53,37]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Şüphe yok ki bu, elbette apaçık bir imtihandır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bu, hiç kuşkusuz apaçık imtihanın ta kendisiydi.

Bekir Sadak: 

Ona, iyilerden olan Ishak´i peygamber olarak mujdeledik.

İbni Kesir: 

Muhakkak ki bu, apaçık bir imtihandı.

Adem Uğur: 

Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır.

İskender Ali Mihr: 

Muhakkak ki bu, kesin olarak apaçık bir imtihandır.

Celal Yıldırım: 

Şüphesiz bu, açık bir imtihan idi.

Tefhim ul Kuran: 

Doğrusu bu, apaçık bir imtihandı.

Fransızca: 

C'était là certes, l'épreuve manifeste.

İspanyolca: 

Si, ésta era la prueba manifiesta.

İtalyanca: 

Questa è davvero una prova evidente».

Almanca: 

Gewiß, dies war doch die eindeutige Prüfung.

Çince: 

. 这确是明显的考验。

Hollandaca: 

Waarlijk, dit was eene duidelijke proef.

Rusça: 

Это и есть явное испытание (или явная милость).

Somalice: 

Taasina waa imtixaan muuqda (oo weyn).

Swahilice: 

Hakika haya ni majaribio yaliyo dhaahiri.

Uygurca: 

بۇ ھەقىقەتەن روشەن سىناقتۇر

Japonca: 

これは明らかに試みであった。」

Arapça (Ürdün): 

«إن هذا» الذبح المأمور به «لهو البلاء المبين» أي الاختبار الظاهر.

Hintçe: 

इसमें शक नहीं कि ये यक़ीनी बड़ा सख्त और सरीही इम्तिहान था

Tayca: 

แท้จริง นั่นคือ การทดสอบที่ชัดแจ้งแน่นอน

İbranice: 

זה אכן היה ניסיון בהיר

Hırvatça: 

To je, zaista, bilo očito iskušenje!

Rumence: 

Aceasta a fost încercarea cea fără de tăgadă.”

Transliteration: 

Inna hatha lahuwa albalao almubeenu

Türkçe: 

"Bu, hiç kuşkusuz apaçık imtihanın ta kendisiydi."

Sahih International: 

Indeed, this was the clear trial.

İngilizce: 

For this was obviously a trial-

Azerbaycanca: 

Şübhəsiz ki, bu, açıq-aydın bir imtahan idi.

Süleyman Ateş: 

Gerçekten bu, apaçık bir sınav idi.

Diyanet Vakfı: 

Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır.

Erhan Aktaş: 

Bu, kesin olarak apaçık bir belâdır.(1)

Kral Fahd: 

Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır,

Hasan Basri Çantay: 

Hakıykat, bu, apaçık ve kat´î bir imtihandı.

Muhammed Esed: 

çünkü bu, gerçekten apaçık bir sınama idi.

Gültekin Onan: 

Doğrusu bu, apaçık bir imtihandı.

Ali Fikri Yavuz: 

Muhakkak ki bu, açık bir imtihandı.

Portekizce: 

Certamente que esta foi a verdadeira prova.

İsveççe: 

detta var klart och tydligt en prövning.

Farsça: 

به یقین این همان آزمایش روشن بود.

Kürtçe: 

بێگومان ئەمە تاقیکردنەوەی ئاشکرابوو

Özbekçe: 

Албатта, бу очиқ-ойдин синовнинг айни ўзидир.

Malayca: 

Sesungguhnya perintah ini adalah satu ujian yang nyata;

Arnavutça: 

kjo, me të vërtetë ka qenë një sprovë e qartë!”

Bulgarca: 

Това е явното изпитание.

Sırpça: 

То је, заиста, било очигледно искушење!

Çekçe: 

vždyť byla to jen zjevná zkouška!'

Urduca: 

یقیناً یہ ایک کھلی آزمائش تھی"

Tacikçe: 

Ин озмоише ошкор буд.

Tatarca: 

Аллаһуның изге балаңны корбан итеп чал дигән әмере, әлбәттә, зур һәм авыр сынаудыр.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya ini benar-benar suatu ujian yang nyata.

Amharca: 

ይህ እርሱ በእውነት ግልጽ ፈተና ነው፡፡

Tamilce: 

நிச்சயமாக இதுதான் தெளிவான சோதனையாகும்.

Korece: 

실로 이것은 분명한 하나의시험이었나니

Vietnamca: 

Quả thật đây quả là một cuộc thử thách công khai cho (Ibrahim).