Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

37

Sûredeki Ayet No: 

92

Ayet No: 

3880

Sayfa No: 

449

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

مَا لَكُمْ لَا تَنطِقُونَ

Çeviriyazı: 

mâ leküm lâ tenṭiḳûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

(Cevap vermediklerini görünce de): "Neyiniz var da konuşmuyorsunuz?" (dedi).

Diyanet İşleri: 

O da onların tanrılarına gizlice yönelip: "Sundukları yiyecekleri yemiyor musunuz? Ne o, konuşmuyor musunuz?" dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ne oldu size, niçin konuşmuyorsunuz?

Şaban Piriş: 

Size ne oldu da konuşmuyorsunuz?

Edip Yüksel: 

Neyiniz var, neden konuşmuyorsunuz?

Ali Bulaç: 

“Size ne oluyor ki konuşmuyorsunuz?”

Suat Yıldırım: 

O da çaktırmadan putların yanına sokuldu. Onlara takdim edilmiş öylece duran yemekleri görünce: “Buyursanıza, neden yemiyorsunuz?” Neyiniz var, neden konuşmuyorsunuz?” dedi.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

«Size ne oluyor ki, konuşamıyorsunuz?»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Neniz var ki, konuşmuyorsunuz!

Bekir Sadak: 

Ona duzen kurmak istediler, ama Biz onlari altettik.

İbni Kesir: 

Ne o, konuşmuyor musunuz?

Adem Uğur: 

Neden konuşmuyorsunuz? dedi.

İskender Ali Mihr: 

Yoksa siz konuşmuyor musunuz?

Celal Yıldırım: 

«Neden konuşmuyorsunuz ?» dedi.

Tefhim ul Kuran: 

«Size ne oluyor ki konuşmuyorsunuz?»

Fransızca: 

Qu'avez-vous à ne pas parler ? "

İspanyolca: 

¿Por qué no habláis?»

İtalyanca: 

Che avete, perché non parlate?».

Almanca: 

Wieso gebt ihr von euch keinen Laut?!"

Çince: 

你们怎么不说话呢?

Hollandaca: 

Wat deert u, dat gij niet spreekt?

Rusça: 

Что с вами? Почему вы не разговариваете?

Somalice: 

Maxaad leedihiin oydaan la hadlaynin.

Swahilice: 

Mna nini hata hamsemi?

Uygurca: 

ئىبراھىم ئاستا ئۇلارنىڭ بۇتلىرىنىڭ يېنىغا بېرىپ: «(مەسخىرە قىلىش يۈزىسىدىن، بۇ تاماقتىن) يېمەمسىلەر؟ نېمىشقا گەپ قىلمايسىلەر؟» دېدى

Japonca: 

あなたがたは,どうしてものを言わないのですか。」

Arapça (Ürdün): 

فقال «ما لكم لا تنطقون» فلم يجب.

Hintçe: 

आख़िर तुम खाते क्यों नहीं (अरे तुम्हें क्या हो गया है)

Tayca: 

“ทำไมพวกเจ้าจึงไม่พูดเล่า ?”

İbranice: 

ולמה אינכם מדברים

Hırvatça: 

Šta vam je te ne govorite?"

Rumence: 

Ce aveţi de nu vorbiţi?”

Transliteration: 

Ma lakum la tantiqoona

Türkçe: 

"Neniz var ki, konuşmuyorsunuz!"

Sahih International: 

What is [wrong] with you that you do not speak?"

İngilizce: 

What is the matter with you that ye speak not (intelligently)?

Azerbaycanca: 

Sizə nə olub ki, danışmırsınız?”

Süleyman Ateş: 

Neyiniz var ki konuşmuyorsunuz?

Diyanet Vakfı: 

Neden konuşmuyorsunuz? dedi.

Erhan Aktaş: 

“Neyiniz var? Neden konuşmuyorsunuz?”

Kral Fahd: 

Neden konuşmuyorsunuz? dedi.

Hasan Basri Çantay: 

«Ne oluyor size konuşmuyorsunuz»?!

Muhammed Esed: 

Neyiniz var ki konuşmuyorsunuz?" dedi.

Gültekin Onan: 

&quot

Ali Fikri Yavuz: 

Ne oluyor size, konuşmuyorsunuz?”

Portekizce: 

Por que não falais?

İsveççe: 

Hur är det fatt med er? Och ni svarar ju inte!"

Farsça: 

شما را چه شده که سخن نمی گویید؟

Kürtçe: 

ئەوە چیتانە قسە ناکەن

Özbekçe: 

Сизга нима бўлди?! Гапирмайсизларми?!» деди.

Malayca: 

"Mengapa kamu tidak menjawab?"

Arnavutça: 

Ç’keni, përse nuk flisni?”

Bulgarca: 

Какво ви е, та не говорите?”

Sırpça: 

Шта вам је па не говорите?“

Çekçe: 

a co je s vámi, že nemluvíte?'

Urduca: 

کیا ہو گیا، آپ لوگ بولتے بھی نہیں؟"

Tacikçe: 

Чаро сухан намегӯед?»

Tatarca: 

Сезгә ни булды – сөйләмисез, миңа җавап бирмисез?

Endonezyaca: 

Kenapa kamu tidak menjawab?"

Amharca: 

«የማትናገሩት ለናንተ ምን አላችሁ?»

Tamilce: 

“உங்களுக்கு என்ன ஏற்பட்டது? நீங்கள் ஏன் பேசுவதில்லை?”

Korece: 

말을 하지 않는데 어떤 일이 있었느뇨

Vietnamca: 

“Có chuyện gì với các ngươi, sao các ngươi không nói chuyện?”