Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

37

Sûredeki Ayet No: 

58

Ayet No: 

3846

Sayfa No: 

448

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

أَفَمَا نَحْنُ بِمَيِّتِينَ

Çeviriyazı: 

efemâ naḥnü bimeyyitîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Nasılmış bak. Biz ilk ölümümüzden başka bir daha ölmeyecek miymişiz? Biz azaba uğratılmayacak mıymışız?

Diyanet İşleri: 

Birinci ölümden sonra bir daha ölmeyeceğiz değil mi? Azap da görmeyeceğiz ha?

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Biz artık ölmeyecek değil miyiz?

Şaban Piriş: 

Şimdi, artık biz ölmeyeceğiz değil mi?

Edip Yüksel: 

(Sana göre), biz öldüğümüzde,

Ali Bulaç: 

Nasıl, biz ölecek olanlar değil miymişiz?

Suat Yıldırım: 

Sonra cennetteki arkadaşlarına dönerek: “O ilk ölümümüzden sonra artık bize burada ölüm olmayacak değil mi, o azap bize hiç ulaşmayacak değil mi? Ne güzel! Şükürler olsun! İşte kurtuluş, işte büyük başarı diye buna derler. Çalışanlar, asıl, böyle bir başarı elde etmek için çalışsınlar!”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(O cennetteki zât diyecektir ki) «Değil mi biz (artık) ölüler olmayacağız?»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Peki, biz artık ölmeyecek miyiz?

Bekir Sadak: 

O, cehennemin dibinde cikan bir agactir.

İbni Kesir: 

Biz, bir daha ölmeyeceğiz değil mi?

Adem Uğur: 

Birinci ölümümüz hariç, bir daha biz ölmeyecek miyiz?

İskender Ali Mihr: 

Artık biz (bir daha) ölecek değiliz, öyle değil mi?

Celal Yıldırım: 

(58-59) (Onlar artık o gün) biz birinci ölümümüzden başka bir daha ölmeyeceğiz ve biz azaba da uğratılmayacağız değil mi ? (Derler.)

Tefhim ul Kuran: 

«Nasıl, biz ölecek olanlar değil miymişiz?»

Fransızca: 

N'est-il pas vrai que nous ne mourrons

İspanyolca: 

Pues ¡que! ¿No hemos muerto

İtalyanca: 

Siamo dunque morti

Almanca: 

Werden wir etwa nicht sterben

Çince: 

我们不是再死的吗?

Hollandaca: 

Zullen wij een anderen dan onzen eersten dood sterven?

Rusça: 

Неужели мы никогда не умрем

Somalice: 

(Waxayna dhahaan ehelu jannuhu) miyeynaandhimaneynin.

Swahilice: 

Je! Sisi hatutakufa,

Uygurca: 

تۇنجى ئۆلگىنىمىزدىن باشقا ئۆلمەمدۇق؟ ئازابقا دۇچار بولمامدۇق

Japonca: 

「わたしたち(楽園の仲間)は,最初の死だけでまた,

Arapça (Ürdün): 

«أفما نحن بميتين».

Hintçe: 

(अब बताओ) क्या (मैं तुम से न कहता था) कि हम को इस पहली मौत के सिवा फिर मरना नहीं है

Tayca: 

“ดังนั้น เราจะไม่ตาย

İbranice: 

(ואז הוא יגיד אל חבריו) 'האם אנחנו לא נטעם עוד מוות

Hırvatça: 

A mi, je li, više nećemo umirati?

Rumence: 

Nu suntem, aşadar, morţi?

Transliteration: 

Afama nahnu bimayyiteena

Türkçe: 

"Peki, biz artık ölmeyecek miyiz?"

Sahih International: 

Then, are we not to die

İngilizce: 

Is it (the case) that we shall not die,

Azerbaycanca: 

Biz artıq ölməyəcəyik, elə deyilmi?

Süleyman Ateş: 

Biz bir daha ölmeyecek miyiz der.

Diyanet Vakfı: 

Birinci ölümümüz hariç, bir daha biz ölmeyecek miyiz?

Erhan Aktaş: 

“Biz artık bir daha ölmeyeceğiz, öyle değil mi?”

Kral Fahd: 

Bir daha biz ölmeyecek değil miyiz?

Hasan Basri Çantay: 

(58-59) «(Bak), biz ilk ölümümüzden başka bir daha ölmeyecek, biz azaba da uğratılmayacak değil miymişiz?»

Muhammed Esed: 

Ama sonra, (ey cennetteki arkadaşlarım,) biz gerçekten (bir daha) ölmeyeceğiz,

Gültekin Onan: 

37:57

Ali Fikri Yavuz: 

(İşte bak), biz dünyadaki ilk ölümümüzden başka bir daha ölecek değiliz

Portekizce: 

(Os bem-aventurados dirão): Não é, acaso, certo que não morreremos,

İsveççe: 

[Och han fortsätter:] "Vi skall alltså inte dö [på nytt]

Farsça: 

[آن گاه به دوستان بهشتی خود می گوید:] آیا ما [برای همیشه در بهشتیم و] هرگز نمی میریم؟

Kürtçe: 

دەی ئایا ئێمە نامرین؟!

Özbekçe: 

Биз ўлгувчи эмас эканмизми?!

Malayca: 

(Kemudian ia berkata kepada rakan-rakanya yang sedang menikmati kesenangan di Syurga bersama): " Bukankah kita (setelah mendapat nikmat-nikmat ini) tidak akan mati lagi, -

Arnavutça: 

E për ne, nuk do të ketë më vdekje,

Bulgarca: 

А нали ние [вярващите] не ще умрем

Sırpça: 

А ми више нећемо никад да умиремо?

Çekçe: 

Což vskutku již nezemřeme,

Urduca: 

اچھا تو کیا اب ہم مرنے والے نہیں ہیں؟

Tacikçe: 

Оё моро марге нест,

Tatarca: 

Мөэминнәр җәннәттә бер-берсенә әйтешерләр: "Без җәннәттә тагын үлмәбезме?

Endonezyaca: 

Maka apakah kita tidak akan mati?,

Amharca: 

(የገነት ሰዎች ይላሉ) «እኛ የምንሞት አይደለንምን?

Tamilce: 

“ஆக, (இந்த சொர்க்க வாழ்க்கையில்) நாங்கள் மரணிப்பவர்களாக இல்லையே!”

Korece: 

우리가 죽지 아니할 것이라 는 것은 그와 같지 않느뇨

Vietnamca: 

“Chúng tôi (cư dân Thiên Đàng) sẽ không còn đối mặt với cái chết nữa?”