Arapça:
وَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ يَتَسَاءَلُونَ
Çeviriyazı:
veaḳbele ba`ḍuhüm `alâ ba`ḍiy yetesâelûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar, birbirine dönmüş soruşuyorlar.
Diyanet İşleri:
Birbirlerine dönüp soruşurlar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve bir kısmı, bir kısmına yönelir de, birbirlerini sorumlu sayarlar.
Şaban Piriş:
Birbirlerine dönüp, sorarlar.
Edip Yüksel:
Dönüp birbirlerini sorgularlar.
Ali Bulaç:
Kimi kimine yönelmiş olarak birbirlerine soruyorlar:
Suat Yıldırım:
Birbirlerine dönüp itham ederek karşılıklı soru yöneltirler. [40,47-48; 34,31-33]
Ömer Nasuhi Bilmen:
37:26
Yaşar Nuri Öztürk:
Birbirlerine dönerek bir şeyler sorup duruyorlar.
Bekir Sadak:
O gun hepsi azabda birlesirler.
İbni Kesir:
Bir kısmı bir kısmına dönerek soruştururlar.
Adem Uğur:
(İşte bu duruma düştükleri vakit) onlardan bir kısmı, diğerlerine yönelir, birbirlerini sorumlu tutmaya çalışırlar.
İskender Ali Mihr:
Ve karşılıklı yönelip birbirlerine (hesap) sorarlar.
Celal Yıldırım:
Birbirlerine yönelip soruşturmaya başlarlar:
Tefhim ul Kuran:
Kimi kimine yönelmiş olarak birbirlerine soruyorlar:
Fransızca:
et les uns se tourneront vers les autres s'interrogeant mutuellement;
İspanyolca:
Y se volverán unos a otros para preguntarse.
İtalyanca:
e si rivolgeranno gli uni agli altri interrogandosi.
Almanca:
Und die einen von ihnen wandten sich zu den anderen hin und fragten,
Çince:
于是他们大家走向前来,互相谈论,
Hollandaca:
En zij zullen elkander naderen en onder elkander twisten.
Rusça:
Они будут обращаться друг к другу с вопросами.
Somalice:
Wuxuu qaabilay qaarkood qaarko kale iyago wax iswarsan.
Swahilice:
Watakabiliana wao kwa wao kuulizana.
Uygurca:
ئۇلار بىر - بىرىگە قاراپ مۇنازىرىلىشىدۇ
Japonca:
かれらは互いに近づき尋ね合う。
Arapça (Ürdün):
«وأقبل بعضهم على بعض يتساءلون» يتلاومون ويتخاصمون.
Hintçe:
और एक दूसरे की तरफ मुतावज्जे होकर बाहम पूछताछ करेंगे
Tayca:
และบางคนในหมู่พวกเขาจะหันมาหากัน ไต่ถามซึ่งกันและกัน
İbranice:
הם יפנו זה אל זה, וישאלו זה את זה
Hırvatça:
i pristupit će jedni drugima raspitujući se.
Rumence:
Se vor întoarce unii către alţii întrebându-se,
Transliteration:
Waaqbala baAAduhum AAala baAAdin yatasaaloona
Türkçe:
Birbirlerine dönerek bir şeyler sorup duruyorlar.
Sahih International:
And they will approach one another blaming each other.
İngilizce:
And they will turn to one another, and question one another.
Azerbaycanca:
Onların bir qismi (tabe olanlar) digəri (öz başçıları) ilə çənə-boğaz olmağa başlayacaq.
Süleyman Ateş:
Birbirlerine döndüler, soruyorlar.
Diyanet Vakfı:
(İşte bu duruma düştükleri vakit) onlardan bir kısmı, diğerlerine yönelir, birbirlerini sorumlu tutmaya çalışırlar.
Erhan Aktaş:
Karşılıklı olarak birbirlerini suçluyorlar.
Kral Fahd:
(İşte bu duruma düştükleri vakit) onlardan bir kısmı, diğerlerine yönelir, birbirlerini sorumlu tutmaya çalışırlar.
Hasan Basri Çantay:
Onlardan kimi kimine yönelib birbirini mes´ûl tutmıya kalkışırlar.
Muhammed Esed:
fakat (çok geç kaldıklarından) birbirlerine dönüp bakacaklar ve birbirlerinden (geçmiş günahlarının yükünü hafifletmelerini) isteyecekler.
Gültekin Onan:
Kimi kimine yönelmiş olarak birbirlerine soruyorlar:
Ali Fikri Yavuz:
Onlar birbirlerini suçlayıb çekişirler.
Portekizce:
E começarão a reprovar-se reciprocamente.
İsveççe:
Men de närmar sig varandra och var och en försöker lägga över ansvaret [för sin synd] på en annan.
Farsça:
به یکدیگر رو کرده از هم می پرسند: [این چه وضعی است؟]
Kürtçe:
و (لەو ڕۆژەدا) ڕوو دەکەنە یەکترو پرسیار لەیەکتر دەکەن
Özbekçe:
Улар бир-бирларига савол берурлар.
Malayca:
Dan masing-masing pun mengadap satu sama lain, sambil kata mengata dan cela mencela.
Arnavutça:
e do t’i afrohen njëri-tjetrit dhe do të bëjnë pyetje mes veti;
Bulgarca:
Ще се обръщат един към друг и взаимно ще се обвиняват.
Sırpça:
И приступиће пребацивајући једни другима.
Çekçe:
a jeden k druhému se obracejí a vyptávají se.
Urduca:
اس کے بعد یہ ایک دوسرے کی طرف مڑیں گے اور باہم تکرار شروع کر دیں گے
Tacikçe:
Ва он гоҳ рӯй ба якдигар кунанд ва бипурсанд.
Tatarca:
Вә алар бер-берсен ґәепләп шелтә кылырлар.
Endonezyaca:
Sebahagian dan mereka menghadap kepada sebahagian yang lain berbantah-bantahan.
Amharca:
የሚወቃቀሱም ሆነው ከፊላቸው በከፊሉ ላይ ይመጣሉ፡፡
Tamilce:
இன்னும், அவர்களில் சிலர், சிலரை முன்னோக்கி (தங்களது இறுதி தங்குமிடத்தைப் பற்றி) விசாரித்துக் கொள்வார்கள்.
Korece:
그들은 서로 다가서며 서로 가 서로에게 질문하더라
Vietnamca:
Rồi chúng quay lại trách móc nhau.
Ayet Linkleri: