
feṣabbe `aleyhim rabbüke sevṭa `aẕâb.
Arapça:
فَصَبَّ عَلَيْهِمْ رَبُّكَ سَوْطَ عَذَابٍ
Türkçe:
Bu yüzden Rabbin, üzerlerine azap kamçısını yağdırıverdi.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bu yüzden Rabbin onların üstüne azap kamçısı yağdırdı.
Diyanet Vakfı:
Bu yüzden Rabbin onların üstüne azap kamçısı yağdırdı.
İngilizce:
Therefore did thy Lord pour on them a scourge of diverse chastisements:
Fransızca:
Donc, ton Seigneur déversa sur eux un fouet du châtiment.
Almanca:
dann über sie dein HERR eine Mischung von Peinigung ergoß?!
Rusça:
Тогда твой Господь пролил на них бич мучений.
Açıklama:

inne rabbeke lebilmirṣâd.
Arapça:
إِنَّ رَبَّكَ لَبِالْمِرْصَادِ
Türkçe:
Çünkü Rabbin tam gözetleme yerindedir/tam bir biçimde gözetlemektedir.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kuşkusuz Rabbin her an gözetlemededir.
Diyanet Vakfı:
Çünkü Rabbin (her an) gözetlemededir.
İngilizce:
For thy Lord is (as a Guardian) on a watch-tower.
Fransızca:
Car ton Seigneur demeure aux aguets.
Almanca:
Gewiß, dein HERR ist doch wachend.
Rusça:
Воистину, твой Господь - в засаде.
Açıklama:

feemme-l'insânü iẕâ me-btelâhü rabbühû feekramehû vene``amehû feyeḳûlü rabbî ekramen.
Arapça:
فَأَمَّا الْإِنسَانُ إِذَا مَا ابْتَلَاهُ رَبُّهُ فَأَكْرَمَهُ وَنَعَّمَهُ فَيَقُولُ رَبِّي أَكْرَمَنِ
Türkçe:
İnsan böyledir; Rabbi kendisini deneyip de ona cömert davranır, nimet yağdırırsa: "Rabbim bana ikramda bulundu!" der.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ama insan, her ne zaman Rabbi onu sınayıp da ikramda bulunur, nimet verirse, "Rabbim bana ikram etti." der.
Diyanet Vakfı:
İnsan var ya, Rabbi kendisini imtihan edip de ikramda bulunduğunda ve bol nimet verdiğinde "Rabbim bana ikram etti" der.
İngilizce:
Now, as for man, when his Lord trieth him, giving him honour and gifts, then saith he, (puffed up), "My Lord hath honoured me."
Fransızca:
Quant à l'homme, lorsque son Seigneur l'éprouve en l'honorant et en le comblant de bienfaits, il dit : "Mon Seigneur m'a honoré".
Almanca:
Also hinsichtlich des Menschen, wenn ER ihn prüft und ihm Würde und Wohltat erweist, so sagt er: "Mein HERR erwies mir Würde."
Rusça:
Когда Господь испытывает человека, оказывая ему милость и одаряя его благами, тот говорит: "Господь мой почтил меня!"
Açıklama:

veemmâ iẕâ me-btelâhü feḳadera `aleyhi rizḳahû feyeḳûlü rabbî ehânen.
Arapça:
وَأَمَّا إِذَا مَا ابْتَلَاهُ فَقَدَرَ عَلَيْهِ رِزْقَهُ فَيَقُولُ رَبِّي أَهَانَنِ
Türkçe:
Ama Rabbi onu sıkıntıya uğratıp rızkını ölçüye bağlarsa: "Rabbim bana ihanet etti!" der.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ama her ne zaman da sınayıp rızkını daraltırsa, o vakit de, "Rabbim beni zillete düşürdü." der.
Diyanet Vakfı:
Onu imtihan edip rızkını daralttığında ise "Rabbim beni önemsemedi" der.
İngilizce:
But when He trieth him, restricting his subsistence for him, then saith he (in despair), "My Lord hath humiliated me!"
Fransızca:
Mais par contre, quand Il l'éprouve en lui restreignant sa subsistance, il dit : "Mon Seigneur m'a avili".
Almanca:
Und hinsichtlich dessen, wenn ER ihn prüft und ihm sein Rizq wenig macht, so sagt er: "Mein HERR erniedrigte mich."
Rusça:
Когда же Он испытывает его, ограничивая его в пропитании, тот говорит: "Господь мой унизил меня!"
Açıklama:

kellâ bel lâ tükrimûne-lyetîm.
Arapça:
كَلَّا ۖ بَل لَّا تُكْرِمُونَ الْيَتِيمَ
Türkçe:
Doğrusu şu ki, siz yetime ikramda bulunmuyorsunuz.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hayır hayır, doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz.
Diyanet Vakfı:
Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz,
İngilizce:
Nay, nay! but ye honour not the orphans!
Fransızca:
Mais non ! C'est vous plutôt, qui n'êtes pas généreux envers les orphelins;
Almanca:
Gewiß, nein! Sondern ihr erweist dem Waisen keineWürde,
Rusça:
Вовсе нет! Вы сами не почитаете сироту,
Açıklama:

velâ teḥâḍḍûne `alâ ṭa`âmi-lmiskîn.
Arapça:
وَلَا تَحَاضُّونَ عَلَىٰ طَعَامِ الْمِسْكِينِ
Türkçe:
Yoksulun doyurulmasını teşvik etmiyorsunuz.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Birbirinizi yoksulu yedirmeye teşvik etmiyorsunuz.
Diyanet Vakfı:
Yoksulu yedirmeye birbirinizi teşvik etmiyorsunuz,
İngilizce:
Nor do ye encourage one another to feed the poor!-
Fransızca:
qui ne vous incitez pas mutuellement à nourrir le pauvre,
Almanca:
und ihr spornt zum Speisen des Bedürftigen nicht an,
Rusça:
не побуждаете друг друга кормить бедняка,
Açıklama:

vete'külûne-ttürâŝe eklel lemmâ.
Arapça:
وَتَأْكُلُونَ التُّرَاثَ أَكْلًا لَّمًّا
Türkçe:
Mirası derleyip toplayıp yiyorsunuz.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Oysa mirası öyle bir yiyorsunuz ki, haramhelal gözetmeden.
Diyanet Vakfı:
Haram helal demeden mirası yiyorsunuz.
İngilizce:
And ye devour inheritance - all with greed,
Fransızca:
qui dévorez l'héritage avec une avidité vorace,
Almanca:
und ihr verzehrt die Erbschaft im vollständigen Verzehren,
Rusça:
жадно пожираете наследство
Açıklama:

vetüḥibbûne-lmâle ḥubben cemmâ.
Arapça:
وَتُحِبُّونَ الْمَالَ حُبًّا جَمًّا
Türkçe:
Malı, devşirip depolatacak bir sevgiyle seviyorsunuz.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Malı öyle bir seviyorsunuz ki, yığmacasına.
Diyanet Vakfı:
Malı aşırı biçimde seviyorsunuz.
İngilizce:
And ye love wealth with inordinate love!
Fransızca:
et aimez les richesses d'un amour sans bornes.
Almanca:
und ihr liebt das Vermögen in übergroßer Liebe.
Rusça:
и страстно любите богатство.
Açıklama:

kellâ iẕâ dükketi-l'arḍu dekken dekkâ.
Arapça:
كَلَّا إِذَا دُكَّتِ الْأَرْضُ دَكًّا دَكًّا
Türkçe:
İş böyle gitmeyecektir! Yer birbirine çarpılıp dümdüz hale getirildiğinde,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hayır hayır, yer birbiri ardınca sarsılıp dümdüz olduğu zaman,
Diyanet Vakfı:
Ama yeryüzü parça parça döküldüğü,
İngilizce:
Nay! When the earth is pounded to powder,
Fransızca:
Prenez garde ! Quand la terre sera complètement pulvérisée,
Almanca:
Gewiß, nein! Wenn die Erde im Zerstampfen nach Zerstampfen zerstampft wird,
Rusça:
Но нет! Когда земля превратится в пыль
Açıklama:

vecâe rabbüke velmelekü ṣaffen ṣaffâ.
Arapça:
وَجَاءَ رَبُّكَ وَالْمَلَكُ صَفًّا صَفًّا
Türkçe:
Rabbin gelip melekler saf saf dizildiğinde,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Rabbinin emri gelip melekler sıra sıra dizildiği zaman,
Diyanet Vakfı:
Rabbin(in emri) geldiği ve melekler saf saf dizildiği zaman (her şey ortaya çıkacaktır).
İngilizce:
And thy Lord cometh, and His angels, rank upon rank,
Fransızca:
et que ton Seigneur viendra ainsi que les Anges, rang par rang,
Almanca:
und (die Anweisung) deines HERRN und die Engel in Reihen gereiht kamen,
Rusça:
и твой Господь придет с ангелами, выстроившимися рядами,
Açıklama:
Sayfalar
