Hizb 27

veḳul innî ene-nneẕîru-lmübîn.

Türkçe:
Ve de ki: "Ben, evet ben, apaçık konuşan bir uyarıcıyım!"
İngilizce:
And say: "I am indeed he that warneth openly and without ambiguity,"-
Fransızca:
Et dis : "Je suis l'avertisseur évident" (d'un châtiment),
Almanca:
Und sag: "Gewiß, ich bin der erläuternde Warner!"
Rusça:
и говори: "Воистину, я - всего лишь предостерегающий и разъясняющий увещеватель".
Arapça:
وَقُلْ إِنِّي أَنَا النَّذِيرُ الْمُبِينُ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
De ki: "Şüphesiz ben apaçık bir uyarıcıyım."
Diyanet Vakfı:
De ki: Şüphesiz ben apaçık bir uyarıcıyım.

kemâ enzelnâ `ale-lmuḳtesimîn.

Türkçe:
Aynı şekilde, o bölücülere/yemin edip duranlara da beyyineler indirmiştik.
İngilizce:
(Of just such wrath) as We sent down on those who divided (Scripture into arbitrary parts),-
Fransızca:
De même que Nous avons fait descendre [le châtiment] sur ceux qui ont juré (entre eux) ,
Almanca:
(WIR offenbarten dir) wie WIR (den Gesandten) derjenigen Einteilenden hinabsandten,
Rusça:
Мы также ниспослали его (наказание) разделяющим,
Arapça:
كَمَا أَنزَلْنَا عَلَى الْمُقْتَسِمِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(İnanmazsanız başınıza) tıpkı o taksimcilere (yahudi ve hıristiyanlara) indirdiğimiz azap gibi (bir azab inecektir).
Diyanet Vakfı:
Nitekim biz, (Kur'an'ı) kısımlara ayıranlara azabı indirmişizdir.

elleẕîne ce`alü-lḳur'âne `iḍîn.

Türkçe:
Onlar ki Kur'an'ı parça parça/bölük bölük/falcılık aracı yaptılar.
İngilizce:
(So also on such) as have made Qur'an into shreds (as they please).
Fransızca:
ceux qui ont fait du Coran des fractions diverses, (pour créer des doutes).
Almanca:
die den Quran in Teile einteilten.
Rusça:
которые поделили Коран на части (уверовали в одну его часть и отвергли другую его часть).
Arapça:
الَّذِينَ جَعَلُوا الْقُرْآنَ عِضِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar, Kur'ân'ın bir kısmına inanıp bir kısmına inanmayarak onu kısım kısım böldüler.
Diyanet Vakfı:
Onlar, Kur'an'ı bölüp ayıranlardır.

feverabbike lenes'elennehüm ecme`în.

Türkçe:
Rabbine yemin olsun ki, biz onları toplu halde sorgu suale çekeceğiz/hepsinden mutlaka hesap soracağız;
İngilizce:
Therefore, by the Lord, We will, of a surety, call them to account,
Fransızca:
Par ton Seigneur ! Nous les interrogerons tous
Almanca:
Bei deinem HERRN! WIR werden sie doch zur Rechenschaft ziehen, allesamt,
Rusça:
Клянусь твоим Господом! Мы непременно всех их спросим
Arapça:
فَوَرَبِّكَ لَنَسْأَلَنَّهُمْ أَجْمَعِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Rabbin hakkı için biz, mutlaka onların hepsini yaptıklarından dolayı hesaba çekeceğiz.
Diyanet Vakfı:
Rabbin hakkı için, mutlaka onların hepsini sorguya çekeceğiz.

`ammâ kânû ya`melûn.

Türkçe:
Yapıp ettiklerinden...
İngilizce:
For all their deeds.
Fransızca:
sur ce qu'ils oeuvraient.
Almanca:
über das, was sie zu tun pflegten.
Rusça:
о том, что они совершали.
Arapça:
عَمَّا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Rabbin hakkı için biz, mutlaka onların hepsini yaptıklarından dolayı hesaba çekeceğiz.
Diyanet Vakfı:
Yaptıklarından dolayı.

faṣda` bimâ tü'meru vea`riḍ `ani-lmüşrikîn.

Türkçe:
Emrolunduğun şeyi, kafalarını çatlatırcasına tebliğ et; şirke bulaşmışlara aldırma.
İngilizce:
Therefore expound openly what thou art commanded, and turn away from those who join false gods with Allah.
Fransızca:
Expose donc clairement ce qu'on t'a commandé et détourne-toi des associateurs.
Almanca:
So verkünde, was dir geboten wurde, und meide die Muschrik.
Rusça:
Провозгласи то, что тебе велено, и отвернись от многобожников.
Arapça:
فَاصْدَعْ بِمَا تُؤْمَرُ وَأَعْرِضْ عَنِ الْمُشْرِكِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Şimdi sen emrolunduğunu açıkça tebliğ et. Müşriklerden yüz çevir.
Diyanet Vakfı:
Sana emrolunanı açıkça söyle ve ortak koşanlardan yüz çevir!

innâ kefeynâke-lmüstehziîn.

Türkçe:
Alay edip eğlenenlere karşı biz sana yeteriz.
İngilizce:
For sufficient are We unto thee against those who scoff,-
Fransızca:
Nous t'avons effectivement défendu vis-à-vis des railleurs.
Almanca:
Gewiß, WIR haben an deiner Stelle die Verspottenden abgewehrt,
Rusça:
Воистину, Мы избавили тебя от насмехавшихся,
Arapça:
إِنَّا كَفَيْنَاكَ الْمُسْتَهْزِئِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Muhakkak ki alay edenlere karşı biz sana yeteriz.
Diyanet Vakfı:
(Seninle) alay edenlere karşı biz sana yeteriz.

elleẕîne yec`alûne me`a-llâhi ilâhen âḫar. fesevfe ya`lemûn.

Türkçe:
Allah ile beraber başka tanrılar benimseyenler yakında bilecekler.
İngilizce:
Those who adopt, with Allah, another god: but soon will they come to know.
Fransızca:
Ceux qui associent à Allah une autre divinité. Mais ils sauront bientôt.
Almanca:
diejenigen, die neben ALLAH eine andere Gottheit einsetzen. Diese werden es noch wissen.
Rusça:
которые наряду с Аллахом признают других богов. Но скоро они узнают.
Arapça:
الَّذِينَ يَجْعَلُونَ مَعَ اللَّهِ إِلَٰهًا آخَرَ ۚ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar Allah ile birlikte başkasını ilâh edinenlerdir. Onlar yakında bileceklerdir.
Diyanet Vakfı:
Onlar Allah ile beraber başka bir tanrı edinenlerdir. (Kimin doğru olduğunu) yakında bilecekler!

veleḳad na`lemü enneke yeḍîḳu ṣadruke bimâ yeḳûlûn.

Türkçe:
Yemin olsun ki, onların söyledikleri yüzünden senin göğsünün daraldığını biliyoruz.
İngilizce:
We do indeed know how thy heart is distressed at what they say.
Fransızca:
Et Nous savons certes que ta poitrine se serre, à cause de ce qu'ils disent.
Almanca:
Und gewiß, bereits wissen WIR, daß du von dem bedrückt bist, was sie sagen.
Rusça:
Мы знаем, что твоя грудь сжимается от того, что они говорят.
Arapça:
وَلَقَدْ نَعْلَمُ أَنَّكَ يَضِيقُ صَدْرُكَ بِمَا يَقُولُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Gerçekten biliriz ki, onların söylediklerine göğsün daralıyor.
Diyanet Vakfı:
Onların söyledikleri şeyler yüzünden senin canının sıkıldığını andolsun biliyoruz.

fesebbiḥ biḥamdi rabbike veküm mine-ssâcidîn.

Türkçe:
Şimdi sen, Rabbine hamt ile tespih et ve secde edenlerden ol!
İngilizce:
But celebrate the praises of thy Lord, and be of those who prostrate themselves in adoration.
Fransızca:
Glorifie donc Ton Seigneur par Sa louange et sois de ceux qui se prosternent;
Almanca:
So lobpreise mit dem Lob deines HERRN und sei einer der Sudschud- Vollziehenden,
Rusça:
Так восславь же Господа твоего хвалой и будь в числе тех, кто падает ниц.
Arapça:
فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَكُن مِّنَ السَّاجِدِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O halde Rabbini hamd ile tesbih et. Ve secde edenlerden ol.
Diyanet Vakfı:
Sen şimdi Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol!

Sayfalar

Hizb 27 beslemesine abone olun.