
faṣfaḥ `anhüm veḳul selâm. fesevfe ya`lemûn.
Arapça:
فَاصْفَحْ عَنْهُمْ وَقُلْ سَلَامٌ ۚ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ
Türkçe:
Artık sen onlara aldırma, "Selam!" deyiver. Yakında bilecekler.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ey Muhammed! Şimdilik sen onlara aldırma ve: "Size selâm olsun." de. Onlar yakında bilecekler!
Diyanet Vakfı:
Şimdilik sen onlardan yüz çevir ve size selam olsun de. Yakında bilecekler! buyurdu.
İngilizce:
But turn away from them, and say "Peace!" But soon shall they know!
Fransızca:
Et bien, éloigne-toi d'eux (pardonne-leur); et dit : "Salut ! " Car ils sauront bientôt.
Almanca:
So wende dich von ihnen ab und sag: "Salam (mit euch)", denn sie werden noch wissen.
Rusça:
Отвернись же от них и скажи: "Мир!" Скоро они узнают.
Açıklama:

ḥâ-mîm.
Arapça:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ حم
Türkçe:
Hâ, Mîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hâ, mîm.
Diyanet Vakfı:
Ha. Mim.
İngilizce:
Ha-Mim.
Fransızca:
Ha, Mim.
Almanca:
Ha-mim .
Rusça:
Ха. Мим.
Açıklama:

velkitâbi-lmübîn.
Arapça:
وَالْكِتَابِ الْمُبِينِ
Türkçe:
O ayan-beyan gösteren Kitap'a yemin olsun ki,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O apaçık Kitab'a andolsun ki biz onu gerçekten mübarek bir gecede indirdik. Çünkü biz onunla insanları uyarmaktayız.
Diyanet Vakfı:
Apaçık olan Kitab'a andolsun ki,
İngilizce:
By the Book that makes things clear;-
Fransızca:
Par le Livre (le Coran) explicite.
Almanca:
Bei der deutlichen Schrift!
Rusça:
Клянусь ясным Писанием!
Açıklama:

innâ enzelnâhü fî leyletim mübâraketin innâ künnâ münẕirîn.
Arapça:
إِنَّا أَنزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةٍ مُّبَارَكَةٍ ۚ إِنَّا كُنَّا مُنذِرِينَ
Türkçe:
Biz onu kutlu/bereketli bir gecede indirdik. Hiç kuşkusuz, biz uyarıcılarız.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O apaçık Kitab'a andolsun ki biz onu gerçekten mübarek bir gecede indirdik. Çünkü biz onunla insanları uyarmaktayız.
Diyanet Vakfı:
Biz onu (Kur'an'ı) mübarek bir gecede indirdik. Kuşkusuz biz uyarıcıyızdır.
İngilizce:
We sent it down during a Blessed Night: for We (ever) wish to warn (against Evil).
Fransızca:
Nous l'avons fait descendre en une nuit bénie, Nous sommes en vérité Celui qui avertit,
Almanca:
Gewiß, WIR sandten sie in einer Nacht voller Baraka hinab - Gewiß, WIR waren Warnende! -
Rusça:
Мы ниспослали его в благословенную ночь, и Мы предостерегаем.
Açıklama:

fîhâ yüfraḳu küllü emrin ḥakîm.
Arapça:
فِيهَا يُفْرَقُ كُلُّ أَمْرٍ حَكِيمٍ
Türkçe:
Hikmetlerle dolu her iş ve oluş o gecede ayırt edilir,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O gecede her hikmetli iş tarafımızdan bir emirle ayrılır. Gerçekten biz Rabbin tarafından bir rahmet olarak peygamberler göndeririz. Şüphesiz ki O, herşeyi işitir ve bilir.
Diyanet Vakfı:
Her hikmetli işe o gecede hükmedilir.
İngilizce:
In the (Night) is made distinct every affair of wisdom,
Fransızca:
durant laquelle est décidé tout ordre sage,
Almanca:
in ihr wird jede weise Angelegenheit entschieden.
Rusça:
В ней решаются все мудрые дела
Açıklama:

emram min `indinâ. innâ künnâ mürsilîn.
Arapça:
أَمْرًا مِّنْ عِندِنَا ۚ إِنَّا كُنَّا مُرْسِلِينَ
Türkçe:
Katımızdan bir emir olarak. Hiç kuşkusuz biz, resuller göndeririz,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O gecede her hikmetli iş tarafımızdan bir emirle ayrılır. Gerçekten biz Rabbin tarafından bir rahmet olarak peygamberler göndeririz. Şüphesiz ki O, herşeyi işitir ve bilir.
Diyanet Vakfı:
(Yani)katımızdan (verilen her) emir. Çünkü biz, peygamberler göndermekteyiz.
İngilizce:
By command, from Our Presence. For We (ever) send (revelations),
Fransızca:
c'est là un commandement venant de Nous. C'est Nous qui envoyons [les Messagers],
Almanca:
(WIR sandten sie hinab), als Angelegenheit von Uns. Gewiß, WIR waren Entsendende
Rusça:
по повелению от Нас. Мы посылаем пророков и Писания
Açıklama:

raḥmetem mir rabbik. innehû hüve-ssemî`u-l`alîm.
Arapça:
رَحْمَةً مِّن رَّبِّكَ ۚ إِنَّهُ هُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ
Türkçe:
Senin Rabbinden bir rahmet olarak. Hiç kuşkusuz O, gereğince duyan, gereğince bilendir.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O gecede her hikmetli iş tarafımızdan bir emirle ayrılır. Gerçekten biz Rabbin tarafından bir rahmet olarak peygamberler göndeririz. Şüphesiz ki O, herşeyi işitir ve bilir.
Diyanet Vakfı:
Senin Rabb'inin acıması gereği olarak (gönderdiyimiz elçilere o gece emirlerimizi bir bir açıklar, vahiylerimizi bildiririz). Doğrusu o işitendir, bilendir.
İngilizce:
As Mercy from thy Lord: for He hears and knows (all things);
Fransızca:
à titre de miséricordieux de la part de ton Seigneur, car c'est Lui l'Audient, l'Omniscient,
Almanca:
eine Gnade von deinem HERRN. Gewiß, ER ist Der Allhörende, Der Allwissende,
Rusça:
по милости твоего Господа, Слышащего, Знающего,
Açıklama:

rabbi-ssemâvâti vel'arḍi vemâ beynehümâ. in küntüm mûḳinîn.
Arapça:
رَبِّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا ۖ إِن كُنتُم مُّوقِنِينَ
Türkçe:
Göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin Rabbidir O, eğer görürcesine biliyor iseniz.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Siz eğer kesin olarak inanıyorsanız, iyi bilin ki Allah göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir.
Diyanet Vakfı:
Eğer kesin olarak inanıyorsanız (bilin ki Allah), göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir.
İngilizce:
The Lord of the heavens and the earth and all between them, if ye (but) have an assured faith.
Fransızca:
Seigneur des cieux et de la terre et de ce qui est entre eux, si seulement vous pouviez en avoir la conviction.
Almanca:
Der HERR der Himmel, der Erde und dessen, was dazwischen ist. Solltet ihr von den Gewißheit-Anstrebenden sein.
Rusça:
Господа небес, земли и того, что между ними, если только вы обладаете убежденностью.
Açıklama:

lâ ilâhe illâ hüve yuḥyî veyümît. rabbüküm verabbü âbâikümü-l'evvelîn.
Arapça:
لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ يُحْيِي وَيُمِيتُ ۖ رَبُّكُمْ وَرَبُّ آبَائِكُمُ الْأَوَّلِينَ
Türkçe:
Tanrı yoktur O'ndan başka! Diriltir ve öldürür. Sizin de Rabbinizdir O, önceki atalarınızın da Rabbidir,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ondan başka hiçbir ilâh yoktur. O hem yaşatır, hem öldürür. O sizin de Rabbiniz, sizden önceki babalarınızın da Rabbidir.
Diyanet Vakfı:
O'ndan başka ilah yoktur. (Her şeyi O) diriltir ve öldürür. Sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbidir.
İngilizce:
There is no god but He: It is He Who gives life and gives death,- The Lord and Cherisher to you and your earliest ancestors.
Fransızca:
Point de divinité à part Lui. Il donne la vie et donne la mort, et Il est votre Seigneur et le Seigneur de vos premiers ancêtres.
Almanca:
Es gibt keine Gottheit außer Ihm, ER belebt und läßt sterben. ER ist euer HERR und Der HERR eurer ersten Ahnen.
Rusça:
Нет божества, кроме Него. Он оживляет и умерщвляет. Он - ваш Господь и Господь ваших отцов.
Açıklama:

bel hüm fî şekkiy yel`abûn.
Arapça:
بَلْ هُمْ فِي شَكٍّ يَلْعَبُونَ
Türkçe:
İş, onların sandığı gibi değil! Bir kuşku içinde oynayıp oyalanmaktadırlar.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Fakat kâfirler bir şüphe içinde oynayıp eğleniyorlar.
Diyanet Vakfı:
Fakat onlar, şüphe içinde eğlenip duruyorlar.
İngilizce:
Yet they play about in doubt.
Fransızca:
Mais ces gens-là, dans le doute, s'amusent.
Almanca:
Nein, sondern sie sind im Zweifel, sie treiben Unfug.
Rusça:
Но они забавляются, испытывая сомнения.
Açıklama:
Sayfalar
