Arapça:
أَمْرًا مِّنْ عِندِنَا ۚ إِنَّا كُنَّا مُرْسِلِينَ
Çeviriyazı:
emram min `indinâ. innâ künnâ mürsilîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O gecede her hikmetli iş tarafımızdan bir emirle ayrılır. Gerçekten biz Rabbin tarafından bir rahmet olarak peygamberler göndeririz. Şüphesiz ki O, herşeyi işitir ve bilir.
Diyanet İşleri:
Katımızdan bir buyrukla, her hikmetli işe o gecede hükmedilir. Doğrusu Biz öteden beri peygamberler göndermekteyiz. Eğer kesin olarak inanırsanız bilin ki, bu senin Rabbinden, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbinden bir rahmettir. O, işitendir, bilendir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Bir iş ki katımızdan hükmolunur, şüphe yok ki biz göndermişizdir.
Şaban Piriş:
Tarafımızdan bir emir ile biz, (rasûller) gönderenleriz.
Edip Yüksel:
Katımızdan bir buyruktur; biz elçiler göndeririz.
Ali Bulaç:
Katımız'dan bir emir ile; doğrusu Biz, (insanlara elçi) gönderenleriz.
Suat Yıldırım:
O, öyle bir gecedir ki her hikmetli iş, tarafımızdan bir emir ile, o zaman yazılıp belirlenir.Rabbinden bir rahmet olarak hep resuller göndermekteyiz. Muhakkak ki O, her şeyi hakkıyla işitir ve bilir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Bizim tarafımızdan bir emir olarak, şüphe yok ki Biz resûl gönderir olduk.
Yaşar Nuri Öztürk:
Katımızdan bir emir olarak. Hiç kuşkusuz biz, resuller göndeririz,
Bekir Sadak:
44:10
İbni Kesir:
Katımızdan bir emirle. Muhakkak ki Biz, peygamber gönderenleriz.
Adem Uğur:
(Yani) katımızdan (verilen her) emir. Çünkü biz, peygamberler göndermekteyiz.
İskender Ali Mihr:
Katımızdan bir emir olarak. Muhakkak ki Biz, (Kur´ân´ı ve resûlleri) gönderenleriz.
Celal Yıldırım:
44:4
Tefhim ul Kuran:
Katımızdan bir emir ile
Fransızca:
c'est là un commandement venant de Nous. C'est Nous qui envoyons [les Messagers],
İspanyolca:
como cosa venida de Nosotros. Mandamos a enviados
İtalyanca:
decreto che emana da Noi. Siamo Noi ad inviare [i messaggeri],
Almanca:
(WIR sandten sie hinab), als Angelegenheit von Uns. Gewiß, WIR waren Entsendende
Çince:
那是按照从我那里了出的命令的。我确是派遣使者的。
Hollandaca:
Als een bevel van ons. Waarlijk wij waren immer gewoon, gezanten met openbaringen, met zeker tusschenpoozen te zenden.
Rusça:
по повелению от Нас. Мы посылаем пророков и Писания
Somalice:
Waana amar agtanada ka ahaaday, anagaana wax dirra (Rasuulo).
Swahilice:
Jambo litokalo kwetu. Hakika Sisi ndio wenye kutuma.
Uygurca:
(شۇ كېچە تەقدىر قىلىنغان ئىشلارنىڭ ھەممىسى) بىزنىڭ دەرگاھىمىزدىن بولغان ئىشتۇر، بىز ھەقىقەتەن (ئىنسانلارغا پەيغەمبەرلەرنى) ئەۋەتكۈچى بولدۇق
Japonca:
わが許からの命令である。本当にわれが何時も使徒を)遣わすのは,
Arapça (Ürdün):
«أمراً» فرقاً «من عندنا إنا كنا مرسلين» الرسل محمداً ومن قبله.
Hintçe:
यानि हमारे यहाँ से हुक्म होकर (बेशक) हम ही (पैग़म्बरों के) भेजने वाले हैं
Tayca:
โดยทางบัญชามาจากเรา แท้จริงเราเป็นผู้ส่งมา
İbranice:
על-פי פקודתנו, מאז ומתמיד שלחנו מסרים
Hırvatça:
po zapovijedi Našoj! Mi smo, zaista, slali poslanike
Rumence:
Cu Poruncă de la Noi, o vom trimite
Transliteration:
Amran min AAindina inna kunna mursileena
Türkçe:
Katımızdan bir emir olarak. Hiç kuşkusuz biz, resuller göndeririz,
Sahih International:
[Every] matter [proceeding] from Us. Indeed, We were to send [a messenger]
İngilizce:
By command, from Our Presence. For We (ever) send (revelations),
Azerbaycanca:
Dərgahımızdan bir buyuruq olaraq! Həqiqətən, (peyğəmbərləri) Biz göndəririk –
Süleyman Ateş:
Katımızdan (verilen her) emir. Çünkü biz elçi göndericiyiz.
Diyanet Vakfı:
(Yani)katımızdan (verilen her) emir. Çünkü biz, peygamberler göndermekteyiz.
Erhan Aktaş:
Katımızdan bir buyruk olarak. Kuşkusuz Biz Resûl göndericiyiz.
Kral Fahd:
Katımızdan bir emirle. Çünkü biz, peygamberler göndermekteyiz.
Hasan Basri Çantay:
44:4
Muhammed Esed:
katımızdan bir emir gereği, çünkü biz (doğru yola ileten mesajlarımızı) her zaman göndermekteyiz,
Gültekin Onan:
Katımızdan bir buyruk ile
Ali Fikri Yavuz:
Bu, (hikmetimizin gereği olan) tarafımızdan bir iştir. Çünkü biz peygambere göndereniz.
Portekizce:
Por ordem Nossa, porque enviamos (a revelação).
İsveççe:
enligt Vår befallning - Vi har aldrig upphört att sända Våra budbärare [med undervisning och vägledning]. -
Farsça:
[نزول قرآن] کاری است [که] از نزد ما [صورت پذیرفته است؛] زیرا ما همواره فرستنده [وحی و پیامبران] بوده ایم.
Kürtçe:
فەرمانێکە لەلایەن ئێمەوە بەڕاستی ئێمە پێغەمبەران دەنێرین
Özbekçe:
Биз томонимиздан бўлган амрга биноан. Албатта, Биз Пайғамбар юборгувчи бўлдик.
Malayca:
Iaitu perkara-perkara yang terbitnya dari hikmat kebijaksanaan Kami; sesungguhnya telah menjadi adat Kami mengutus Rasul.
Arnavutça:
me urdhërin Tonë! Na, me të vërtetë, kemi dërguar pejgamberë,
Bulgarca:
по заповед от Нас. Ние пращаме [пратениците]
Sırpça:
по Нашој заповеди! Ми смо, заиста, слали посланике
Çekçe:
podle rozkazu od Nás vycházejícího. A My věru jsme těmi, kdo posly vysílají
Urduca:
ہمارے حکم سے صادر کیا جاتا ہے ہم ایک رسول بھیجنے والے تھے
Tacikçe:
фармоне аз ҷониби Мо. Ва фиристандаи он будаем.
Tatarca:
Һәр әмер хикмәт буенча Безнең хозурыбызда хасил булган хәлдә, Без ул көндә мөэминнәргә фәрештәләр җибәрер булдык,
Endonezyaca:
(yaitu) urusan yang besar dari sisi Kami. Sesungguhnya Kami adalah Yang mengutus rasul-rasul,
Amharca:
ከእኛ ዘንድ የኾነ ትእዛዝ ሲኾን (አወረድነው)፡፡ እኛ (መልክተኞችን) ላኪዎች ነበርን፡፡
Tamilce:
நம்மிடமிருந்து வருகின்ற கட்டளையின்படி. நிச்சயமாக நாம் (அவரை) தூதராக அனுப்பக் கூடியவர்களாகவே இருந்தோம்,
Korece:
하나님의 명령이라 실로 그분께서 선지자들을 보냈노라
Vietnamca:
(Mọi) vấn đề (đều được tiến hành) theo chỉ thị của TA. Quả thật, TA là Đấng cử phái các vị Sứ Giả.
Ayet Linkleri: