Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

99

Sûredeki Ayet No: 

3

Ayet No: 

6141

Sayfa No: 

599

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَقَالَ الْإِنسَانُ مَا لَهَا

Çeviriyazı: 

veḳâle-l'insânü mâ lehâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ve insan: "Ona ne oluyor?" dediği zaman.

Diyanet İşleri: 

Yer dehşetle sarsıldıkça sarsıldığı, yeryüzü ağırlıklarını dışarıya çıkardığı ve insanın: "Buna ne oluyor?" dediği zaman;

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve insan, ne oluyor ki buna deyince.

Şaban Piriş: 

İnsan: Buna ne oluyor? dediğinde,

Edip Yüksel: 

İnsanın da, "Buna ne oluyor?" dediği zaman,

Ali Bulaç: 

Ve insan: "Buna ne oluyor?" dediği zaman;

Suat Yıldırım: 

İnsan şaşkın şaşkın: “Ne oluyor buna!” dediği zaman...

Ömer Nasuhi Bilmen: 

99:2

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ve insan: "Ne oluyor buna?" dediği zaman,

Bekir Sadak: 

And olsun Allah yolunda kostukca kosanlara

İbni Kesir: 

İnsan

Adem Uğur: 

Ve insan &quot

İskender Ali Mihr: 

Ve insan: “Ona ne oluyor?” dediği (zaman).

Celal Yıldırım: 

Ve insan da «ne oluyor buna ?» dediği zaman.

Tefhim ul Kuran: 

Ve insan: «buna ne oluyor?» dediği zaman

Fransızca: 

et que l'homme dira : "Qu'a-t-elle ? "

İspanyolca: 

y el hombre se pregunte: «¿Qué es lo que le pasa?»,

İtalyanca: 

e dirà l'uomo: «Cosa le succede?»

Almanca: 

und der Mensch sagt: "Was ist los mit ihr?",

Çince: 

说大地怎麽啦?

Hollandaca: 

En de mensch zal zeggen: Wat schort haar?

Rusça: 

и человек спросит, что же с нею,

Somalice: 

Dadkuna (Gaaladuna) dhahaan maxay leedahay.

Swahilice: 

Na mtu akasema: Ina nini?

Uygurca: 

ئىنسان (يەنى كاپىر) ئۇنىڭغا (يەنى زېمىنغا): «نېمە بولدى؟» دېگەندە،

Japonca: 

「かれ(大地)に何事が起ったのか。」と人が言う時。

Arapça (Ürdün): 

«وقال الإنسان» الكافر بالبعث «مالها» إنكارا لتلك الحالة.

Hintçe: 

और एक इन्सान कहेगा कि उसको क्या हो गया है

Tayca: 

และมนุษย์จะกล่าวว่า เกิดอะไรขึ้นแก่มันเล่า

İbranice: 

ויגיד האדם '':מה יש לה

Hırvatça: 

i čovjek uzvikne: "Šta joj je?",

Rumence: 

se va întreba omul: “Ce s-a întâmplat, oare?!”

Transliteration: 

Waqala alinsanu ma laha

Türkçe: 

Ve insan: "Ne oluyor buna?" dediği zaman,

Sahih International: 

And man says, "What is [wrong] with it?" -

İngilizce: 

And man cries (distressed): 'What is the matter with her?'-

Azerbaycanca: 

İnsan (təəccüblə): “Buna (bu yerə) nə olub?” – deyəcəyi zaman -

Süleyman Ateş: 

Ve insan: "Ona ne oluyor?" dediği zaman!

Diyanet Vakfı: 

Ve insan "Ne oluyor buna!" dediği vakit,

Erhan Aktaş: 

Ve insan, “Ona ne oluyor?” dediği,

Kral Fahd: 

ve insan «Ne oluyor buna!» dediği vakit,

Cemil Kılıç: 

İşte o zaman insan; "Neler oluyor?" diyecektir.

Hasan Basri Çantay: 

insan «Buna ne oluyor?» dediği (zaman),

Muhammed Esed: 

ve insan: "Ona ne oluyor?" diye bağırdı(ğında),

Gültekin Onan: 

Ve insan: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Ve insan “- Bu arza ne oluyor?” dediği zaman,

Portekizce: 

O homem dirá: Que ocorre com ela?

İsveççe: 

och människan ropar: "Vad har hänt med den?"

Farsça: 

و انسان بگوید: زمین را چه شده است؟

Kürtçe: 

وە مرۆڤ لەو ڕۆژەدا دەڵێ: ئەوە زەوی چیەتی ؟

Özbekçe: 

Ва инсон, унга нима бўлди?!, деса.

Malayca: 

Dan berkatalah manusia (dengan perasaan gerun); "Apa yang sudah terjadi kepada bumi?"

Arnavutça: 

dhe njeriu të thërret: “Çka ka ajo?!”

Bulgarca: 

и човек рече: “Какво й е?”,

Sırpça: 

и човек узвикне: „Шта јој је?“

Çekçe: 

člověk se zeptá: 'Co se s ní děje?'

Urduca: 

اور انسان کہے گا کہ یہ اِس کو کیا ہو رہا ہے

Tacikçe: 

ва одамӣ бигӯяд, ки заминро чӣ расидааст?

Tatarca: 

Һәм кеше әйтсә: "Ни булды бу җиргә", – дип.

Endonezyaca: 

dan manusia bertanya: "Mengapa bumi (menjadi begini)?",

Amharca: 

ሰውም ምን ኾነች? ባለ ጊዜ፤

Tamilce: 

இன்னும், மனிதன் இதற்கென்ன நேர்ந்தது எனக் கூறுவான்.

Korece: 

인간은 비탄하고 고함치며 어 찌된 일이뇨

Vietnamca: 

(Lúc đó), con người sẽ nói: Có chuyện gì xảy ra với (trái đất) vậy?