Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

9

Sûredeki Ayet No: 

104

Ayet No: 

1339

Sayfa No: 

203

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

أَلَمْ يَعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ هُوَ يَقْبَلُ التَّوْبَةَ عَنْ عِبَادِهِ وَيَأْخُذُ الصَّدَقَاتِ وَأَنَّ اللَّهَ هُوَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُ

Çeviriyazı: 

elem ya`lemû enne-llâhe hüve yaḳbelü-ttevbete `an `ibâdihî veye'ḫuẕu-ṣṣadeḳâti veenne-llâhe hüve-ttevvâbü-rraḥîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onlar bilmiyorlar mı ki, Allah kullarının tevbesini kabul eder ve sadakaları da alır. Allah tevbeleri kabul edendir, çok merhametlidir.

Diyanet İşleri: 

Allah'ın, kullarının tevbesini kabul ettiğini, sadakalar aldığını, Allah'ın tevbeleri kabul ve merhamet eden olduğunu bilmiyorlar mı?

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Bilmezler mi, şüphe yok ki Allah, öyle bir mabuttur ki odur kullarının tövbelerini kabul eden ve sadakaları alan ve şüphe yok ki Allah öyle bir mabuttur ki odur tövbeleri kabul eden rahim.

Şaban Piriş: 

Kulların tevbesini ancak Allah'ın kabul ettiğini, sadakaları da O'nun kabul ettiğini bilmiyorlar mı? Allah tevbeleri çokça kabul edendir, çok merhametlidir.

Edip Yüksel: 

Bilmezler mi ki kullarından tevbeleri kabul eden, sadakaları alan ALLAH'tır ve ALLAH Tevbeleri Kabul Edendir, Rahimdir.

Ali Bulaç: 

Onlar bilmiyorlar mı ki, gerçekten Allah kullarından tevbeleri kabul edecek ve sadakaları alacak olan O'dur. Şüphesiz, tevbeleri kabul eden, esirgeyen O'dur.

Suat Yıldırım: 

Bilmediler mi ki: ancak Allah, kullarının tövbelerini kabul eder, zekât ve bağışlarını alır.Tevvab ve rahîm (tövbeleri kabul buyuran ve pek merhametli) olan da ancak Allah'tır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Onlar bilmediler mi ki, muhakkak Allah Teâlâ o Mabud-i Kerîm kullarından tevbeyi kabul eder ve sadakaları alır. Ve şüphe yok ki tevbeleri kabul eden, pek merhametli olan ancak O (Hâlık-i Azîmüşşan)dır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bilmediler mi ki, Allah'tır kullarından o tövbeyi kabul eden, o sadakaları alan. Ve Allah'tır, O Tevvâb, O Rahîm...

Bekir Sadak: 

Yapisini, Allah´tan sakinmak ve Onun hosnudluguna ermek icin yapan kimse mi daha hayirlidir

İbni Kesir: 

Bilmezler mi ki

Adem Uğur: 

Allah´ın, kullarının tevbesini kabul edeceğini, sadakaları geri çevirmeyeceğini ve Allah´ın tevbeyi çok kabul eden ve pek esirgeyen olduğunu hâla bilmezler mi?

İskender Ali Mihr: 

Allah´ın kullarından, tövbeleri kabul ettiğini ve sadakaları aldığını (kabul ettiğini) bilmiyorlar mı? Ve muhakkak ki Allah, tövbeleri kabul eden ve Rahîm (rahmet nuru gönderen)´dir.

Celal Yıldırım: 

Bilmediler mi ki, ancak Allah kullarının tevbesini kabul eder

Tefhim ul Kuran: 

Onlar bilmiyorlar mı ki, gerçekten Allah kullarından tevbeleri kabul edecek ve sadakaları da alacak olan O´dur. Şüphesiz, tevbeleri kabul eden, esirgeyen O´dur.

Fransızca: 

Ne savent-ils pas que c'est Allah qui accueille le repentir de Ses serviteurs, et qui reçoit les Sadaqat , et qu'Allah est L'Accueillant au repentir et le Miséricordieux.

İspanyolca: 

¿No saben que Alá es Quien acepta el arrepentimiento de Sus siervos y recibe las limosnas y que Alá es el Indulgente, el Misericordioso?

İtalyanca: 

Non sanno dunque che è Allah che accetta il pentimento dei Suoi servi e che accoglie le elemosine? Allah è Colui che accetta il pentimento, il Misericordioso.

Almanca: 

Wußten sie etwa nicht, daß ALLAH Derjenige ist, Der die Reue von Seinen Dienern akzeptiert und die Sadaqat annimmt, und daß ALLAH gewiß Der Reue- Annehmende, Der Allgnädige ist?!

Çince: 

难道他们不知道吗?真主是接受他的仆人的忏悔的,是采纳赈款的;真主是至恕的,是至慈的。

Hollandaca: 

Weten zij niet, dat God boete van zijne dienaren en aalmoezen aanneemt, en dat God geneigd tot vergeven en barmhartig is?

Rusça: 

Неужели они не знают, что Аллах принимает покаяния от Своих рабов и принимает пожертвования, что Аллах - Принимающий покаяния, Милосердный?

Somalice: 

Miyayna Ogayn in Eebe ka aqbalo Toobadda Addoomadiisa Kana qaado Sadaqada (Aqbalo) iyo in Eebe yahay kan toobad aqbalka Badan ee Naxariista.

Swahilice: 

Je! Hawajui ya kwamba Mwenyezi Mungu anapokea toba ya waja wake, na anazikubali sadaka, na kwamba Mwenyezi Mungu ni Mwingi wa kupokea toba na Mwenye kurehemu?

Uygurca: 

ئۇلار (يەنى تەۋبە قىلغۇچىلار) اﷲ نىڭ ئۆز بەندىلىرىنىڭ تەۋبىسىنى قوبۇل قىلىدىغانلىقىنى، (خالىس نىيەتلىك كىشىلەرنىڭ) سەدىقىسىنى قوبۇل قىلىدىغانلىقىنى ۋە اﷲ نىڭ تەۋبىنى بەكمۇ قوبۇل قىلىدىغانلىقىنى، ناھايىتى مېھرىبان ئىكەنلىكىنى بىلمەمدۇ؟

Japonca: 

アッラーが,しもべたちの悔悟を赦し,また施しを受け入れられることをかれらは知らないのか。またアッラーこそは,度々悔悟を赦される御方,情け深い方であられることを(知らないのか)。

Arapça (Ürdün): 

«ألم يعلموا أن الله هو يقبل التوبة عن عباده ويأخذ» يقبل «الصدقات وأن الله هو التواب» على عباده بقبول توبتهم «الرحيم» بهم، والاستفهام للتقرير، والقصد به هو تهييجهم إلى التوبة والصدقة.

Hintçe: 

क्या इन लोगों ने इतने भी नहीं जाना यक़ीनन ख़ुदा बन्दों की तौबा क़ुबूल करता है और वही ख़ैरातें (भी) लेता है और इसमें शक़ नहीं कि वही तौबा का बड़ा कुबूल करने वाला मेहरबान है

Tayca: 

พวกเขาไม่รู้ดอกหรือว่า แท้จริงอัลลอฮ์นั้นทรงรับการสำนึกผิดจากปวงบ่าวของพระองค์ และทรงรับบรรดาสิ่งที่เป็นทาน(ศ่อดะเกาะฮ์) และแท้จริงอัลลอฮ์นั้นคือ ผู้ทรงอัยโทษ ผู้ทรงเมตตาเสมอ

İbranice: 

האינם יודעים כי אלוהים מקבל את החרטה הכנה של עבדיו? ומקבל את הצדקה שהם נותנים? ואכן אלוהים הוא הסלחן והרחום

Hırvatça: 

Zar ne znaju oni da jedino Allah prima pokajanje od robova Svojih i da samo On prihvaća zekat i sadaku, i da je samo Allah stalni Primatelj pokajanja, Milostivi?

Rumence: 

Ei nu ştiu că Dumnezeu primeşte căinţa de la robii Săi şi ia milosteniile? Dumnezeu este De-căinţă-primitorul, Milostivul.

Transliteration: 

Alam yaAAlamoo anna Allaha huwa yaqbalu alttawbata AAan AAibadihi wayakhuthu alssadaqati waanna Allaha huwa alttawwabu alrraheemu

Türkçe: 

Bilmediler mi ki, Allah'tır kullarından o tövbeyi kabul eden, o sadakaları alan. Ve Allah'tır, O Tevvâb, O Rahîm...

Sahih International: 

Do they not know that it is Allah who accepts repentance from His servants and receives charities and that it is Allah who is the Accepting of repentance, the Merciful?

İngilizce: 

Know they not that Allah doth accept repentance from His votaries and receives their gifts of charity, and that Allah is verily He, the Oft-Returning, Most Merciful?

Azerbaycanca: 

Məgər onlar bilmirlər ki, Allah qullarından tövbə qəbul edər, sədəqə (zəkat) alar və Allah tövbələri qəbul edəndir, rəhmlidir?!

Süleyman Ateş: 

Bilmediler mi ki, kullarından tevbeyi kabul eden, sadakaları alan Allah'tır. Ve Allah, tevbeyi çok kabul eden, çok esirgeyendir.

Diyanet Vakfı: 

Allah'ın, kullarının tevbesini kabul edeceğini, sadakaları geri çevirmeyeceğini ve Allah'ın tevbeyi çok kabul eden ve pek esirgeyen olduğunu hala bilmezler mi?

Erhan Aktaş: 

Bilmediler mi ki kullarından tevbeyi(1) kabul eden ve sadakaları alan Allah’tır. Kuşkusuz Allah, Tevbeleri Kabul Eden’dir, Rahmeti Kesintisiz’dir.

Kral Fahd: 

Allah'ın, kullarının tevbesini kabul edeceğini, sadakaları geri çevirmeyeceğini ve Allah'ın tevbeyi çok kabul eden ve pek esirgeyen olduğunu hâla bilmezler mi?

Hasan Basri Çantay: 

Onlar bilmediler mi ki şübhesiz Allah, kullarından (saadır olan) tevbeyi kabul edecek, sadakaları alacak olan ancak kendisidir ve hakıykatde tevvab ve rahıym yalınız Odur (Tevbeleri kabul etmek ve kendilerine fazliyle, rahmetiyle muamele eylemek ancak Onun şânındandır).

Muhammed Esed: 

Bilmiyorlar mı ki, kullarının tevbelerini kabul eden Allah´tır; O´nun için sunulan şeyleri kabul eden de O. (Evet, bilmiyorlar mı ki kendisine yürekten yönelen, sığınan herkesi) acıması, esirgemesiyle kuşatıp tevbeleri kabul eden Allah´tır?

Gültekin Onan: 

Onlar bilmiyorlar mı ki, gerçekten Tanrı kullarından tevbeleri kabul edecek ve sadakaları alacak olan O´dur. Şüphesiz, tevbeleri kabul eden, esirgeyen O´dur.

Ali Fikri Yavuz: 

O tevbekârlar bilmediler mi ki, bizzat Allah kullarından tevbeyi kabul eder ve sadakaları alır. Gerçekten Allah tevbeleri kabul edicidir, çok merhametlidir.

Portekizce: 

Ignoram, porventura, que Deus aceita o arrependimento dos seus servos, assim como recebe as caridades, e que Deus éRemissório, o Misericordiosíssimo?

İsveççe: 

Vet de inte att det är Gud som tar emot Sina tjänares ånger och [deras] offergåvor, och att Gud är Den som går den ångerfulle till mötes, den Barmhärtige

Farsça: 

آیا ندانسته اند که فقط خداست که از بندگانش توبه را می پذیرد و صدقات را دریافت می کند؟ و یقیناً خداست که بسیار توبه پذیر و مهربان است.

Kürtçe: 

ئایا نەیان زانیوە کە بێگومان ھەر خوا تەوبە و پەشیمانی لە بەندەکانی وەردەگرێت وە ھەر ئەو خێر وبەخشینەکان وەردەگرێت وە بەڕاستی ھەر خوایە وەرگری تەوبە یە و میھرەبانە (لەگەڵ بەندەکانیدا)

Özbekçe: 

Улар, албатта, Аллоҳ Ўз бандаларидан тавбани қабул қилишини ва садақаларни олишини ва, албатта, Аллоҳнинг Ўзи тавбаларни кўплаб қабул қилгувчи ва раҳмли зот эканини билмайдиларми?

Malayca: 

Tidakkah mereka mengetahui bahawa Allah Dia lah yang menerima taubat dari hamba-hambaNya, dan juga menerima sedekah-sedekah (dan zakat serta membalasnya), dan bahawa sesungguhnya Allah Dia lah Penerima taubat, lagi Maha Mengasihani?

Arnavutça: 

A nuk e dinë ata, se vetëm Perëndia pranon pendimin nga robërit e vet dhe pranon lëmoshë, dhe se vetëm Ai është pranues i pendimeve dhe mëshirues.

Bulgarca: 

Не знаеха ли, че Той, Аллах, приема покаянието от Своите раби и взима подаянията, и че Той, Аллах, е Приемащия покаянието, Милосърдния?

Sırpça: 

Зар не знају они да једино Аллах прима покајање од Својих робова и да само Он прихвата обавезну и добровољну милостињу, и да Аллах стално прима покајања, и да је Он Милостив?

Çekçe: 

Což nevědí, že Bůh je ten, jenž přijímá pokání služebníků Svých a přijímá i almužnu? Bůh věru je blahovolný k pokání a slitovný.

Urduca: 

کیا اِن لوگوں کو معلوم نہیں ہے کہ وہ اللہ ہی ہے جو اپنے بندوں کی توبہ قبول کرتا ہے اور ان کی خیرات کو قبولیت عطا فرماتا ہے، اور یہ کہ اللہ بہت معاف کرنے والا اور رحیم ہے؟

Tacikçe: 

Оё ҳанӯз надонистаанд, ки Худост, ки тавбаи бандагонашро мепазирад ва садақотро меситонад ва Худост, ки тавбапазиру меҳрубон аст?

Tatarca: 

Әйә алар белмиләрме? Аллаһу тәгаләнең тәүбәне вә доганы кабул иткәнлеген һәм садакаларны кабул итеп алганлыгын бәндәләреннән? Тәхкыйк Аллаһ тәүбәләрне кабул итүче вә рәхмәт кылучы.

Endonezyaca: 

Tidaklah mereka mengetahui, bahwasanya Allah menerima taubat dari hamba-hamba-Nya dan menerima zakat dan bahwasanya Allah Maha Penerima taubat lagi Maha Penyayang?

Amharca: 

አላህ እርሱ ከባሮቹ ንስሓን የሚቀበል ምጽዋቶችንም የሚወስድ መኾኑን አላህም እርሱ ጸጸትን ተቀባይ አዛኝ መኾኑን አያውቁም

Tamilce: 

நிச்சயமாக, அல்லாஹ், தன் அடியார்களிடமிருந்து தவ்பாவை (-அவர்கள் திருந்துவதையும் மன்னிப்புக் கோருவதையும்) ஏற்றுக் கொள்கிறான்; இன்னும், தர்மங்களை எடுக்கிறான்; இன்னும், நிச்சயமாக அல்லாஹ்தான் (அடியார்களின்) தவ்பாவை அங்கீகரிப்பவன், பெரும் கருணையாளன் என்பதை அவர்கள் அறியவில்லையா?

Korece: 

하나님은 종복의 회개함을 수락하고 자선금을 수락하는 것을 그들은 알지 못하느뇨 실로 하나 님은 관용과 자비로 충만하심이라

Vietnamca: 

Lẽ nào (những người không tham chiến) không biết rằng Allah sẽ chấp nhận sự sám hối (thật lòng) của đám bầy tôi của Ngài và chấp nhận các việc làm Sadaqah (vì Ngài) và rằng Allah là Đấng Hằng Chấp Nhận sự sám hối, Đấng Nhân Từ ư?