Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

88

Sûredeki Ayet No: 

3

Ayet No: 

5970

Sayfa No: 

592

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

عَامِلَةٌ نَّاصِبَةٌ

Çeviriyazı: 

`âmiletün nâṣibeh.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Çalışmış, yorulmuştur.

Diyanet İşleri: 

Zor işler altında bitkin düşmüştür.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Çalışıp çabalarlar, zahmete girip yorulurlar.

Şaban Piriş: 

Çalışmış, boşa yorulmuş,

Edip Yüksel: 

Çalışmıştır, yorgun düşmüştür.

Ali Bulaç: 

Çalışmış, boşuna yorulmuştur.

Suat Yıldırım: 

Yorgundur, bitkin mi bitkindir!

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(3-4) Çalışmış, yorgun kalmıştır. Son derece sıcak bir ateşe girecektir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Çalışmış, boşa yorulmuştur.

Bekir Sadak: 

Yaptiklarindan hosnuddurlar.

İbni Kesir: 

Zor işler altında bitkin düşmüştür.

Adem Uğur: 

Durmadan çalışır, (fakat boşuna) yorulur,

İskender Ali Mihr: 

Yorucu işler yapan.

Celal Yıldırım: 

Çalışıp didinmiş, boşuna yorulup bitkin düşmüştür.

Tefhim ul Kuran: 

Çalışmış, boşuna yorulmuştur.

Fransızca: 

préoccupés, harassés.

İspanyolca: 

preocupados, cansados,

İtalyanca: 

di spossati e afflitti,

Almanca: 

arbeitend, erschöpft,

Çince: 

劳动的、辛苦的,

Hollandaca: 

Werkende en afgemat van vermoeienis.

Rusça: 

изнурены и утомлены.

Somalice: 

Waxayna qaban Shaqo dhib ah.

Swahilice: 

Zikifanya kazi, nazo taabani.

Uygurca: 

ئۇلار دۇنيادا گۇناھ قىلغۇچىلاردۇر، (ئاخىرەتتە) جاپا تارتقۇچىلاردۇر

Japonca: 

骨折り疲れ切って,

Arapça (Ürdün): 

«عاملة ناصبة» ذات نصب وتعب بالسلاسل والأغلال.

Hintçe: 

(तौक़ व जंज़ीर से) मयक्क़त करने वाले

Tayca: 

ใบหน้าที่ทำงานหนัก ระกำใจ

İbranice: 

הם (אלה אשר כפרו) יעבדו אז קשות לחינם ויהיו מותשים

Hırvatça: 

premorena, napaćena,

Rumence: 

care se trudesc şi se sleiesc,

Transliteration: 

AAamilatun nasibatun

Türkçe: 

Çalışmış, boşa yorulmuştur.

Sahih International: 

Working [hard] and exhausted.

İngilizce: 

Labouring (hard), weary,-

Azerbaycanca: 

(Onlar Cəhənnəmin pillələrinə çıxıb-düşməklə boş yerə) zəhmət çəkib yorulacaq;

Süleyman Ateş: 

Çalışır, yorulur.

Diyanet Vakfı: 

Durmadan çalışır, (fakat boşuna) yorulur,

Erhan Aktaş: 

Bitmiş, tükenmiş olarak.(1)

Kral Fahd: 

durmadan çalışır, (fakat boşuna) yorulur,

Hasan Basri Çantay: 

Yorucu işler yapandır.

Muhammed Esed: 

(günahın yükü altında) bitkin düşmüş, (korku ile) sarsılmış,

Gültekin Onan: 

Çalışmış, boşuna yorulmuştur.

Ali Fikri Yavuz: 

Çalışmış, fakat boşuna yorulmuştur.

Portekizce: 

Fatigados, abatidos,

İsveççe: 

de släpar på [bördan av sin synd]

Farsça: 

[آنان که همواره در دنیا] کوشیده اند و خسته شده اند [و سرانجام سودی نیافته اند]

Kürtçe: 

ھەوڵدەرێکی ڕەنجەڕۆن

Özbekçe: 

Улар амал қилуви ва чарчавчидир.

Malayca: 

Mereka menjalankan kerja yang berat lagi berpenat lelah,

Arnavutça: 

me punë të vështira e të rraskapitura,

Bulgarca: 

обременени, изнурени,

Sırpça: 

преморена, напаћена,

Çekçe: 

ustarané a ztrhané,

Urduca: 

سخت مشقت کر رہے ہونگے

Tacikçe: 

талошкардаву ранҷдида

Tatarca: 

Алар бик тә михнәтләнеп эшләүчеләрдер.

Endonezyaca: 

bekerja keras lagi kepayahan,

Amharca: 

ሠሪዎች ለፊዎች ናቸው፡፡

Tamilce: 

(அவை தண்டனையை) அனுபவிக்கும்; (தண்டனையால் சிரமப்பட்டு) களைப்படையும்; (அவை உலகத்தில் வாழும்போது நன்மையென கருதி பாவங்களை செய்தன; அவற்றில் உறுதியாக இருந்தன; அவற்றைச் செய்வதில் களைப்படைந்தன.)

Korece: 

심한 노동으로 지친 상태에서

Vietnamca: 

Mệt mỏi và kiệt sức.