Arapça:
عَامِلَةٌ نَّاصِبَةٌ
Çeviriyazı:
`âmiletün nâṣibeh.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Çalışmış, yorulmuştur.
Diyanet İşleri:
Zor işler altında bitkin düşmüştür.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Çalışıp çabalarlar, zahmete girip yorulurlar.
Şaban Piriş:
Çalışmış, boşa yorulmuş,
Edip Yüksel:
Çalışmıştır, yorgun düşmüştür.
Ali Bulaç:
Çalışmış, boşuna yorulmuştur.
Suat Yıldırım:
Yorgundur, bitkin mi bitkindir!
Ömer Nasuhi Bilmen:
(3-4) Çalışmış, yorgun kalmıştır. Son derece sıcak bir ateşe girecektir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Çalışmış, boşa yorulmuştur.
Bekir Sadak:
Yaptiklarindan hosnuddurlar.
İbni Kesir:
Zor işler altında bitkin düşmüştür.
Adem Uğur:
Durmadan çalışır, (fakat boşuna) yorulur,
İskender Ali Mihr:
Yorucu işler yapan.
Celal Yıldırım:
Çalışıp didinmiş, boşuna yorulup bitkin düşmüştür.
Tefhim ul Kuran:
Çalışmış, boşuna yorulmuştur.
Fransızca:
préoccupés, harassés.
İspanyolca:
preocupados, cansados,
İtalyanca:
di spossati e afflitti,
Almanca:
arbeitend, erschöpft,
Çince:
劳动的、辛苦的,
Hollandaca:
Werkende en afgemat van vermoeienis.
Rusça:
изнурены и утомлены.
Somalice:
Waxayna qaban Shaqo dhib ah.
Swahilice:
Zikifanya kazi, nazo taabani.
Uygurca:
ئۇلار دۇنيادا گۇناھ قىلغۇچىلاردۇر، (ئاخىرەتتە) جاپا تارتقۇچىلاردۇر
Japonca:
骨折り疲れ切って,
Arapça (Ürdün):
«عاملة ناصبة» ذات نصب وتعب بالسلاسل والأغلال.
Hintçe:
(तौक़ व जंज़ीर से) मयक्क़त करने वाले
Tayca:
ใบหน้าที่ทำงานหนัก ระกำใจ
İbranice:
הם (אלה אשר כפרו) יעבדו אז קשות לחינם ויהיו מותשים
Hırvatça:
premorena, napaćena,
Rumence:
care se trudesc şi se sleiesc,
Transliteration:
AAamilatun nasibatun
Türkçe:
Çalışmış, boşa yorulmuştur.
Sahih International:
Working [hard] and exhausted.
İngilizce:
Labouring (hard), weary,-
Azerbaycanca:
(Onlar Cəhənnəmin pillələrinə çıxıb-düşməklə boş yerə) zəhmət çəkib yorulacaq;
Süleyman Ateş:
Çalışır, yorulur.
Diyanet Vakfı:
Durmadan çalışır, (fakat boşuna) yorulur,
Erhan Aktaş:
Bitmiş, tükenmiş olarak.(1)
Kral Fahd:
durmadan çalışır, (fakat boşuna) yorulur,
Hasan Basri Çantay:
Yorucu işler yapandır.
Muhammed Esed:
(günahın yükü altında) bitkin düşmüş, (korku ile) sarsılmış,
Gültekin Onan:
Çalışmış, boşuna yorulmuştur.
Ali Fikri Yavuz:
Çalışmış, fakat boşuna yorulmuştur.
Portekizce:
Fatigados, abatidos,
İsveççe:
de släpar på [bördan av sin synd]
Farsça:
[آنان که همواره در دنیا] کوشیده اند و خسته شده اند [و سرانجام سودی نیافته اند]
Kürtçe:
ھەوڵدەرێکی ڕەنجەڕۆن
Özbekçe:
Улар амал қилуви ва чарчавчидир.
Malayca:
Mereka menjalankan kerja yang berat lagi berpenat lelah,
Arnavutça:
me punë të vështira e të rraskapitura,
Bulgarca:
обременени, изнурени,
Sırpça:
преморена, напаћена,
Çekçe:
ustarané a ztrhané,
Urduca:
سخت مشقت کر رہے ہونگے
Tacikçe:
талошкардаву ранҷдида
Tatarca:
Алар бик тә михнәтләнеп эшләүчеләрдер.
Endonezyaca:
bekerja keras lagi kepayahan,
Amharca:
ሠሪዎች ለፊዎች ናቸው፡፡
Tamilce:
(அவை தண்டனையை) அனுபவிக்கும்; (தண்டனையால் சிரமப்பட்டு) களைப்படையும்; (அவை உலகத்தில் வாழும்போது நன்மையென கருதி பாவங்களை செய்தன; அவற்றில் உறுதியாக இருந்தன; அவற்றைச் செய்வதில் களைப்படைந்தன.)
Korece:
심한 노동으로 지친 상태에서
Vietnamca:
Mệt mỏi và kiệt sức.
Ayet Linkleri: