Arapça:
وَهُمْ عَلَىٰ مَا يَفْعَلُونَ بِالْمُؤْمِنِينَ شُهُودٌ
Çeviriyazı:
vehüm `alâ mâ yef`alûne bilmü'minîne şühûd.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Müminlere yaptıklarını seyrediyorlardı.
Diyanet İşleri:
Hazırladıkları hendekleri, tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup, inanmış kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler kahrolmuştur!
Abdulbakî Gölpınarlı:
İnananlara yaptıklarını seyrediyor onlar.
Şaban Piriş:
Müminlere yaptıklarını seyretmekteler.
Edip Yüksel:
Ve inananlara yaptıkları işkenceyi seyrediyorlar.
Ali Bulaç:
Ve mü'minlere yaptıklarını seyrediyorlardı.
Suat Yıldırım:
Hani onlar ateşin başında oturur, müminlere yaptıklarını acımasızca seyrederlerdi.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(7-8) Ve onlar, mü´minlere yapar olduklarını seyrediciler idi. Ve bunlardan intikam almaları da, bunların azîz, hamîd olan Allah´a imân etmiş olmalarından başka bir şey için değildi.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ve hepsi, müminlere yaptıklarını seyrediyorlardı.
Bekir Sadak:
Once yaratip sonra bunu tekrar eden O´dur.
İbni Kesir:
Mü´minlere yaptıklarını seyretmekteydiler.
Adem Uğur:
Müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı.
İskender Ali Mihr:
Ve onlar, mü´minlere yaptıkları şeyleri seyrediyorlardı.
Celal Yıldırım:
Onlar, mü´minlere yaptıklarına şâhid oluyorlardı.
Tefhim ul Kuran:
Ve mü´minlere yaptıklarını seyrediyorlardı.
Fransızca:
ils étaient ainsi témoins de ce qu'ils faisaient des croyants,
İspanyolca:
dando testimonio de lo que ellos han hecho a los creyentes,
İtalyanca:
testimoni di quel che facevano ai credenti.
Almanca:
und sie sind über das, was sie mit den Mumin machen, Zeugen.
Çince:
他们见证自己对信士们的罪行,
Hollandaca:
En getuigen waren van hetgeen zij tegen de ware geloovigen deden.
Rusça:
будучи свидетелями того, что творят с верующими.
Somalice:
iyagoo daawan waxa lagu fali Mu'miniinta «oo Jirrabaad ah».
Swahilice:
Na wao ni mashahidi wa yale waliyo kuwa wakiwafanyia Waumini.
Uygurca:
ئەينى ۋاقىتتا ئۇلار ئورەكلەر ئۈستىدە ئولتۇرۇپ ئۆزلىرىنىڭ مۆمىنلەرگە قىلىۋاتقان ئىشلىرىنى كۆرۈپ تۇراتتى،
Japonca:
信者に対してかれらが行ったこと(の凡て)に就いて,立証される。
Arapça (Ürdün):
«وهم على ما يفعلون بالمؤمنين» بالله من تعذيبهم بالإلقاء في النار إن لم يرجعوا عن إيمانهم «شهود» حضور، رُوي أن الله أَنجى المؤمنين الملقين في النار بقبض أرواحهم قبل وقوعهم فيها وخرجت النار إلى من ثَمَّ فأحرقتهم.
Hintçe:
जब वह उन (ख़न्दक़ों) पर बैठे हुए और जो सुलूक ईमानदारों के साथ करते थे उसको सामने देख रहे थे
Tayca:
และพวกเขารู้เห็นเป็นพยานต่อสิ่งที่บรรดาลูกน้องกระทำกับบรรดาผู้ศรัทธา
İbranice:
כדי לצפות בדבר האכזרי שהם עשו למאמינים
Hırvatça:
i bili svjedoci onoga što su vjernicima radili!
Rumence:
martori a ceea ce le făceau credincioşilor
Transliteration:
Wahum AAala ma yafAAaloona bialmumineena shuhoodun
Türkçe:
Ve hepsi, müminlere yaptıklarını seyrediyorlardı.
Sahih International:
And they, to what they were doing against the believers, were witnesses.
İngilizce:
And they witnessed (all) that they were doing against the Believers.
Azerbaycanca:
(Öz əsgərlərinin) mö’minlərin başlarına gətirdiklərinə (müsibətlərə) tamaşa edirdilər.
Süleyman Ateş:
Ve onlar, mü'minlere yaptıklarını seyrediyorlardı.
Diyanet Vakfı:
Müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı.
Erhan Aktaş:
Mü’minlere yaptıklarını izliyorlardı.
Kral Fahd:
müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı.
Hasan Basri Çantay:
Onlar (Allaha) îman edenlere yapacakları (işkenceler) hususunda (hükümdarları nezdinde) şâhidlik edeceklerdi.
Muhammed Esed:
müminlere ne yaptıklarının bilincinde olarak;
Gültekin Onan:
Ve inançlılara yaptıklarını seyrediyorlardı.
Ali Fikri Yavuz:
Ve müminlere yaptıklarına, (onları yakmalarına) şahid bulunuyorlardı.
Portekizce:
Presenciando o que fizeram com os fiéis,
İsveççe:
för att själva bevittna den [illgärning] som de här begick mot de troende!
Farsça:
و آنچه را از شکنجه و آسیب درباره مؤمنان انجام می دادند تماشاگر و ناظر بودند
Kürtçe:
وە ئەوان سەیری ئەوەیان دەکرد کە دەیان کرد بە بڕوادارەکان
Özbekçe:
Ва улар мўминларга қилаётган нарсаларига ўзлари ҳозирдирлар.
Malayca:
Sambil mereka melihat apa yang mereka lakukan kepada orang-orang yang beriman.
Arnavutça:
dhe ishin prezent të asaj (që u bënë besimtarëve)!
Bulgarca:
и на [всичко] онова, което вършеха с вярващите, бяха свидетели.
Sırpça:
и били сведоци онога што су верницима радили!
Çekçe:
jsouce svědky toho, co s věřícími dělali,
Urduca:
اور جو کچھ وہ ایمان لانے والوں کے ساتھ کر رہے تھے اُسے دیکھ رہے تھے
Tacikçe:
ва бар он чӣ бар сари мӯъминон меоваранд, шоҳид буданд.
Tatarca:
Алар мөэминнәрне утта яндырып ґәзаб кылуларына гуаһлардыр.
Endonezyaca:
sedang mereka menyaksikan apa yang mereka perbuat terhadap orang-orang yang beriman.
Amharca:
እነርሱም በምእምናኖቹ በሚሠሩት (ማሰቃየት) ላይ መስካሪዎች ናቸው፡፡
Tamilce:
அவர்களோ நம்பிக்கையாளர்களுக்கு எதை செய்ய இருந்தார்களோ அதற்காக (அங்கு) ஆஜராகி (சாட்சிகளாக) இருந்தார்கள்.
Korece:
그들이 믿는 신도들에게 저지를 모든 것을 증언하노라
Vietnamca:
Chúng chứng kiến những gì chúng đang làm đối với những người có đức tin.
Ayet Linkleri: